yerleşmiş - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

yerleşmiş



Sens de "yerleşmiş" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 28 résultat(s)

Turc Anglais
General
yerleşmiş ensconced adj.
yerleşmiş rooted adj.
yerleşmiş sedentary adj.
yerleşmiş inveterate adj.
yerleşmiş settled adj.
yerleşmiş situated adj.
yerleşmiş ingrained adj.
yerleşmiş domicilled adj.
yerleşmiş established adj.
yerleşmiş engrained adj.
yerleşmiş confirmed adj.
yerleşmiş resident adj.
yerleşmiş deep-scaled adj.
yerleşmiş deep-seated adj.
yerleşmiş vested adj.
yerleşmiş engrain adj.
yerleşmiş engrained adj.
yerleşmiş black adj.
yerleşmiş habitual adj.
yerleşmiş residentiary adj.
yerleşmiş hard-bitten adj.
yerleşmiş implanted adj.
yerleşmiş seated adj.
Idioms
yerleşmiş bred in the bone adj.
Trade/Economic
yerleşmiş settled adj.
yerleşmiş established adj.
Medical
yerleşmiş hectic adj.
yerleşmiş septic adj.

Sens de "yerleşmiş" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 69 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
yerleşmiş dinsel inançlara aykırı düşünen kişi heretic n.
General
yerleşmiş olan kimse resident n.
yerleşmiş gelenek institution n.
yerleşmiş gelenekleri hiçe sayan iconoclast n.
yerleşmiş inanç iconoclasm n.
yerleşmiş inanç iconoclast n.
yerleşmiş fikir preconception n.
yerleşmiş yabancı sözcük denizen n.
yerleşmiş uygulama institution n.
yerleşmiş geleneklere karşı çıkma iconoclasm n.
kuzey irlanda'ya yerleşmiş iskoç kökenliler the scotch-irish n.
akadya'ya yerleşmiş ilk fransız sakinler acadian n.
eskiden büyük ovalar'da yaşamış, şimdilerde oklahoma'nın güneybatısına yerleşmiş amerikan yerlilerine mensup kimse kiowa n.
yerleşmiş kimse residentiary n.
yerleşmiş dinsel inançlara aykırı düşünen kimse miscreant n.
yerleşmiş davranış biçimi history n.
yerleşmiş teknik rubric n.
yerleşmiş inanç fixed idea n.
yerleşmiş kullanım order [obsolete] n.
ötedenberi yerleşmiş ingrained adj.
yerleşmiş (fikir) preconceived adj.
başka ülkede yerleşmiş expatriate adj.
iki aynı şey arasına yerleşmiş intermediate adj.
bir yere yerleşmiş sedentary adj.
yerleşmiş geleneklere karşı çıkan iconoclastic adj.
kendi vatanından başka bir memlekete yerleşmiş expatriated adj.
eskiden filistin'e yerleşmiş olan sami halkına ait hebrew adj.
iyice yerleşmiş firmly established adj.
kuzey irlanda'ya yerleşmiş iskoç kökenli insanlara özgü scotch-irish adj.
hafızalara yerleşmiş never-forgotten adj.
hafızalara yerleşmiş imprinted on the memories adj.
derine yerleşmiş olan hollow adj.
kalbe yerleşmiş heartdeep adj.
kalbe yerleşmiş hearted adj.
kalbe yerleşmiş -hearted adj.
yerleşmiş geleneğe özgü institutional adj.
yerleşmiş geleneği andıran institutional adj.
aralıklı olarak yerleşmiş intersticed adj.
vücudun merkezine doğru yerleşmiş proximal adj.
yerleşmiş bir şekilde confirmedly adv.
yerleşmiş bir şekilde engrainedly adv.
yerleşmiş bir şekilde ingrainedly adv.
(belirtilen kısmı) sırta veya geriye doğru yerleşmiş olan anlamını veren bir ön ek opistho- pref.
Colloquial
derine yerleşmiş ground-in adj.
Idioms
yerleşmiş şaka/espri standing joke n.
iyice yerleşmiş set in cement adj.
iyice yerleşmiş in cement adj.
yerleşmiş (huy) bred in the bone adj.
(bir şeye/yere) yerleşmiş rooted to (something or some place) adj.
iyice yerleşmiş cast in concrete adj.
yozlaşma artık iyice yerleşmiş/olağan hale gelmiş the rot sets in expr.
Trade/Economic
türkiye’de yerleşmiş olmayan yabancı ülke vatandaşları non-resident foreigners in turkey n.
Law
yerleşmiş çıkar vested interest n.
Politics
çeşitli sebeplerle başka bir ülkeye yerleşmiş olan göçmenlerin geride bıraktıkları mülkleri ve bu mülklere ilişkin uluslararası hukuk hükmü abandoned matter n.
romanya ve bulgaristan'dan göç edip yoğunlukla batı anadolu'da yerleşmiş türk kökenli halk manavs n.
Architecture
bir blokta dört daire olacak şekilde yerleşmiş yazlık dairelerden her biri cottage flat [uk] n.
Medical
özofagusta yerleşmiş canlı sülük living leech in the oesophagus n.
periferal olarak yerleşmiş peripherally located n.
Physics
düzensiz yerleşmiş sistem disordered system n.
Biology
genetik lokuslarda birbirleriyle faydalı etkileşim içinde olmaları nedeniyle yerleşmiş (alel) coadapted adj.
Zoology
ağızdan uzakta yerleşmiş abactinal adj.
ağızdan uzakta yerleşmiş aboral adj.
Social Sciences
yerleşmiş bir uyuşmazlık/anlaşmazlık hali settling disagreement n.
kuzey irlanda'ya yerleşmiş iskoçlar veya onların ataları ulster scots n.
Linguistics
gramer hatasından kaçınmak için uğraşırken dile yerleşmiş hatalı yapı veya telaffuz hypercorrection n.
gramer hatasından kaçınmak için uğraşırken dile yerleşmiş hatalı yapı veya telaffuz overcorrection n.
Religious
yerleşmiş dinsel inançlara aykırı düşünen kimse miscredent [obsolete] n.
Reptiles
dişleri çenedeki oyuklara yerleşmiş olan sürüngen rhizodont n.
Slang
geçici olarak/bir süreliğine yerleşmiş jungled up [old-fashioned] adj.