Historique

yolsuzluk

Sens de "yolsuzluk" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 33 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
Common Usage
1	Common Usage	yolsuzluk	corruption n.
General
2	General	yolsuzluk	illegality n.
3	General	yolsuzluk	abusiveness n.
4	General	yolsuzluk	pennilessness n.
5	General	yolsuzluk	need n.
6	General	yolsuzluk	lack of roads n.
7	General	yolsuzluk	defraudation n.
8	General	yolsuzluk	fraud n.
9	General	yolsuzluk	impropriety n.
10	General	yolsuzluk	embezzlement n.
11	General	yolsuzluk	lawlessness n.
12	General	yolsuzluk	being broke n.
13	General	yolsuzluk	malpractice n.
14	General	yolsuzluk	irregularity n.
15	General	yolsuzluk	misfeasance n.
16	General	yolsuzluk	malpractise n.
17	General	yolsuzluk	hankey-pankey n.
18	General	yolsuzluk	improperty [obsolete] n.
19	General	yolsuzluk	pecksniffianism n.
20	General	yolsuzluk	pecksniffery n.
21	General	yolsuzluk	saturnalia n.
22	General	yolsuzluk	substraction n.
Trade/Economic
23	Trade/Economic	yolsuzluk	bribery n.
Law
24	Law	yolsuzluk	graft n.
25	Law	yolsuzluk	malpractise n.
26	Law	yolsuzluk	graft n.
27	Law	yolsuzluk	corruption n.
28	Law	yolsuzluk	malpractice n.
29	Law	yolsuzluk	falsicrimen n.
Politics
30	Politics	yolsuzluk	misuse of authority n.
31	Politics	yolsuzluk	corruption n.
Military
32	Military	yolsuzluk	irregularity n.
Archaic
33	Archaic	yolsuzluk	pravity n.

Sens de "yolsuzluk" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 64 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
General
1	General	yolsuzluk türleri	types of embezzlement n.
2	General	yolsuzluk (bir yer vb)	pathlessness n.
3	General	yolsuzluk yapan memur	corrupt official n.
4	General	yolsuzluk yapan kimse	defrauder n.
5	General	(geçmişte) new york'ta yolsuzluk ve rüşvet ile bilinen bölge	tenderloin [usa] n.
6	General	(kamusal hayatta) yolsuzluk yapan kimse	corruptionist n.
7	General	yolsuzluk yuvası	sodom n.
8	General	yolsuzluk yapmayan	uncorrupt adj.
9	General	yolsuzluk yapmayan	corruption-free adj.
Phrasals
10	Phrasals	yolsuzluk yapmak	rake off v.
Proverb
11	Proverb	mutlak güç yolsuzluk getirir	absolute power corrupts absolutely
12	Proverb	mutlak güç yolsuzluk getirir	power corrupts absolute power corrupts absolutely
13	Proverb	mutlak güç yolsuzluk getirir	power corrupts, and absolute power corrupts absolutely
Idioms
14	Idioms	bir gruba, organizasyona, kampanyaya karışan yolsuzluk	sleaze factor n.
15	Idioms	yolsuzluk unsuru	sleaze factor n.
16	Idioms	yolsuzluk yapmak	have (one's) hand in the cookie jar v.
17	Idioms	(yolsuzluk, haksızlık) yapıldığını bilip müdahale etmemek	sit back and (do something) v.
Trade/Economic
18	Trade/Economic	mali yolsuzluk	financial corruption n.
19	Trade/Economic	sahtekarlık/yolsuzluk denetçisi	fraud auditor n.
20	Trade/Economic	yolsuzluk algılama endeksi	corruption index n.
21	Trade/Economic	yolsuzluk yapan kimse	grafter n.
22	Trade/Economic	yolsuzluk endeksi	corruption perceptions index n.
23	Trade/Economic	yolsuzluk algılama endeksi	corruption perceptions index n.
24	Trade/Economic	yolsuzluk endeksi	corruption index n.
Law
25	Law	idari yolsuzluk	misprision n.
26	Law	rüşvet ve yolsuzluk operasyonu	bribery and corruption operation n.
27	Law	yabancı firmalara dair yolsuzluk uygulamaları yasası	foreign corrupt practices act n.
28	Law	yabancıların yolsuzluk uygulamaları	foreign corrupt practices n.
29	Law	yolsuzluk soruşturması	corruption investigation n.
30	Law	yolsuzluk incelemesi	corruption investigation n.
31	Law	yolsuzluk ve rüşveti önleme kanunu	foreign corrupt practices act n.
32	Law	yurtdışı yolsuzluk faaliyetleri yasası	foreign corrupt practices act n.
33	Law	yolsuzluk ve rüşvetle mücadele	fight against corruption and bribery n.
34	Law	yolsuzluk incelemesi	investigation of corruption n.
35	Law	yolsuzluk soruşturması	investigation of corruption n.
36	Law	yolsuzluk yapan	defrauder n.
37	Law	yolsuzluk ve rüşvet ile mücadele	fight against corruption and bribery n.
38	Law	yurtdışı yolsuzluk faaliyetleri kanunu	foreign corrupt practices act n.
39	Law	yurtdışı yolsuzluk faaliyetleri kanunu	foreign corrupt practice act n.
40	Law	yurtdışı yolsuzluk faaliyetleri yasası	foreign corrupt practice act n.
41	Law	yolsuzluk algı endeksi	corruption perception index n.
42	Law	yolsuzluk iddiaları	corruption allegations n.
43	Law	yolsuzluk ve rüşveti önleme kanunu	fcpa n.
44	Law	yolsuzluk iddiaları	allegations of corruption n.
45	Law	yolsuzluk yapmak	graft v.
46	Law	memur aleyhine görevinde yolsuzluk iddiasıyla takibat açmak	impeach v.
47	Law	memuriyette yolsuzluk yaparak soymak	loot v.
48	Law	yolsuzluk karşıtı	anti-corruption adj.
Politics
49	Politics	devlet yolsuzluk risk raporu	state corruption risk report n.
50	Politics	devlet yolsuzluk endeksi	state corruption index n.
51	Politics	idari yolsuzluk	administrative corruption n.
52	Politics	yolsuzluk maliyeti	costs of corruption n.
53	Politics	yolsuzluk ve rüşvet skandalı	graft and bribery scandal n.
54	Politics	yolsuzluk uygulamaları kanunu	corrupt practices act n.
55	Politics	yolsuzluk gelirleri	proceeds of corruption n.
56	Politics	yolsuzluk yapan kamu görevlisi	corrupt official n.
57	Politics	yolsuzluk eğilimleri	corruption trends n.
58	Politics	yolsuzluk soruşturması	corruption probe n.
59	Politics	yolsuzluk suçlaması	charge of corruption n.
60	Politics	bir politik partinin, yönetimin, kurumun içindeki yolsuzluk	x factor n.
61	Politics	yolsuzluk unsuru	x factor n.
62	Politics	yolsuzluk karşıtı	anticorruption adj.
63	Politics	yolsuzluk karşıtı	antigraft adj.
Social Sciences
64	Social Sciences	polis kuvveti içerisinde, memurların yolsuzluk veya ırkçılık gibi uygulamaları dile getirmesini engellediği iddia edilen gruplaşma	canteen culture n.