|
Kategori |
İngilizce |
Türkçe |
|
| Common Usage |
|
| 1 |
Yaygın Kullanım |
because of ed.
|
yüzünden |
|
It is not because of us that the procedure would have failed.
Prosedür bizim yüzümüzden başarısız olmuş olamaz.
More Sentences
|
| 2 |
Yaygın Kullanım |
because bağ.
|
çünkü |
|
I want to marry you because I love you.
Seninle evlenmek istiyorum çünkü seni seviyorum.
More Sentences
|
| 3 |
Yaygın Kullanım |
because bağ.
|
nedeniyle |
|
It will, however, be historic because it is the last budget with the old budgetary terminology.
Bununla birlikte eski bütçe terminolojisinin kullanıldığı son bütçe olması nedeniyle tarihi bir öneme sahip olacaktır.
More Sentences
|
| 4 |
Yaygın Kullanım |
because bağ.
|
zira |
|
I did not mention it in my speech, but not because I had forgotten it, since we always have it very much on our minds.
Konuşmamda bundan bahsetmedim ama unuttuğum için değil, zira bu konu her zaman aklımızdadır.
More Sentences
|
| 5 |
Yaygın Kullanım |
because bağ.
|
dolayı |
|
We are pleased today because the Färm and Stenmarck reports have brought consensus to this House.
Bugün Färm ve Stenmarck raporlarının bu Meclise uzlaşma getirmesinden dolayı memnuniyet duyuyoruz.
More Sentences
|
| General |
|
| 6 |
Genel |
because bağ.
|
nedeniyle |
|
I only want to mention that because other countries are named here.
Bunu belirtmek istememin tek nedeni burada başka ülkelerin de adının geçmesidir.
More Sentences
|
| 7 |
Genel |
because bağ.
|
zira |
|
This is because better coordination between Member States overcomes the problem described to a large extent.
Zira Üye Devletler arasında daha iyi bir koordinasyon, söz konusu sorunun büyük ölçüde üstesinden gelecektir.
More Sentences
|
| 8 |
Genel |
because of bağ.
|
dolayı |
|
I awoke with a start because of the fire.
Yangından dolayı sıçrayarak uyandım.
More Sentences
|
| 9 |
Genel |
because bağ.
|
için |
|
Because the governments have not used them?
Hükümetler onları kullanmadığı için mi?
More Sentences
|
| 10 |
Genel |
because of bağ.
|
için |
|
Malta is even being reproached for attracting too many offshore companies because of its favourable tax laws.
Malta, elverişli vergi yasaları nedeniyle çok sayıda offshore şirketi kendine çektiği için bile suçlanıyor.
More Sentences
|
| 11 |
Genel |
because of bağ.
|
nedeniyle |
|
Private individuals often cannot access the system because of the high patent fees involved.
Özel bireyler yüksek patent ücretleri nedeniyle genellikle sisteme erişemez.
More Sentences
|
| 12 |
Genel |
just because bağ.
|
öylesine |
|
Just because the medicine man says so?
Sırf büyücü doktor öyle diyor diye mi?
More Sentences
|
| 13 |
Genel |
because of bağ.
|
sebebiyle |
|
The trip was canceled because of the terrible storm.
Şiddetli fırtına sebebiyle gezi iptal edildi.
More Sentences
|
| 14 |
Genel |
because bağ.
|
çünkü |
|
I think that you must have done so, because you have not mentioned it.
Sanırım bunu yapmış olmalısınız çünkü bundan bahsetmediniz.
More Sentences
|
| 15 |
Genel |
because bağ.
|
dolayı |
|
She was absent from school because she was sick.
Hasta olduğundan dolayı o okula gelmedi.
More Sentences
|
| 16 |
Genel |
because of bağ.
|
sayesinde |
|
This has only been possible because of an unprecedented degree of cooperation.
Bu ancak eşi benzeri görülmemiş bir işbirliği sayesinde mümkün oldu.
More Sentences
|
| 17 |
Genel |
because bağ.
|
yüzünden |
|
Dan dislikes Matt because he's blunt and insensitive.
Dan, dobralığı ve duyarsızlığı yüzünden Matt'ten hoşlanmıyor.
More Sentences
|
| Phrases |
|
| 18 |
İfadeler |
because of that expr.
|
bu yüzden |
|
We are where we are today because of that.
Bugün bulunduğumuz yere bu yüzden geldik.
More Sentences
|
| 19 |
İfadeler |
because of me expr.
|
benim yüzümden |
|
I don't want you getting hurt because of me.
Benim yüzümden incinmeni istemiyorum.
More Sentences
|
| 20 |
İfadeler |
this is because expr.
|
çünkü |
|
This is because it really is a case of interests of power.
Çünkü bu gerçekten de güç çıkarları ile ilgili bir durumdur.
More Sentences
|
|
|
| 21 |
İfadeler |
because of that expr.
|
nedeniyle |
|
Because of that, the British Labour delegation voted for the ELDR/Green/GUE/NGL resolution.
Bu nedenle, İngiliz İşçi Partisi delegasyonu ELDR/Yeşil/GUE/NGL karar tasarısına oy verdi.
More Sentences
|
| 22 |
İfadeler |
because of that expr.
|
yüzünden |
|
He began to get restless because of that noise.
O gürültü yüzünden huzursuz olmaya başladı.
More Sentences
|
| Speaking |
|
| 23 |
Konuşma |
this is because i.
|
bunun nedeni |
|
This is because there is status and all kinds of other benefits attached to it.
Bunun nedeni, statü ve buna bağlı diğer her türlü avantajın olmasıdır.
More Sentences
|
| 24 |
Konuşma |
this is because i.
|
bunun sebebi |
|
I believe that this is because these goals were too abstract.
Bunun sebebinin bu hedeflerin çok soyut olması olduğuna inanıyorum.
More Sentences
|
| 25 |
Konuşma |
because of me expr.
|
benim yüzümden |
|
It's because of me that Tom is here.
Benim yüzümden Tom burada.
More Sentences
|
| 26 |
Konuşma |
because of you expr.
|
sayende |
|
Because of you, I'm a free man tonight.
Senin sayende bu gece özgür bir adamım.
More Sentences
|
| 27 |
Konuşma |
because of you expr.
|
sizin yüzünüzden |
|
How many have died because of you?
Sizin yüzünüzden kaç kişi öldü?
More Sentences
|
| 28 |
Konuşma |
because of you expr.
|
senin yüzünden |
|
Ugh, because of you, now I have to redo everything!
Öf, senin yüzünden şimdi her şeyi yeniden yapmak zorundayım!
More Sentences
|
| Technical |
|
| 29 |
Teknik |
because bağ.
|
çünkü |
|
Firstly, it claims that the two decisions are not connected because they are not simultaneous.
İlk olarak, bu iki kararın birbiriyle bağlantılı olmadığını çünkü eş zamanlı olmadıklarını iddia etmektedir.
More Sentences
|
| Common Usage |
|
| 30 |
Yaygın Kullanım |
because bağ.
|
-dığı için |
|
| General |
|
| 31 |
Genel |
knowledge because of god’s blessing i.
|
ledünni ilim |
|
| 32 |
Genel |
knowledge because of god’s blessing i.
|
vehbi bilim |
|
| 33 |
Genel |
knowledge because of god’s blessing i.
|
ilm-i vehbi |
|
| 34 |
Genel |
knowledge because of god’s blessing i.
|
ilm-i ledün |
|
| 35 |
Genel |
be damaged because of f.
|
-den dolayı zarar görmek |
|
| 36 |
Genel |
be damaged because of f.
|
yüzünden zarar görmek |
|
| 37 |
Genel |
fail because of absence f.
|
devamsızlıktan kalmak |
|
| 38 |
Genel |
fail because of absence f.
|
devamsızlıktan sınıfta kalmak |
|
| 39 |
Genel |
fail because of absence f.
|
devamsızlık yüzünden kalmak |
|
| 40 |
Genel |
fail because of absence f.
|
devamsızlık yüzünden sınıfta kalmak |
|
|
|
| 41 |
Genel |
be because of f.
|
ileri gelmek |
|
| 42 |
Genel |
because of its rarity zf.
|
nadir olması nedeniyle |
|
| 43 |
Genel |
because of this zf.
|
bunun için |
|
| 44 |
Genel |
because of force majeure zf.
|
zorunlu nedenlerle |
|
| 45 |
Genel |
because of loss zf.
|
kayıp nedeniyle |
|
| 46 |
Genel |
because of the above stated reasons zf.
|
yukarda açıklanan nedenlerle |
|
| 47 |
Genel |
because of unhappiness zf.
|
mutsuzluktan |
|
| 48 |
Genel |
not because ... but because bağ.
|
için değil ancak … için |
|
| 49 |
Genel |
because of bağ.
|
cihetiyle |
|
| 50 |
Genel |
because of bağ.
|
dolayısıyla |
|
| 51 |
Genel |
because of bağ.
|
-den dolayı |
|
| 52 |
Genel |
just because bağ.
|
çünkü |
|
| 53 |
Genel |
because of bağ.
|
ile |
|
| 54 |
Genel |
just because bağ.
|
sırf öyle diye |
|
| 55 |
Genel |
because bağ.
|
-den dolayı |
|
| 56 |
Genel |
because bağ.
|
-diği için |
|
| 57 |
Genel |
because of bağ.
|
-den ötürü |
|
| 58 |
Genel |
because bağ.
|
-dığı için |
|
| 59 |
Genel |
because bağ.
|
dığı için |
|
| 60 |
Genel |
because bağ.
|
diği için |
|
| 61 |
Genel |
simply because bağ.
|
sırf bu nedenle |
|
| 62 |
Genel |
simply because bağ.
|
sırf bu yüzden |
|
| 63 |
Genel |
because of bağ.
|
dolayısı ile |
|
| 64 |
Genel |
all because bağ.
|
bütün nedeni |
|
| 65 |
Genel |
because of these bağ.
|
bunlardan dolayı |
|
| Phrases |
|
| 66 |
İfadeler |
because of this reason expr.
|
bu sebepten dolayı |
|
| 67 |
İfadeler |
partly because of the weather expr.
|
biraz da hava yüzünden |
|
| 68 |
İfadeler |
because of that expr.
|
bundan mütevellit |
|
| 69 |
İfadeler |
because of this expr.
|
bundan ötürü |
|
| 70 |
İfadeler |
because of these reasons expr.
|
bu nedenlerden dolayı |
|
| 71 |
İfadeler |
because of this reason expr.
|
bu nedenden dolayı |
|
| 72 |
İfadeler |
because of these reasons expr.
|
bu sebeplerden dolayı |
|
| 73 |
İfadeler |
because of this expr.
|
bundan dolayı |
|
| 74 |
İfadeler |
because of this reason expr.
|
bu nedenden ötürü |
|
| 75 |
İfadeler |
partly because of the weather expr.
|
bir ölçüde hava yüzünden |
|
| 76 |
İfadeler |
because of this situation expr.
|
bu durum yüzünden |
|
| 77 |
İfadeler |
because of this reason expr.
|
bu sebepten ötürü |
|
| 78 |
İfadeler |
because of the fact that expr.
|
dolayısıyla |
|
| 79 |
İfadeler |
it's mostly because of the weather expr.
|
çoğunlukla hava yüzünden |
|
| 80 |
İfadeler |
because of that expr.
|
dolayısıyla |
|
|
|
| 81 |
İfadeler |
it's mostly because of the weather expr.
|
genelde hava yüzünden |
|
| 82 |
İfadeler |
because of civil war expr.
|
iç savaş dolayısı ile |
|
| 83 |
İfadeler |
because of civil war expr.
|
iç savaş nedeniyle |
|
| 84 |
İfadeler |
because of civil war expr.
|
iç savaş nedeni ile |
|
| 85 |
İfadeler |
because of civil war expr.
|
iç savaş yüzünden |
|
| 86 |
İfadeler |
just because of this reason expr.
|
işte bu sebepten dolayı |
|
| 87 |
İfadeler |
just because of this reason expr.
|
işte bu sebepten ötürü |
|
| 88 |
İfadeler |
because of loss expr.
|
kayıp nedeni ile |
|
| 89 |
İfadeler |
because of the fact that expr.
|
nedeniyle |
|
| 90 |
İfadeler |
because of the urgency of the matter expr.
|
konunun aciliyetine binaen |
|
| 91 |
İfadeler |
partly because of the weather expr.
|
kısmen hava yüzünden |
|
| 92 |
İfadeler |
because of him/her expr.
|
onun yüzünden |
|
| 93 |
İfadeler |
because expr.
|
olması sebebiyle |
|
| 94 |
İfadeler |
because of expr.
|
olması sebebiyle |
|
| 95 |
İfadeler |
a river cuts through rock not because of its power but because of its persistence expr.
|
kayayı aşındıran dalgaların gücü değil sürekliliğidir |
|
| 96 |
İfadeler |
because of the fact that expr.
|
sebebiyle |
|
| 97 |
İfadeler |
because of that expr.
|
sebebiyle |
|
| 98 |
İfadeler |
because of health reasons expr.
|
sağlık nedenleriyle |
|
| 99 |
İfadeler |
because of health reasons expr.
|
sağlık nedeniyle |
|
| 100 |
İfadeler |
because of health reasons expr.
|
sağlık sebebiyle |
|
| 101 |
İfadeler |
precisely because of that expr.
|
tam da bu yüzden |
|
| 102 |
İfadeler |
because of a technical problem expr.
|
teknik bir sorundan dolayı |
|
| 103 |
İfadeler |
because of a technical failure expr.
|
teknik bir hatadan dolayı |
|
| 104 |
İfadeler |
because of a technical problem expr.
|
teknik bir sorun yüzünden |
|
| 105 |
İfadeler |
because of a technical failure expr.
|
teknik hatadan ötürü |
|
| 106 |
İfadeler |
because of a technical problem expr.
|
teknik bir sorundan ötürü |
|
| 107 |
İfadeler |
because of the fact that expr.
|
yüzünden |
|
| 108 |
İfadeler |
because of that expr.
|
-den ötürü |
|
| 109 |
İfadeler |
because of heavy snow expr.
|
yoğun kar yağışından dolayı |
|
| 110 |
İfadeler |
because of that expr.
|
-den dolayı |
|
| 111 |
İfadeler |
because of the fact that expr.
|
-den ötürü |
|
| 112 |
İfadeler |
because of the fact that expr.
|
-den dolayı |
|
| 113 |
İfadeler |
(be) careful what you wish for(, (because) you just might get it) expr.
|
eksik dilek dileme |
|
| 114 |
İfadeler |
(be) careful what you wish for(, (because) you just might get it) expr.
|
ne dilediğin konusunda dikkatli ol (bakarsın gerçek olur) |
|
| 115 |
İfadeler |
(be) careful what you wish for(, (because) you just might get it) expr.
|
ne dilediğine dikkat et (bakarsın gerçek olur) |
|
| 116 |
İfadeler |
(be) careful what you wish for(, (because) you just might get it) expr.
|
dikkatli dilek dile (bakarsın gerçek olur) |
|
| Proverb |
|
| 117 |
Atasözü |
early money is like yeast, because it helps to raise the dough
|
damlaya damlaya göl olur |
|
| 118 |
Atasözü |
early money is like yeast, because it helps to raise the dough
|
sakla samanı gelir zamanı |
|
| 119 |
Atasözü |
early money is like yeast, because it helps to raise the dough
|
ak akçe kara gün içindir |
|
| Colloquial |
|
| 120 |
Konuşma Dili |
cos (because) expr.
|
çünkü |
|
| 121 |
Konuşma Dili |
just because! expr.
|
çünkü canım öyle istedi! |
|
| 122 |
Konuşma Dili |
cuz (because) expr.
|
çünkü |
|
| 123 |
Konuşma Dili |
coz (because) expr.
|
çünkü |
|
| 124 |
Konuşma Dili |
for no reason except because they feel like it expr.
|
sebepsiz yere sadece canları istediği için |
|
| 125 |
Konuşma Dili |
just because of this expr.
|
zaten bu yüzden |
|
| 126 |
Konuşma Dili |
because is why [cliché] expr.
|
çünkü öyle gerekiyor |
|
| 127 |
Konuşma Dili |
because is why [cliché] expr.
|
çünkü öyle |
|
| 128 |
Konuşma Dili |
because is why [cliché] expr.
|
nedeni yok |
|
| 129 |
Konuşma Dili |
because is why [cliché] expr.
|
öyle işte |
|
| 130 |
Konuşma Dili |
because reasons [cliché] expr.
|
çünkü öyle gerekiyor |
|
| 131 |
Konuşma Dili |
because reasons [cliché] expr.
|
çünkü öyle |
|
| 132 |
Konuşma Dili |
because reasons [cliché] expr.
|
nedeni yok |
|
| 133 |
Konuşma Dili |
because reasons [cliché] expr.
|
öyle işte |
|
| 134 |
Konuşma Dili |
watch what you wish for(, (because) you just might get it) expr.
|
ne arzu ettiğine/dilediğine dikkat et |
|
| 135 |
Konuşma Dili |
watch what you wish for(, (because) you just might get it) expr.
|
eksik dilek dileme |
|
| 136 |
Konuşma Dili |
watch what you wish for(, (because) you just might get it) expr.
|
ne dilediğin konusunda dikkatli ol (bakarsın gerçek olur) |
|
| 137 |
Konuşma Dili |
watch what you wish for(, (because) you just might get it) expr.
|
ne dilediğine dikkat et (bakarsın gerçek olur) |
|
| 138 |
Konuşma Dili |
watch what you wish for(, (because) you just might get it) expr.
|
dikkatli dilek dile (bakarsın gerçek olur) |
|
| 139 |
Konuşma Dili |
you must be tired, because you've been running through my mind all day expr.
|
tüm gün aklımdan çıkmadın |
|
| 140 |
Konuşma Dili |
you must be tired, because you've been running through my mind all day expr.
|
tüm gün kafamı meşgul ettin, yorulmuş olmalısın (bir kadını tavlamak için kullanılan klişe bir söz) |
|
| 141 |
Konuşma Dili |
cuz (because) kısalt.
|
çünkü |
|
| Speaking |
|
| 142 |
Konuşma |
because it is urgent expr.
|
aciliyet arz ettiğinden |
|
| 143 |
Konuşma |
he said he could not kiss me because he's married expr.
|
beni öpemeyeceğini çünkü evli olduğunu söyledi |
|
| 144 |
Konuşma |
because of some irresponsible person expr.
|
bir iki kendini bilmez yüzünden |
|
| 145 |
Konuşma |
you should not die because of me expr.
|
benim yüzümden ölmemelisin |
|
| 146 |
Konuşma |
because of some irresponsible person expr.
|
bazı kendini bilmezler yüzünden |
|
| 147 |
Konuşma |
are you sad because you're living here? expr.
|
burada yaşadığın için mi üzgünsün? |
|
| 148 |
Konuşma |
you should not die because of me expr.
|
benim yüzümden ölmemelisiniz |
|
| 149 |
Konuşma |
because of this reason expr.
|
bu sebepten dolayı |
|
| 150 |
Konuşma |
because of what he did to me expr.
|
bana yaptığı şey yüzünden |
|
| 151 |
Konuşma |
because I believe in you expr.
|
çünkü sana inanıyorum |
|
| 152 |
Konuşma |
because of one's nature expr.
|
doğası gereği |
|
| 153 |
Konuşma |
because the weather is cold expr.
|
çünkü hava soğuk |
|
| 154 |
Konuşma |
because i'm stupid expr.
|
çünkü ben aptalım |
|
| 155 |
Konuşma |
yesterday we couldn't go out because it rained expr.
|
dün dışarı çıkamadık çünkü yağmur yağdı |
|
| 156 |
Konuşma |
because we told the truth expr.
|
gerçeği söylediğimiz için |
|
| 157 |
Konuşma |
because I'm ill expr.
|
hasta olduğum için |
|
| 158 |
Konuşma |
because the weather is cold expr.
|
hava soğuk olduğundan |
|
| 159 |
Konuşma |
because i was ill expr.
|
hasta olduğum için |
|
| 160 |
Konuşma |
this is because expr.
|
işte bu sebeple |
|
| 161 |
Konuşma |
because of necessity expr.
|
ihtiyaçtan |
|
| 162 |
Konuşma |
this is because expr.
|
işte bu nedenle |
|
| 163 |
Konuşma |
because you know him/her better than i do expr.
|
onu benden daha iyi tanıdığından ötürü/dolayı |
|
| 164 |
Konuşma |
because you know him/her better than i do expr.
|
onu benden daha iyi tanıdığın için |
|
| 165 |
Konuşma |
because you know him/her better than i do expr.
|
onu benden daha iyi tanıdığına göre |
|
| 166 |
Konuşma |
I don't trust you because you lied to me expr.
|
sana güvenmiyorum çünkü sen bana yalan söyledin |
|
| 167 |
Konuşma |
because of you expr.
|
senden dolayı |
|
| 168 |
Konuşma |
is it because they're scared of you? expr.
|
senden korktukları için mi? |
|
| 169 |
Konuşma |
because you say so? expr.
|
sen söylüyorsun diye mi? |
|
| 170 |
Konuşma |
because of you expr.
|
senden ötürü |
|
| 171 |
Konuşma |
because I don't have enough sleep expr.
|
uykumu alamadığım için |
|
| 172 |
Konuşma |
just because you're older it doesn't mean you 're right expr.
|
yaşlısın diye haklı olman gerekmiyor |
|
| 173 |
Konuşma |
because of the place where they live expr.
|
yaşadıkları yer yüzünden |
|
| 174 |
Konuşma |
because I didn't have enough sleep expr.
|
uykumu alamadığım için |
|
| 175 |
Konuşma |
don't be fooled by what you see because nothing is what it seems expr.
|
gördüklerinize aldanmayın çünkü hiçbir şey göründüğü gibi değil |
|
| 176 |
Konuşma |
because I'm interested in learning new information expr.
|
yeni bilgiler öğrenmeye meraklı olduğum için |
|
| 177 |
Konuşma |
because I'm curious to learn new information expr.
|
yeni bilgiler öğrenmeye meraklı olduğum için |
|
| 178 |
Konuşma |
cos (because) exclam.
|
çünkü |
|
| Trade/Economic |
|
| 179 |
Ticaret/Ekonomi |
increase or decrease occurred depreciation expenses of the period because of changes in depreciation methods and depreciation calculating techniques i.
|
amortisman hesaplama yöntemleri ile bu yöntemlerde yapılan değişikliklerin dönemin amortisman giderlerinde meydana getirdiği artış veya azalış |
|
| Law |
|
| 180 |
Hukuk |
common because of vicinage i.
|
komşu iki kasabada yaşayan sakinlerin çiftlik hayvanlarını birbirlerinin arazisinde otlatma hakkı |
|
| Medical |
|
| 181 |
Medikal |
patients who admits to emergency department because of chest pain i.
|
acil servislere göğüs ağrısıyla başvuran hastalar |
|
| 182 |
Medikal |
visited the emergency-department because of asthma exacerbation f.
|
acil polikliniğine astım atağı ile başvurmak |
|
| 183 |
Medikal |
admit because of headache f.
|
baş ağrısı şikayetiyle başvurmak |
|
| 184 |
Medikal |
admit because of headache f.
|
baş ağrısı yakınması ile başvurmak |
|
| Archaic |
|
| 185 |
Eski Kullanım |
because of bağ.
|
naşi |
|
| Slang |
|
| 186 |
Argo |
because you touch yourself at night expr.
|
çünkü öyle gerekiyor |
|
| 187 |
Argo |
because you touch yourself at night expr.
|
çünkü öyle |
|
| 188 |
Argo |
because you touch yourself at night expr.
|
nedeni yok |
|
| 189 |
Argo |
because you touch yourself at night expr.
|
öyle işte |
|
