sayesinde - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

sayesinde



"sayesinde" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 27 sonuç

Türkçe İngilizce
General
sayesinde under favour of s.
sayesinde on his coattails zf.
sayesinde by courtesy of zf.
sayesinde by dint of zf.
sayesinde by means of zf.
sayesinde by force of zf.
sayesinde through ed.
sayesinde with ed.
sayesinde but for ed.
sayesinde owing to ed.
sayesinde due to ed.
sayesinde in virtue of ed.
sayesinde by virtue of ed.
sayesinde by way of ed.
sayesinde thorow [obsolete] ed.
sayesinde thurgh [obsolete] ed.
sayesinde whereby bağ.
sayesinde because of bağ.
Phrases
sayesinde thanks to expr.
sayesinde under auspices of expr.
sayesinde by the virtue of expr.
sayesinde on account of expr.
Colloquial
sayesinde via expr.
sayesinde by means of expr.
sayesinde by dint of expr.
sayesinde by help of expr.
Idioms
sayesinde on someone's coat tails expr.

"sayesinde" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 137 sonuç

Türkçe İngilizce
General
yahudilerin haman'ın zulmünden mordecai ve kraliçe esther sayesinde kurtulmalarını kutladıkları bir bayram purim i.
sayesinde bir şey başarılan kimse veya şey ministry i.
çiftlikten elde ettiği kazanç sayesinde kas gücüne dayanan işler yapması gerekmeyen erkek gentleman farmer i.
(uzay uçuşunda) çekim alanı sayesinde enerji elde etmek için gezgin bir cisme yakın geçen güzergah gravity-assist i.
miley cyrus sayesinde daha da popülerleşen hiphop müziğine karşı kalça kıvırtarak yapılan dans twerk i.
(birinin yardımı sayesinde) belirli bir düzeye ulaşmak get somewhere f.
(birinin yardımı sayesinde) bir yere gelmek get somewhere f.
biri sayesinde gözü açılmak be disillusioned by someone f.
(zenginlik, ün sayesinde) fazla çaba göstermeden yükselmek coast f.
kapalı vana sayesinde bir şeyi içeride tutmak gate f.
sayesinde … yapabilmek afford f.
sayesinde münasebetiyle under favour of s.
ortam veya durum sayesinde kazanılmış mediate s.
onun sayesinde her s.
kişinin tefekkür veya tasavvur ederek veya içrek ışığı sayesinde tanrı'yı doğrudan veya yakından bilmesine veya tanrı ile birlik içinde olmasına ait mystical s.
kişinin tefekkür veya tasavvur ederek veya içrek ışığı sayesinde tanrı'yı doğrudan veya yakından bilmesinden veya tanrı ile birlik içinde olmasından kaynaklanan mystical s.
kişinin tefekkür veya tasavvur ederek veya içrek ışığı sayesinde tanrı'yı doğrudan veya yakından bilmesini veya tanrı ile birlik içinde olmasını açıkça ortaya koyan mystical s.
kişinin tefekkür veya tasavvur ederek veya içrek ışığı sayesinde tanrı'yı doğrudan veya yakından bilmesi veya tanrı ile birlik içinde olması ile ilişkili mystical s.
imtiyaz sayesinde var olan prerogative s.
süt üretimi sayesinde lactationally zf.
-in sayesinde due to ed.
Phrasals
(bir şey sayesinde) olgunlaşmak grow from (something) f.
eğlenceli hikayeleri sayesinde bir yemeğe/buluşmaya davet edilmek dine out on something f.
sayesinde olgunlaşmak grow from f.
(bir şey birinin/bir şeyin) sayesinde olmak owe (something) to (someone or something) f.
(bir şeyi bir şey sayesinde) algılamak tell (something) from (something else) f.
(bir şeyi bir şey sayesinde) idrak etmek tell (something) from (something else) f.
(bir şey sayesinde bir şeyi) görmek/kestirmek tell (something) from (something else) f.
(bir şey) sayesinde başarılı olmak thrive on (something) f.
Phrases
bunun sayesinde by means of this expr.
bunun sayesinde thanks to this expr.
bunun sayesinde owing to this expr.
birinin sayesinde to the credit of someone expr.
himayesinde sayesinde under auspices of expr.
gelişmeler sayesinde thanks to advances in expr.
olması sayesinde thanks to the fact that expr.
-in sayesinde thanks to expr.
(biri/bir şey) sayesinde due to (someone or something) expr.
(bir şey) sayesinde in virtue of (something) expr.
Colloquial
sosyal mevkiine, başarısına veya nüfuzuna sosyal çevresi sayesinde ulaşmış erkek good ol' boy i.
(bir şey) sayesinde olmak be down to (something) f.
(bir şey) sayesinde olmak be down to something f.
onun sayesinde tamamlandı that does it expr.
-in sayesinde değil no thanks to expr.
biri/bir şey sayesinde thanks to somebody/something expr.
Idioms
her şeyin kendi sayesinde olduğunu düşünen kimse a fly on the wheel i.
gücü/nüfuzu/parası sayesinde kapalı kapıları açan kimse a mover and a shaker i.
zekası sayesinde yaşamını sürdürmek live on one's wits f.
(özellikle deneyimi/yeteneği sayesinde) bir şeyi çok iyi yapmak have something off to a fine art f.
zekası sayesinde yaşamını sürdürmek live by one's wits f.
(özellikle deneyimi/yeteneği sayesinde) bir şeyi çok iyi yapmak have something down to a fine art f.
(birinin ya da bir şeyin) sayesinde olmak be a credit to (someone or something) f.
önce yapılan keşifler sayesinde ilerlemek stand on the shoulders of giants f.
(biri) sayesinde eğlenmek get a bang out of (someone) f.
biri/bir şey sayesinde eğlenmek get a bang out of someone/something f.
biri/bir şey sayesinde eğlenmek get a kick out of someone/something f.
(biri/bir şey sayesinde) eğlenmek get a buzz out of (someone or something) f.
biri/bir şey sayesinde eğlenmek get a buzz out of someone/something f.
(biri) sayesinde olmak have (one) to thank f.
(bir şey) biri sayesinde olmak have somebody to thank (for something) f.
biri sayesinde olmak have somebody to thank f.
zekası sayesinde yaşamını sürdürmek live by wits f.
zekası sayesinde yaşamını sürdürmek live by your wits f.
zekası sayesinde yaşamını sürdürmek live on your wits f.
(birinin) yaptıkları sayesinde ilerlemek stand on (someone's) shoulders f.
(birinin) önce yaptığı keşifler/çalışmalar sayesinde ilerlemek stand on (someone's) shoulders f.
(bir şey) sayesinde ya batmak ya çıkmak stand or fall by (something) f.
(bir şey sayesinde) paçayı kurtarmış saved by the bell s.
(bir şey sayesinde) son anda yırtmış saved by the bell s.
(biri) sayesinde on the coattails of (someone) expr.
biri sayesinde on the coat-tails of someone expr.
başkası sayesinde on the coattails of expr.
edinilen bilgi/tecrübe sayesinde with 20/20 hindsight expr.
önceki deneyimler sayesinde with 20/20 hindsight expr.
aklı/zekası sayesinde by (one's) wits expr.
becerikliliği sayesinde by (one's) wits expr.
uyanıklığı sayesinde by (one's) wits expr.
bir şey sayesinde by dint of something expr.
(bir şey) sayesinde by means of (something) expr.
aklı/zekası sayesinde by one's wits expr.
becerikliliği sayesinde by one's wits expr.
uyanıklığı sayesinde by one's wits expr.
(bir şey) sayesinde by virtue of (something) expr.
bir şey sayesinde by/in virtue of something expr.
bir şey sayesinde by virtue of something expr.
(biri/bir şey) sayesinde courtesy of (someone or something) expr.
biri/bir şey sayesinde courtesy of somebody/something expr.
biri sayesinde on somebody's coat-tails expr.
biri sayesinde on someone's coattails expr.
birinin torpili sayesinde on someone's coattails expr.
birinin yardımı sayesinde on someone's coattails expr.
birinin çevresi/statüsü sayesinde on someone's coattails expr.
biri/bir şey sayesinde on the coat-tails of someone/something expr.
(bir şey) sayesinde on the strength of (something) expr.
Politics
petrol kontrolü sayesinde toplumda zengin ve egemen olan bir güç oiligarchy i.
Technical
kağıda bastırıldığında gizli bir mesajın delikler sayesinde yazılabileceği, düzensiz delikleri olan bir maske grill i.
kağıda bastırıldığında gizli bir mesajın delikler sayesinde yazılabileceği, düzensiz delikleri olan bir maske grille i.
tuğla ocağında baca delikleri sayesinde yukardan aşağıya doğru hareket etmesi sağlanan hava overdraft i.
Computer
(elektronik) virüsü özel bir program sayesinde yok etmek disinfect f.
Electric
elektrik iletimi sayesinde uzaktaki nesneleri görünür hale getirmeye yarayan cihazlara verilen isim telelectroscope i.
Railway
vagonların kısa dik yokuşlarda sabit motorlarla yukarı taşınıp aşağı yönlü eğimlerde yerçekimi sayesinde hareket ettiği demiryolu gravity railway i.
vagonların kısa dik yokuşlarda sabit motorlarla yukarı taşınıp aşağı yönlü eğimlerde yerçekimi sayesinde hareket ettiği demiryolu gravity railroad i.
Aeronautic
alt kısmında yer alan ateş sayesinde ısınan havanın kaldırma kuvveti ile yükselen balon mongolfier i.
Petrol
(petrol endüstrisinde) doğrudan deniz yatağının üzerine kurulan ve kendi ağırlığı sayesinde konumunu koruyan sondaj kulesi gravity platform i.
Medical
yetmezlik çeken damar içerisine iğne ile ilaç enjeksiyonu sayesinde damarı kapatma yöntemi sclerotherapy i.
laparoskopik cerrahi, lazer tedavisi gibi teknikler sayesinde minimum kesi içeren (ameliyat) minimally invasive s.
Gastronomy
sapı sayesinde masaya temas etmeyen mutfak bıçağı balance knife i.
Biology
bitkilerin karıncalar sayesinde tozlaşması myrmecophily i.
(bakteri veya enfeksiyöz ajanlar sayesinde) bozulabilir rotten s.
(bakteri veya enfeksiyöz ajanlar sayesinde) bozulan rotting s.
Marine Biology
özel filtre ortamı sayesinde tek hücreli organizmaları filtre edilmesini sağlayan filtre tipi diatom filter i.
yararlı bakteriler sayesinde zehirli amonyak ve nitritin atılması trickle filter i.
Astronomy
kütleçekimsel merceklenme sayesinde keşfedilmiş 14 milyar ışık yılı uzakta bulunan yıldız icarus i.
kütleçekimsel merceklenme sayesinde keşfedilmiş 28 milyar ışık yılı uzakta bulunan yıldız earendel i.
Zoology
avustralya'da yaşayan ve ön ile arka bacakları arasındaki zarsı yapı sayesinde havada süzülebilen çeşitli küçük memelilere verilen ad flying squirrel [australia] i.
ön ve arka bacakları arasında bulunan deri kıvrımları sayesinde havada süzülebilen çeşitli sincaplara verilen ad flying squirrel i.
Botanic
aksonlara benzeyen sporlarının üzerindeki çizgileri sayesinde ayırt edilebilen ve hızlı büyüyen turuncu-kırmızı renkli bir mantar neurospora i.
Social Sciences
ebeveynlerinin şöhreti sayesinde ünlü/başarılı olmuş kişi nepo baby i.
ebeveynlerinin şöhreti sayesinde ünlü/başarılı olmuş kişi nepotism bab i.
History
1389'daki zaferi sayesinde habsburg egemenliğinden kurtulan isviçre konfederasyonu sempatch i.
Philosophy
kendi mental durumumuzu özel bir iç farkındalık veya genel bir algısal farkındalık sayesinde tespit ettiğimizi öne süren felsefi kuramı destekleyen kimse detectivist i.
kendi mental durumumuzu özel bir iç farkındalık veya genel bir algısal farkındalık sayesinde tespit ettiğimizi öne süren felsefi kuramı destekleyen detectivist s.
kendi mental durumumuzu özel bir iç farkındalık veya genel bir algısal farkındalık sayesinde tespit ettiğimizi öne süren felsefi kuram ile ilişkili detectivist s.
Geology
mineral damarlar sayesinde çevre kayaçlardan ayrılan ana kaya gövdesi rider i.
magmanın farklı bir mineral sayesinde uğradığı değişim syntexis i.
Military
yönlendirme sistemi olmasa dahi kanatları sayesinde hedefine süzülen bomba türü glider bomb i.
sürtünme ısısı sayesinde ateşlenen fünye friction fuze i.
Sport
playoff maçlarında başka bir takımın kaybetmesi sayesinde yer edinmek back into (someone or something) f.
Music
açık bir boru içerisindeki hava titreşimi sayesinde nota üreten ateş singing flame i.
Bookbindery
kenarında bulunan delikler sayesinde dikişsiz cilt kabına takılıp çıkarılabilen yazı kağıdı looseleaf paper i.
Entomology
(böcek antenleri sayesinde) hava yoluyla algılama aeroscepsis i.
(böcek antenleri sayesinde) hava yoluyla algılama aeroscepsy i.
güçlü ön kanatları sayesinde çiçeklerin üzerinde uçarken sabit kalabilen çeşitli güvelere verilen ad hawk moth i.
güçlü ön kanatları sayesinde çiçeklerin üzerinde uçarken sabit kalabilen çeşitli güvelere verilen ad sphinx i.
güçlü ön kanatları sayesinde çiçeklerin üzerinde uçarken sabit kalabilen çeşitli güveler ile ilişkili sphingid s.
güçlü ön kanatları sayesinde çiçeklerin üzerinde uçarken sabit kalabilen çeşitli güvelere benzeyen sphingid s.
Modern Slang
anjelina jolie sayesinde meme kanseri farkındalığının artması angelina effect (angelina jolie effect) i.