Türkisch - Englisch
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Englisch Synonyme
Synonyme
Über uns
Werkzeuge
Quellen
Kontakt
Einloggen / Registrieren
Licht Ausschalten
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyme
Werkzeuge
Über uns
Quellen
Kontakt
Einloggen / Registrieren
EN-TR
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Spanisch - Englisch
Französisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch
Verlauf
sayesinde
Bedeutungen von dem Begriff
"sayesinde"
im Englisch Türkisch Wörterbuch : 27 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
General
1
General
sayesinde
under favour of
adj.
2
General
sayesinde
on his coattails
adv.
3
General
sayesinde
by courtesy of
adv.
4
General
sayesinde
by dint of
adv.
5
General
sayesinde
by means of
adv.
6
General
sayesinde
by force of
adv.
7
General
sayesinde
through
prep.
8
General
sayesinde
with
prep.
9
General
sayesinde
but for
prep.
10
General
sayesinde
owing to
prep.
11
General
sayesinde
due to
prep.
12
General
sayesinde
in virtue of
prep.
13
General
sayesinde
by virtue of
prep.
14
General
sayesinde
by way of
prep.
15
General
sayesinde
thorow [obsolete]
prep.
16
General
sayesinde
thurgh [obsolete]
prep.
17
General
sayesinde
whereby
conj.
18
General
sayesinde
because of
conj.
Phrases
19
Phrases
sayesinde
thanks to
expr.
20
Phrases
sayesinde
under auspices of
expr.
21
Phrases
sayesinde
by the virtue of
expr.
22
Phrases
sayesinde
on account of
expr.
Colloquial
23
Colloquial
sayesinde
via
expr.
24
Colloquial
sayesinde
by means of
expr.
25
Colloquial
sayesinde
by dint of
expr.
26
Colloquial
sayesinde
by help of
expr.
Idioms
27
Idioms
sayesinde
on someone's coat tails
expr.
Bedeutungen, die der Begriff
"sayesinde"
mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 136 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
General
1
General
yahudilerin haman'ın zulmünden mordecai ve kraliçe esther sayesinde kurtulmalarını kutladıkları bir bayram
purim
n.
2
General
sayesinde bir şey başarılan kimse veya şey
ministry
n.
3
General
çiftlikten elde ettiği kazanç sayesinde kas gücüne dayanan işler yapması gerekmeyen erkek
gentleman farmer
n.
4
General
(uzay uçuşunda) çekim alanı sayesinde enerji elde etmek için gezgin bir cisme yakın geçen güzergah
gravity-assist
n.
5
General
miley cyrus sayesinde daha da popülerleşen hiphop müziğine karşı kalça kıvırtarak yapılan dans
twerk
n.
6
General
(birinin yardımı sayesinde) belirli bir düzeye ulaşmak
get somewhere
v.
7
General
(birinin yardımı sayesinde) bir yere gelmek
get somewhere
v.
8
General
biri sayesinde gözü açılmak
be disillusioned by someone
v.
9
General
(zenginlik, ün sayesinde) fazla çaba göstermeden yükselmek
coast
v.
10
General
kapalı vana sayesinde bir şeyi içeride tutmak
gate
v.
11
General
sayesinde münasebetiyle
under favour of
adj.
12
General
ortam veya durum sayesinde kazanılmış
mediate
adj.
13
General
onun sayesinde
her
adj.
14
General
kişinin tefekkür veya tasavvur ederek veya içrek ışığı sayesinde tanrı'yı doğrudan veya yakından bilmesine veya tanrı ile birlik içinde olmasına ait
mystical
adj.
15
General
kişinin tefekkür veya tasavvur ederek veya içrek ışığı sayesinde tanrı'yı doğrudan veya yakından bilmesinden veya tanrı ile birlik içinde olmasından kaynaklanan
mystical
adj.
16
General
kişinin tefekkür veya tasavvur ederek veya içrek ışığı sayesinde tanrı'yı doğrudan veya yakından bilmesini veya tanrı ile birlik içinde olmasını açıkça ortaya koyan
mystical
adj.
17
General
kişinin tefekkür veya tasavvur ederek veya içrek ışığı sayesinde tanrı'yı doğrudan veya yakından bilmesi veya tanrı ile birlik içinde olması ile ilişkili
mystical
adj.
18
General
imtiyaz sayesinde var olan
prerogative
adj.
19
General
süt üretimi sayesinde
lactationally
adv.
20
General
-in sayesinde
due to
prep.
Phrasals
21
Phrasals
(bir şey sayesinde) olgunlaşmak
grow from (something)
v.
22
Phrasals
eğlenceli hikayeleri sayesinde bir yemeğe/buluşmaya davet edilmek
dine out on something
v.
23
Phrasals
sayesinde olgunlaşmak
grow from
v.
24
Phrasals
(bir şey birinin/bir şeyin) sayesinde olmak
owe (something) to (someone or something)
v.
25
Phrasals
(bir şeyi bir şey sayesinde) algılamak
tell (something) from (something else)
v.
26
Phrasals
(bir şeyi bir şey sayesinde) idrak etmek
tell (something) from (something else)
v.
27
Phrasals
(bir şey sayesinde bir şeyi) görmek/kestirmek
tell (something) from (something else)
v.
28
Phrasals
(bir şey) sayesinde başarılı olmak
thrive on (something)
v.
Phrases
29
Phrases
bunun sayesinde
by means of this
expr.
30
Phrases
bunun sayesinde
thanks to this
expr.
31
Phrases
bunun sayesinde
owing to this
expr.
32
Phrases
birinin sayesinde
to the credit of someone
expr.
33
Phrases
gelişmeler sayesinde
thanks to advances in
expr.
34
Phrases
himayesinde sayesinde
under auspices of
expr.
35
Phrases
olması sayesinde
thanks to the fact that
expr.
36
Phrases
-in sayesinde
thanks to
expr.
37
Phrases
(biri/bir şey) sayesinde
due to (someone or something)
expr.
38
Phrases
(bir şey) sayesinde
in virtue of (something)
expr.
Colloquial
39
Colloquial
sosyal mevkiine, başarısına veya nüfuzuna sosyal çevresi sayesinde ulaşmış erkek
good ol' boy
n.
40
Colloquial
(bir şey) sayesinde olmak
be down to (something)
v.
41
Colloquial
(bir şey) sayesinde olmak
be down to something
v.
42
Colloquial
onun sayesinde tamamlandı
that does it
expr.
43
Colloquial
-in sayesinde değil
no thanks to
expr.
44
Colloquial
biri/bir şey sayesinde
thanks to somebody/something
expr.
Idioms
45
Idioms
her şeyin kendi sayesinde olduğunu düşünen kimse
a fly on the wheel
n.
46
Idioms
gücü/nüfuzu/parası sayesinde kapalı kapıları açan kimse
a mover and a shaker
n.
47
Idioms
zekası sayesinde yaşamını sürdürmek
live on one's wits
v.
48
Idioms
zekası sayesinde yaşamını sürdürmek
live by one's wits
v.
49
Idioms
(özellikle deneyimi/yeteneği sayesinde) bir şeyi çok iyi yapmak
have something off to a fine art
v.
50
Idioms
(özellikle deneyimi/yeteneği sayesinde) bir şeyi çok iyi yapmak
have something down to a fine art
v.
51
Idioms
(birinin ya da bir şeyin) sayesinde olmak
be a credit to (someone or something)
v.
52
Idioms
önce yapılan keşifler sayesinde ilerlemek
stand on the shoulders of giants
v.
53
Idioms
(biri) sayesinde eğlenmek
get a bang out of (someone)
v.
54
Idioms
biri/bir şey sayesinde eğlenmek
get a bang out of someone/something
v.
55
Idioms
biri/bir şey sayesinde eğlenmek
get a kick out of someone/something
v.
56
Idioms
(biri/bir şey sayesinde) eğlenmek
get a buzz out of (someone or something)
v.
57
Idioms
biri/bir şey sayesinde eğlenmek
get a buzz out of someone/something
v.
58
Idioms
(biri) sayesinde olmak
have (one) to thank
v.
59
Idioms
(bir şey) biri sayesinde olmak
have somebody to thank (for something)
v.
60
Idioms
biri sayesinde olmak
have somebody to thank
v.
61
Idioms
zekası sayesinde yaşamını sürdürmek
live by wits
v.
62
Idioms
zekası sayesinde yaşamını sürdürmek
live by your wits
v.
63
Idioms
zekası sayesinde yaşamını sürdürmek
live on your wits
v.
64
Idioms
(birinin) yaptıkları sayesinde ilerlemek
stand on (someone's) shoulders
v.
65
Idioms
(birinin) önce yaptığı keşifler/çalışmalar sayesinde ilerlemek
stand on (someone's) shoulders
v.
66
Idioms
(bir şey) sayesinde ya batmak ya çıkmak
stand or fall by (something)
v.
67
Idioms
(bir şey sayesinde) paçayı kurtarmış
saved by the bell
adj.
68
Idioms
(bir şey sayesinde) son anda yırtmış
saved by the bell
adj.
69
Idioms
(biri) sayesinde
on the coattails of (someone)
expr.
70
Idioms
biri sayesinde
on the coat-tails of someone
expr.
71
Idioms
başkası sayesinde
on the coattails of
expr.
72
Idioms
edinilen bilgi/tecrübe sayesinde
with 20/20 hindsight
expr.
73
Idioms
önceki deneyimler sayesinde
with 20/20 hindsight
expr.
74
Idioms
aklı/zekası sayesinde
by (one's) wits
expr.
75
Idioms
becerikliliği sayesinde
by (one's) wits
expr.
76
Idioms
uyanıklığı sayesinde
by (one's) wits
expr.
77
Idioms
bir şey sayesinde
by dint of something
expr.
78
Idioms
(bir şey) sayesinde
by means of (something)
expr.
79
Idioms
aklı/zekası sayesinde
by one's wits
expr.
80
Idioms
becerikliliği sayesinde
by one's wits
expr.
81
Idioms
uyanıklığı sayesinde
by one's wits
expr.
82
Idioms
(bir şey) sayesinde
by virtue of (something)
expr.
83
Idioms
bir şey sayesinde
by/in virtue of something
expr.
84
Idioms
bir şey sayesinde
by virtue of something
expr.
85
Idioms
(biri/bir şey) sayesinde
courtesy of (someone or something)
expr.
86
Idioms
biri/bir şey sayesinde
courtesy of somebody/something
expr.
87
Idioms
biri sayesinde
on somebody's coat-tails
expr.
88
Idioms
biri sayesinde
on someone's coattails
expr.
89
Idioms
birinin torpili sayesinde
on someone's coattails
expr.
90
Idioms
birinin yardımı sayesinde
on someone's coattails
expr.
91
Idioms
birinin çevresi/statüsü sayesinde
on someone's coattails
expr.
92
Idioms
biri/bir şey sayesinde
on the coat-tails of someone/something
expr.
93
Idioms
(bir şey) sayesinde
on the strength of (something)
expr.
Politics
94
Politics
petrol kontrolü sayesinde toplumda zengin ve egemen olan bir güç
oiligarchy
n.
Technical
95
Technical
kağıda bastırıldığında gizli bir mesajın delikler sayesinde yazılabileceği, düzensiz delikleri olan bir maske
grill
n.
96
Technical
kağıda bastırıldığında gizli bir mesajın delikler sayesinde yazılabileceği, düzensiz delikleri olan bir maske
grille
n.
97
Technical
tuğla ocağında baca delikleri sayesinde yukardan aşağıya doğru hareket etmesi sağlanan hava
overdraft
n.
Computer
98
Computer
(elektronik) virüsü özel bir program sayesinde yok etmek
disinfect
v.
Electric
99
Electric
elektrik iletimi sayesinde uzaktaki nesneleri görünür hale getirmeye yarayan cihazlara verilen isim
telelectroscope
n.
Railway
100
Railway
vagonların kısa dik yokuşlarda sabit motorlarla yukarı taşınıp aşağı yönlü eğimlerde yerçekimi sayesinde hareket ettiği demiryolu
gravity railway
n.
101
Railway
vagonların kısa dik yokuşlarda sabit motorlarla yukarı taşınıp aşağı yönlü eğimlerde yerçekimi sayesinde hareket ettiği demiryolu
gravity railroad
n.
Aeronautic
102
Aeronautic
alt kısmında yer alan ateş sayesinde ısınan havanın kaldırma kuvveti ile yükselen balon
mongolfier
n.
Petrol
103
Petrol
(petrol endüstrisinde) doğrudan deniz yatağının üzerine kurulan ve kendi ağırlığı sayesinde konumunu koruyan sondaj kulesi
gravity platform
n.
Medical
104
Medical
yetmezlik çeken damar içerisine iğne ile ilaç enjeksiyonu sayesinde damarı kapatma yöntemi
sclerotherapy
n.
105
Medical
laparoskopik cerrahi, lazer tedavisi gibi teknikler sayesinde minimum kesi içeren (ameliyat)
minimally invasive
adj.
Gastronomy
106
Gastronomy
sapı sayesinde masaya temas etmeyen mutfak bıçağı
balance knife
n.
Biology
107
Biology
bitkilerin karıncalar sayesinde tozlaşması
myrmecophily
n.
108
Biology
(bakteri veya enfeksiyöz ajanlar sayesinde) bozulabilir
rotten
adj.
109
Biology
(bakteri veya enfeksiyöz ajanlar sayesinde) bozulan
rotting
adj.
Marine Biology
110
Marine Biology
özel filtre ortamı sayesinde tek hücreli organizmaları filtre edilmesini sağlayan filtre tipi
diatom filter
n.
111
Marine Biology
yararlı bakteriler sayesinde zehirli amonyak ve nitritin atılması
trickle filter
n.
Astronomy
112
Astronomy
kütleçekimsel merceklenme sayesinde keşfedilmiş 14 milyar ışık yılı uzakta bulunan yıldız
icarus
n.
113
Astronomy
kütleçekimsel merceklenme sayesinde keşfedilmiş 28 milyar ışık yılı uzakta bulunan yıldız
earendel
n.
Zoology
114
Zoology
avustralya'da yaşayan ve ön ile arka bacakları arasındaki zarsı yapı sayesinde havada süzülebilen çeşitli küçük memelilere verilen ad
flying squirrel [australia]
n.
115
Zoology
ön ve arka bacakları arasında bulunan deri kıvrımları sayesinde havada süzülebilen çeşitli sincaplara verilen ad
flying squirrel
n.
Botanic
116
Botanic
aksonlara benzeyen sporlarının üzerindeki çizgileri sayesinde ayırt edilebilen ve hızlı büyüyen turuncu-kırmızı renkli bir mantar
neurospora
n.
Social Sciences
117
Social Sciences
ebeveynlerinin şöhreti sayesinde ünlü/başarılı olmuş kişi
nepo baby
n.
118
Social Sciences
ebeveynlerinin şöhreti sayesinde ünlü/başarılı olmuş kişi
nepotism bab
n.
History
119
History
1389'daki zaferi sayesinde habsburg egemenliğinden kurtulan isviçre konfederasyonu
sempatch
n.
Philosophy
120
Philosophy
kendi mental durumumuzu özel bir iç farkındalık veya genel bir algısal farkındalık sayesinde tespit ettiğimizi öne süren felsefi kuramı destekleyen kimse
detectivist
n.
121
Philosophy
kendi mental durumumuzu özel bir iç farkındalık veya genel bir algısal farkındalık sayesinde tespit ettiğimizi öne süren felsefi kuramı destekleyen
detectivist
adj.
122
Philosophy
kendi mental durumumuzu özel bir iç farkındalık veya genel bir algısal farkındalık sayesinde tespit ettiğimizi öne süren felsefi kuram ile ilişkili
detectivist
adj.
Geology
123
Geology
mineral damarlar sayesinde çevre kayaçlardan ayrılan ana kaya gövdesi
rider
n.
124
Geology
magmanın farklı bir mineral sayesinde uğradığı değişim
syntexis
n.
Military
125
Military
yönlendirme sistemi olmasa dahi kanatları sayesinde hedefine süzülen bomba türü
glider bomb
n.
126
Military
sürtünme ısısı sayesinde ateşlenen fünye
friction fuze
n.
Sport
127
Sport
playoff maçlarında başka bir takımın kaybetmesi sayesinde yer edinmek
back into (someone or something)
v.
Music
128
Music
açık bir boru içerisindeki hava titreşimi sayesinde nota üreten ateş
singing flame
n.
Bookbindery
129
Bookbindery
kenarında bulunan delikler sayesinde dikişsiz cilt kabına takılıp çıkarılabilen yazı kağıdı
looseleaf paper
n.
Entomology
130
Entomology
(böcek antenleri sayesinde) hava yoluyla algılama
aeroscepsis
n.
131
Entomology
(böcek antenleri sayesinde) hava yoluyla algılama
aeroscepsy
n.
132
Entomology
güçlü ön kanatları sayesinde çiçeklerin üzerinde uçarken sabit kalabilen çeşitli güvelere verilen ad
hawk moth
n.
133
Entomology
güçlü ön kanatları sayesinde çiçeklerin üzerinde uçarken sabit kalabilen çeşitli güvelere verilen ad
sphinx
n.
134
Entomology
güçlü ön kanatları sayesinde çiçeklerin üzerinde uçarken sabit kalabilen çeşitli güveler ile ilişkili
sphingid
adj.
135
Entomology
güçlü ön kanatları sayesinde çiçeklerin üzerinde uçarken sabit kalabilen çeşitli güvelere benzeyen
sphingid
adj.
Modern Slang
136
Modern Slang
anjelina jolie sayesinde meme kanseri farkındalığının artması
angelina effect (angelina jolie effect)
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of sayesinde
×
Term Options
Übersetzung Vorschlagen / Korrigieren
Französisch Englisch Wörterbuch
Spanisch Englisch Wörterbuch
Deutsch Englisch Wörterbuch
Englisch Synonyme Wörterbuch
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy