| Englisch | Türkisch | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | owe v. | borçlu olmak | ||
|
I still owe you 500 euros. Sana hala 500 avro borçluyum. More Sentences |
||||
| General | owe v. | borç bilmek | ||
|
We owe a debt of thanks to all the participants. Tüm katılımcılara teşekkürü bir borç biliyoruz. More Sentences |
||||
| General | owe v. | borcu olmak | ||
|
Both the Greek government and the Commission owe us an answer. Hem Yunan hükümeti hem de Komisyon bize bir cevap borçludur. More Sentences |
||||
| General | owe v. | sayesinde edinmek | ||
|
His popularity owed much to his marriage to a TV star. Popülaritesini büyük ölçüde bir TV yıldızıyla yaptığı evlilik sayesinde edinmişti. More Sentences |
||||
| Trade/Economic | ||||
| Trade/Economic | owe v. | borçlu olmak | ||
|
My father owes his life to the wonderful doctors here. Babam hayatını buradaki harika doktorlara borçlu. More Sentences |
||||
| Trade/Economic | owe v. | borçlanmak | ||
|
Thanks for picking me up; I owe you one. Beni aldığın için sağ ol, sana borçlandım. More Sentences |
||||
| Law | ||||
| Law | owe v. | borçlu olmak | ||
|
I owe it all to my mother, who supported me no matter what. Her şeyi, ne olursa olsun beni destekleyen anneme borçluyum. More Sentences |
||||
| Technical | ||||
| Technical | owe v. | borcu olmak | ||
|
Because we owe a debt to all of them. Çünkü hepsine borçluyuz. More Sentences |
||||
| General | ||||
| General | owe v. | minnettar olmak | ||
| General | owe v. | mecbur olmak | ||
| General | owe v. | (birine veya bir şeye karşı) bir şeyler hissetmek | ||
| General | owe v. | (birine veya bir şeye karşı) yakınlık duymak | ||
| General | owe v. | atfolunabilir olmak | ||
| General | owe v. | verilebilir olmak | ||
| General | owe v. | (belirli bir duygu) hissetmek | ||
| General | owe v. | borçlu kalmak | ||
| General | owe v. | (bir şeyi birine) borçlu olmak | ||
| General | owe v. | (birinin) sayesinde olmak | ||
| General | owe v. | (desteğe vb.) borçlu olmak | ||
| General | owe v. | vicdan borcu olmak | ||
| Archaic | ||||
| Archaic | owe v. | sahip olmak | ||
| Archaic | owe v. | malik olmak | ||
| Archaic | owe v. | elinde bulundurmak | ||