abounded

"abounded" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 9 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	abound f.	bol olmak
Inaccuracies in the data abound and they need to be corrected. Verilerdeki yanlışlıklar boldur ve bunların düzeltilmesi gerekmektedir. More Sentences
2	Genel	abound f.	kaynamak
The ship abounds with rats. Gemi, fare kaynıyor. More Sentences
3	Genel	abound f.	dolu olmak
The rivers there abound with fish. Oradaki nehirler balıkla doludur. More Sentences
4	Genel	abound f.	bol miktarda bulunmak
Elephants abound here. Filler burada bol miktarda bulunur. More Sentences
5	Genel	abound f.	çok olmak
6	Genel	abound f.	bollaşmak
7	Genel	abound f.	bollanmak
8	Genel	abound f.	çok sayıda bulunmak
Trade/Economic
9	Ticaret/Ekonomi	abound f.	bol olmak

"abounded" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 30 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	abound in f.	bol olmak (bir yerde)
I hail from a country abounding in water and I also have my home in Amsterdam near water. Suyun bol olduğu bir ülkeden geliyorum ve Amsterdam'da suya yakın bir evim var. More Sentences
2	Genel	abound with f.	bol olmak (bir yerde)
3	Genel	abound in f.	çok olmak (bir yerde)
4	Genel	abound with f.	çok olmak (bir yerde)
5	Genel	abound in f.	bol bulunmak
6	Genel	abound in f.	yönünden zengin olmak
7	Genel	abound in f.	ile kaynamak
8	Genel	abound in f.	çok olmak
9	Genel	abound in f.	çok bulunmak
10	Genel	abound in f.	bol bol bulunmak
11	Genel	abound in f.	ile dolu olmak
12	Genel	abound with f.	ile dolu olmak
13	Genel	abound with f.	çok sayıda (...ya) sahip olmak
14	Genel	abound with f.	(bir şey ile) dolu olmak
Phrasals
15	Öbek Fiiller	abound in something f.	bir şey açısından/yönünden zengin olmak
16	Öbek Fiiller	abound in something f.	bir şey dolu olmak
17	Öbek Fiiller	abound in something f.	bir şeyle dolu olmak
18	Öbek Fiiller	abound in something f.	çok sayıda bir şeyi olmak
19	Öbek Fiiller	abound in something f.	bir şeyi bol olmak
20	Öbek Fiiller	abound in something f.	çok sayıda bir şeye sahip olmak
21	Öbek Fiiller	abound with someone or something f.	biri/bir şey açısından/yönünden zengin olmak
22	Öbek Fiiller	abound with someone or something f.	biriyle/bir şeyle dolu olmak
23	Öbek Fiiller	abound with someone or something f.	çok sayıda biri/bir şey olmak
24	Öbek Fiiller	abound with someone or something f.	çok sayıda birilerine/bir şeye sahip olmak
25	Öbek Fiiller	abound with someone or something f.	bol bol biri/bir şey olmak
Idioms
26	Deyim	abound in f.	(bir şeyle) tıka basa dolu olmak
27	Deyim	abound in f.	(bir şeyle) dolu olmak
28	Deyim	abound in f.	yönünden zengin olmak
29	Deyim	abound in f.	(bir şey yönünden) zengin olmak
Archaic
30	Eski Kullanım	abound in f.	mebzul olmak