alongside - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
alongside yanı sıra prep.
  • Alongside institutional issues, the IGC faces an important discussion on common foreign security and defence issues.
  • Kurumsal konuların yanı sıra HAK, ortak dış güvenlik ve savunma konularında da önemli bir tartışmayla karşı karşıyadır.
  • Alongside this action plan for Africa, there is apparently a new plan by the FAO.
  • Afrika için hazırlanan bu eylem planının yanı sıra FAO'nun da yeni bir plan hazırladığı görülüyor.
  • Alongside enlargement and foreign policy, agriculture and structural policy are the essential priorities for the budget.
  • Genişleme ve dış politikanın yanı sıra tarım ve yapısal politika da bütçenin temel öncelikleridir.
Show More (8)
alongside yanında prep.
  • Now we need the HPV alongside it.
  • Şimdi bunun yanında HPV'ye ihtiyacımız var.
  • This minority has however lived peacefully alongside the Muslim majority for decades.
  • Ancak bu azınlık on yıllardır Müslüman çoğunluğun yanında barış içinde yaşamaktadır.
  • I am very hopeful that they will be alongside the original group within the next 12 months.
  • Önümüzdeki 12 ay içinde orijinal grubun yanında yer alacaklarından çok umutluyum.
Show More (7)
alongside yanına adv.
  • He parked his car alongside ours.
  • Arabasını bizimkinin yanına park etti.
  • My group also places question marks alongside two specific Commission proposals.
  • Grubum ayrıca Komisyonun iki spesifik önerisinin yanına soru işaretleri koymaktadır.
  • This House decided that as long ago as 1993, but at that time we had a weak partner alongside us.
  • Bu Meclis buna 1993 gibi uzun bir süre önce karar verdi, ancak o zaman yanımızda zayıf bir ortağımız vardı.
Show More (3)
alongside yan yana adv.
  • Integration means living together, not only living alongside each other but living together and growing together.
  • Entegrasyon birlikte yaşamak, sadece yan yana yaşamak değil, birlikte yaşamak ve birlikte büyümek demektir.
  • The two houses stand alongside of each other.
  • İki ev yan yana duruyor.
Show More (-1)
alongside birlikte adv.
  • We spent a month working alongside the volunteers.
  • Gönüllülerle birlikte çalışarak bir ay geçirdik.
Show More (-2)
alongside ile yan yana adv.
  • Her first production could stand alongside the best.
  • İlk prodüksiyonu en iyiler ile yan yana yer alabilir.
Show More (-2)