|
- The cards are now on the table and it is up to us to shoulder our responsibilities.
- Kartlar artık masada ve sorumluluklarımızı yerine getirmek bize düşüyor.
- We have reached the point where all the cards are on the table.
- Tüm kartların masada olduğu bir noktaya gelmiş bulunuyoruz.
- It is difficult to buy digital cards for existing pay TV.
- Mevcut ödemeli TV için dijital kart satın almak zordur.
- I am sure that the voting cards will now be returned.
- Eminim ki oy kartları artık iade edilecektir.
- However, remember that two cards, does not mean double performance.
- Ancak iki kartın çift performans anlamına gelmediğini unutmayın.
- After receiving the first two cards, the player may double his bet.
- İlk iki kartı aldıktan sonra oyuncu bahsini ikiye katlayabilir.
- After receiving the first two cards, the player may double his bet.
- İlk iki kartı aldıktan sonra, oyuncu bahsini iki katına çıkarabilir.
- However, remember that two cards, does not mean double performance.
- Ancak unutmayın ki iki kart, çift performans anlamına gelmiyor.
- He's good at cards.
- O kartlarda iyidir.
- Tom dealt five cards to each player.
- Tom her oyuncuya beş kart dağıttı.
- Tom and Mary played cards together all evening.
- Tom ve Mary bütün akşam beraber kart oynadılar.
- We were over at Tom's place last night playing cards.
- Dün gece Tom'un evinde kart oynuyorduk.
- Tom and Mary often play cards together.
- Tom ve Mary sık sık birlikte kart oynarlar.
- Please deal the cards.
- Lütfen kartları dağıtın.
- Have you written all the New Year's cards already?
- Tüm yeni yıl kartlarını yazdınız mı?
- Tom played cards with Mary.
- Tom Mary ile kart oynadı.
- Playing cards is interesting.
- Kart oynamak ilginçtir.
- They sat around the table to play cards.
- Kart oynamak için masanın etrafına oturdular.
- When his wife died, he received dozens of condolence cards.
- Karısı vefat edince kendisine düzinelerce taziye kartı geldi.
- The graphics cards are insanely expensive.
- Ekran kartları inanılmaz pahalı.
- I should have let her win but I had too good cards.
- Kazanmasına izin vermeliydim ama elimde çok iyi kartlar vardı.
- They're playing cards.
- Kart oynuyorlar.
- Sami and Layla sent each other cards for holidays.
- Sami ve Layla birbirlerine tatil için kartlar gönderdiler.
- We played cards last night.
- Dün gece kart oynadık.
- They eat sunflower seeds while playing cards.
- Kart oynarken ay çekirdeği yiyorlar.
- Show your cards.
- Kartlarını göster.
- Tom had fun playing cards with Mary.
- Tom, Mary ile kart oynayarak eğlendi.
- Tom is playing cards with Mary and John.
- Tom, Mary ve John ile kart oynuyor.
- We killed time playing cards.
- Kart oynayarak vakit öldürdük.
- Tom looked at his cards.
- Tom kartlarına baktı.
- We're playing cards.
- Kart oynuyoruz.
- Tom had fun playing cards.
- Tom kart oynarken çok eğlendi.
- We can't play poker if we don't have any cards.
- Hiç kartımız yoksa poker oynayamayız.
- Tom and I are playing cards.
- Tom ve ben kart oynuyoruz.
- Let's play cards.
- Kart oynayalım.
- Tom picked up the five cards he had been dealt and saw that he had a pair of aces and three kings.
- Tom kendisine dağıtılan beş kartı eline aldı ve bir çift as ve üç papaz olduğunu gördü.
- He doesn't have the time to play cards.
- Kart oynamak için zamanı yok.
- Please deal the cards.
- Lütfen kartları dağıt.
- We often play cards on Sunday.
- Pazar günü sık sık kart oynarız.
- Please shuffle the cards carefully.
- Lütfen kartları dikkatlice karıştır.
- I want to play cards.
- Kart oynamak istiyorum.
- We had a good time playing cards.
- Kart oynayarak iyi vakit geçirdik.
- We had fun playing cards.
- Kart oynarken çok eğlendik.
- Just then, the workers in the park brought over some small playing cards.
- Tam o sırada parktaki işçiler bazı küçük oyun kartları getirdiler.
- They invited me to play cards.
- Onlar kart oynamam için beni davet ettiler.
- Tom had fun playing cards.
- Tom kart oynayarak eğlendi.
- He's good at cards.
- Kart oyunlarında iyidir.
- Tom and Mary are in the living room playing cards.
- Tom ve Mary oturma odasında kart oynuyorlar.
- Would you like to join us for a game of cards?
- Kart oyunu için bize katılmak ister misiniz?
- Playing cards is very interesting.
- Kart oynamak çok ilginç.
- Take any two cards you like.
- İstediğin iki kartı al.
- Tom plays his cards well.
- Tom kartlarını iyi oynar.
- I want new business cards.
- Yeni iş kartları istiyorum.
- We killed time playing cards.
- Kart oynayarak zaman öldürdük.
- She played cards with Roy.
- Roy ile kart oynadı.
- We played cards last night.
- Dün gece kart oynadım.
- Tom is playing cards with Mary and John.
- Tom, Mary ve John'la kart oynuyor.
- I like playing cards.
- Kart oynamayı severim.
- Lay your cards on the table and give me a straight answer!
- Kartlarını masaya koy ve bana doğru dürüst bir cevap ver!
- What are those cards, Jan?
- Şu kartlar nedir, Jan?
- It's time to show your cards.
- Kartlarınızı gösterme vakti geldi.
- A blind man shouldn't play cards.
- Kör bir adam kart oynamamalı.
- These playing cards are marked.
- Bu oyun kartları işaretlidir.
- Tom, Mary, John and Alice were sitting around the table, playing cards.
- Tom, Mary, John ve Alice masanın etrafında oturmuş kart oynuyorlardı.
- It is wrong to cheat at cards.
- Kartlarda hile yapmak yanlıştır.
- She plays her cards well.
- Kartlarını iyi oynuyor.
- Tom laid his cards down on the table with a smile.
- Tom gülümseyerek kartlarını masaya bıraktı.
- Tom laid his cards down on the table with a smile.
- Tom bir tebessümle kartlarını masaya koydu.
- The cards are stacked against us.
- Kartlar bize karşı yığılmış durumda.
- Pierre dealt cards to all the players.
- Pierre tüm oyunculara kartları dağıttı.
- Playing cards is very interesting.
- Kart oynamak çok ilginçtir.
- What are those cards, Jan?
- Bu kartlar ne Jan?
- I forgot to send New Year's cards to my friends.
- Dostlarıma yeni yıl kartları yollamayı unuttum.
- I'm going to do a trick with only four cards.
- Sadece dört kartla bir numara yapacağım.
- Let's play cards instead.
- Onun yerine kart oynayalım.
- It's Tom's turn to deal the cards.
- Kartları dağıtmak için Tom'un sırası.
- New Year's cards provide us with the opportunity to hear from friends and relatives.
- Yeni yıl kartları bize arkadaşlarınızdan ve akrabalarından haber alma fırsatı sunuyor.
- Tom and Mary are playing cards.
- Tom ve Mary kart oynuyorlar.
- The kids traded baseball cards.
- Çocuklar beyzbol kartlarını takas ettiler.
- She plays her cards well.
- Kartlarını iyi oynar.
- When his wife died, he received dozens of condolence cards.
- Karısı öldüğünde, düzinelerce taziye kartı aldı.
- These playing cards are marked.
- Bu oyun kartları işaretli.
- We played cards to kill time.
- Zaman öldürmek için kart oynadık.
- We killed time by playing cards.
- Kart oynayarak zaman öldürdük.
- Tom picked up the cards and began shuffling them.
- Tom kartları aldı ve karıştırmaya başladı.
- I love playing cards.
- Oyun kartlarını severim.
- Sami and Layla sent each other cards for holidays.
- Sami ve Leyla tatil için birbirlerine kart yolladılar.
- They passed time by playing cards.
- Kart oynayarak vakit geçirdiler.
- Tom says that he always enjoys playing cards with Mary.
- Tom, Mary ile kart oynamaktan her zaman keyif aldığını söylüyor.
- I don't play cards.
- Kart oynamam.
- Tom dealt the cards.
- Tom kartları dağıttı.
- Could you play cards at your high school?
- Lisedeyken kart oynayabilir miydin?
- Please shuffle the cards carefully.
- Lütfen kartları dikkatlice karıştırın.
- I dealt the cards.
- Kartları dağıttım.
- It's time to show your cards.
- Kartlarınızı gösterme zamanı.
- It's Tom's turn to deal the cards.
- Kartları dağıtma sırası Tom'da.
- Deal us the cards.
- Bize kartları dağıt.
- They killed time playing cards.
- Kart oynayarak zaman öldürdüler.
- Don't show your cards.
- Kartlarınızı göstermeyin.
- Let's put our cards on the table.
- Kartlarımızı masaya koyalım.
- Playing cards is not in itself harmful.
- Kart oynamak özünde zararlı değildir.
- Tom is good at cards.
- Tom kart oyunlarında iyidir.
- Take any two cards you like.
- İstediğiniz iki kartı alın.
- Tom, Mary, John and Alice all looked at their cards at the same time.
- Tom, Mary, John ve Alice aynı anda kartlarına baktılar.
- Tom had fun playing cards with Mary.
- Tom, Mary ile kart oynarken çok eğlendi.
- The graphics cards are insanely expensive.
- Ekran kartları delicesine pahalı.
- Pierre dealt cards to all the players.
- Pierre tüm oyunculara kart dağıttı.
- We had a good time playing cards.
- Kart oynarken iyi vakit geçirdik.
- They passed time by playing cards.
- Kart oynayarak zaman geçirdiler.
- I had fun playing cards with Tom.
- Tom'la kart oynarken çok eğlendim.
- Fadil was holding all the cards.
- Fadıl bütün kartları tutuyordu.
- Lucky at cards, unlucky in love.
- Kartlarda şanslı, aşkta şanssız.
- Fadil was holding all the cards.
- Tüm kartlar Fadıl'ın elindeydi.
- I'm going to do a trick with only four cards.
- Yalnızca dört kartla bir hile yapacağım.
- Play your cards right and Tom might invite you to his party.
- Kartlarını doğru oynarsan, Tom seni partisine davet edebilir.
- New Year's cards provide us with the opportunity to hear from friends and relatives.
- Yeni yıl kartları bize arkadaşlarımızdan ve akrabalarımızdan haber alma fırsatı sağlar.
- Deal the cards.
- Kartları dağıt.
- We played cards to kill time.
- Vakit geçirmek için kart oynadık.
- Tom laid his cards on the table.
- Tom kartlarını masaya koydu.
- Tom likes to play cards.
- Tom kart oynamayı seviyor.
- Why don't we see if he wants to play cards with us?
- Bizimle kart oynamak isteyip istemediğini sorsak ya.
- Tom is playing cards with Mary.
- Tom Mary ile kart oynuyor.
- Play your cards right and Tom might invite you to his party.
- Kartlarınızı doğru oynarsanız Tom sizi partisine davet edebilir.
- They sat around the table playing cards.
- Masanın etrafında oturup kart oynadılar.
- I want to play cards.
- Ben kart oynamak istiyorum.
- Just then, the workers in the park brought over some small playing cards.
- Tam o sırada parktaki işçiler küçük oyun kartları getirdiler.
- They eat sunflower seeds while playing cards.
- Onlar kart oynarken ayçiçeği çekirdeği yiyorlar.
- Tom and I killed time playing cards.
- Tom ve ben kart oynayarak zaman öldürdük.
- Tom cut the cards and started dealing.
- Tom kartları kesti ve dağıtmaya başladı.
- Tom plays his cards well.
- Tom kartlarını iyi oynuyor.
- A blind man can't play cards.
- Kör bir adam kart oynayamaz.
- Show your cards.
- Kartlarınızı gösterin.
- Sami dealt the cards.
- Sami kartları dağıttı.
- Deal the cards, Tom.
- Kartları dağıt, Tom.
- They killed time playing cards.
- Onlar kart oynayarak zaman geçirdiler.
- Why don't we play cards?
- Neden kart oynamıyoruz?
- Tom looked at his cards and smiled.
- Tom kartlarına baktı ve gülümsedi.
- Have you written all the New Year's cards already?
- Bütün yeni yıl kartlarını yazdın mı çoktan?
- I hate playing cards.
- Kart oynamaktan nefret ederim.
- You should lay your cards out on the table.
- Kartlarınızı masaya açmalısınız.
- He likes to play cards.
- O, kart oynamayı sever.
- Playing cards is a hobby.
- Kart oynamak bir hobidir.
- I forgot to send New Year's cards to my friends.
- Arkadaşlarıma Yılbaşı kartları göndermeyi unuttum.
- Whose turn is it to deal the cards?
- Kartları dağıtma sırası kimde?
- We played cards after dinner.
- Biz akşam yemeğinden sonra kart oynadık.
- The men played cards and drank until late at night.
- Adamlar gece geç saatlere kadar kart oynayıp içtiler.
- I don't want to play cards.
- Kart oynamak istemiyorum.
- Let's put our cards on the table.
- Kartlarımızı açık oynayalım.
- Tom laid all his cards on the table.
- Tom tüm kartlarını masanın üzerine koydu.
- It is fun to play cards.
- Kart oynamak eğlencelidir.
Show More (147)
|