compete - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
compete yarışmak v.
  • Today, rookies will be competing against professional athletes.
  • Bugün, çaylaklar profesyonel sporculara karşı yarışacak.
  • Several companies are competing to gain the contract.
  • Birkaç şirket ihaleyi almak için yarışıyor.
  • They competed all over the world.
  • Dünyanın her yerinde yarıştılar.
Show More (42)
compete rekabet etmek v.
  • Europe will only be great, however, if it can preserve its ability to compete in the economic field.
  • Avrupa ancak ekonomik alanda rekabet edebilme kabiliyetini koruyabilirse büyük olacaktır.
  • This is an area where we want SMEs to compete.
  • Bu, KOBİ'lerin rekabet etmesini istediğimiz bir alan.
  • Only then can we give our airlines a chance to compete on fair terms in the global market.
  • Ancak o zaman hava yollarımıza küresel pazarda adil şartlarda rekabet etme şansı verebiliriz.
Show More (26)
compete (özelliklerde) yarışmak v.
  • Our business can't compete with industry giants.
  • Bizim işletmemiz sektör devleriyle yarışamaz.
Show More (-2)
compete rekabete girmek v.
  • You'll have to compete against very skilled people for the job.
  • Bu iş için çok yetenekli insanlarla rekabete girmeniz gerekecek.
Show More (-2)
compete mücadele etmek v.
  • He is competing against other swimmers.
  • Diğer yüzücülere karşı mücadele ediyor.
Show More (-2)