complex - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
complex karmaşık adj.
  • It is because they are complex, remote and not understood.
  • Bunun nedeni karmaşık, uzak ve anlaşılmamış olmalarıdır.
  • These are all complex and interrelated issues.
  • Bunların hepsi karmaşık ve birbiriyle ilişkili konulardır.
  • It does not need to be a more bureaucratic and complex system.
  • Daha bürokratik ve karmaşık bir sistem olmasına gerek yoktur.
Show More (224)
complex kompleks n.
  • And this is crucial and must be done without any complexes of an ideological or any other nature.
  • Bu çok önemlidir ve ideolojik ya da başka herhangi bir komplekse kapılmadan yapılmalıdır.
  • Other OTC remedies include Beano, which helps break down complex carbohydrates.
  • Diğer OTC ilaçları arasında kompleks karbonhidratların parçalanmasına yardımcı olan Beano bulunmaktadır.
  • He has a weight complex.
  • Kilo kompleksi var.
Show More (5)
complex karmaşık hale getirmek v.
  • It would make the CAP, which must be simplified as soon as possible, even more complex.
  • Bu durum, mümkün olan en kısa sürede basitleştirilmesi gereken OTP'yi daha da karmaşık hale getirecektir.
  • Secondly, there is an absolute need to make Europe less complex.
  • İkinci olarak Avrupa'yı daha az karmaşık hale getirmeye mutlaka ihtiyaç vardır.
  • Secondly, there is an absolute need to make Europe less complex.
  • İkinci olarak, Avrupa'yı daha az karmaşık hale getirmeye mutlak ihtiyaç vardır.
Show More (3)
complex karışık adj.
  • That's a complex question.
  • Bu karışık bir soru.
Show More (-2)