daring,

"daring," teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 31 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	daring s.	cüretkar
The daring painting was the centerfold of the exhibition. Bu cüretkâr resim, serginin odak noktası oldu. More Sentences
General
2	Genel	daring i.	cesaret
Noone except for Milo had an idea of daring. Milo dışında hiç kimse risk almaya cesaret edemiyordu. More Sentences
3	Genel	daring plan i.	cüretkar plan
Layla's daring plan worked. Layla'nın cüretkar planı işe yaradı. More Sentences
4	Genel	daring s.	korkusuz
I dare say he is innocent. Korkusuzca söylüyorum ki o masumdur. More Sentences
5	Genel	daring s.	cesur
Micah was daring while he rushed his dog to the vet quickly. Micah, köpeğini apar topar veterinere götürürken çok cesurdu. More Sentences
6	Genel	daring s.	cüretkar
This is a particularly daring role reversal. Bu özellikle cüretkar bir rol değişimidir. More Sentences
Common Usage
7	Yaygın Kullanım	daring i.	cüret
8	Yaygın Kullanım	daring s.	gözüpek
General
9	Genel	daring i.	pervasızlık
10	Genel	daring i.	yiğitlik
11	Genel	daring i.	cesurluk
12	Genel	daring i.	gözüpeklik
13	Genel	daring poses i.	cesur pozlar
14	Genel	daring poses i.	cüretli pozlar
15	Genel	daring poses i.	cüretkar pozlar
16	Genel	daring tricks i.	cesur numaralar
17	Genel	daring s.	cesaretli
18	Genel	daring s.	pervasız
19	Genel	daring s.	serüvenci
20	Genel	daring s.	tehlikeli
21	Genel	daring s.	yiğit
22	Genel	daring s.	cüretli
23	Genel	daring s.	gözü pek
24	Genel	daring s.	cesaret eden
25	Genel	daring s.	atak
26	Genel	daring s.	çok yürekli
27	Genel	daring s.	yeni
28	Genel	daring s.	rizikolu
29	Genel	in a daring way zf.	cüretkarca
Speaking
30	Konuşma	be daring expr.	cesur ol
Ottoman Turkish
31	Osmanlıca	daring s.	mütecasir