dish - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
dish tabak n.
  • The penniless kid bought me an expensive dish.
  • Beş parasız velet bana pahalı bir tabak aldı.
  • The dog quickly ate everything in its dish.
  • Köpek tabağındaki her şeyi çabucak yedi.
  • Tom put down a dish of food for his dog.
  • Tom köpeği için bir tabak yemek koydu.
Show More (47)
dish yemek n.
  • It is rather like those awful restaurants where they put cream or parsley on everything and in the end ruin every dish.
  • Her şeyin üzerine krema veya maydanoz koyan ve sonunda her yemeği mahveden o berbat restoranlar gibi.
  • The fish used for this dish are caught both in third countries and by the European fleet.
  • Bu yemek için kullanılan balıklar hem üçüncü dünya ülkelerinde hem de Avrupa filosu tarafından yakalanmaktadır.
  • The penniless kid bought me an expensive dish.
  • Çulsuz velet, bana pahalı bir yemek ısmarladı.
Show More (45)
dish çanak n.
  • Imagine what can come into houses through a dish in the remotest parts of the world.
  • Dünyanın en ücra köşelerindeki bir çanaktan evlere neler gelebileceğini hayal edin.
  • Jérôme put his feet in the dish.
  • Jérôme ayaklarını çanağın içine soktu.
Show More (-1)