distressed - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
distressed sıkıntılı adj.
  • Furthermore, there are often distressing situations among the target groups of this aid.
  • Ayrıca bu yardımın hedef grupları arasında sık sık sıkıntılı durumlar yaşanmaktadır.
  • Tom was distressed.
  • Tom sıkıntılıydı.
  • Tom appears distressed.
  • Tom sıkıntılı görünüyor.
Show More (9)
distressed ıstırap içinde adj.
  • Because of the shotgun wound the animal was clearly distressed.
  • Av tüfeği yarası nedeniyle hayvan açıkça ıstırap içindeydi.
Show More (-2)
distressed üzüntülü adj.
  • My mother is very distressed at the treatment she received from your sales representatives.
  • Annem satış temsilcilerinizden gördüğü muameleden dolayı çok üzüntülü.
Show More (-2)
distressed antika görünüm için eskitilmiş adj.
  • We will buy distressed furniture for our authentic 60's rock'n roll bar.
  • Otantik 60'lar rock'n roll barımız için bazı eskitilmiş mobilyalar alacağız.
Show More (-2)
distressed yoksul adj.
  • After the financial crisis, many distressed families had to live on the streets.
  • Mali krizin ardından birçok yoksul aile sokaklarda yaşamak zorunda kaldı.
Show More (-2)