Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
murdered person
door open
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Geçmiş
Cümleler
"door open"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 2 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Computer
1
Bilgisayar
door open
expr.
kapı açık
2
Bilgisayar
door open
expr.
kapak açık
"door open"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 112 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
open door
i.
açık kapı
Sensible texts on sexuality which should be so evident that one could almost describe them as
open doors.
Cinsellik konusunda, neredeyse
açık kapılar
olarak tanımlanabilecek kadar açık olması gereken mantıklı metinler.
More Sentences
2
Genel
open the door
f.
kapıyı açmak
Tom used the key Mary had given him to
open the door.
Tom
kapıyı açmak
için Mary'nin verdiği anahtarı kullandı.
More Sentences
3
Genel
open door policy
i.
açık kapı politikası
4
Genel
open-door
i.
kabul edilen giriş hakkı
5
Genel
open-door
i.
giriş özgürlüğü
6
Genel
open-door
i.
engellenmemiş fırsat
7
Genel
open-door
i.
engellenmemiş fırsat kaynağı
8
Genel
leave the door open
f.
açık kapı bırakmak
9
Genel
open one's door to
f.
kapısını açmak
10
Genel
open the door slightly
f.
kapıyı aralamak
11
Genel
leave the door open
f.
kapıyı açık bırakmak
12
Genel
hold the door open
f.
kapıyı açık tutmak/bırakmak
13
Genel
open the door to see who it is
f.
kim olduğunu öğrenmek için kapıyı açmak
14
Genel
keep the door halfway open
f.
kapıyı aralık tutmak
15
Genel
leave the door halfway open
f.
kapıyı aralık bırakmak
16
Genel
open the door with a key
f.
kapıyı anahtarla açmak
17
Genel
open-door
s.
herkese açık
18
Genel
open-door
s.
(endüstriyel ilişkilerde) iş yerinde çalışanlarla konuşmaya her zaman açık olan
19
Genel
open-door
s.
halka açık
20
Genel
open-door
s.
halka açık
21
Genel
the door won't open
expr.
kapı açılmıyor
Proverb
22
Atasözü
a golden key can open any door
paranın açamayacağı kapı yoktur
23
Atasözü
a golden key can open any door
para her kapıyı açar
24
Atasözü
a door must be either shut or open
bir karar vermelisin
25
Atasözü
a door must be either shut or open
iki seçeneğe aynı anda sahip olamazsın
26
Atasözü
a door must be either shut or open
seçimini yapmalısın
27
Atasözü
a door must be either shut or open
bir kapı ya açık durmalı ya kapalı
28
Atasözü
a door must be either shut or open
ya öyledir ya böyle
Idioms
29
Deyim
open the door to someone
f.
birisine kapıyı açmak
30
Deyim
open the door to peace talks
f.
barış görüşmelerine olanak tanımak
31
Deyim
open the door to someone
f.
birisinin yolunu açmak
32
Deyim
push at an open door
f.
kolayca elde etmek/başarmak
33
Deyim
crack the door open
f.
kapıyı birazcık aralamak
34
Deyim
push at an open door
f.
(geniş destek görerek) kolayca elde etmek
35
Deyim
open a new door into
f.
yeni bir kapı açmak
36
Deyim
be pushing at an open door
f.
kolayca elde etmek/başarmak
37
Deyim
be pushing at an open door
f.
zor olmayan bir şeyi başarmak
38
Deyim
be pushing at an open door
f.
(geniş destek görerek) kolayca başarmak
39
Deyim
be pushing at an open door
f.
zorlanmadan elde etmek
40
Deyim
be pushing against an open door [uk]
f.
kolayca elde etmek/başarmak
41
Deyim
be pushing against an open door [uk]
f.
zor olmayan bir şeyi başarmak
42
Deyim
be pushing against an open door [uk]
f.
(geniş destek görerek) kolayca başarmak
43
Deyim
be pushing against an open door [uk]
f.
zorlanmadan elde etmek
44
Deyim
be pushing against an open door [uk]
f.
tereyağından kıl çeker gibi olmak
45
Deyim
leave the door open for
f.
için açık kapı bırakmak
46
Deyim
leave the door open for
f.
için kapıyı açık bırakmak
47
Deyim
leave the door open for (something or doing something)
f.
(bir şey/bir şey yapmak) için açık kapı bırakmak
48
Deyim
leave the door open for (something or doing something)
f.
(bir şey/bir şey yapmak) için kapıyı açık bırakmak
49
Deyim
leave the door open for (something or doing something)
f.
(bir şey/bir şey yapmak) bir şans bırakmak
50
Deyim
leave the door open for (something or doing something)
f.
(bir şey/bir şey yapma) olasılığını açık bırakmak
51
Deyim
open the door for (someone or something)
f.
(birine/bir şeye) kapı açmak
52
Deyim
open the door for (someone or something)
f.
(birine/bir şeye) fırsat yaratmak
53
Deyim
open the door for (someone or something)
f.
(biri/bir şey) için kapıları açmak
54
Deyim
open the door for (someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) önünü açmak
55
Deyim
open the door for (someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) yolunu açmak
56
Deyim
open the door for (someone)
f.
(birine) kapıyı açmak
57
Deyim
open the door for (someone)
f.
(birinin/birine) kapısını açmak
58
Deyim
open the door for (someone)
f.
(biri) için kapıyı açmak
59
Deyim
open the door to
f.
-e fırsat yaratmak/tanımak
60
Deyim
open the door to
f.
için fırsat yaratmak/tanımak
61
Deyim
open the door to
f.
'-in yolunu açmak
62
Deyim
open the door to
f.
'-in kapılarını açmak
63
Deyim
open the door to
f.
için ortam yaratmak
64
Deyim
open the door to (someone)
f.
(birine) kapıyı açmak
65
Deyim
open the door to (someone)
f.
(birinin/birine) kapısını açmak
66
Deyim
open the door to (someone)
f.
(biri) için kapıyı açmak
67
Deyim
open the door to (someone)
f.
(birine) bazı kapıları açmak
68
Deyim
open the door to (someone)
f.
(birinin) işini kolaylaştırmak
69
Deyim
open the door to (someone)
f.
(biri) için iş/kariyer fırsatı yaratmak
70
Deyim
open the door to (someone)
f.
(birine) fırsat kapıları açmak
71
Deyim
open the door to (someone)
f.
(birine) fırsatlar sunmak
72
Deyim
open the door to (something)
f.
(bir şeyin) yolunu açmak
73
Deyim
open the door to (something)
f.
(bir şey) için fırsat yaratmak
74
Deyim
open the door to (something)
f.
(bir şeyin) önünü açmak
75
Deyim
a golden key can open any door
expr.
paranın açamayacağı kapı yoktur
76
Deyim
a golden key can open any door
expr.
para her kapıyı açar
77
Deyim
(one's) door is always open
expr.
(birinin) kapısı her zaman açık
78
Deyim
(one's) door is always open
expr.
(biri) her zaman yardıma, desteğe, yol göstermeye hazır
Speaking
79
Konuşma
open the door
expr.
aç kapıyı
80
Konuşma
open that door
expr.
aç şu kapıyı
81
Konuşma
open the door
expr.
kapıyı aç
82
Konuşma
leave the door open a little
expr.
kapıyı biraz açık bırak
83
Konuşma
they found the door open
expr.
kapıyı açık buldular
84
Konuşma
the door was open
expr.
kapı açıktı
85
Konuşma
my door is always open to you
expr.
kapım sana/size her zaman açık
86
Konuşma
make sure you don't leave the door open
expr.
kapıyı açık bırakmadığından emin ol
87
Konuşma
leave my door open just a crack
expr.
kapımı biraz açık bırak
88
Konuşma
please open the door
expr.
lütfen kapıyı aç
89
Konuşma
did you say the door was open?
expr.
kapının açık olduğunu mu söyledin?
Trade/Economic
90
Ticaret/Ekonomi
open-door policy
i.
açık kapı politikası
91
Ticaret/Ekonomi
open door policy
i.
açık kapı politikası
92
Ticaret/Ekonomi
open door policy
i.
dış ticarette açık kapı politikası
93
Ticaret/Ekonomi
open door
i.
serbest ticaret
94
Ticaret/Ekonomi
open door policy
i.
yabancı işadamlarına eşit imkanlar sağlama politikası
Politics
95
Siyasal
open door policy
i.
açık kapı siyaseti
96
Siyasal
open door policy
i.
açık kapı politikası
97
Siyasal
open door
i.
ticari ilişkiler bakımından tüm uluslara eşit fırsat tanıyan devlet politikası
98
Siyasal
open door
i.
göçmenlere uygulanan açık kapı politikası
99
Siyasal
open-door
i.
ticari ve diğer ilişkiler bakımından tüm uluslara eşit fırsat tanıyan devlet politikası
100
Siyasal
open-door
i.
göçmenlere uygulanan açık kapı politikası
101
Siyasal
open-door
s.
(dış ilişkilerde) açık kapı politikasına ait
102
Siyasal
open-door
s.
(dış ilişkilerde) açık kapı politikasıyla ilgili
103
Siyasal
open-door
s.
(dış ilişkilerde) açık kapı politikası uygulayan
104
Siyasal
open-door
s.
(dış ilişkilerde) açık kapı politikasına ait
105
Siyasal
open-door
s.
(dış ilişkilerde) açık kapı politikasıyla ilgili
106
Siyasal
open-door
s.
(dış ilişkilerde) açık kapı politikası uygulayan
Technical
107
Teknik
pivoted end door (of high-sided open wagon)
i.
açık vagon başlık kapağı
Computer
108
Bilgisayar
open door
expr.
kapı aç
Automotive
109
Otomotiv
door hold-open spring
i.
kapı tutma yayı
110
Otomotiv
door open detent
i.
kapı açma tutucu parçaları
Slang
111
Argo
your barn door is open
expr.
dükkanlar açık kalmış
112
Argo
your barn door is open
expr.
dükkanın açık kalmış
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of door open
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy