gag - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
gag ağzını tıkamak v.
  • The kidnappers gagged Tom and locked him up in a closet.
  • Çocuk hırsızları Tom'un ağzını tıkadılar ve onu bir dolaba kilitlediler.
  • She tied him up and gagged him, then she started to beat him savagely.
  • Onu bağladı ve ağzını tıkadı, sonra onu vahşice dövmeye başladı.
  • Tom was gagged and tied to a chair when the police found him.
  • Polis onu bulduğunda ağzı tıkalıydı ve bir sandalyeye bağlıydı.
Show More (2)
gag tıkaç n.
  • The bandits put a gag in his mouth.
  • Haydutlar onun ağzına bir tıkaç koydu.
  • Tom untied the knot and removed the gag.
  • Tom düğümü çözdü ve tıkacı çıkardı.
  • The bandits put a gag in his mouth.
  • Haydutlar ağzına bir tıkaç koymuşlar.
Show More (0)
gag şaka n.
  • It's an old gag, but a good one.
  • Eski bir şaka ama iyi bir şaka.
  • It's an old gag, but a good one.
  • Eski bir şaka, ama iyi.
Show More (-1)