| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | in no way zf. | hiçbir şekilde | ||
|
In no way does this mean not making employment policies a top priority. Bu, hiçbir şekilde istihdam politikalarını en önemli öncelik haline getirmemek anlamına gelmez. More Sentences |
||||
| Genel | in no way zf. | hiç | ||
|
Death in no way differs from life. Ölüm hiç bir şekilde yaşamdan farklı değildir. More Sentences |
||||
| Genel | in no way zf. | kesinlikle | ||
| Genel | in no way zf. | hiçbir surette | ||
| Genel | in no way zf. | bir türlü | ||
| İngilizce | Türkçe | |
|---|---|---|
| General | ||
| Genel | be in no way connected to f. | uzaktan yakından ilgisi olmamak |
| Phrases | ||
| İfadeler | in a way that leaves no doubt zf. | hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde |
| İfadeler | in a way that leaves no doubt zf. | hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak şekilde |
| İfadeler | in no way out of the way expr. | alışılmışın dışında |
| İfadeler | in no way out of the way expr. | sapa |
| İfadeler | in no way out of the way expr. | yol üstü olmayan |
| Idioms | ||
| Deyim | in no way, shape, or form expr. | hiçbir şekilde |
| Deyim | in no way, shape, or form expr. | hiçbir şartta |
| Deyim | in no way, shape, or form expr. | hiçbir şekilde ve surette |
| Deyim | in no way, shape, or form expr. | hiçbir vesileyle |
| Deyim | in no way, shape, or form expr. | hiçbir yolla |
