intimidate - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
intimidate korkutmak v.
  • The government denies that farmers were intimidated in connection with the culls and it asks for evidence.
  • Hükümet, çiftçilerin itlaflarla bağlantılı olarak korkutulduğunu reddediyor ve kanıt istiyor.
  • Those people who have stayed are intimidated, imprisoned and badly treated.
  • Kalmaya devam eden insanlar korkutuluyor, hapsediliyor ve kötü muamele görüyor.
  • Tom is rather intimidating.
  • Tom oldukça korkutucu.
Show More (26)
intimidate gözünü korkutmak v.
  • I don't think Tom is intimidated.
  • Tom'un gözünün korkutulduğunu sanmıyorum.
  • You intimidate us.
  • Gözümüzü korkutuyorsunuz.
  • Tom intimidated Mary.
  • Tom Mary'nin gözünü korkuttu.
Show More (24)
intimidate yıldırmak v.
  • Tom can't intimidate us.
  • Tom bizi yıldıramaz.
Show More (-2)
intimidate sindirmek v.
  • I think they're trying to intimidate us.
  • Onlar bizi sindirmeye çalışıyorlar sanırım.
Show More (-2)