melt - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
melt erimek v.
  • In northern areas of continents the permafrost is melting at a dramatic rate, especially in central Siberia and Alaska.
  • Kıtaların kuzey bölgelerinde özellikle orta Sibirya ve Alaska'da donmuş toprak tabakası endişe verici bir hızla eriyor.
  • Let's eat the ice cream now before it melts.
  • Dondurmayı erimeden şimdi yiyelim.
  • I was hoping the ice cream wouldn't melt so quickly.
  • Dondurmanın bu kadar çabuk erimemesini umuyordum.
Show More (87)
melt eritmek v.
  • Melt the chocolate by using a bain-marie.
  • Çikolatayı benmari usulü eritin.
  • However, it is easier to claim that mobile phones melt our brains.
  • Ancak, cep telefonlarının beynimizi erittiğini iddia etmek daha kolaydır.
  • However, it is easier to claim that mobile phones melt our brains.
  • Ancak cep telefonlarının beynimizi erittiğini iddia etmek daha kolay.
Show More (18)
melt dağılmak v.
  • The protest against the new law melted away.
  • Yeni yasaya karşı yapılan protestolar yavaş yavaş dağılıyordu.
Show More (-2)
melt yumuşamak v.
  • My heart melts whenever I listen to this song.
  • Bu şarkıyı her dinlediğimde kalbim yumuşuyor.
Show More (-2)