| 1 |
moving |
dokunaklı |
adj. |
|
- I found the last scene of the movie deeply moving.
- Filmin son sahnesini son derece dokunaklı buldum.
- Yesterday we discussed enlargement and I confess the occasion was moving and gratifying.
- Dün genişleme konusunu tartıştık ve itiraf etmeliyim ki bu olay çok dokunaklı ve memnuniyet vericiydi.
- This song is so moving that it brings tears to my eyes.
- Bu şarkı o kadar dokunaklı ki gözlerimi yaşartıyor.
- Sami's testimony was extremely moving.
- Sami'nin ifadesi son derece dokunaklıydı.
- This song is so moving that it brings tears to my eyes.
- Bu şarkı o kadar dokunaklı ki gözlerimi yaşarttı.
- This story is interesting, funny and even moving.
- Bu anlatı ilginç, eğlenceli ve hatta dokunaklı.
- It's an incredibly moving story.
- İnanılmaz dokunaklı bir hikaye.
- When we were small, father used to read us moving stories.
- Biz küçükken babam bize dokunaklı hikayeler okurdu.
- This story is interesting, funny and even moving.
- Bu hikaye ilginç, komik ve hatta dokunaklı.
Show More (6)
|
| 2 |
moving |
hareket halindeki (motorlu araç) |
adj. |
|
- Tom jumped out of the moving car.
- Tom hareket halindeki arabadan atladı.
- It is very dangerous to jump aboard the train when it is moving.
- Tren hareket halindeyken trene atlamak çok tehlikelidir.
- Dan was pushed under a moving train.
- Dan hareket halindeki bir trenin altına itildi.
- It's not safe to jump out of a moving truck.
- Hareket halindeki bir kamyondan atlamak güvenli değil.
- It's dangerous to jump off a moving train.
- Hareket halindeki bir trenden atlamak tehlikelidir.
- Layla jumped out of the moving car.
- Layla hareket halindeki arabadan atladı.
- Cats are often run over by moving vehicles.
- Kediler genellikle hareket halindeki araçlar tarafından ezilirler.
- It is dangerous to jump into a moving train.
- Hareket halindeki bir trenin içine atlamak tehlikelidir.
Show More (5)
|
| 3 |
moving |
harekete geçirmek |
v. |
|
- Let us cut the red tape and get the aid moving!
- Bürokrasiyi keselim ve yardımları harekete geçirelim!
- Now of course I understand that there is a need to get the parties around a table and get them moving.
- Şimdi elbette tarafları bir masa etrafında toplayıp harekete geçirmeye ihtiyaç olduğunu anlıyorum.
- The second reason for our question was of course to get the plans for reform moving.
- Sorumuzun ikinci nedeni elbette reform planlarını harekete geçirmekti.
- Let us cut the red tape and get the aid moving!
- Bürokrasiyi ortadan kaldıralım ve yardımları harekete geçirelim!
- With that in mind, however, it is important to get things moving.
- Ancak bunu akılda tutarak, işleri harekete geçirmek önemlidir.
Show More (2)
|
| 4 |
moving |
hareketli |
adj. |
|
- The moving parts of the machine make too much noise.
- Makinenin hareketli parçaları çok fazla ses çıkarıyor.
- This is an interesting, funny and even moving story.
- Bu ilginç, komik ve hatta hareketli bir hikaye.
- Cats are often run over by moving vehicles.
- Kediler genellikle hareketli araçlar tarafından ezilirler.
Show More (0)
|
| 5 |
moving |
etkileyici |
adj. |
|
- It's an incredibly moving story.
- İnanılmaz etkileyici bir hikaye.
- It was really moving.
- Gerçekten etkileyiciydi.
- This is an interesting, funny and even moving story.
- Bu ilginç, komik ve hatta etkileyici bir hikaye.
Show More (0)
|
