|
- No older animals over 30 months of age enter the food chain.
- Gıda zincirine 30 aylıktan büyük hiçbir hayvan giremez.
- Slightly older children can appreciate the differences but not understand the purpose of the advertising.
- Biraz daha büyük çocuklar farklılıkları takdir edebilir ancak reklamın amacını anlayamazlar.
- By then, my children will be older than I am now.
- O zamana kadar çocuklarım benden daha büyük olacaklar.
- My older boy wants nothing to do with his younger brothers.
- Benim büyük oğlum küçük kardeşi ile hiçbir şey yapmak istemiyor.
- My older boy wants nothing to do with his younger brothers.
- Büyük oğlum küçük kardeşleriyle hiçbir şey yapmak istemiyor.
- She's three years older than me.
- Benden üç yaş büyük.
- Tom's older daughter is still unmarried.
- Tom'un büyük kızı hala evlenmemiş.
- George is five years older than me.
- George benden beş yaş daha büyüktür.
- He's ten years older than you.
- Senden on yaş büyük.
- Tom looks older than his age.
- Tom yaşından büyük görünüyor.
- Bill is two years older than I am.
- Bill benden iki yaş daha büyük.
- You're older than I thought you were.
- Yaşın sandığımdan büyükmüş.
- I'm not much older than Tom.
- Tom'dan çok büyük değilim.
- His older sister is older than my oldest brother.
- Onun ablası benim abimden daha büyük.
- I'm only three years older than he is.
- Ben ondan sadece üç yaş büyüğüm.
- I'm older than any other student in my class.
- Sınıfımdaki diğer öğrencilerden daha büyüğüm.
- Tom is a year older than me.
- Tom benden bir yaş büyük.
- My brother is two years older than I am.
- Ağabeyim benden iki yaş büyüktür.
- He's two years older than I am.
- O, benden iki yaş büyüktür.
- Tom is only a couple of years older than Mary.
- Tom, Mary'den sadece birkaç yaş büyük.
- She's older than Tom.
- Tom'dan daha büyük.
- That is, my dad is two years older than my mom.
- Yani, babam annemden iki yaş büyüktür.
- I have an older brother and an older sister.
- Büyük bir ağabeyim ve büyük bir ablam var.
- Tom is three years older than Mary.
- Tom Mary'den üç yaş daha büyüktür.
- In comparison to him, I am still older.
- Onunla kıyaslarsak, ben hâlâ daha büyüğüm.
- That is, my dad is two years older than my mom.
- Yani, babam annemden iki yaş büyük.
- I'm not older than him.
- Ben ondan daha büyük değilim.
- I thought you were older than me.
- Benden büyük olduğunu sanıyordum.
- She's three years older than me.
- Benden üç yaş daha büyüktür.
- Is your sister older than you?
- Kız kardeşin senden büyük mü?
- I'm only three years older than he is.
- Ondan sadece üç yaş daha büyüğüm.
- They married boys older than them.
- Kendilerinden büyük çocuklarla evlendiler.
- He's three years older than me.
- O benden üç yaş daha büyüktür.
- Are all your sisters and brothers older than you?
- Bütün kız ve erkek kardeşlerin senden büyük mü?
- He's two years older than I am, but he's shorter than I am.
- O benden iki yaş büyük ama boyu benden kısa.
- He's three years older than her.
- Ondan üç yaş büyük.
- Kim is older than I am by four years.
- Kim benden dört yaş büyük.
- George is five years older than me.
- George benden beş yaş büyük.
- He is older than I am.
- Benden büyük.
- My sister is older than my brother.
- Kız kardeşim erkek kardeşimden daha büyük.
- I'm three years older than Tom is.
- Ben Tom'dan üç yaş büyüğüm.
- You're three years older than Tom, aren't you?
- Tom'dan üç yaş büyüksün, değil mi?
- His older daughter is still unmarried.
- Büyük kızı hala evli değil.
- Tom is only three years older than Mary.
- Tom, Mary'den sadece üç yaş büyük.
- Just because someone is older than you, it doesn't mean that they know more than you.
- Birinin senden büyük olması, senden daha çok şey bildiği anlamına gelmez.
- Tom is only three years older than me.
- Tom benden sadece üç yaş büyük.
- Is your father older than your mother?
- Babanız annenizden daha mı büyük?
- He is older than any other student in his class.
- Sınıfındaki diğer tüm öğrencilerden daha büyüktür.
- Tom told me he wasn't much older than Mary.
- Tom bana Mary'den çok büyük olmadığını söyledi.
- Kim is four years older than me.
- Kim benden dört yaş büyüktür.
- Susan is two years older than I am.
- Susan benden iki yaş daha büyük.
- My older sister takes a shower every morning.
- Büyük kız kardeşim her sabah duş alır.
- My brother is older than me.
- Abim benden büyüktür.
- Tom can't be older than Mary.
- Tom, Mary'den daha büyük olamaz.
- At least I'm older than you.
- En azından ben senden büyüğüm.
- Who's older, you or Tom?
- Kim daha büyük, sen mi Tom mu?
- Tom is a few years older than Mary.
- Tom, Mary'den birkaç yaş büyük.
- He is older than I by two years, but less tall than I.
- Benden iki yaş büyük ama boyu benden kısa.
- Are you older than eighteen years old?
- On sekiz yaşından büyük müsün?
- Did you know Tom was older than Mary?
- Tom'un Mary'den büyük olduğunu biliyor muydun?
- Tom is three years older than I am, but he's shorter than I am.
- Tom benden üç yaş büyük ama benden daha kısa.
- She's two years older than me.
- Benden iki yaş büyük.
- Tom is about three years older than Mary.
- Tom, Mary'den yaklaşık üç yaş büyük.
- My older brother had a position in a large company.
- Ağabeyimin büyük bir şirkette pozisyonu vardı.
- I'm three years older than you.
- Senden üç yaş büyüğüm.
- He's only two years older than Jane.
- Jane'den sadece iki yaş daha büyük.
- My cousin is a little older than I am.
- Kuzenim benden biraz daha büyük.
- Mary is my older son's youngest daughter.
- Mary büyük oğlumun en küçük kızı.
- You're a few years older than Tom.
- Sen Tom'dan birkaç yaş büyüksün.
- Ninety-five percent of orphans are older than 5 years old.
- Yetimlerin yüzde 95'i 5 yaşından büyüktür.
- She's two years older than I am.
- Benden iki yaş daha büyüktür.
- If Tom were older, he'd understand.
- Tom daha büyük olsaydı, beni anlardı.
- Susan is two years older than me.
- Susan benden iki yaş büyük.
- You're only three years older than me.
- Sen benden sadece üç yaş büyüksün.
- Tom is probably a few years older than Mary.
- Tom muhtemelen Mary'den birkaç yaş büyüktür.
- Tom is not much older than Mary's daughter.
- Tom, Mary'nin kızından çok da büyük değil.
- He's only a couple of years older than me.
- O benden sadece birkaç yaş büyük.
- Tom is likely older than Mary.
- Tom muhtemelen Mary'den daha büyüktür.
- My brother is eight years older than me.
- Erkek kardeşim benden sekiz yaş büyük.
- Tom is three years older than Mary.
- Tom, Mary'den üç yaş büyük.
- John is two years older than me.
- John benden iki yaş büyük.
- The older brother became a successful trader.
- Büyük erkek kardeş başarılı bir tüccar oldu.
- Tom's older daughter is still unmarried.
- Tom'un büyük kızı hâlâ bekardır.
- He's two years older than me, but he's shorter.
- O benden iki yaş daha büyük fakat daha kısa.
- She's a bit older than me.
- O benden biraz daha büyük.
- Tom is almost three years older than Mary.
- Tom, Mary'den neredeyse üç yaş büyüktür.
- She is three years older than I am.
- O benden üç yaş daha büyük.
- She's three years older than I am.
- Benden üç yaş daha büyük.
- Jack is three years older than I am.
- Jack benden üç yaş daha büyük.
- I'm not that much older than you.
- Senden o kadar da büyük değilim.
- Fadil was ten years older than Layla.
- Fadıl, Leyla'dan on yaş büyüktü.
- She is older than Jane by two years.
- O, Jane'den iki yaş büyük.
- Jack is three years older than me.
- Jack benden üç yaş daha büyük.
- Her older daughter is married.
- Onun büyük kızı evlidir.
- If only I'd been a couple of years older, they would've let me into the bar.
- Keşke birkaç yaş daha büyük olsaydım, bara girmeme izin verirlerdi.
- Susan is older than me by 2 years.
- Susan benden iki yaş büyük.
- Tom is only three months older than Mary.
- Tom, Mary'den sadece üç ay büyük.
- Jack is three years older than I am.
- Jack benden üç yaş büyük.
- Tom has three older siblings.
- Tom'un üç büyük kardeşi var.
- His older daughter is still unmarried.
- Büyük kızı hâlâ evlenmemiş.
- Tom is a few years older than Mary is.
- Tom Mary'den birkaç yaş daha büyük.
- My brother is older than me.
- Erkek kardeşim benden büyüktür.
- I respect those older than me.
- Benden büyük olanlara saygı duyuyorum.
- She's older than him.
- Kız, oğlandan büyük.
- Tom is only a few years older than me.
- Tom benden sadece birkaç yaş büyük.
- Tom is a bit older than Mary.
- Tom, Mary'den biraz daha büyük.
- Tom is three years older than Mary is.
- Tom, Mary'den üç yaş büyük.
- Tom wasn't much older than Mary.
- Tom, Mary'den çok büyük değildi.
- He is older than the boy who is over there.
- Oradaki çocuktan daha büyük.
- Not only the workers, but also their wives, sisters, mothers, and daughters older than four are being cruelly exploited.
- Sadece işçiler değil, eşleri, kız kardeşleri, anneleri ve dört yaşından büyük kızları da acımasızca sömürülüyor.
- Tom seemed older and more mature than the other boys.
- Tom diğer oğlanlardan daha büyük ve olgun görünüyordu.
- You're three years older than I am, aren't you?
- Sen benden üç yaş daha büyüksün, değil mi?
- He's two years older than I am.
- Benden iki yaş büyük.
- My older brother had a position in a large company.
- Ağabeyimin büyük bir şirkette bir pozisyonu vardı.
- The older daughter wants to be British.
- Büyük kız Britanyalı olmak istiyor.
- Tom is three years older than you, isn't he?
- Tom senden üç yaş büyük, değil mi?
- I'm three years older than my brother.
- Erkek kardeşimden üç yaş daha büyüğüm.
- Sally is two years older than Ken.
- Sally Ken'den iki yaş daha büyük.
- I just realized Tom is older than Mary.
- Tom'un Mary'den büyük olduğunu fark ettim.
- Tom is only a little older than Mary.
- Tom, Mary'den sadece biraz daha büyük.
- You're three years older than me, aren't you?
- Benden üç yaş daha büyüksün, değil mi?
- He's two years older than me, but he's shorter.
- Benden iki yaş büyük ama daha kısa.
- Tom is older than me by three years.
- Tom benden üç yaş büyük.
- Are all your sisters and brothers older than you?
- Bütün kız kardeşlerin ve erkek kardeşlerin senden daha mı büyük?
- My brother is two years older than I, but he is three centimeters shorter.
- Kardeşim benden iki yaş büyük ama üç santimetre daha kısa.
- She's two years older than I am.
- O benden iki yaş büyük.
- They're both older than you.
- İkisi de senden büyük.
- She's six years older than me.
- O, benden altı yaş daha büyüktür.
- He is older than I by two years, but less tall than I.
- O benden iki yıl daha büyüktür fakat benden daha az uzundur.
- I'm older than you.
- Ben senden büyüğüm.
- Sami is at least sixty years older than Layla.
- Sami, Leyla'dan en az altmış yaş büyük.
- The older girl helped set the table.
- Büyük kız masanın kurulmasına yardım etti.
- She's two years older than me.
- O, benden iki yaş daha büyüktür.
- He's three years older than I am.
- O benden üç yaş daha büyük.
- You're three years older than I am, aren't you?
- Benden üç yaş büyüksün, değil mi?
- I'm much older than you think I am.
- Yaşım sandığından çok daha büyük.
- We're a little older.
- Biz biraz daha büyüğüz.
- I am older than your brother.
- Ben kardeşinden büyüğüm.
- Tom is only three years older than you are.
- Tom senden sadece üç yaş büyük.
- Tom's girlfriend is older than mine.
- Tom'un kız arkadaşı benimkinden daha büyük.
- Tom is three years older than I am, but he's shorter than I am.
- Tom benden üç yaş daha büyük ama o benden daha kısa.
- He's three years older than my father.
- Babamdan üç yaş büyük.
- I'm older than he is.
- Ben ondan daha büyüğüm.
- Tom isn't much older than Mary.
- Tom, Mary'den çok da büyük değil.
- She's six years older than me.
- Benden altı yaş büyük.
- He looks older than my brother.
- O benim erkek kardeşimden daha büyük görünüyor.
- Tom is only a couple of years older than me.
- Tom benden sadece birkaç yaş büyük.
- You're three years older than me.
- Benden üç yaş büyüksün.
- Tom is three years older than I am.
- Tom benden üç yaş büyük.
- Bill is two years older than I am.
- Bill benden iki yaş büyük.
- I didn't know Tom was older than Mary.
- Tom'un Mary'den büyük olduğunu bilmiyordum.
- The older children helped the younger ones.
- Büyük çocuklar küçüklere yardımcı oldular.
- Our car is three years older than yours.
- Bizim arabamız sizinkinden üç yaş büyük.
- Tom is a year older than me.
- Tom benden bir yaş daha büyük.
- I'm not that much older than you are.
- Senden o kadar da büyük değilim.
- Jack is three years older than me.
- Jack benden üç yaş büyük.
- Tom is only three years older than us.
- Tom bizden sadece üç yaş büyük.
- I'm three years older than Tom is.
- Tom'dan üç yaş büyüğüm.
- He is only two years older than me.
- Benden sadece iki yaş büyük.
- I'm older than him.
- Ben ondan büyüğüm.
- I have three older sisters.
- Üç büyük kız kardeşim var.
- The older of the two daughters is in college.
- İki kızdan büyüğü üniversitede.
- Tom can't be older than me.
- Tom benden büyük olamaz.
- The older boys are always playing tricks on him.
- Büyük çocuklar her zaman ona oyun oynuyorlar.
- Tom is a few years older than Mary is.
- Tom, Mary'den birkaç yaş büyük.
- Tom isn't that much older than Mary.
- Tom, Mary'den o kadar da büyük değil.
- I'm older than your brother.
- Kardeşinden daha büyüğüm.
- He married a girl older than he.
- Kendisinden büyük bir kızla evlendi.
- Tom is three years older than his wife.
- Tom karısından üç yaş büyüktür.
- My brother is older than me.
- Kardeşim benden büyük.
- He's three years older than me.
- Benden üç yaş büyük.
- Tom is only three years older than us.
- Tom bizden sadece üç yaş büyüktür.
- He's three years older than I am.
- Benden üç yaş büyük.
- You're only three years older than me.
- Benden sadece üç yaş büyüksün.
- She's six years older than I am.
- Benden altı yaş büyük.
- Tom is a few years older than Mary.
- Tom Mary'den birkaç yaş daha büyük.
- Susan is two years older than me.
- Susan benden iki yaş daha büyük.
- Tom and I are older than Mary.
- Tom ve ben Mary'den daha büyüğüz.
- He's two years older than Mary is.
- Mary'den iki yaş büyük.
- Tom is older than any other student in his class.
- Tom sınıfındaki öğrencilerin hepsinden büyük.
- Tom is a little older than Mary.
- Tom, Mary'den biraz daha büyük.
- I'm not much older than he is.
- Ondan yaşça çok büyük değilim.
- She is two years older than you.
- Senden iki yaş büyük.
- Tom is a little older than the rest of the students in his class.
- Tom sınıftaki diğer öğrencilerden biraz daha büyük.
- Kim is four years older than I am.
- Kim benden dört yaş büyük.
- Tom's car is three years older than mine.
- Tom'un arabası benimkinden üç yaş büyük.
- Ninety-five percent of orphans are older than 5 years old.
- Yetimlerin yüzde doksan beşi 5 yaşından büyüktür.
- I'm thirty years older than you.
- Senden 30 yaş büyüğüm.
- John is two years older than I am.
- John benden iki yaş büyük.
- Tom is a few months older than Mary.
- Tom, Mary'den birkaç ay daha büyük.
- The older son succeeded in doubling his inheritance.
- Büyük oğul mirasını ikiye katlamayı başardı.
- I don't know whether he's younger or older than me.
- Benden büyük mü küçük mü bilmiyorum.
- I'm three years older than you are.
- Senden üç yaş büyüğüm.
- Would you date a man thirty years older than you?
- Senden otuz yaş büyük bir adamla buluşur musun?
- Tom is three years older than you.
- Tom senden üç yaş daha büyük.
- Tom is three years older than you.
- Tom senden üç yaş büyük.
- He is two years older than you.
- O, senden iki yaş daha büyüktür.
- My brother is eight years older than me.
- Kardeşim benden sekiz yaş büyük.
- You're a few years older than Tom.
- Tom'dan birkaç yaş büyüksün.
- Tom is older than I am, isn't he?
- Tom benden büyük, değil mi?
- He's older than her.
- Ondan daha büyük.
- She is three years older than I am.
- Benden üç yaş büyüktür.
- He never dates older women.
- Kendinden büyük kadınlarla asla çıkmaz.
- He's only a couple of years older than me.
- O benden yalnızca iki yaş büyük.
- He is two years older than Ogawa.
- Ogawa'dan iki yaş büyüktür.
- Are all of your sisters older than you?
- Kız kardeşlerinin hepsi senden büyük mü?
- I don't know if he's older or younger than me.
- Benden büyük mü küçük mü bilmiyorum.
- Didn't you know Tom was older than Mary?
- Tom'un Mary'den büyük olduğunu bilmiyor muydun?
- Kim is four years older than me.
- Kim benden dört yaş büyük.
- If only I'd been a couple of years older, they would've let me into the bar.
- Birkaç yaş daha büyük olsaydım, onlar bara girmeme izin verirdi.
- My sister is older than my brother.
- Kız kardeşim, erkek kardeşimden daha büyük.
- Tom is only three years older than Mary.
- Tom Mary'den sadece üç yaş daha büyük.
- You're only three years older than me.
- Benden yalnızca üç yaş büyüksün.
- She's six years older than I am.
- Benden altı yaş daha büyüktür.
- He's older than me.
- O benden daha büyük.
- He's two years older than I am, but he's shorter than I am.
- Benden iki yaş büyük ama benden kısa.
- He is older than you by eight years.
- Senden sekiz yaş büyük.
- Tom is a couple of years older than me, I think.
- Tom benden birkaç yaş büyük sanırım.
- Tom is several years older than Mary.
- Tom, Mary'den birkaç yaş büyük.
- Her older brother is two years older than I.
- Ağabeyi benden iki yaş büyük.
- He can't be older than me.
- Benden büyük olamaz.
- Would you date a man thirty years older than you?
- Senden 30 yaş büyük bir adamla çıkar mıydın?
- You're a few years older than Tom, aren't you?
- Tom'dan birkaç yaş büyüksün, değil mi?
- I'm older than any other student in my class.
- Sınıfımdaki herhangi bir diğer öğrenciden daha büyüğüm.
- The older of the two daughters is in college.
- İki kızın büyük olanı üniversitededir.
- He's three years older than my father.
- Babamdan üç yaş daha büyüktür.
- Ken is older than Seiko.
- Ken, Seiko'dan daha büyük.
- I'm three years older than my brother.
- Kardeşimden üç yaş büyüğüm.
- Mary is a few years older than Tom.
- Mary, Tom'dan birkaç yaş büyük.
- The older boys are always playing tricks on him.
- Büyük olan çocuklar her zaman ona dalavere yapıyorlar.
- I'm older than I look.
- Göründüğümden daha büyüğümdür.
- He married an older woman.
- Kendinden büyük bir kadınla evlendi.
- The older daughter wants to be British.
- Büyük kız İngiliz olmak istiyor.
- You're a few years older than Tom, aren't you?
- Tom'dan birkaç yaş daha büyüksün, değil mi?
- I am older than your brother.
- Senin kardeşinden daha büyüğüm.
- He's only two years older than Jane.
- Jane'den sadece iki yaş büyük.
- The older girl helped set the table.
- Büyük kız masayı hazırlamaya yardım etti.
- Sami is at least sixty years older than Layla.
- Sami, Layla'dan en az altmış yaş büyük.
- Tom is two years older than I am.
- Tom benden iki yaş büyük.
- Tom is a year older than Mary.
- Tom, Mary'den bir yaş büyük.
- The older children helped the younger ones.
- Büyük çocuklar küçüklere yardım etti.
- My brother is two years older than I am.
- Kardeşim benden iki yaş büyük.
- I'm older than you.
- Ben senden daha büyüğüm.
- Kim is two years older than he is.
- Kim ondan iki yaş daha büyük.
- Susan is two years older than I am.
- Susan benden iki yaş büyük.
- Kim is two years older than he is.
- Kim ondan iki yaş büyük.
- He is much older than he looks.
- Göründüğünden çok daha büyük.
- I have a son not much older than Tom.
- Tom'dan çok büyük olmayan bir oğlum var.
- I'm three years older than you.
- Senden üç yaş daha büyüğüm.
- Tom isn't much older than me.
- Tom benden çok büyük değil.
- Tom was not much older than Mary.
- Tom, Mary'den çok da büyük değildi.
- Tom is two years older than I am.
- Tom benden iki yaş daha büyük.
- I'm older than you, so of course I know better.
- Senden büyüğüm, tabii ki daha iyisini bilirim.
- Tom married an older girl.
- Tom kendinden büyük bir kızla evlendi.
- He is only two years older than me.
- O benden yalnızca iki yaş büyük.
- Mary is a few years older than Tom.
- Mary, Tom'dan birkaç yaş büyüktür.
- He is older than Jane by two years.
- Jane'den iki yaş büyüktü.
- Tom is three years older than me.
- Tom benden üç yaş daha büyük.
- I'm quite a bit older than you.
- Ben de senden biraz büyüğüm.
- He is ten years older than me.
- O benden on yaş büyük.
- The older son succeeded in doubling his inheritance.
- Büyük oğul mirası iki katına çıkarmayı başardı.
- Tom is three years older than I am.
- Tom benden üç yaş daha büyük.
- Sally is two years older than Ken.
- Sally, Ken'den iki yaş büyük.
- She's two years older than him.
- Ondan iki yaş büyük.
- Tom is older than he looks.
- Tom göründüğünden daha büyüktür.
- My brother is two years older than me, but three centimeters shorter.
- Erkek kardeşim benden iki yaş büyüktür, ama üç santim kısadır.
- You're three years older than me, aren't you?
- Benden üç yaş büyüksün, değil mi?
- He's older than her.
- Ondan büyük.
- He is two years older than Ogawa.
- Ogawa'dan iki yaş büyük.
- I am older than you.
- Ben senden büyüğüm.
- Tom is a lot older than us.
- Tom'un yaşı bizden çok büyük.
- He is two years older than you.
- Senden iki yaş büyük.
- He is older than I am.
- Yaşı benden büyük.
- He's older than her.
- Yaşı ondan büyük.
- He's ten years older than you.
- O, senden on yaş daha büyüktür.
- You're three months older than Tom, aren't you?
- Tom'dan üç ay büyüksün, değil mi?
- Tom is three years older than Mary is.
- Tom Mary'den üç yaş daha büyüktür.
- You're three months older than Tom.
- Tom'dan üç ay büyüksün.
- He's older than her.
- Adam ondan daha büyük.
- She's only a couple of years older than me.
- O benden sadece birkaç yaş büyük.
- Her boyfriend is older than her.
- Erkek arkadaşı ondan büyük.
- I think Tom is Mary's older brother.
- Sanırım Tom Mary'nin büyük erkek kardeşi.
- Jack is three years older than I.
- Jack benden üç yaş büyük.
- I am older than you.
- Ben senden daha büyüğüm.
- My brother is two years older than me, but three centimeters shorter.
- Kardeşim benden iki yaş büyük ama üç santimetre daha kısa.
- He's three years older than she is.
- Ondan üç yaş büyük.
- You're three years older than me.
- Sen benden üç yaş büyüksün.
- Both of my brothers are older than I am.
- İki kardeşim de benden büyük.
- I'm three years older than you are.
- Ben senden üç yaş daha büyüğüm.
- Tom is three months older than me.
- Tom benden üç ay büyük.
- Tom looks older than his younger brother.
- Tom küçük kardeşinden daha büyük görünüyor.
- Mary seems older than fifty.
- Mary elli yaşından büyük gözüküyor.
- Both of my brothers are older than I am.
- İki erkek kardeşim de benden daha büyük.
- Older children tend to be less jealous than their younger sibling.
- Büyük çocuklar küçük kardeşlerinden daha az kıskanç olma eğilimindedirler.
- Tom is three years older than me.
- Tom benden üç yaş büyük.
- Are you older than Tom?
- Tom'dan daha mı büyüksün?
- George is five years older than I am.
- George benden beş yaş daha büyüktür.
- Tom certainly looks older than twelve.
- Tom kesinlikle on iki yaşından büyük görünüyor.
- At least I'm older than you.
- En azından senden daha büyüğüm.
- You're three years older than Tom, aren't you?
- Tom'dan üç yaş daha büyüksün, değil mi?
- I'm quite a bit older than you.
- Senden epey büyüğüm.
- He isn't much older than me.
- Benden çok büyük değil.
- John is two years older than I am.
- John benden iki yaş daha büyük.
- She's three years older than I am.
- Benden üç yaş büyük.
- She is older than Jane by two years.
- Jane'den iki yaş büyük.
- Tom has an older sister named Mary.
- Tom'un Mary adında büyük bir kız kardeşi var.
- She started dating boys much older than her.
- Kendisinden çok daha büyük erkeklerle çıkmaya başladı.
- Tom couldn't have been any older than thirteen at the time.
- Tom o sırada on üç yaşından büyük olamazdı.
- Her older daughter is married.
- Büyük kızı evli.
- George is five years older than I am.
- George benden beş yaş büyüktür.
- Tom has a son not much older than Mary.
- Tom'un Mary'den çok da büyük olmayan bir oğlu var.
- Tom is almost three years older than Mary.
- Tom, Mary'den neredeyse üç yaş büyük.
Show More (309)
|
|
- Our experience in dealing with our neighbours will be transferred to the older Member States.
- Komşularımızla ilişkilerimizdeki tecrübelerimiz daha yaşlı Üye Devletlere aktarılacaktır.
- Tom dyed his hair gray so he'd look older.
- Tom daha yaşlı görünmek için saçlarını griye boyattı.
- Who's older, your mother or your father?
- Kim daha yaşlı, annen mi yoksa baban mı?
- Tom is a lot older now.
- Tom artık çok daha yaşlı.
- Sami seemed older.
- Sami daha yaşlı görünüyordu.
- Tom is a lot older now.
- Tom şimdi çok daha yaşlı.
- I look older.
- Daha yaşlı görünüyorum.
- I don't know which of you is older.
- Hanginizin daha yaşlı olduğunu bilmiyorum.
- I don't know which of you is older.
- Hanginiz daha yaşlı bilmiyorum.
- Tom is thirty years old, but he looks much older.
- Tom otuzunda, ama çok daha yaşlı gösteriyor.
- Tom is thirty years old, but he looks much older.
- Tom otuz yaşında, ama çok daha yaşlı görünüyor.
- I thought it made me look older.
- Onun beni daha yaşlı gösterdiğini düşünmüştüm.
- Your new hair style makes you look older.
- Yeni saç stilin seni daha yaşlı gösteriyor.
- Tom never dates older women.
- Tom asla daha yaşlı kadınlarla çıkmaz.
- I look older.
- Ben daha yaşlı görünüyorum.
- Tom grew his beard so he'd look older.
- Tom daha yaşlı görünmek için sakalını uzattı.
- In comparison to him, I am still older.
- Ona kıyasla, ben hala daha yaşlıyım.
- Tom is now older and wiser.
- Tom artık daha yaşlı ve bilge.
- Who's older, you or Tom?
- Kim daha yaşlı, sen mi yoksa Tom mu?
- I figured Tom would be older.
- Tom'un daha yaşlı olacağını düşündüm.
- Care has made her look ten years older.
- Endişe onun on yaş daha yaşlı görünmesine neden oldu.
- Tom is older, but not wiser.
- Tom daha yaşlı ama daha akıllı değil.
- She's now older and wiser.
- O artık daha yaşlı ve bilge.
- Who's older, your mother or your father?
- Kim daha yaşlı, annen mi baban mı?
- Tom is thirty years old, but he looks much older.
- Tom otuz yaşında ama çok daha yaşlı görünüyor.
- Who's older, Tom or Mary?
- Kim daha yaşlı, Tom mu Mary mi?
- I thought you'd be older.
- Daha yaşlı olursun sanmıştım.
- He is older and wiser now.
- O,şimdi daha yaşlı ve daha akıllıdır.
- I thought Tom would be older.
- Tom'un daha yaşlı olacağını düşündüm.
- Tom dyed his hair gray so he'd look older.
- Daha yaşlı görünmek için Tom saçını griye boyadı.
- She was forty, but she appeared older.
- Kırk yaşındaydı ama daha yaşlı görünüyordu.
- He is older and wiser now.
- Şimdi daha yaşlı ve daha bilge.
- The older, the wiser.
- Daha yaşlı, daha akıllı.
- Tom looks older.
- Tom daha yaşlı görünüyor.
- Tom is now older and wiser.
- Tom şimdi daha yaşlı ve daha akıllı.
- Tom married an older girl.
- Tom, daha yaşlı bir kızla evlendi.
- Tom's older.
- Tom daha yaşlı.
- She looks older.
- Daha yaşlı görünüyor.
- Many people are older, but not wiser.
- Birçok insan daha yaşlıdır ama daha bilge değildir.
- She is older and wiser now.
- O artık daha yaşlı ve bilge.
- I thought you'd be older.
- Ben senin daha yaşlı olacağını düşündüm.
- Tom is older and wiser now.
- Tom artık daha yaşlı ve bilge.
- I thought Tom would be older.
- Tom'un daha yaşlı olacağını düşünmüştüm.
- I thought it made me look older.
- Beni daha yaşlı gösterdiğini düşündüm.
- She looks older.
- O daha yaşlı görünüyor.
- Tom's older.
- Tom daha yaşlıdır.
- Who's older, Tom or Mary?
- Kim daha yaşlı, Tom' mu yoksa Mary mi?
- Tom is older and wiser now.
- Tom artık daha yaşlı ve daha akıllı.
- We're a little older.
- Biz biraz daha yaşlıyız.
- We're both a lot older now.
- Şimdi ikimiz de çok daha yaşlıyız.
- Sami seemed older.
- Sami daha yaşlı gözüküyordu.
- I don't know if he's older or younger than me.
- Onun benden daha yaşlı mı yoksa daha genç mi olduğunu bilmiyorum.
- She was forty, but she appeared older.
- Kırk yaşındaydı, fakat daha yaşlı görünüyordu.
- Tom is older, but not wiser.
- Tom daha yaşlıdır ama daha akıllı değildir.
Show More (51)
|