Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
older
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"older"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 6 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
older
s.
daha yaşlı
2
Genel
older
s.
büyük
3
Genel
older
s.
eski
4
Genel
older
s.
daha eski
5
Genel
older
s.
yaşça büyük
Computer
6
Bilgisayar
older
expr.
daha eskiler
"older"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 56 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
role of an older sister
i.
ablalık
2
Genel
a familiar address to an older man
i.
amca
3
Genel
older brother
i.
abi
4
Genel
older men
i.
yaşlı erkekler
5
Genel
older age pensioner
i.
emeklilik çağına gelmiş kimse
6
Genel
well preserved older person
i.
eski toprak
7
Genel
the population that is getting older
i.
yaşlanmakta olan nüfus
8
Genel
the population that is becoming older the population that is aging
i.
yaşlanmakta olan nüfus
9
Genel
older sister
i.
büyük abla
10
Genel
international day for older persons
i.
dünya yaşlılar günü
11
Genel
look older
f.
büyük göstermek
12
Genel
seem older
f.
büyük göstermek
13
Genel
begin to seem older
f.
yaşlı gözükmeye başlamak
14
Genel
got older
f.
yaşlanmak
15
Genel
get older
f.
yaşlanmak
16
Genel
behave as an older sister
f.
ablalık etmek
17
Genel
behave as an older sister (toward)
f.
ablalık etmek
18
Genel
grow older
f.
yaşlanmak
19
Genel
older than
s.
-den daha yaşlı
20
Genel
woof (well off older folks)
kısalt.
hali vakti yerinde yaşlılar
Phrases
21
İfadeler
as old as my eyes and a little (bit) older than my teeth
expr.
göründüğü yaşta
22
İfadeler
as old as my eyes and a little (bit) older than my teeth
expr.
gözünün gördüğü yaşta
23
İfadeler
as old as my eyes and a little (bit) older than my teeth
expr.
yaşını söylemeyip soruyu geçiştirmek için söylenen bir söz
24
İfadeler
as old as my eyes and a little (bit) older than my teeth
expr.
yaş sorulduğunda verilen muğlak cevap
25
İfadeler
compared to older one
expr.
eskisine oranla
26
İfadeler
(...age) 7 years and older
expr.
7 yaş ve üstü
27
İfadeler
(...age) 7 years and older
expr.
7 yaş ve üzeri
28
İfadeler
(...age) 7 years and older
expr.
yedi yaş ve üzeri
29
İfadeler
(...age) 7 years and older
expr.
yedi yaş ve üstü
30
İfadeler
as she grew older
expr.
yaşlandıkça
Colloquial
31
Konuşma Dili
everyone gets older
i.
herkes yaşlanır
32
Konuşma Dili
older than
s.
daha yaşlı
33
Konuşma Dili
older than
s.
daha eski
Idioms
34
Deyim
older adult
i.
orta yaşı geçkin kimse
35
Deyim
have a thing for older men
f.
olgun erkeklerden hoşlanmak
Speaking
36
Konuşma
i am older than you
i.
ben senden büyüğüm
37
Konuşma
as she grew older
expr.
büyüdükçe
38
Konuşma
two years older than me
expr.
benden iki yaş büyük
39
Konuşma
I was expecting somebody that was older
expr.
ben daha yaşlı birisini bekliyordum
40
Konuşma
I am older than you
expr.
ben senden yaşlıyım
41
Konuşma
you look older
expr.
daha büyük görünüyorsun
42
Konuşma
you look older
expr.
daha yaşlı görünüyorsun
43
Konuşma
I was expecting an older couple
expr.
daha yaşlı bir çift bekliyordum
44
Konuşma
just because you're older it doesn't mean you 're right
expr.
yaşlısın diye haklı olman gerekmiyor
45
Konuşma
you are getting older
expr.
yaşlanıyorsun
46
Konuşma
as you get older and time passes
expr.
zaman ilerleyip de belli bir yaşa geldiğinde
47
Konuşma
I get older
expr.
yaşlandım
48
Konuşma
I grow older
expr.
yaşlandım
Computer
49
Bilgisayar
older files
i.
eski dosyalar
Medical
50
Medikal
older in age
i.
kendisinden yaşça büyük
51
Medikal
patients older than 45 years
i.
kırkbeş yaşın üzerindeki hastalar
52
Medikal
community-dwelling older adults
i.
toplum içinde yaşayan yaşlılar
53
Medikal
adults aged 18 and older
i.
18 yaş ve üzeri erişkinler
54
Medikal
present at older ages
f.
daha geç yaşlarda ortaya çıkmak
Marine Biology
55
Deniz Biyolojisi
older eel
i.
erişkin yılan balığı
Geology
56
Jeoloji
older units
i.
yaşlı birimler
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of older
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy