|
- One of my colleagues afterwards said that point was a powerful intervention.
- Daha sonra meslektaşlarımdan biri bu noktanın güçlü bir müdahale olduğunu söyledi.
- Terrorism needs to be addressed by a range of policy instruments, only one of which is military force.
- Terörizm bir dizi politika aracıyla ele alınmalıdır, bunlardan sadece biri askeri güçtür.
- One of our formal responsibilities is to grant discharge in respect of the implementation of the budget.
- Resmi sorumluluklarımızdan biri de bütçenin uygulanmasıyla ilgili olarak ibra yetkisi vermektir.
- The issue must therefore continue to one of our main concerns.
- Dolayısıyla bu konu temel kaygılarımızdan biri olmaya devam etmelidir.
- This is definitely one of those times.
- Bu kesinlikle o zamanlardan biri.
- The single sky is losing one of its major distinguishing characteristics.
- Tek gökyüzü en önemli ayırt edici özelliklerinden birini kaybediyor.
- I am one of those who value it highly, although some may disagree with me.
- Bazıları benimle aynı fikirde olmasa da ben bu konuya büyük önem verenlerden biriyim.
- I am one of those who voted for it.
- Ben de bu yönde oy kullananlardan biriyim.
- Therefore, this scourge cannot but become one of our most important targets over the next few years.
- Dolayısıyla bu bela önümüzdeki birkaç yıl içinde en önemli hedeflerimizden biri haline gelecektir.
- I think, in general, that it is one of our very major tasks to continue to keep these issues on the agenda.
- Genel olarak, bu konuları gündemde tutmaya devam etmenin bizim en önemli görevlerimizden biri olduğunu düşünüyorum.
- One of my main concerns in this case was, at the time, labelling.
- Bu davadaki temel endişelerimden biri, o zamanlar etiketleme konusuydu.
- One of my greatest concerns about this initiative is its funding, both substantively and in terms of its publicity.
- Bu girişimle ilgili en büyük endişelerimden biri, hem maddi hem de tanıtım açısından finansmanıdır.
- I was both interested and delighted to see that entrepreneurship and small enterprises are one of your priorities.
- Girişimcilik ve küçük işletmelerin önceliklerinizden biri olduğunu görmek beni hem ilgilendirdi hem de sevindirdi.
- Helping its disadvantaged regions to catch up has always been one of Turkey's objectives.
- Geri kalmış bölgelerin kalkınmasını desteklemek, daima Türkiye'nin amaçlarından biri olmuştur.
- One of its main themes is the need for an integrated strategy.
- Ana temalarından biri entegre bir stratejiye duyulan ihtiyaçtır.
- One of aquaculture's most significant problems is its poor image, which is the result of a lack of knowledge.
- Su ürünleri yetiştiriciliğinin en önemli sorunlarından biri, bilgi eksikliğinin bir sonucu olan kötü imajıdır.
- The Commission proposal also contains less successful features, one of which is the definition of 'bathing water'.
- Komisyon önerisi daha az başarılı özellikler de içermektedir; bunlardan biri 'yüzme suyu' tanımıdır.
- Protection of juveniles is equally important and must be one of our priorities.
- Yavru balıkların korunması da aynı derecede önemlidir ve önceliklerimizden biri olmalıdır.
- As rapporteur for the 2004 budget I myself made it one of my priorities.
- Ben de 2004 bütçesinin raportörü olarak bunu önceliklerimden biri haline getirdim.
- I am one of those Members who attends sittings quite faithfully.
- Ben oturumlara oldukça sadık bir şekilde katılan Üyelerden biriyim.
- I was one of 400 000 countryside marchers in London on Sunday who would not agree.
- Pazar günü Londra'da aynı fikirde olmayan 400.000 kırsal kesim yürüyüşçüsünden biriydim.
- You can now do one of two things.
- Şimdi iki şeyden birini yapabilirsiniz.
- One of this Commission's great promises was that this parliamentary term would see things getting moved forward.
- Bu Komisyonun en büyük vaatlerinden biri, bu parlamento döneminde işlerin daha da ileriye götürüleceğiydi.
- And, in this historic present we are living through, the European Union is taking shape as one of its main protagonists.
- Ve içinde yaşadığımız bu tarihi dönemde, Avrupa Birliği, ana kahramanlarından biri olarak şekilleniyor.
- Have we really managed to avoid duplication of effort, which was one of our aims?
- Amaçlarımızdan biri olan mükerrer çabalardan kaçınmayı gerçekten başarabildik mi?
- He went on to murder one of his ministers in the course of a government meeting.
- Daha sonra bir hükümet toplantısı sırasında bakanlarından birini öldürdü.
- One of my main concerns is that the legal base for these actions expired at the end of December 2000.
- Başlıca endişelerimden biri, bu eylemlerin yasal dayanağının Aralık 2000 sonunda sona ermiş olmasıdır.
- I am therefore one of those who cannot in any way see the Johannesburg Summit as a success.
- Bu nedenle Johannesburg Zirvesi'ni hiçbir şekilde başarılı olarak göremeyenlerden biriyim.
- One of my ancestors was the captain of a ship sailing between Scotland and Valparaiso, Chile.
- Atalarımdan biri İskoçya ile Şili'nin Valparaiso kenti arasında sefer yapan bir geminin kaptanıydı.
- However, we are giving this issue our utmost attention, and rightly so; it is one of our priorities.
- Bununla birlikte, bu konuya azami dikkat gösteriyoruz ve haklı olarak önceliklerimizden biri de bu.
- This was one of Parliament's requests that has now become reality.
- Bu, Parlamento'nun artık gerçeğe dönüşen taleplerinden biriydi.
- The Commission proposal also contains less successful features, one of which is the definition of 'bathing water'.
- Komisyon teklifi aynı zamanda daha az başarılı özellikler de içermektedir, bunlardan biri de "yüzme suyu" tanımıdır.
- This was one of Parliament's requests that has now become reality.
- Bu, Parlamentonun artık gerçeğe dönüşen taleplerinden biriydi.
- I am one of those Members of this House whose cultural background is not exactly Christian.
- Ben bu Meclisin kültürel geçmişi tam olarak Hristiyan olmayan Üyelerinden biriyim.
- I am bound to say that is one of my obsessions.
- Bunun benim takıntılarımdan biri olduğunu söylemek zorundayım.
- We are one of Nepal's most important partners and can therefore bring our full influence to bear as an honest broker.
- Nepal'in en önemli ortaklarından biriyiz ve bu nedenle dürüst bir arabulucu olarak tüm etkimizi ortaya koyabiliriz.
- I was honoured to be one of its members.
- Üyelerinden biri olmaktan onur duydum.
- One of my objectives for this budget was to improve transparency and to achieve greater accountability.
- Bu bütçeyle ilgili hedeflerimden biri şeffaflığı arttırmak ve daha fazla hesap verebilirlik sağlamaktı.
- One of my London constituents, Feroz Abbasi, is among them.
- Londra'daki seçmenlerimden biri olan Feroz Abbasi de bu mağdurlar arasında yer alıyor.
- The Swedish Presidency has made conflict prevention one of its core issues.
- İsveç Dönem Başkanlığı çatışmaların önlenmesini temel konularından biri haline getirmiştir.
- One of its key aims is to remove American involvement in European security.
- Temel amaçlarından biri Avrupa güvenliğinde Amerikan müdahalesini ortadan kaldırmaktır.
- I have no doubt that your country will be one of our new Member States in 2004.
- Ülkenizin 2004 yılında yeni Üye Devletlerimizden biri olacağından hiç şüphem yok.
- One of NEPAD’s concerns is digital solidarity.
- Afrika'nın Kalkınması için Yeni Ortaklık kaygılarından biri de dijital dayanışmadır.
- One of our formal responsibilities is to grant discharge in respect of the implementation of the budget.
- Resmi sorumluluklarımızdan biri de bütçenin uygulanmasına ilişkin olarak ibra yetkisi vermektir.
- It also supports the reform of the Commission, which is one of Parliament's most urgent priorities.
- Ayrıca Parlamentonun en acil önceliklerinden biri olan Komisyon reformunu da desteklemektedir.
- The constitutional challenge is often quoted in Ireland as one of our reasons.
- İrlanda'da anayasal meydan okuma sık sık nedenlerimizden biri olarak gösterilir.
- These must be one of its main political and legislative priorities.
- Bunlar temel siyasi ve yasal önceliklerden biri olmalıdır.
- Since the Lisbon Summit, becoming the most competitive information society in the world has been one of our objectives.
- Lizbon Zirvesi'nden bu yana, dünyanın en rekabetçi bilgi toplumu olmak hedeflerimizden biri olmuştur.
- However, we are giving this issue our utmost attention, and rightly so; it is one of our priorities.
- Ancak bu konuya azami dikkat gösteriyoruz ve haklı olarak önceliklerimizden biri de bu.
- I can confirm that this is, indeed, one of our priorities.
- Bunun gerçekten de önceliklerimizden biri olduğunu teyit edebilirim.
- One of two things could be at work here.
- Burada iki şeyden biri söz konusu olabilir.
- One of this Commission's great promises was that this parliamentary term would see things getting moved forward.
- Bu Komisyon'un en büyük vaatlerinden biri, bu parlamento döneminde işlerin daha da ileriye götürüleceğiydi.
- One of Europe’s weaknesses has been insufficient SME involvement in research.
- Avrupa'nın zayıf yönlerinden biri de KOBİ'lerin araştırmaya yeterince katılmamasıdır.
- One of our objectives is to get citizens to become fully involved in ensuring their own safety.
- Hedeflerimizden biri de vatandaşların kendi güvenliklerini sağlamaya tam olarak dahil olmalarını sağlamaktır.
- Modern administration means that the citizen is not the authorities' supplicant, but one of its customers.
- Modern yönetim, vatandaşın yetkililerin yalvaranı değil, müşterilerinden biri olduğu anlamına gelir.
- That is one of our group's concerns.
- Grubumuzun endişelerinden biri de budur.
- One of our tasks will thus be the continuation of the enlargement process.
- Böylece görevlerimizden biri de genişleme sürecinin devamı olacaktır.
- The fight against terrorism has been, and must continue to be, one of our priorities, if not our main priority.
- Terörizmle mücadele temel önceliğimiz olmasa da önceliklerimizden biri olmuştur ve olmaya devam etmelidir.
- Bringing the work of the European Parliament closer to the people must be one of our top priorities.
- Avrupa Parlamentosu'nun çalışmalarını halka yakınlaştırmak en önemli önceliklerimizden biri olmalıdır.
- One of our assessment criteria must be to ask what our own services actually do.
- Değerlendirme kriterlerimizden biri de kendi hizmetlerimizin gerçekte ne yaptığını sormak olmalıdır.
- I was both interested and delighted to see that entrepreneurship and small enterprises are one of your priorities.
- Girişimciliğin ve küçük işletmelerin önceliklerinizden biri olduğunu görmek beni hem ilgilendirdi hem de sevindirdi.
- Ukraine is one of those countries.
- Ukrayna da bu ülkelerden biri.
- One of our hospital's board members is coming in as a patient.
- Hastanemizin kurul üyelerinden biri hasta olarak geliyor.
- It might be one of those jokes where you had to be there.
- Orada olmanız gereken şakalardan biri olabilir.
- I am one of six candidates running for president.
- Ben cumhurbaşkanlığı için yarışan altı adaydan biriyim.
- I am one of six candidates running for president.
- Ben cumhurbaşkanlığı için aday olan altı kişiden biriyim.
- Sometimes truth is stranger than fiction, and today was one of those days.
- Bazen gerçek kurgudan daha gariptir ve bugün de o günlerden biriydi.
- One of our hospital's board members is coming in as a patient.
- Hastanemizin yönetim kurulu üyelerinden biri hasta olarak geliyor.
- Sometimes truth is stranger than fiction, and today was one of those days.
- Fakat bazen gerçeklik kurgudan daha gariptir ve bugün o günlerden biri.
- The earth probably sees plastic as just another one of its children.
- Dünya muhtemelen plastiği kendi çocuklarından biri olarak görüyor.
- It might be one of those jokes where you had to be there.
- Orada olman gereken şakalardan biri olabilir.
- Sometimes truth is stranger than fiction, and today was one of those days.
- Bazen gerçek, kurgudan daha tuhaftır ve bugün de o günlerden biriydi.
- The earth probably sees plastic as just another one of its children.
- Dünya muhtemelen plastiği çocuklarından biri olarak görüyor.
- I am one of six candidates running for president.
- Başkanlık için yarışan altı adaydan biriyim.
- The earth probably sees plastic as just another one of its children.
- Dünya büyük ihtimal plastiği çocuklarından biri gibi görüyordur.
- You've somehow managed to tick off both your own government and one of our closest allies.
- Bir şekilde hem kendi hükümetinizi hem de en yakın müttefiklerimizden birini kızdırmayı başardınız.
- One of my dreams is to one day see the aurora borealis.
- Hayallerimden biri bir gün kutup ışıklarını görmek.
- One of those boys is Tom.
- O oğlanlardan biri Tom.
- Tom is one of my clients.
- Tom benim müşterilerimden biri.
- Tom isn't one of our regular employees.
- Tom düzenli çalışanlarımızdan biri değil.
- It's one of mine.
- Bu benim kurallarımdan biri.
- Tom is still one of us.
- Tom hâlâ bizden biri.
- Tom is one of my most interesting friends.
- Tom en ilginç arkadaşlarımdan biri.
- Tom ate one of Mary's cupcakes.
- Tom, Mary'nin keklerinden birini yedi.
- One of my cats is missing.
- Kedilerimden biri kayıp.
- English is just one of over 2,700 languages in the world today.
- İngilizce bugün dünyadaki 2.700'den fazla dilden sadece biri.
- Tom has promised to give me one of his guitars.
- Tom bana gitarlarından birini vereceğine söz verdi.
- Tom is one of my closest friends.
- Tom benim en yakın arkadaşlarımdan biri.
- One of those people may be Tom.
- Şu insanlardan birisi Tom olabilir.
- At the party, one of his political opponents humiliated him in the presence of many guests.
- Partide, siyasi rakiplerinden biri, birçok davetlinin huzurunda onu küçük düşürdü.
- I'm one of Tom's brothers.
- Ben Tom'un kardeşlerinden biriyim.
- Tom is one of my technicians.
- Tom teknisyenlerimden biri.
- I haven't seen one of those in Boston yet.
- Ben onlardan birini henüz Boston'da görmedim.
- Can we make one of those?
- Şunlardan birini yapabilir miyiz?
- One of my suitcases is missing.
- Bavullarımdan biri kayıp.
- That was one of my better ideas.
- Bu benim en iyi fikirlerimden biriydi.
- One of Serbia's allies was Russia.
- Sırbistan'ın müttefiklerinden biri Rusya'ydı.
- Tom is one of us now.
- Tom artık bizden biri.
- I wanted to buy one of Tom's paintings.
- Tom'un resimlerinden birini almak istedim.
- Facebook suspended one of my six accounts.
- Facebook altı hesabımdan birini askıya aldı.
- I'm not one of your patients.
- Hastalarınızdan biri değilim.
- Tom could've been one of us.
- Tom bizden biri olabilirdi.
- One of us could help them.
- Bizden biri onlara yardımcı olabilir.
- One of my horses died yesterday.
- Atlarımdan biri dün öldü.
- Apple is one of America's biggest companies.
- Apple Amerika'nın en büyük şirketlerinden biri.
- One of my six Facebook accounts was suspended.
- Altı Facebook hesabımdan biri askıya alındı.
- One of Tom's complaints is the food.
- Tom'un şikayetlerinden biri de yemekler.
- Tom was one of those who were fired.
- Tom da kovulanlardan biriydi.
- Tom is one of my relatives.
- Tom benim akrabalarımdan biri.
- One of your buttons has come off.
- Düğmelerinden biri kopmuş.
- It's one of my favorite movies.
- Bu benim en sevdiğim filmlerden biri.
- The minister appointed one of his cronies to a key position.
- Bakan, yandaşlarından birini kilit bir pozisyona atadı.
- That's one of my favorite pictures of Tom.
- O, Tom'un en sevdiğim resimlerinden biri.
- Tom had one of his socks on inside out.
- Tom'un çoraplarından biri ters giyilmişti.
- I'm interested in buying one of those.
- Şunlardan birini almakla ilgileniyorum.
- I wouldn't buy one of those even if I had enough money.
- Yeterli param olsa bile onlardan birini almazdım.
- Tom got one of his ears pierced.
- Tom kulaklarından birini deldirdi.
- Tom wore one of my shirts yesterday.
- Tom dün benim tişörtlerimden birini giydi.
- This novel was one of his final works.
- Bu roman onun son eserlerinden biriydi.
- I read one of his works.
- Onun eserlerinden birini okudum.
- Soccer is one of my little brother's hobbies.
- Futbol küçük kardeşimin hobilerinden biri.
- Tom put on one of John's shirts.
- Tom, John'un gömleklerinden birini giydi.
- You shouldn't have to pay that much to buy one of those.
- Onlardan birini satın almak için bu kadar çok ödemek zorunda olmamalısın.
- One of your neighbors complained about all the junk in your front yard.
- Komşularınızdan biri ön bahçenizdeki çerçöpten şikayet etti.
- I'm one of Tom's classmates.
- Tom'un sınıf arkadaşlarından biriyim.
- We know you're one of us.
- Senin bizden biri olduğunu biliyoruz.
- Tom took off one of his gloves.
- Tom eldivenlerinden birini çıkardı.
- Mireille Mathieu is one of France's best singers.
- Mireille Mathieu Fransa'nın en iyi şarkıcılarından biri.
- Tom is one of my best friends.
- Tom en iyi arkadaşlarımdan biri.
- That wasn't one of your better ideas.
- Bu senin iyi fikirlerinden biri değildi.
- Tom broke a glass and cut one of his fingers.
- Tom bir bardak kırdı ve parmaklarından birini kesti.
- Traveling abroad is one of my favorite things.
- Yurtdışına seyahat etmek en sevdiğim şeylerden biri.
- Tom is one of our employees.
- Tom çalışanlarımızdan biri.
- One of those people may be her.
- Şu insanlardan biri o olabilir.
- You're not one of us.
- Bizden biri değilsin.
- Tom was only one of Mary's many stepchildren.
- Tom, Mary'nin üvey çocuklarından sadece biriydi.
- One of her three cars is blue and the others are white.
- Onun üç arabasından biri mavi ve diğerleri beyazdır.
- One of you should be helping Tom.
- İçinizden biri Tom'a yardım etmeli.
- One of Tom's complaints is the food.
- Tom'un şikayetlerinden biri yiyecektir.
- One of those guys is my brother.
- O adamlardan biri benim kardeşim.
- Here's one of my favorites.
- İşte favorilerimden biri.
- This is one of my favorite places.
- Burası en sevdiğim yerlerden biri.
- This is one of Boston's most respected construction companies.
- Boston'un en saygın inşaat şirketlerinden biri.
- I knew every one of those guys.
- O adamlardan her birini tanıyordum.
- I think one of my tires is flat.
- Bence lastiklerimden biri patlak.
- You'll be one of us soon.
- Yakında bizden biri olacaksın.
- The First World War began as a regional conflict and become one of history's worst humanitarian catastrophes.
- Birinci Dünya Savaşı bölgesel bir çatışma olarak başladı ve tarihin en kötü insani felaketlerinden biri haline geldi.
- It has to be one of us.
- Bizden biri olmak zorundadır.
- One of our players scored a goal just five minutes after the match started.
- Oyuncularımızdan biri maç başladıktan sadece beş dakika sonra bir gol attı.
- That guy might be one of Tom's brothers.
- O adam Tom'un erkek kardeşlerden biri olabilir.
- Mary was one of my best friends in high school.
- Mary lisede benim en iyi arkadaşlarımdan biriydi.
- Tom is interested in buying one of your paintings.
- Tom resimlerinizden birini satın almakla ilgileniyor.
- This is one of those times.
- Bu o zamanlardan biri.
- That's one of ours.
- O bizimkilerden biri.
- One of my hobbies is classical music.
- Hobilerimden biri klasik müziktir.
- Tom isn't one of us.
- Tom bizden biri değil.
- This is one of those days.
- Bu o günlerden biri.
- I'd like to try one of those cookies.
- Bu kurabiyelerden birini denemek istiyorum.
- Would one of you please tell me why I can't join your club?
- Lütfen biri bana neden kulübünüze katılamayacağımı söyleyebilir mi?
- One of our players scored a goal just five minutes after the match started.
- Maç başladıktan sadece beş dakika sonra oyuncularımızdan biri gol attı.
- One of my pleasures is watching TV.
- Zevklerimden biri de televizyon izlemektir.
- It was one of my favorites.
- En sevdiklerimden biriydi.
- One of her four sisters has passed away but the others are still with us.
- Dört kız kardeşinden biri vefat etti ama diğerleri hala bizimle.
- I'm one of Tom's assistants.
- Ben Tom'un yardımcılarından biriyim.
- Gambling isn't one of Tom's vices.
- Kumar Tom'un kötü alışkanlıklarından biri değil.
- He is one of my best friends.
- En iyi arkadaşlarımdan biri.
- That wasn't one of your better ideas.
- O senin en iyi fikirlerinden biri değildi.
- One of my favorite things about Boston is the people.
- Boston'la ilgili en sevdiğim şeylerden biri insanları.
- This fighter jet is one of Russia's fastest weapons.
- O savaş jeti en hızlı Rus silahlarından biri.
- Tom is one of Mary's ex-husbands.
- Tom, Mary'nin eski kocalarından biri.
- He is one of my neighbors.
- O, benim komşularımdan biri.
- One of Tom's favorite meals is a grilled cheese sandwich with tomato soup.
- Tom'un en sevdiği yemeklerden biri domates çorbasıyla ızgara peynirli sandviçtir.
- I'm one of Tom's assistants.
- Ben Tom'un asistanlarından biriyim.
- One of my dreams is to study the Icelandic language.
- Hayallerimden biri İzlandaca öğrenmektir.
- I'm looking for one of my brothers.
- Kardeşlerimden birini arıyorum.
- Tom said he wanted to buy one of Mary's paintings.
- Tom, Mary'nin tablolarından birini almak istediğini söyledi.
- I'd love to get one of those.
- Onlardan birini almak istiyorum.
- One of those people might be Tom.
- Şu insanlardan birisi Tom olabilir.
- One of Tom's favorite things to do is fishing.
- Tom'un en sevdiği şeylerden biri balık tutmaktır.
- I ruined one of my best shirts when I spilled some battery acid on the sleeve.
- En iyi gömleklerimden birini koluna akü asidi döktüğümde mahvettim.
- That's one of my New Year's resolutions.
- O benim yeni yıl kararlarımdan biri.
- One of us could help you.
- Bizden biri sana yardım edebilir.
- When will you send me one of your photos?
- Ne zaman bana resimlerinden birini göndereceksin?
- Her husband is one of my friends.
- Kocası benim arkadaşlarımdan biri.
- Do you know where I can buy one of those?
- Onlardan birini nereden alabileceğimi biliyor musun?
- I think one of us ought to ask Tom what he thinks.
- Sanırım bizden biri Tom'a ne düşündüğünü sormalı.
- Tom gave Mary one of his guitars.
- Tom Mary'ye gitarlarından birini verdi.
- One of my brothers is a teacher.
- Erkek kardeşlerimden biri öğretmen.
- Tom is one of my wife's acquaintances.
- Tom karımın tanıdıklarından biri.
- This is one of London's top universities.
- Burası Londra'nın en iyi üniversitelerinden biri.
- Can I have one of those?
- Onlardan birini alabilir miyim?
- Now is a great time to buy one of those.
- Şimdi onlardan birini satın almak için harika bir zaman.
- One of my friends bought a red car.
- Arkadaşlarımdan biri kırmızı bir araba aldı.
- Even though Tom is one of my neighbors, I don't know him very well.
- Tom komşularımdan biri olsa da onu çok iyi tanımıyorum.
- Tom was one of my students.
- Tom öğrencilerimden biriydi.
- Can I be one of your new friends, too?
- Ben de senin yeni arkadaşlarından biri olabilir miyim?
- Tom is one of my rivals.
- Tom benim rakiplerimden biri.
- Here's one of my favorites.
- İşte en sevdiklerimden biri.
- I wanted to buy one of those, too.
- Ben de onlardan birini satın almak istedim.
- Tom is one of Boston's most successful lawyers.
- Tom Boston'ın en başarılı avukatlarından biri.
- Tom made some extra money by renting one of his rooms to a college student.
- Tom odalarından birini bir üniversite öğrencisine kiralayarak biraz daha fazla para kazandı.
- Tom is one of Mary's co-workers.
- Tom, Mary'nin iş arkadaşlarından biri.
- One of my friends repaired my bike for me yesterday.
- Arkadaşlarımdan biri dün benim için bisikletimi tamir etti.
- Sami is one of Layla's ex-boyfriends.
- Sami, Layla'nın eski erkek arkadaşlarından biri.
- That's one of my concerns.
- Endişelerimden biri de bu.
- Tom is one of my in-laws.
- Tom benim eşimin ebeveynlerinden biri.
- Boston is one of my favorite cities.
- Boston en sevdiğim şehirlerden biri.
- Aren't you one of Tom's children?
- Sen Tom'un çocuklarından biri değil misin?
- One of her shoes dropped off.
- Onun ayakkabılarından biri düştü.
- I've read every one of those books.
- Bu kitapların her birini okudum.
- I'm one of Tom's teachers.
- Ben Tom'un öğretmenlerinden biriyim.
- Tom is one of my assistants.
- Tom benim asistanlarımdan biri.
- Are you one of Tom's students?
- Tom'un öğrencilerinden biri misiniz?
- That's one of mine.
- O benimkilerden biri.
- Mary is one of my ex-girlfriends.
- Mary benim eski kız arkadaşlarımdan biri.
- Germany is one of Europe's most beautiful countries.
- Almanya Avrupa'nın en güzel ülkelerinden biri.
- Are you one of my cousins?
- Kuzenlerimden biri misin?
- I think one of us ought to attend that meeting.
- Sanırım bizden biri o toplantıya katılmalı.
- Tom knocked out one of Mary's teeth.
- Tom, Mary'nin dişlerinden birini kırdı.
- Tom is one of my teammates.
- Tom benim takım arkadaşlarımdan biri.
- The Spice Girls, one of whose members has just left the band, have decided to continue as a four piece band.
- Grup üyelerinden biri yeni ayrılan Spice Girls, dört kişilik bir grup olarak devam etme kararı aldı.
- Muslims believe that Jesus was one of God's messengers.
- Müslümanlar İsa'nın Tanrı'nın elçilerinden biri olduğuna inanırlar.
- One of my neighbors called and said I left one of my windows open.
- Komşularımdan biri aradı ve pencerelerimden birini açık bıraktığımı söyledi.
- One of us could be the winner.
- Bizden biri kazanan olabilir.
- That was one of our problems.
- O, sorunlarımızdan biriydi.
- I'm one of Tom's teammates.
- Tom'un takım arkadaşlarından biriyim.
- He is one of my best friends.
- O en iyi arkadaşlarımdan biri.
- This is one of Tom's home remedies.
- Bu Tom'un ev ilaçlarından biri.
- Muslims believe that Jesus was one of God's messengers.
- Müslümanlar İsa'nın Allah'ın elçilerinden biri olduğuna inanır.
- He's not one of us.
- Bizden biri değil.
- It's been one of those days.
- O günlerden biriydi.
- One of my favorite things about Boston is the people.
- Boston'un en sevdiğim taraflarından biri de insanları.
- You always were one of my best students.
- Her zaman en iyi öğrencilerimden biri oldun.
- Could I get one of those small damp towels for wiping my hands?
- Ellerimi silmek için o küçük nemli havlulardan birini alabilir miyim?
- Jorge Luis Borges spoke English and Spanish since one of his grandmothers was an Englishwoman.
- Jorge Luis Borges, büyükannelerinden biri İngiliz bir kadın olduğu için İngilizce ve İspanyolca konuşuyordu.
- I really hope one of us gets the award.
- Umarım bizden biri gerçekten ödülü alır.
- Aren't you one of Tom's lawyers?
- Sen Tom'un avukatlarından biri değil misin?
- I consider Tom one of my closest friends.
- Tom'u en yakın arkadaşlarımdan biri olarak görüyorum.
- One of my six Facebook accounts was suspended.
- Altı Facebook hesabımdan biri, Facebook tarafından askıya alındı.
- I thought you were one of us.
- Bizden biri olduğunu sanıyordum.
- Tom told Mary he was interested in buying one of her paintings.
- Tom Mary'ye onun resimlerinden birini satın almak istediğini söyledi.
- One of my brothers is a teacher and the others are lawyers.
- Erkek kardeşlerimden biri öğretmen, ve diğerleri avukattır.
- Tom told us another one of his stupid jokes.
- Tom bize aptalca şakalarından birini daha yaptı.
- I usually don't like sweet things, but I will try one of your cookies.
- Genelde tatlı şeyleri sevmem ama kurabiyelerinizden birini deneyeceğim.
- Tom wasn't one of us.
- Tom bizden biri değildi.
- This is one of mine.
- Bu benimkilerden biri.
- One of us could help her.
- Bizden biri ona yardımcı olabilir.
- I know one of Tom's sisters.
- Tom'un kız kardeşlerinden birini tanıyorum.
- I'm having a problem deleting one of my files.
- Dosyalarımdan birini silmekte sorun yaşıyorum.
- Tom is used to driving a pickup truck, but he's never driven one of those really big trucks.
- Tom kamyonet sürmeye alışkındır, ama hiç şu büyük kamyonlardan birini sürmemiştir.
- Tom told Mary he was interested in buying one of her paintings.
- Tom Mary'ye onun tablolarından birini almakla ilgilendiğini söyledi.
- Are you one of my cousins?
- Sen kuzenlerimden biri misin?
- Tom said he knew one of Mary's brothers.
- Tom, Mary'nin kardeşlerinden birini tanıdığını söyledi.
- Maybe one of my grandchildren will be the first person to set foot on Mars.
- Belki torunlarımdan biri Mars'a ayak basan ilk kişi olur.
- One of us should talk to her.
- Bizden biri onunla konuşmalı.
- I can't afford to buy one of those right now.
- Şu anda onlardan birini alacak param yok.
- This is just one of many things we have to do before we can go home.
- Bu, eve gitmeden önce yapmamız gereken birçok şeyden sadece biri.
- I'm not going to buy one of those, at least not yet.
- Onlardan birini almayacağım, en azından şimdilik.
- Yamamoto is one of my friends.
- Yamamoto benim arkadaşlarımdan biri.
- Tom is one of three children.
- Tom üç çocuktan biri.
- He is searching one of his friends.
- O, arkadaşlarından birini arıyor.
- I feel like today is going to be one of those days.
- Bugün o günlerden biri olacak gibi hissediyorum.
- This is one of Tom's biggest fears.
- Bu Tom'un en büyük korkularından biri.
- One of Hamilton's friends explained the rules.
- Hamilton'un arkadaşlarından biri kuralları açıkladı.
- Tom used to be one of our employees.
- Tom eskiden çalışanlarımızdan biriydi.
- One of those men is Tom.
- Şu adamlardan birisi Tom'dur.
- That's one of our rules.
- Bu bizim kurallarımızdan biri.
- Tom is one of Mary's co-workers.
- Tom Mary'nin meslektaşlarından biri.
- One of your teachers called to say you weren't in school today.
- Öğretmenlerinden biri arayıp senin bugün okula gelmediğini söyledi.
- You always were one of my best students.
- Sen her zaman en iyi öğrencilerimden biriydin.
- Mali is one of Africa’s largest cotton growers.
- Mali, Afrika'nın en büyük pamuk yetiştiricilerinden biri.
- One of Tom's students gave him an interesting painting.
- Tom'un öğrencilerinden biri ona ilginç bir resim verdi.
- Tom is one of Mary's childhood friends.
- Tom, Mary'nin çocukluk arkadaşlarından biri.
- He's one of her many lovers.
- Onun birçok sevgilisinden biri.
- Tom is one of my neighbors.
- Tom benim komşularımdan biri.
- One of my friends is studying abroad.
- Arkadaşlarımdan biri yurtdışında okuyor.
- You might want to buy one of those.
- Onlardan birini satın almak isteyebilirsin.
- Can I keep one of your pictures?
- Fotoğraflarından birini saklayabilir miyim?
- Tom is one of Mary's brothers.
- Tom, Mary'nin kardeşlerinden biri.
- Jack is one of my friends.
- Jack, benim arkadaşlarımdan biri.
- Tom said Mozart is one of his favorite composers.
- Tom, Mozart'ın en sevdiği bestecilerden biri olduğunu söyledi.
- It's like one of those.
- Onlardan biri gibi.
- One of England's kings abdicated the throne in order to marry a commoner.
- İngiltere krallarından biri, halktan biriyle evlenmek için tahttan çekildi.
- One of Tom's sons became a doctor.
- Tom'un oğullarından biri doktor oldu.
- One of your neighbors complained.
- Komşularınızdan biri şikayetçi oldu.
- Aren't you going to buy one of those?
- Onlardan birini almayacak mısın?
- This is one of Tom's greatest fears.
- Bu Tom'un en büyük korkularından biri.
- One of my earrings is missing.
- Küpelerimden biri kayıp.
- There were two people in it, one of her girl students and a young man.
- İçinde iki kişi vardı, kız öğrencilerinden biri ve genç bir adam.
- One of Jupiter's moons, Ganymede, is larger than the planet Mercury.
- Jüpiter'in uydularından biri, Ganymede, gezegen Merkür'den daha büyüktür.
- Tom met Mary through one of his friends.
- Tom, Mary ile arkadaşlarından biri aracılığıyla tanıştı.
- One of my teeth hurts.
- Dişlerimden biri ağrıyor.
- Does one of you know where Tom went?
- İçinizden biri Tom'un nereye gittiğini biliyor mu?
- Tom is wearing one of my shirts today.
- Tom bugün benim tişörtlerimden birini giyiyor.
- That's one of my weaknesses.
- Bu benim zayıflıklarımdan biri.
- One of my dreams is to study the Icelandic language.
- Hayallerimden biri İzlanda dili üzerine çalışmak.
- I wonder why Tom wants to buy one of those.
- Tom'un neden onlardan birini satın almak istediğini merak ediyorum.
- Tom knocked out one of Mary's teeth.
- Tom Mary'nin dişlerinden birini kırdı.
- He had one of his socks on inside out.
- Çoraplarından birini ters giydi.
- Tom is one of your cousins.
- Tom senin kuzenlerinden biri.
- I feel like today is going to be one of those days.
- Bugün o günlerden biri olacakmış gibi hissediyorum.
- One of my parents has to go to the meeting.
- Annemle babamdan biri toplantıya gitmek zorunda.
- Tom can wear one of my shirts.
- Tom benim gömleklerimden birini giyebilir.
- One of Tom's sons is married to one of Mary's daughters.
- Tom'un oğullarından biri Mary'nin kızlarından biriyle evli.
- One of my favorite authors is Herman Melville.
- En sevdiğim yazarlardan biri Herman Melville.
- Here is one of my pictures.
- İşte benim resimlerimden biri.
- The teacher compared my poem with one of his.
- Öğretmen benim şiirimi onunkilerden biri ile karşılaştırdı.
- Stephen King is one of my favourite writers.
- Stephen King benim favori yazarlarımdan biri.
- Is that one of ours?
- Bu bizimkilerden biri mi?
- Tom has three sisters, one of which was born in Czechia.
- Tom'un üç kız kardeşi var, bunlardan biri Çekya'da doğmuş.
- One of Jupiter's moons, Ganymede, is larger than the planet Mercury.
- Jüpiter'in uydularından biri olan Ganymede, Merkür gezegeninden daha büyüktür.
- Tom is wearing one of my shirts today.
- Tom bugün gömleklerimden birini giyiyor.
- If we're not careful, one of us is going to get hurt.
- Eğer dikkatli olmazsak, bizden birisi yaralanacak.
- Tom is one of Mary's closest friend.
- Tom, Mary'nin en yakın arkadaşlarından biri.
- Is it true Tom is one of your close friends?
- Tom'un yakın arkadaşlarınızdan biri olduğu doğru mu?
- I lived in Boston last year with one of my cousins.
- Geçen yıl kuzenlerimden biri ile Boston'da yaşadım.
- One of us is wrong.
- İkimizden biri yanılıyor.
- That is one of my daily chores.
- Bu benim günlük işlerimden biri.
- I couldn've used one of those.
- Onlardan birini kullanabilirdim.
- One of my uncles is a doctor.
- Amcalarımdan biri doktor.
- It was one of those things.
- O bu şeylerden biriydi.
- I'm not one of your employees.
- Ben senin çalışanlarından biri değilim.
- One of my favorite authors is Herman Melville.
- En sevdiğim yazarlardan biri Herman Melville'dir.
- One of your buttons has come off.
- Düğmelerinizden biri düştü.
- I'm looking for one of my brothers.
- Erkek kardeşlerimden birini arıyorum.
- This should be one of our top priorities.
- Bunun bizim önceliklerimizden biri olması gerekir.
- Is Tom one of your friends?
- Tom senin arkadaşlarından biri mi?
- Sami has read every one of those books.
- Sami bu kitapların her birini okudu.
- Tom is one of my roommates.
- Tom oda arkadaşlarımdan biri.
- Tom is one of Mary's best friends.
- Tom, Mary'nin en iyi arkadaşlarından biri.
- We had to put down one of our horses.
- Atlarımızdan birini uyutmak zorunda kaldık.
- Why didn't you buy one of those?
- Neden onlardan birini satın almadın?
- It was one of my favorites.
- O benim favorilerimden biriydi.
- Aren't you going to buy one of those?
- Şunlardan birini almayacak mısın?
- That's one of my concerns.
- O, benim endişelerimden biri.
- I'm one of Tom's best friends.
- Ben Tom'un en iyi arkadaşlarından biriyim.
- Tom promised to tell us one of his stories.
- Tom bize hikayelerinden birini anlatacağına söz verdi.
- One of those people might be Tom.
- Bu insanlardan biri Tom olabilir.
- One of you two is going to have to go there.
- İkinizden biri oraya gitmek zorunda olacak.
- I thought you were one of us.
- Bizden biri olduğunu sanmıştım.
- I'm one of Tom's friends.
- Tom'un arkadaşlarından biriyim.
- It's one of those.
- Bu onlardan biri.
- Tom said he knows one of Mary's brothers.
- Tom, Mary'nin kardeşlerinden birini tanıdığını söyledi.
- I have one of your letters.
- Mektuplarından biri bende.
- One of those people may be him.
- O insanlardan biri o olabilir.
- One of your tyres is flat.
- Lastiklerinden biri patlamış.
- Tom is one of Mary's friends.
- Tom, Mary'nin arkadaşlarından biri.
- Tom was one of my first students.
- Tom benim ilk öğrencilerimden biriydi.
- I can get one of those any time I want.
- İstediğim zaman şunlardan birini alabilirim.
- One of my best friends has failed me.
- En iyi arkadaşlarımdan biri beni hayal kırıklığına uğrattı.
- I knew that guy wasn't one of us.
- O adamın bizden biri olmadığını biliyordum.
- It's one of Boston's most romantic restaurants.
- Boston'un en romantik restoranlarından biri.
- Tom is interested in buying one of your paintings.
- Tom resimlerinden birini almakla ilgileniyor.
- One of us has to tell Tom before he finds out on his own.
- Onu kendi başına öğrenmeden önce bizden biri Tom'a söylemek zorunda.
- I lost one of my earrings.
- Küpelerimden birini kaybettim.
- Aren't you one of Tom's relatives?
- Sen Tom'un akrabalarından biri değil misin?
- Can I borrow one of yours?
- Seninkilerden birini ödünç alabilir miyim?
- That makes one of us.
- Bu bizden biri yapar.
- Tom is one of my drinking buddies.
- Tom benim içki arkadaşlarımdan biri.
- I think I'm going to buy one of those.
- Sanırım onlardan birini satın alacağım.
- Tom took off one of his gloves.
- Tom, eldivenlerinden birini çıkardı.
- Tom is one of my new friends.
- Tom benim yeni arkadaşlarımdan biri.
- One of his colleagues whispered.
- İş arkadaşlarından biri fısıldadı.
- When I tried to move the desk, one of its legs made a jarring sound as it scraped across the floor.
- Masayı hareket ettirmeye çalıştığımda, ayaklarından biri zeminde sürtünürken rahatsız edici bir ses çıkardı.
- One of my favorite tunes was playing on the radio.
- En favori melodilerimden birisi radyoda çalıyordu.
- I consider you one of my closest friends.
- Seni en yakın arkadaşlarımdan biri olarak görüyorum.
- Dan was sued by one of his former tenants.
- Dan eski kiracılarından biri tarafından dava edildi.
- This is one of Tom's favorite books.
- Bu Tom'un en sevdiği kitaplardan biri.
- It's always been one of my dreams to live near a brook.
- Bir dereye yakın yaşamak her zaman hayallerimden biri olmuştur.
- The teacher accused one of his students of being noisy in class.
- Öğretmen öğrencilerinden birini sınıfta gürültü yapmakla suçladı.
- I haven't seen one of those in over three years.
- Üç yıldan daha fazla bir süredir onlardan birini görmedim.
- This is one of my favorite movies.
- Bu en sevdiğim filmlerden biri.
- One of us could help him.
- Bizden biri ona yardımcı olabilir.
- One of Tom's favorite things to do is camping.
- Tom'un en sevdiği şeylerden biri kamp yapmaktır.
- I'm smoking one of your most excellent cigars.
- En mükemmel purolarınızdan birini içiyorum.
- Tom's dogs killed one of Mary's goats.
- Tom'un köpekleri, Mary'nin keçilerinden birini öldürdü.
- You must be sad since you lost one of your friends.
- Arkadaşlarından birini kaybettiğin için üzgün olmalısın.
- This isn't one of my books.
- Bu benim kitaplarımdan biri değil.
- Tom is one of my ex-boyfriends.
- Tom benim eski sevgililerimden biri.
- One of Tom's favorite things to do is skating.
- Tom'un en sevdiği şeylerden biri patenle kaymaktır.
- Tom can only remember one of his grandparents.
- Tom büyükanne ve büyükbabalarından sadece birini hatırlayabiliyor.
- It's one of our rules.
- Bu bizim kurallardan biri.
- It's one of my favorite dishes.
- O benim en sevdiğim yemeklerden biri.
- Mary is one of Tom's closest confidantes.
- Mary, Tom'un en yakın sırdaşlarından biri.
- It's one of those.
- Onlardan biri.
- One of her three cars is blue and the others are red.
- Üç arabasından biri mavi, diğerleri kırmızı.
- Layla knew Sami through one of her friends.
- Layla, Sami'yi arkadaşlarından biri aracılığıyla tanıyordu.
- The telephone is one of Bell's many inventions.
- Telefon Bell'in birçok icadından biri.
- Tell me one of your stories.
- Bana hikayelerinden birini anlat.
- One of her cars is blue and the others are red.
- Arabalarından biri mavi, diğerleri kırmızı.
- I got to know her through one of my friends.
- Onu arkadaşlarımdan biri sayesinde tanıdım.
- It's one of those days.
- O günlerden biri.
- One of those girls is my sister.
- O kızlardan biri benim kız kardeşim.
- Colonization of other planets is one of our top priorities.
- Diğer gezegenleri kolonileştirmek en önemli önceliklerimizden biri.
- Tom has broken one of his legs.
- Tom bacaklarından birini kırdı.
- That is one of my daily chores.
- O benim günlük ev işlerimden biri.
- I couldn've used one of those.
- Onlardan birini kullanamazdım.
- Tom clearly hopes that Mary won't notice that he broke one of her expensive teacups.
- Tom açıkça Mary'nin pahalı çay fincanlarından birini kırdığını fark etmeyeceğini umuyor.
- Do you know where I can get one of those?
- Şunlardan birini nereden alabileceğimi biliyor musun?
- Jorge Luis Borges spoke English and Spanish since one of his grandmothers was an Englishwoman.
- Jorge Luis Borges, büyükannelerinden biri İngiliz olduğu için İngilizce ve İspanyolca konuştu.
- Where can I buy one of those?
- Onlardan birini nereden satın alabilirim?
- Why do you want one of those?
- Neden onlardan birini istiyorsun?
- Apple is one of America's largest companies.
- Apple Amerika'nın en büyük şirketlerinden biri.
- Tom was one of my students.
- Tom benim öğrencilerimden biriydi.
- Tom used to be one of our employees.
- Tom bizim çalışanlarımızdan biriydi.
- Does Tom really have one of those?
- Tom'un gerçekten onlardan biri var mı?
- Nobody wants to do it, but one of us has to.
- Hiç kimse bunu yapmak istemiyor ama bizden biri yapmak zorunda.
- I told Tom that I was interested in buying one of his paintings.
- Tom'a onun resimlerinden birini almakla ilgilendiğimi söyledim.
- Do you think that Tom would sell me one of his paintings?
- Sence Tom bana resimlerinden birini satar mı?
- Tom picked up one of his gloves and put it on.
- Tom eldivenlerinden birini aldı ve giydi.
- You must be sad since you lost one of your friends.
- Arkadaşlarınızdan birini kaybettiğiniz için üzgün olmalısınız.
- One of Tom's friends was killed in a traffic accident.
- Tom'un arkadaşlarından biri trafik kazasında öldü.
- I'd like to talk to one of your guests.
- Misafirlerinizden biri ile konuşmak istiyorum.
- This is one of Boston's most closely guarded secrets.
- Bu Boston'ın en sıkı korunan sırlarından biri.
- I'm smoking one of your most excellent cigars.
- Ben senin en mükemmel purolarından birini içiyorum.
- Layla arrived at Sami's house for one of her regular visits.
- Layla düzenli ziyaretlerinden biri için Sami'nin evine geldi.
- One of my favorite things to eat is shrimp.
- Yemek için en sevdiğim şeylerden biri karidestir.
- Would one of you please tell me how to do this?
- Lütfen içinizden biri bunu nasıl yapacağımı bana söyleyebilir mi?
- Are you going to buy one of those?
- Onlardan birini alacak mısın?
- I had one of my wisdom teeth pulled out last week.
- Geçen hafta yirmilik dişlerimden birini çektirdim.
- Tom is one of my heroes.
- Tom benim kahramanlarımdan biri.
- Tom is one of my rivals.
- Tom rakiplerimden biri.
- I gave Tom one of those.
- Tom'a şunlardan birini verdim.
- Patience isn't one of my virtues.
- Sabır benim erdemlerimden biri değildir.
- Aren't you one of Tom's lawyers?
- Tom'un avukatlarından biri değil misin?
- Tom is one of my friends.
- Tom benim arkadaşlarımdan biri.
- Tom is one of my cousins.
- Tom kuzenlerimden biri.
- Tom is one of more than 3,000 inmates on death row.
- Tom ölüm hücresindeki 3.000'den fazla mahkumdan biri.
- Is the octopus one of your favourites?
- Ahtapot en sevdiklerinizden biri mi?
- Is it true Tom is one of your close friends?
- Tom'un senin yakın arkadaşlarından biri olduğu doğru mu?
- Tom put on one of John's shirts.
- Tom John'un gömleklerinden birini giydi.
- Tom was one of my best friends in high school.
- Tom lisedeki en iyi arkadaşlarımdan biriydi.
- Are you really going to buy one of those?
- Gerçekten onlardan birini alacak mısınız?
- One of us has to go to that meeting.
- O toplantıya bizden biri gitmek zorunda.
- One of my brothers is a teacher.
- Kardeşlerimden biri öğretmen.
- That is not one of my priorities.
- O benim önceliklerimden biri değil.
- Are you one of Tom's relatives?
- Tom'un akrabalarından biri misin?
- Tom has promised to give me one of his guitars.
- Tom bana gitarlarıdan birini vermeye söz verdi.
- One of her shoes dropped off.
- Ayakkabılarından biri düştü.
- Tom is one of my students.
- Tom benim öğrencilerimden biri.
- I think one of us ought to help Tom.
- Sanırım Bizden biri Tom'a yardım etmeli.
- Tom can wear one of my shirts.
- Tom benim tişörtlerimden birini giyebilir.
- I thought Tom was one of your friends.
- Tom'un arkadaşlarından biri olduğunu sanıyordum.
- He plucked one of his few strands of beard.
- Birkaç tel sakalından birini yoldu.
- One of Tom's favorite things to do is skating.
- Tom'un en sevdiği şeylerden biri paten kaymaktır.
- Tom picked up one of his gloves and put it on.
- Tom eldivenlerinden birini aldı ve onu giydi.
- The Spice Girls, one of whose members has just left the band, have decided to continue as a four piece band.
- Üyelerinden biri gruptan yeni ayrılan Spice Girls, dört kişilik bir grup olarak devam etme kararı aldı.
- Tom has cut off one of his fingers.
- Tom parmaklarından birini kesmiş.
- Tom's dogs killed one of Mary's goats.
- Tom'un köpekleri Mary'nin keçilerinden birini öldürdü.
- Tom gave Mary one of his guitars.
- Tom gitarlarından birini Mary'ye verdi.
- Mary was one of my best friends in high school.
- Mary lisedeki en iyi arkadaşlarımdan biriydi.
- Tom is one of Boston's most successful athletes.
- Tom Boston'ın en başarılı sporcularından biri.
- One of us will attend the meeting.
- Bizden biri toplantıya katılacak.
- She sang one of her own songs in her wedding.
- O, düğününde kendi şarkılarından birini söyledi.
- It's been one of those days.
- Bu o günlerden biriydi.
- The minister elected one of his close friends to a key position.
- Bakan, yakın arkadaşlarından birini kilit bir pozisyona seçti.
- He plucked one of his few strands of beard.
- O, sakalındaki az sayıda telden birini yoldu.
- He is one of my neighbors.
- O, komşularımdan biri.
- Can I keep one of your pictures?
- Resimlerinden birini saklayabilir miyim?
- Do you think Tom would sell me one of his paintings?
- Sence Tom bana resimlerinden birini satar mı?
- His wife is one of my friends.
- Karısı benim arkadaşlarımdan biri.
- One of Tom's sons is married to one of Mary's daughters.
- Tom'un oğullarından biri Mary'nin kızlarından biriyle evlendi.
- Layla found one of Sami's prints.
- Layla, Sami'nin parmak izlerinden birini buldu.
- One of my teeth came out.
- Dişlerimden biri çıktı.
- One of my daughters is married to a Canadian.
- Kızlarımdan biri bir Kanadalı ile evli.
- I'm not one of your employees.
- Ben sizin çalışanlarınızdan biri değilim.
- One of those people may be him.
- Şu insanlardan biri o olabilir.
- One of my suitcases is missing.
- Valizlerimden biri kayıp.
- That's one of my favorites.
- O benim favorilerimden biri.
- Tom is one of Mary's relatives.
- Tom, Mary'nin akrabalarından biri.
- Is one of you Tom?
- Aranızdan biri Tom mu?
- Tom should really buy one of those.
- Tom'un gerçekten onlardan birini satın alması gerekir.
- Tom was one of my first students.
- Tom ilk öğrencilerimden biriydi.
- One of her hobbies is collecting T-shirts.
- Hobilerinden biri de tişört koleksiyonu yapmak.
- I've got to get one of those.
- Onlardan birini almak zorundayım.
- Tom is one of our top engineers.
- Tom en iyi mühendislerimizden biri.
- Tom was one of my best friends in high school.
- Tom da lisedeki en iyi arkadaşlarımdan biriydi.
- Aren't you one of Tom's children?
- Tom'un çocuklarından biri değil misin?
- Do you want to get one of those?
- Onlardan birini almak ister misin?
- It's one of our specialties.
- Bu bizim uzmanlık alanlarımızdan biri.
- That is not one of my priorities.
- Bu benim önceliklerimden biri değil.
- Tom is one of Mary's students.
- Tom, Mary'nin öğrencilerinden biri.
- Are you one of Tom's students?
- Tom'un öğrencilerinden biri misin?
- That's one of my favorite expressions.
- O benim en sevdiğim ifadelerden biri.
- One of my pleasures is watching TV.
- Zevklerimden biri TV izlemektir.
- Let me try one of those.
- Onlardan birini deneyeyim.
- Tom is one of Boston's best lawyers.
- Tom Boston'un en iyi avukatlarından biri.
- Tom is one of Mary's friends, too.
- Tom da Mary'nin arkadaşlarından biri.
- Is this another one of your puerile jokes?
- Bu da senin çocukça şakalarından biri mi?
- Are you one of Tom's children?
- Tom'un çocuklarından biri misin?
- Tom has cut off one of his fingers.
- Tom parmaklarından birini kesti.
- One of my bags is missing.
- Benim çantalardan biri eksik.
- Tom is one of our best detectives.
- Tom bizim en iyi dedektiflerimizden biri.
- I think it was one of those men that stole Tom's camera.
- Sanırım Tom'un fotoğraf makinesini çalan adamlardan biriydi.
- Is the octopus one of your favourites?
- Bir ahtapot favorilerinizden biri mi?
- Tom is one of our best singers.
- Tom en iyi şarkıcılarımızdan biri.
- It's one of my favorite films.
- Bu benim en sevdiğim filmlerden biri.
- Are you going to buy one of those?
- Şunlardan birini alacak mısın?
- One of her three cars is blue and the others are white.
- Üç arabasından biri mavi, diğerleri beyaz.
- Tom is one of our former clients.
- Tom eski müşterilerimizden biri.
- I'm one of your neighbors.
- Ben komşularınızdan biriyim.
- One of our windows is broken.
- Pencerelerimizden biri kırıldı.
- Tom says he wants to buy one of my paintings.
- Tom benim resimlerden birini satın almak istediğini söylüyor.
- Tom may have ordered one of those.
- Tom şunlardan birini sipariş etmiş olabilir.
- One of those boys is Tom.
- Şu delikanlılardan birisi Tom'dur.
- His face reminded me of one of my friends in my senior high school days.
- Yüzü bana lise son sınıftaki arkadaşlarımdan birini hatırlattı.
- One of your teachers called to say you weren't in school today.
- Öğretmenlerinden biri bugün okulda olmadığını söylemek için aradı.
- One of my favorite songs is Hungry Spider.
- En sevdiğim şarkılardan biri Hungry Spider.
- They were one of my favorite bands in high school.
- Lisedeyken en sevdiğim gruplardan biriydi.
- Tom wanted to hire us both, but he said he could only hire one of us.
- Tom ikimizi de tutmak istedi, ancak yalnızca bizden birini tutabileceğini söyledi.
- Tom is one of my patients.
- Tom benim hastalarımdan biri.
- One of Tom's daughters lives in Boston and the other one lives in Chicago.
- Tom'un kızlarından biri Boston'da, diğeri Chicago'da yaşıyor.
- One of his paintings fetched more than a million dollars at auction.
- Tablolarından biri müzayedede bir milyon dolardan fazla kazandı.
- Tom had one of his socks on inside out.
- Tom çoraplarından birini ters giymişti.
- Maybe one of my grandchildren will be the first person to set foot on Mars.
- Mars'a ilk ayak basacak kişi belki torunlarımdan birisi olur.
- I'm not one of your students.
- Öğrencilerinizden biri değilim.
- I told Tom that I was interested in buying one of his paintings.
- Tom'a resimlerinden birini satın almak istediğimi söyledim.
- I read one of his works.
- Eserlerinden birini okudum.
- One of Tom's daughters lives in Boston and the other one lives in Chicago.
- Tom'un kızlarından biri Boston'da yaşıyor, diğeri ise Chicago'da yaşıyor.
- While she was running after the naughty boy, one of her shoes came off.
- Yaramaz çocuğun peşinden koşarken ayakkabılarından biri çıktı.
- This is one of Tatoeba's most closely guarded secrets.
- Bu Tatoeba'nın en sıkı korunan sırlarından biri.
- I'm one of your students.
- Öğrencilerinizden biriyim.
- Tom became one of Mary's closest friends.
- Tom, Mary'nin en yakın arkadaşlarından biri oldu.
- One of my friends repaired my bike for me yesterday.
- Arkadaşlarımdan biri dün bisikletimi tamir etti.
- Tom isn't one of my patients.
- Tom benim hastalarımdan biri değil.
- One of my hobbies is making artificial flowers.
- Hobilerimden biri yapay çiçekler yapmak.
- The minister appointed one of his cronies to a key position.
- Bakan, yakın arkadaşlarından birini önemli bir pozisyona atadı.
- One of my favourite fairytales when I was a child was the story of a mischievous fox spirit.
- Çocukken en sevdiğim masallardan biri yaramaz bir tilki ruhunun hikayesiydi.
- One of my bags is missing.
- Çantalarımdan biri kayıp.
- One of your neighbors complained about all the junk in your front yard.
- Komşularından biri ön bahçesindeki tüm ıvır zıvırdan şikayet etti.
- How do I get one of those?
- Onlardan birini nasıl alabilirim?
- The minister elected one of his close friends to a key position.
- Bakan kilit bir konuma yakın arkadaşlarından birini seçti.
- He is searching one of his friends.
- Arkadaşlarından birini arıyor.
- One of my brothers is a teacher and the others are lawyers.
- Kardeşlerimden biri öğretmen, diğerleri ise avukat.
- Mali is one of Africa’s largest cotton growers.
- Mali, Afrika'nın en büyük pamuk üreticilerinden biri.
- Tom is one of my oldest friends.
- Tom benim en eski arkadaşlarımdan biri.
- I haven't seen one of those in Boston yet.
- Henüz Boston'da onlardan birini görmedim.
- It's one of my favorite films.
- En sevdiğim filmlerden biri.
- You aren't one of us.
- Sen bizden biri değilsin.
- One of my friends can speak French fairly well.
- Arkadaşlarımdan biri oldukça iyi Fransızca konuşabiliyor.
- There were two people in it, one of her girl students and a young man.
- Onun içinde iki kişi vardı, onun kız öğrencilerinden birisi ve genç bir adam.
- One of my friends knows you.
- Arkadaşlarımdan biri seni tanıyor.
- That's not one of Tom's, is it?
- O Tom'unkilerden biri değil, değil mi?
- You could've been one of us.
- Bizden biri olabilirdin.
- This should be one of our top priorities.
- Bu en önemli önceliklerimizden biri olmalı.
- One of you must be lying.
- İçinizden biri yalan söylüyor olmalı.
- One of my children was born with some unknown disease.
- Çocuklarımdan biri bilinmeyen bir hastalıkla doğdu.
- Show me one of those.
- Bana onlardan birini göster.
- Is Tom one of your friends?
- Tom arkadaşlarından biri mi?
- Tom is one of my classmates.
- Tom sınıf arkadaşlarımdan biri.
- Aren't you one of Tom's students?
- Sen Tom'un öğrencilerinden biri değil misin?
- We should leave before one of our kids does something stupid.
- Çocuklarımızdan biri aptalca bir şey yapmadan önce gitmeliyiz.
- Tom is one of our clients.
- Tom müşterilerimizden biri.
- I'm looking for one of my sisters.
- Kız kardeşlerimden birini arıyorum.
- One of this country's most important products is coffee.
- Bu ülkenin en önemli ürünlerinden biri kahvedir.
- Tom was one of us.
- Tom bizden biriydi.
- Tom is one of Mary's neighbors.
- Tom, Mary'nin komşularından biri.
- There's an allusion to one of Debussy's works in that song.
- O şarkıda Debussy'nin eserlerinden biri için bir ima var.
- Tom is one of Mary's children.
- Tom, Mary'nin çocuklarından biri.
- Tom is one of our best workers.
- Tom en iyi çalışanlarımızdan biri.
- That's one of our biggest challenges.
- Bu bizim en büyük zorluklarımızdan biri.
- Tom is one of my best students.
- Tom benim en iyi öğrencilerinden biri.
- Korpiklaani is one of my favorite folk metal bands.
- Korpiklaani en sevdiğim folk metal gruplarından biri.
- However, I am one of those who think differently.
- Ancak, ben farklı düşünenlerden biriyim.
- She is one of my friends.
- O benim arkadaşlarımdan biri.
- Tom is one of my ex-boyfriends.
- Tom benim eski erkek arkadaşlarımdan biri.
- One of Tom's problems is that he can't read.
- Tom'un sorunlarından biri de okuyamaması.
- Shyness doesn't seem to be one of your problems.
- Utangaçlık, sorunlarınızdan biri gibi görünmüyor.
- Let me try one of those.
- Şunlardan birini deneyeyim.
- Tom has promised to give me one of his guitars.
- Tom gitarlarından birini bana vermeye söz verdi.
- Here is one of my pictures.
- İşte resimlerimden biri.
- One of my hobbies is making artificial flowers.
- Hobilerimden birisi yapay çiçekler yapmaktır.
- One of Tom's problems is his short attention span.
- Tom'un problemlerinden birisi, dikkat süresinin kısa olmasıdır.
- Why does everyone want one of those so badly?
- Neden herkes onlardan birini bu kadar çok istiyor?
- One of my daughters is married to a Canadian.
- Kızlarımdan biri Kanadalı ile evli.
- It's always been one of my dreams to live near a brook.
- Bir derenin yakınında yaşamak hep hayallerimden biri olmuştur.
- Layla arrived at Sami's house for one of her regular visits.
- Leyla düzenli ziyaretlerinden biri için Sami'nin evine geldi.
- Tom was one of three children.
- Tom üç çocuktan biriydi.
- One of us should talk to Tom.
- Bizden biri Tom'la konuşmalıdır.
- One of my major life goals is world domination.
- Hayatımın en büyük hedeflerinden biri dünyaya hakim olmak.
- One of Tom's students gave him an interesting painting.
- Tom'un öğrencilerinden biri ona ilginç bir tablo verdi.
- That was one of my better ideas.
- Bu benim daha iyi fikirlerimden biriydi.
- That's one of my favorites.
- Bu benim favorilerimden biri.
- That was one of our problems.
- Sorunlarımızdan biriydi.
- Sami phoned an escort service and asked for one of his regular girls.
- Sami bir eskort servisini aradı ve her zamanki kızlarından birini istedi.
- One of us has got to stay awake.
- Bizden biri uyanık kalmak zorunda.
- One of Jupiter's moons, Io, has active volcanoes on it.
- Jüpiter'in uydularından biri olan İo, üzerinde aktif volkanlara sahiptir.
- One of our gas cans is missing.
- Benzin bidonlarımızdan biri kayıp.
- One of your tires is flat.
- Lastiklerinden biri patlamış.
- One of those people may be her.
- O insanlardan biri o olabilir.
- One of my classmates used to live in Australia.
- Sınıf arkadaşlarımdan biri Avustralya'da yaşıyordu.
- He's not one of us.
- O bizden biri değil.
- I consider him one of my good friends.
- Onu iyi arkadaşlarımdan biri olarak görüyorum.
- One of her cars is blue and the others are red.
- Arabalarından biri mavi, diğerleri ise kırmızı.
- I think one of my tires is flat.
- Sanırım lastiklerimden biri patladı.
- Tom was one of my patients.
- Hastalarımdan biri Tom'du.
- We know you're one of us.
- Bizden biri olduğunu biliyoruz.
- One of us should talk to him.
- Bizden biri onunla konuşmalı.
- I left one of my books at school.
- Kitaplarımdan birini okulda bıraktım.
- I'm one of Tom's teammates.
- Ben Tom'un takım arkadaşlarından biriyim.
- That's one of my biggest problems.
- Bu benim en büyük sorunlarımdan biri.
- This was one of her better attempts.
- Bu onun daha iyi denemelerinden biriydi.
- Did Van Gogh really cut off one of his ears?
- Van Gogh sahiden kulağının birini kesmiş mi?
- One of my favorite songs is Hungry Spider.
- Favori şarkılarımdan biri Hungry Spider'dır.
- It's one of mine.
- Bu benimkilerden biri.
- One of my classmates used to live in Boston.
- Sınıf arkadaşlarımdan biri eskiden Boston'da yaşıyordu.
- This is one of my favorite books.
- Bu en sevdiğim kitaplardan biri.
- Tom is one of our hardest workers.
- Tom en sıkı çalışanlarımızdan biri.
- The dog chewed on one of Tom's tennis shoes.
- Köpek Tom'un tenis ayakkabılarından birini parçalamış.
- Every one of her songs was a hit.
- Onun şarkılarından her biri bir liste başıydı.
- It has to be one of us.
- Bizden biri olmalı.
- One of my favorite tunes was playing on the radio.
- Radyoda en sevdiğim şarkılardan biri çalıyordu.
- We had to put one of our horses down.
- Atlarımızdan birini uyutarak öldürmek zorunda kaldık.
- One of Tom's sons became a doctor.
- Tom'un oğullarından biri bir doktor oldu.
- That's one of my favorite words.
- Bu benim en sevdiğim kelimelerden biri.
- Maybe one of my grandchildren will be the first person to set foot on Mars.
- Belki torunlarımdan biri Mars'a ilk ayak basan insan olur.
- Tom was one of my better students.
- Tom en iyi öğrencilerimden biriydi.
- Aren't you one of Tom's relatives?
- Tom'un akrabalarından biri değil misiniz?
- One of my friends is studying abroad.
- Arkadaşlarımdan biri yurt dışında okuyor.
- Tom is one of my best customers.
- Tom benim en iyi müşterilerimden biri.
- One of Serbia's allies was Russia.
- Sırbistan'ın müttefiklerinden biri de Rusya'ydı.
- One of my wisdom teeth is coming in.
- Yirmilik dişlerimden biri çıkıyor.
- Please, give me one of your pictures.
- Lütfen, bana resimlerinden birini ver.
- I ruined one of my best shirts when I spilled some battery acid on the sleeve.
- Koluna biraz batarya asidi döktüğümde en iyi gömleklerimden birini mahvettim.
- This was one of her better attempts.
- Bu onun daha iyi girişimlerinden biriydi.
- One of Tom's fingers was broken.
- Tom'un parmaklarından biri kırılmış.
- Tom is one of my best friends.
- Tom benim en iyi arkadaşlarımdan biri.
- Tom said he knew one of Mary's brothers.
- Tom, Mary'nin erkek kardeşlerinden birini tanıdığını söyledi.
- I haven't sold one of those in weeks.
- Haftalar içinde onlardan birini satmadım.
- One of us should talk to them.
- Bizden biri onlarla konuşmalı.
- I think it was one of those men that stole Tom's camera.
- Bunun Tom'un kamerasını çalan şu adamlardan biri olduğunu düşünüyorum.
- One of us will have to go.
- Bizden biri gitmek zorunda kalacak.
- Tom's dog killed one of Mary's goats.
- Tom'un köpeği Mary'nin keçilerinden birini öldürdü.
- Tom decided to sell one of his cars to Mary.
- Tom arabalarından birini Mary'ye satmaya karar verdi.
- It's a pity I didn't buy one of those when I had the chance.
- Ne yazık ki fırsatım olduğunda onlardan birini almadım.
- I wish you'd been one of my students.
- Keşke öğrencilerimden biri olsaydın.
- Tom ate one of Mary's cupcakes.
- Tom Mary'nin kapkeklerinden birini yedi.
- Having a family is one of life's greatest thrills.
- Bir aileye sahip olmak hayatın en büyük heyecanlarından biri.
- Tom made some extra money by renting one of his rooms to a college student.
- Tom odalarından birini bir üniversite öğrencisine kiralayarak ekstra para kazandı.
- Tom said he wanted to buy one of Mary's paintings.
- Tom, Mary'nin resimlerinden birini almak istediğini söyledi.
- When will you send me one of your photos?
- Fotoğraflarınızdan birini bana ne zaman göndereceksiniz?
- I think one of us ought to attend that meeting.
- Bence ikimizden biri o toplantıya katılmalı.
- Tom pulled out one of his earplugs.
- Tom kulak tıkaçlarından birini çıkardı.
- Tom came over yesterday with one of his friends.
- Tom dün arkadaşlarından biri ile geldi.
- Do you remember the first time you saw one of those?
- Onlardan birini ilk gördüğün zamanı hatırlıyor musun?
- Tom is one of my good friends.
- Tom benim en iyi arkadaşlarımdan biri.
- Tom shouldn't be here without one of his parents.
- Tom ailesinden biri olmadan burada olmamalı.
- That's one of my favorite words.
- O benim favori kelimelerimden biri.
- Shizuoka, one of Japan's prefectures, faces the Pacific Ocean.
- Japonya'nın eyaletlerinden biri olan Shizuoka, Pasifik Okyanusu'na bakar.
- One of my friends can speak French fairly well.
- Arkadaşlarımdan biri oldukça iyi derecede Fransızca konuşabiliyor.
- That's one of my New Year's resolutions.
- Bu benim yeni yıl kararlarımdan biri.
- I haven't sold one of those in weeks.
- Haftalardır onlardan birini satmadım.
- That's one of our rules.
- O, kurallarımızdan biri.
- When will you send me one of your photos?
- Bana resimlerinden birini ne zaman göndereceksin?
- Shyness doesn't seem to be one of your problems.
- Utangaçlık senin sorunlarından biri gibi görünmüyor.
- Tom promised to tell us one of his stories.
- Tom hikayelerinden birini bize anlatmaya söz verdi.
- One of Jupiter's moons, Io, has active volcanoes on it.
- Jüpiter'in uydularından biri olan Io'nun üzerinde aktif yanardağlar bulunmaktadır.
- Tom says he wants to buy one of my paintings.
- Tom resimlerimden birini satın almak istediğini söyledi.
- Tom is one of your cousins.
- Tom kuzenlerinizden biri.
- She is one of my best friends.
- O benim en iyi arkadaşlarımdan biri.
- It's one of my hobbies.
- Hobilerimden biri budur.
- He is one of my old friends.
- O benim eski arkadaşlarımdan biri.
- Tom is one of Mary's favorite students.
- Tom, Mary'nin en sevdiği öğrencilerinden biri.
- When will you send me one of your photos?
- Resimlerinden birini bana ne zaman göndereceksin?
- One of my bicycle tires is flat.
- Bisikletimin lastiklerinden biri patladı.
- It's one of my hobbies.
- Bu, hobilerimden biri.
- One of my uncles is a doctor.
- Dayılarımdan biri doktordur.
- Tom was one of those who were fired.
- Tom kovulanlardan biriydi.
- One of my dreams is to learn Icelandic.
- Hayallerimden biri İzlandaca öğrenmek.
- One of Tom's friends was killed in a traffic accident.
- Tom'un arkadaşlarından biri bir trafik kazasında öldü.
- Even though Tom is one of my neighbors, I don't know him very well.
- Tom komşularımdan biri olmasına rağmen onu çok iyi tanımıyorum.
- When will you send me one of your photos?
- Ne zaman resimlerinden birini bana göndereceksin?
- I knew every one of those guys.
- O adamların her birini tanıyordum.
- Facebook suspended one of my six accounts.
- Facebook benim altı hesabımdan birini askıya aldı.
- One of my friend's dogs is fat.
- Arkadaşımın köpeklerinden biri şişman.
- One of Hamilton's friends explained the rules.
- Hamilton'ın arkadaşlarından biri kuralları açıkladı.
- We had to put one of our horses down.
- Atlarımızdan birini uyutmak zorunda kaldık.
- I want one of those.
- Onlardan birini istiyorum.
- One of Tom's fingers was broken.
- Tom'un parmaklarından biri kırıldı.
- I'm one of Tom's brothers.
- Ben Tom'un erkek kardeşlerinden biriyim.
- Tom is one of my classmates.
- Tom benim sınıf arkadaşlarımdan biri.
- I hope someone famous sings one of my songs.
- Umarım ünlü biri benim şarkılarımdan birini söyler.
- We had to put down one of our horses.
- Atlarımızdan birini uyutarak öldürmek zorunda kaldık.
- One of those men is Tom.
- O adamlardan biri Tom.
- I'm having a problem deleting one of my files.
- Dosyalarımdan birini silerken sorun yaşıyorum.
- That is one of my daily duties.
- O benim günlük görevlerimden biri.
- That's one of my weaknesses.
- O benim zayıflıklarımdan biri.
- I'm one of your neighbors.
- Ben senin komşularından biriyim.
- Do you know where we could get one of those?
- Onlardan birini nereden alabileceğimizi biliyor musunuz?
- Tom met Mary through one of his friends.
- Tom arkadaşlarından biri vasıtasıyla Mary ile tanıştı.
- It's one of our rules.
- Kurallarımızdan biri.
- I'm not one of your patients.
- Ben senin hastalarından biri değilim.
- Yamamoto is one of my friends too.
- Yamamoto da benim arkadaşlarımdan biri.
- One of her three cars is blue and the others are red.
- Onun üç arabasından biri mavi ve diğerleri kırmızıdır.
- Tom is one of nicest guys I know.
- Tom tanıdığım en iyi adamlardan biri.
- Are you sending me one of your photos in private?
- Bana fotoğraflarından birini özel olarak mı gönderiyorsun?
- I'm one of Tom's sisters.
- Ben Tom'un kız kardeşlerinden biriyim.
- You'll have to get one of your own.
- Kendine ait birini almak zorundasın.
- I thought Tom was one of your friends.
- Tom'un arkadaşlarından biri olduğunu düşündüm.
- She is one of my best friends.
- O en iyi arkadaşlarımdan biri.
- One of us could help Tom.
- Bizden biri Tom'a yardımcı olabilir.
- One of your neighbors complained.
- Senin komşularından biri şikayet etti.
- Tom said he knows one of Mary's brothers.
- Tom, Mary'nin erkek kardeşlerinden birini tanıdığını söyledi.
- I left one of my books at school.
- Kitaplarımdan birini okulda unuttum.
- I think one of us ought to stay with Tom.
- Sanırım bizden biri Tom'la kalmalı.
- One of those people may be Tom.
- O insanlardan biri Tom olabilir.
- One of his colleagues whispered.
- Meslektaşlarından biri fısıldadı.
- He had one of his socks on inside out.
- Çoraplarından birini ters giymişti.
- One of my wisdom teeth is coming in.
- Benim yirmilik dişlerden biri çıkıyor.
- Did Van Gogh really cut off one of his ears?
- Van Gogh gerçekten kulaklarından birini kesti mi?
- One of those girls is my sister.
- O kızlardan biri kız kardeşim.
- One of my best friends is a Canadian.
- En iyi arkadaşlarımdan biri Kanadalı.
- That guy might be one of Tom's brothers.
- O adam Tom'un kardeşlerinden biri olabilir.
- Tom was one of my patients.
- Tom hastalarımdan biriydi.
- Tom is one of Mary's closest friends.
- Tom, Mary'nin en yakın arkadaşlarından biri.
- Every one of her songs was a hit.
- Şarkılarının her biri hit oldu.
- One of your front tires looks a bit low.
- Ön lastiklerinden biri biraz inik görünüyor.
- I'd love to get one of those.
- Onlardan birini almayı çok isterim.
- I'm one of Tom's classmates.
- Ben Tom'un sınıf arkadaşlarından biriyim.
- Tom took one of his gloves off.
- Tom eldivenlerinden birini çıkardı.
- Tom was one of three contestants.
- Tom üç yarışmacıdan biriydi.
- One of those guys is my brother.
- O adamlardan biri benim erkek kardeşim.
- I'm one of your employees.
- Ben senin çalışanlarından biriyim.
- That's one of my favorite pictures of Tom.
- Bu Tom'un en sevdiğim fotoğraflarından biri.
- One of my uncles is a doctor.
- Amcalarımdan biri doktordur.
- Tom is one of Mary's close friends.
- Tom, Mary'nin yakın arkadaşlarından biri.
- You must be sad as you have lost one of your friends.
- Arkadaşlarından birini kaybettiğin için üzgün olmalısın.
- Where can I find one of those?
- Onlardan birini nerede bulabilirim?
- I wanted one of those when I was a kid.
- Ben bir çocukken onlardan birini istiyordum.
- I'm one of your employees.
- Ben çalışanlarınızdan biriyim.
- Who would want one of those?
- Kim onlardan birini ister ki?
- Tom wore one of my shirts yesterday.
- Tom dün gömleklerimden birini giydi.
- Isn't Tom one of your friends?
- Tom arkadaşlarından biri değil mi?
- You're not one of us, are you?
- Bizden biri değilsin, değil mi?
- One of my cousins is married to a novelist.
- Kuzenlerimden biri bir roman yazarıyla evli.
- He is one of my neighbors.
- O benim komşularımdan biri.
- One of my major life goals is world domination.
- En büyük yaşam hedeflerimden biri dünya hakimiyetidir.
- Layla knew Sami through one of her friends.
- Leyla, Sami'yi arkadaşlarından biri aracılığıyla tanıyordu.
- I think one of us ought to talk to Tom about this.
- Sanırım bizden biri bunun hakkında Tom'la konuşmalı.
- The professor treated her as one of his students.
- Profesör ona öğrencilerinden biri gibi davrandı.
- We have one of your friends here with us.
- Arkadaşlarınızdan biri bizimle birlikte.
- Are you sure you can't buy one of those in Boston?
- Boston'da şunlardan birini satın alamayacağından emin misin?
- Tom was one of our best.
- Tom en iyilerimizden biriydi.
- We must make colonization of other planets one of our top priorities.
- Diğer gezegenleri kolonileştirmeyi en önemli önceliklerimizden biri haline getirmeliyiz.
- Are you sure that is one of mine?
- Onun benimkilerden biri olduğuna emin misin?
- One of your brake lights is burned out.
- Fren lambalarından biri yanmış.
- One of his two daughters lives in Tokyo, and the other in Nara.
- İki kızından biri Tokyo'da, diğeri Nara'da yaşıyor.
- That's one of mine.
- Benimkilerden biri de bu.
- This fighter jet is one of Russia's fastest weapons.
- Bu savaş uçağı Rusya'nın en hızlı silahlarından biri.
- Tom is one of my in-laws.
- Tom kayınlarımdan biri.
- It was not one of my proudest moments.
- En gurur duyduğum anlardan biri değildi.
- Tom has three sisters, one of which was born in Czechia.
- Tom'un, biri Çek Cumhuriyeti'nde doğmuş üç kız kardeşi var.
- This is just one of many things we have to do before we can go home.
- Bu, eve gitmeden önce yapmak zorunda olduğumuz pek çok şeyden sadece biri.
- Tom is not one of us.
- Tom bizden biri değil.
- One of her four sisters has passed away but the others are still with us.
- Onun dört kız kardeşinden biri vefat etti fakat diğerleri hâlâ bizimle birlikteler.
- One of England's kings abdicated the throne in order to marry a commoner.
- İngiltere krallarından biri halktan biriyle evlenmek için tahttan feragat etti.
- It's one of my favorite movies.
- En sevdiğim filmlerden biri.
- Tom is still one of us.
- Tom hala bizden biri.
- One of Tom's problems is his short attention span.
- Tom'un sorunlarından biri de dikkat süresinin kısa olması.
- I'm one of your students.
- Ben öğrencilerinizden biriyim.
- Popcorn is one of my favorite snacks.
- Patlamış mısır en sevdiğim aperatiflerden biri.
- She sang one of her own songs in her wedding.
- Düğününde kendi şarkılarından birini söyledi.
Show More (759)
|