paid - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
paid ücretli adj.
  • We must encourage the ethos of voluntary donation, but we cannot ban paid donations.
  • Gönüllü bağış ahlakını teşvik etmeliyiz, ancak ücretli bağışları yasaklayamayız.
  • The directive must not prohibit the import of plasma originating from paid donors either.
  • Direktif, ücretli donörlerden elde edilen plazmanın ithalatını da yasaklamamalıdır.
  • We have incorporated the right to paid maternity leave and parental leave into the draft directive.
  • Ücretli doğum izni ve ebeveyn izni hakkını taslak yönergeye dahil ettik.
Show More (18)
paid maaşlı adj.
  • On the other hand company pensions are only favourable for those with permanent highly paid jobs.
  • Öte yandan, şirket emeklilikleri sadece yüksek maaşlı sürekli işlerde çalışanlar için uygundur.
  • It is difficult to find a well paid permanent job.
  • İyi maaşlı kalıcı bir iş bulmak zor.
Show More (-1)