İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | parade i. | geçit töreni | ||
The Thanksgiving Day parade is going to be broadcasted live. Şükran Günü geçit töreni canlı olarak yayınlanacak. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | parade i. | geçit | ||
Let's go and watch the Easter parade. Paskalya geçidini izlemeye gidelim. More Sentences |
||||
Genel | parade i. | tören | ||
More than 30,000 people braved the rain and cold to attend the Canada Day parade. 300,000'den daha fazla kişi Kanada Günü törenine katılmak için yağmur ve soğuğa göğüs gerdiler. More Sentences |
||||
Genel | parade i. | resmi geçit | ||
The boys and I watched the soldiers on parade today. Çocuklarla birlikte bugün resmi geçitteki askerleri izledik. More Sentences |
||||
Genel | parade i. | defile | ||
The fashion parade will feature the designer's newest collection of kids clothes. Moda defilesinde tasarımcının en yeni çocuk kıyafetleri koleksiyonu yer alacak. More Sentences |
||||
Genel | parade i. | sıra sıra dükkanların olduğu sokak | ||
You can find shopping parades downtown. Şehir merkezinde sıra sıra dükkanların olduğu alışveriş sokaklarına rastlayabilirsiniz. More Sentences |
||||
Genel | parade i. | geçit alayı | ||
The parade went through the crowd. Geçit alayı, kalabalığın içinden geçti. More Sentences |
||||
Genel | parade i. | silsile | ||
The headmaster was fed up with his parade of excuses. Müdür onun ürettiği bahaneler silsilesinden bıkmıştı. More Sentences |
||||
Genel | parade f. | sergilemek | ||
In a way we are parading, at European level, a responsibility and an option without resources. Bir bakıma Avrupa düzeyinde, kaynağı olmayan bir sorumluluk ve seçenek sergiliyoruz. More Sentences |
||||
Genel | parade f. | gösteriş yapmak | ||
She paraded her new designer heels. Yeni tasarım topuklu ayakkabılarıyla gösteriş yapardı. More Sentences |
||||
Genel | parade f. | geçit töreni yapmak | ||
The winning team paraded around the stadium. Kazanan takım stadyumun etrafında geçit töreni yaptı. More Sentences |
||||
Genel | parade f. | teşhir etmek | ||
The championship cup was paraded around the stadium. Şampiyonluk kupası stadyum etrafında teşhir edildi. More Sentences |
||||
Genel | parade f. | sıraya dizmek | ||
The general paraded his prisoners before the king. General, esirlerini kralın huzuruna çıkararak sıraya dizdi. More Sentences |
||||
Genel | parade f. | dolaşmak | ||
The boy paraded around in his new cowboy costume. Çocuk yeni kovboy kostümüyle etrafta dolaşıyordu. More Sentences |
||||
Genel | parade i. | gezi | ||
Genel | parade i. | alay | ||
Genel | parade i. | gezinti yeri | ||
Genel | parade i. | gösteri | ||
Genel | parade i. | gösteriş | ||
Genel | parade i. | geçiştirme | ||
Genel | parade i. | resital | ||
Genel | parade i. | dinleti | ||
Genel | parade i. | dizinleme | ||
Genel | parade i. | derleme | ||
Genel | parade i. | tören birliklerinin toplandığı yer | ||
Genel | parade i. | içtima alanı | ||
Genel | parade i. | tören alayı | ||
Genel | parade i. | tören birliği | ||
Genel | parade i. | geçide katılanlar | ||
Genel | parade i. | insan grubu | ||
Genel | parade i. | insan topluluğu | ||
Genel | parade i. | ebeveyn eşliğindeki bir dizi kaz yavrusu | ||
Genel | parade i. | savunma duruşu | ||
Genel | parade f. | ilan etmek | ||
Genel | parade f. | reklamını yapmak | ||
Genel | parade f. | belirli bir sıra halinde geçmek | ||
Genel | parade f. | belirli bir düzen içinde geçmek | ||
Genel | parade f. | gösteri yapmak | ||
Genel | parade f. | teftiş için toplanmak | ||
Genel | parade f. | hava atmak | ||
Genel | parade f. | sıraya dizilmek | ||
Genel | parade f. | içtima yaptırmak | ||
Genel | parade f. | bir araya getirmek | ||
Genel | parade f. | birlikleri toplamak | ||
Genel | parade f. | tören yürüyüşü yaptırmak | ||
Genel | parade f. | gezmek | ||
Genel | parade f. | piyasa etmek | ||
Genel | parade f. | geçit töreni düzenlemek | ||
Genel | parade f. | volta atmak | ||
Genel | parade f. | ileri geri gidip gelmek | ||
Genel | parade f. | kendini … olarak göstermek | ||
Genel | parade f. | geçit törenine almak | ||
Genel | parade f. | geçit töreninde görevlendirmek | ||
Genel | parade f. | (bir yeri) arşınlamak | ||
Genel | parade f. | (bir yeri) gidip gelmek | ||
Construction | ||||
İnşaat | parade i. | tahkimatın iç kısmı | ||
Military | ||||
Askeri | parade i. | tören geçişi | ||
Askeri | parade i. | bölük | ||
Askeri | parade i. | tabur | ||
Askeri | parade i. | gösteri alayı | ||
Sport | ||||
Spor | parade i. | (eskrimde) defansif savuşturma hareketi |