planned - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
planned planlanan adj.
  • The present situation in Cyprus in no way alters the planned timetable for expansion.
  • Kıbrıs'taki mevcut durum, genişleme için planlanan takvimi hiçbir şekilde değiştirmez.
  • Is a review planned, and what form can and will this take?
  • Bir gözden geçirme planlanıyor mu ve bu ne şekilde olabilir ve olacak?
  • This clearance took about two years longer than originally planned for.
  • Bu açıklık başlangıçta planlanandan yaklaşık iki yıl daha uzun sürdü.
Show More (72)
planned planlanmış adj.
  • Mechanisms must, therefore, be planned forthwith to address these situations.
  • Bu nedenle, bu durumları ele alacak mekanizmalar bir an önce planlanmalıdır.
  • The war had in fact been planned from the outset, regardless of any developments.
  • Savaş aslında en başından beri, herhangi bir gelişmeden bağımsız olarak planlanmıştı.
  • No appropriations have been set aside and no practical measures have been planned.
  • Hiçbir ödenek ayrılmamış ve hiçbir pratik önlem planlanmamıştır.
Show More (22)
planned planlı adj.
  • Does the recognition of life depend on whether it is planned?
  • Yaşamın tanınması planlı olup olmamasına mı bağlıdır?
  • We must now proceed in a planned way with their integration.
  • Şimdi entegrasyon konusunda planlı bir şekilde ilerlemeliyiz.
  • We must now proceed in a planned way with their integration.
  • Şimdi bunların entegrasyonu konusunda planlı bir şekilde ilerlemeliyiz.
Show More (5)