1 |
subsidiary |
iştirak |
n. |
|
- The company has 15 subsidiaries around the world.
- Şirketin dünya çapında 15 iştiraki bulunmaktadır.
- However, we should also make it clear that aid from us is subsidiary aid.
- Bununla birlikte, bizden gelen yardımın iştirak yardımı olduğunu da açıkça belirtmeliyiz.
- Finally, why did we include subsidiary protection in this proposal?
- Son olarak, bu teklife neden iştirak korumasını da dahil ettik?
- Subsidiary protection is already in place in our fifteen Member States.
- İştirak koruması on beş Üye Devletimizde halihazırda uygulanmaktadır.
- A parent company must have effective means of exercising control over its subsidiaries.
- Bir ana şirket, iştirakleri üzerinde etkin kontrol araçlarına sahip olmalıdır.
Show More (2)
|
2 |
subsidiary |
ikincil |
adj. |
|
- The EWC Directive talks of subsidiary requirements.
- EWC Direktifi ikincil gerekliliklerden bahsetmektedir.
- This is about subsidiary solutions that harmonise flexibility and social security.
- Bu, esneklik ve sosyal güvenliği uyumlaştıran ikincil çözümlerle ilgilidir.
- We want Europe to be strong on the world stage and, internally, to be structured on subsidiary lines.
- Avrupa'nın dünya sahnesinde güçlü olmasını ve kendi içinde de ikincil hatlar üzerinde yapılanmasını istiyoruz.
Show More (0)
|
3 |
subsidiary |
yan kuruluş |
n. |
|
- He knows that the so-called small businesses are generally subsidiaries of large financial groups.
- Küçük işletmeler olarak adlandırılan şirketlerin genellikle büyük finans gruplarının yan kuruluşları olduğunu biliyor.
- The supranational parties can thus turn the national parties into their compliant subsidiaries.
- Böylece uluslarüstü partiler ulusal partileri kendilerine bağlı yan kuruluşlara dönüştürebilecek.
Show More (-1)
|
4 |
subsidiary |
tamamlayıcı |
adj. |
|
- His remark was subsidiary to the previous one.
- Yaptığı yorum bir önceki sözünün tamamlayıcısıydı.
Show More (-2)
|
5 |
subsidiary |
yan |
adj. |
|
- This is about subsidiary solutions that harmonise flexibility and social security.
- Bu, esneklik ve sosyal güvenliği uyumlaştıran yan çözümlerle ilgilidir.
Show More (-2)
|
6 |
subsidiary |
bayi |
n. |
|
- Overseas subsidiaries are putting out top-of the-line products.
- Yurt dışındaki bayiler birinci sınıf ürünleri piyasaya sürüyor.
Show More (-2)
|
7 |
subsidiary |
şube |
n. |
|
- Overseas subsidiaries are putting out top-of the-line products.
- Yurt dışı şubeleri seçkin ürünler çıkarıyor.
Show More (-2)
|