İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | gulf i. | körfez | ||
That is, however, the optimum option ahead of any military engagement in the Gulf. Ancak bu, Körfez'de herhangi bir askeri angajman öncesinde en uygun seçenektir. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | gulf i. | uçurum | ||
That border still represents one of the world's widest gulfs between standards of living. Bu sınır hala yaşam standartları arasında dünyanın en geniş uçurumlarından birini temsil etmektedir. More Sentences |
||||
Geography | ||||
Coğrafya | gulf | uçurum | ||
It is obvious that there is a gulf between us on some of the key elements. Bazı kilit unsurlar konusunda aramızda bir uçurum olduğu aşikârdır. More Sentences |
||||
Coğrafya | gulf | körfez | ||
Its Member States would not be sending frigates to the Gulf and would not be accommodating US demands. Üye Devletler Körfez'e fırkateyn göndermeyecek ve ABD'nin taleplerini yerine getirmeyecektir. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | gulf i. | boşluk | ||
Genel | gulf i. | çok derin kanyon | ||
Genel | gulf i. | anafor | ||
Genel | gulf i. | girdap | ||
Genel | gulf i. | derin ve dar geçit | ||
Genel | gulf i. | bir çırpıda tüketen şey | ||
Genel | gulf i. | ayırma görevi gören aşılamaz veya bağlantı yapılamaz boşluk | ||
Genel | gulf i. | geniş aralık | ||
Genel | gulf i. | ağır işlerde kullanılan hayvanların koşum takımı | ||
Genel | gulf i. | yük hayvanları ve çektikleri yük | ||
Genel | gulf f. | yutmak | ||
Genel | gulf f. | tüketmek | ||
Genel | gulf f. | içine çekmek | ||
Marine | ||||
Denizcilik | gulf i. | büyük körfez | ||
Mining | ||||
Maden | gulf i. | damarda bulunan büyük cevher katmanı | ||
Geography | ||||
Coğrafya | gulf i. | anafor | ||
Coğrafya | gulf i. | basra körfezi | ||
Coğrafya | gulf i. | carpentaria körfezi | ||
Coğrafya | gulf i. | körfeze bitişik | ||
Coğrafya | gulf i. | hauraki körfezi | ||
Coğrafya | gulf s. | körfeze ait | ||
Coğrafya | gulf s. | körfez ile ilişkili | ||
Coğrafya | gulf s. | körfeze bitişik | ||
Coğrafya | gulf | girdap | ||
Archaic | ||||
Eski Kullanım | gulf i. | yük çekme | ||
Eski Kullanım | gulf i. | çekiş | ||
Slang | ||||
Argo | gulf i. | basra körfezi bölgesinden gelen eroin | ||
Argo | gulf i. | körfezden gelen eroin |
İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | the persian gulf i. | basra körfezi | ||
In the Persian Gulf, it said 'no' while, at the same time, accepting the American war. Basra Körfezi'nde 'hayır' derken aynı zamanda Amerikan savaşını da kabul etmiş oldu. More Sentences |
||||
Genel | the gulf crisis i. | körfez krizi | ||
Genel | the gulf stream i. | golfstrim | ||
Idioms | ||||
Deyim | bridge the gulf (between a and b) f. | (a ile b arasında) köprü görevi görmek | ||
Deyim | bridge the gulf (between a and b) f. | (a ile b arasında) iletişim/bağlantı kurmak | ||
Deyim | bridge the gulf (between a and b) f. | (a ile b arasında) bir köprü oluşturmak | ||
Deyim | bridge the gulf (between a and b) f. | (a ile b arasında) bir geçiş sağlamak | ||
Deyim | bridge the gulf (between a and b) f. | (a ile b arasındaki) geçişi sağlamak/kolaylaştırmak | ||
Politics | ||||
Siyasal | cooperation council for the arab states of the gulf i. | körfez arap ülkeleri işbirliği konseyi | ||
Siyasal | cooperation council for the arab states of the gulf i. | körfez arap ülkeleri işbirliği konseyi |