wrinkle - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
wrinkle kırışıklık n.
  • I can estimate that she is at least 60 from her wrinkles.
  • Kırışıklıklarından en az 60 yaşında olduğunu tahmin edebiliyorum.
  • You'll get wrinkles.
  • Kırışıklıkların olacak.
  • I ironed out the wrinkles in my pants.
  • Pantolonumun kırışıklıklarını ütüledim.
Show More (11)
wrinkle kırıştırmak v.
  • The man wrinkled his forehead, thinking about the past.
  • Adam maziyi düşünerek alnını kırıştırdı.
  • Tom wrinkled his brow like he was displeased.
  • Tom hoşnutsuzmuş gibi kaşlarını kırıştırdı.
  • She wrinkled her brows.
  • O, kaşlarını kırıştırdı.
Show More (2)
wrinkle kırışmak v.
  • Denim doesn't wrinkle easily.
  • Denim kumaş kolay kolay kırışmaz.
  • He hung his blazer on a hanger because he didn't want it to get wrinkled.
  • Ceketini askıya astı çünkü kırışmasını istemiyordu.
  • He hung his blazer on a hanger because he didn't want it to get wrinkled.
  • Kırışmasını istemediği için ceketini askıya astı.
Show More (0)
wrinkle kırışık n.
  • You should iron that shirt to get rid of those wrinkles.
  • O kırışıklardan kurtulmak için o gömleği ütülemelisin.
Show More (-2)
wrinkle buruşmak v.
  • Layla and Sami aged up and wrinkled up.
  • Layla ve Sami yaşlandı ve buruştu.
Show More (-2)