İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | confound f. | kafasını karıştırmak | ||
My question completely confounded her. Sorduğum soru onun kafasını karıştırdı. More Sentences |
||||
Genel | confound f. | şaşırtmak | ||
The discovery of a new variant of the virus confounded scientists. Virüsün yeni bir varyantının keşfi bilim insanlarını şaşırttı. More Sentences |
||||
Genel | confound f. | yüzünü kara çıkarmak | ||
The outcome of the elections confounded the political pundits. Seçim sonuçları politika yorumcularının yüzünü kara çıkardı. More Sentences |
||||
Genel | confound f. | alt etmek | ||
The CEO has been working on new strategies to confound the rivals. CEO rakiplerini alt etmek için yeni stratejiler üzerinde çalışıyor. More Sentences |
||||
Genel | confound f. | karıştırmak | ||
Genel | confound f. | yıkmak | ||
Genel | confound f. | kahretmek | ||
Genel | confound f. | yenmek | ||
Genel | confound f. | karıştırmak (kafasını) | ||
Genel | confound f. | bozmak | ||
Genel | confound f. | utandırmak | ||
Genel | confound f. | şaşkına çevirmek | ||
Genel | confound f. | birbirine katmak |
İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
General | ||
Genel | confound it! ünl. | allah kahretsin! |
Genel | confound him ünl. | kahrolası |
Genel | confound him ünl. | kahretsin |