|
Kategori |
İngilizce |
Türkçe |
|
| General |
|
| 1 |
Genel |
get something/someone out of the country f.
|
yurt dışına çıkarmak |
|
| 2 |
Genel |
have (someone) get (something) f.
|
(birine) (bir şey) aldırmak |
|
| 3 |
Genel |
get strength from someone/something f.
|
güç almak (birinden/bir şeyden) |
|
| 4 |
Genel |
get someone to watch something f.
|
izletmek |
|
| 5 |
Genel |
get someone to watch something f.
|
birine bir şey izletmek |
|
| Phrasals |
|
| 6 |
Öbek Fiiller |
get between (someone or something and someone or something else) f.
|
(bir kişi veya şeyle başka bir kişi veya şey/iki kişi veya şey) arasına girmek/sızmak |
|
| 7 |
Öbek Fiiller |
get between (someone or something and someone or something else) f.
|
(bir kişi veya şeyi başka bir kişi veya şeyden/iki kişi veya şeyi birbirinden) ayırmak/uzaklaştırmak |
|
| 8 |
Öbek Fiiller |
command someone to get off something f.
|
birine bir yerden/bir şeyden inmesini söylemek/emretmek |
|
| 9 |
Öbek Fiiller |
get something away from someone f.
|
bir şeyi birinden uzak tutmak |
|
| 10 |
Öbek Fiiller |
let someone get on with something f.
|
birinin birşeyi yapmayı sürdürmesine izin vermek |
|
| 11 |
Öbek Fiiller |
get someone interested in something f.
|
bir kimsenin bir şeyle ilgilenmesini/ilgi duymasını/alakadar olmasını sağlamak |
|
| 12 |
Öbek Fiiller |
get something away from someone f.
|
uzak tutmak |
|
| 13 |
Öbek Fiiller |
get down on (someone or something) f.
|
(birinin veya bir şeyin) üstüne gitmek |
|
| 14 |
Öbek Fiiller |
get down on (someone or something) f.
|
(birine veya bir şeye) negatif yaklaşmak |
|
| 15 |
Öbek Fiiller |
get down on (someone or something) f.
|
(birine veya bir şeye karşı) negatif düşüncelere sahip olmak |
|
| 16 |
Öbek Fiiller |
get someone or something back f.
|
birini/bir şeyi geri almak |
|
| 17 |
Öbek Fiiller |
get someone or something back f.
|
birini/bir şeyi geri kurtarmak |
|
| 18 |
Öbek Fiiller |
get back (to someone) (on something) f.
|
(birine/bir şeye) dönmek |
|
| 19 |
Öbek Fiiller |
get back (to someone) (on something) f.
|
(birine/bir şeye) geri dönmek |
|
| 20 |
Öbek Fiiller |
get back (to someone) (on something) f.
|
(birine/bir şeye) geri dönüş yapmak |
|
|
|
| 21 |
Öbek Fiiller |
get back (to someone) (on something) f.
|
sonradan (biriyle) konuşmaya devam etmek |
|
| 22 |
Öbek Fiiller |
get back (to someone) (on something) f.
|
(birine) bir bilgiyle geri dönmek |
|
| 23 |
Öbek Fiiller |
get back (to someone) (on something) f.
|
(birine) bir bilgiyle dönüş yapmak |
|
| 24 |
Öbek Fiiller |
get (something) for (someone or something) f.
|
(bir şeyi biri/bir şey) için geri almak |
|
| 25 |
Öbek Fiiller |
get (something) for (someone or something) f.
|
(bir şeyi biri/bir şey) için telafi etmek |
|
| 26 |
Öbek Fiiller |
get (something) for (someone or something) f.
|
(bir şeyi biri/bir şey) için bulup getirmek |
|
| 27 |
Öbek Fiiller |
get (something) for (someone or something) f.
|
(bir şeyi biri/bir şey) için geri ele geçirmek |
|
| 28 |
Öbek Fiiller |
get (something) for (someone or something) f.
|
(bir şeyi biri/bir şey) için almak |
|
| 29 |
Öbek Fiiller |
get (something) for (someone or something) f.
|
(bir şeyi biri/bir şey) için ele geçirmek |
|
| 30 |
Öbek Fiiller |
get (something) for (someone or something) f.
|
(bir şeyi biri/bir şey) için elde etmek |
|
| 31 |
Öbek Fiiller |
get (something) for (someone or something) f.
|
(bir şeyi bir şey) için telafi etmek |
|
| 32 |
Öbek Fiiller |
get (something) for (someone or something) f.
|
(bir şeyi bir şey) için bulup getirmek |
|
| 33 |
Öbek Fiiller |
get (something) for (someone or something) f.
|
(bir şeyi bir şey) için almak |
|
| 34 |
Öbek Fiiller |
get (something) for (someone or something) f.
|
(bir şeyi bir şey) için ele geçirmek |
|
| 35 |
Öbek Fiiller |
get (something) for (someone or something) f.
|
(bir şeyi bir şey) için elde etmek |
|
| 36 |
Öbek Fiiller |
get something from someone or something f.
|
birinden/bir şeyden bir şey almak |
|
| 37 |
Öbek Fiiller |
get something from someone or something f.
|
bir şeyi birinden/bir şeyden teslim almak |
|
| 38 |
Öbek Fiiller |
get something from someone or something f.
|
birinden/bir şeyden bir hastalık kapmak |
|
| 39 |
Öbek Fiiller |
get (something) on (someone) f.
|
elinde birine karşı suçlayıcı kanıt olmak |
|
| 40 |
Öbek Fiiller |
get (something) on (someone) f.
|
birine karşı kanıtı/delili olmak |
|
|
|
| 41 |
Öbek Fiiller |
get (something) on (someone) f.
|
birine karşı bir avantajı olmak |
|
| 42 |
Öbek Fiiller |
get (something) on (someone) f.
|
birine karşı bir üstünlüğü olmak |
|
| 43 |
Öbek Fiiller |
get someone on(to) someone or something f.
|
birini bir şeye/birine eşlik etmesi için görevlendirmek |
|
| 44 |
Öbek Fiiller |
get someone on(to) someone or something f.
|
birini bir şeye/birine katılması için görevlendirmek |
|
| 45 |
Öbek Fiiller |
get someone on(to) someone or something f.
|
birini bir şeye/birine bakması için atamak |
|
| 46 |
Öbek Fiiller |
get someone on(to) someone or something f.
|
birini bir şeyle/biriyle ilgilenmesi için atamak |
|
| 47 |
Öbek Fiiller |
get on(to) someone (about something) f.
|
birine (bir şeyi) hatırlatmak |
|
| 48 |
Öbek Fiiller |
get on(to) someone (about something) f.
|
birine (bir şey) hakkında hatırlatma yapmak |
|
| 49 |
Öbek Fiiller |
get something on someone f.
|
birinin hakkında ona karşı bir bilgi edinmek |
|
| 50 |
Öbek Fiiller |
get something on someone f.
|
birinin hakkında ona zarar verecek bir bilgi edinmek |
|
| 51 |
Öbek Fiiller |
get something on someone f.
|
birinin bir açığını yakalamak |
|
| 52 |
Öbek Fiiller |
get something on someone f.
|
bir şeye binmek |
|
| 53 |
Öbek Fiiller |
get something on someone f.
|
bir şeye bindirmek |
|
| 54 |
Öbek Fiiller |
get something on someone f.
|
üzerine bir şey almak/giymek |
|
| 55 |
Öbek Fiiller |
get something on someone f.
|
biriyle iyi geçinmek |
|
| 56 |
Öbek Fiiller |
get something on someone f.
|
biriyle uyumlu olmak |
|
| 57 |
Öbek Fiiller |
get something on someone f.
|
iyi götürmek |
|
| 58 |
Öbek Fiiller |
get something on someone f.
|
iyi idare etmek |
|
| 59 |
Öbek Fiiller |
get something on someone f.
|
iyi gitmek |
|
| 60 |
Öbek Fiiller |
get something on someone f.
|
bir şeyde ilerlemek |
|
| 61 |
Öbek Fiiller |
get something on someone f.
|
bir şeyi devam ettirmek |
|
| 62 |
Öbek Fiiller |
get something on someone f.
|
anlamak |
|
| 63 |
Öbek Fiiller |
get something on someone f.
|
çakmak |
|
| 64 |
Öbek Fiiller |
get something on someone f.
|
farkına varmak |
|
| 65 |
Öbek Fiiller |
get something on someone f.
|
öğrenmek |
|
| 66 |
Öbek Fiiller |
get around someone or something f.
|
birinin/bir şeyin etrafında toplanmak |
|
| 67 |
Öbek Fiiller |
get around someone or something f.
|
birinin/bir şeyin etrafına dizilmek |
|
| 68 |
Öbek Fiiller |
get around someone or something f.
|
birinin/bir şeyin etrafından dolaşmak |
|
| 69 |
Öbek Fiiller |
get around someone or something f.
|
birini/bir şeyi geçmek |
|
| 70 |
Öbek Fiiller |
get around someone or something f.
|
birinin/bir şeyin yanından geçmek |
|
| 71 |
Öbek Fiiller |
get around someone or something f.
|
birini/bir şeyi atlatmak |
|
| 72 |
Öbek Fiiller |
get around someone or something f.
|
birinden/bir şeyden kurtulmak |
|
| 73 |
Öbek Fiiller |
get around someone or something f.
|
birinden/bir şeyden kaçınmak |
|
| 74 |
Öbek Fiiller |
get around someone or something f.
|
birini/bir şeyi ekarte etmek |
|
| 75 |
Öbek Fiiller |
get around someone or something f.
|
birini/bir şeyi saf dışı etmek |
|
| 76 |
Öbek Fiiller |
get around someone or something f.
|
birini/bir şeyi konu dışında tutmak |
|
| 77 |
Öbek Fiiller |
get into (someone or something) f.
|
(bir şeye/bir yere) erişim sağlamak |
|
| 78 |
Öbek Fiiller |
get into (someone or something) f.
|
(bir şeye/bir yere) girmek |
|
| 79 |
Öbek Fiiller |
get into (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi) içeri almak |
|
| 80 |
Öbek Fiiller |
get into (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi) içeri sokmak |
|
|
|
| 81 |
Öbek Fiiller |
get into (someone or something) f.
|
(birinin/bir şeyin bir yerin/bir şeyin) içine girmesini sağlamak |
|
| 82 |
Öbek Fiiller |
get into (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi bir yere/bir şeye) sokmak |
|
| 83 |
Öbek Fiiller |
get into (someone or something) f.
|
varmak |
|
| 84 |
Öbek Fiiller |
get into (someone or something) f.
|
(bir yere) varmak |
|
| 85 |
Öbek Fiiller |
get into (someone or something) f.
|
ulaşmak |
|
| 86 |
Öbek Fiiller |
get into (someone or something) f.
|
(bir yere) ulaşmak |
|
| 87 |
Öbek Fiiller |
get into (someone or something) f.
|
(birine bir yere/bir şeye) erişim izni vermek |
|
| 88 |
Öbek Fiiller |
get into (someone or something) f.
|
(birinin bir yere/bir şeye) erişimini sağlamak |
|
| 89 |
Öbek Fiiller |
get into (someone or something) f.
|
(bir okula, programa) kabul edilmek |
|
| 90 |
Öbek Fiiller |
get into (someone or something) f.
|
(bir okula, programa) kabul almak |
|
| 91 |
Öbek Fiiller |
get into (someone or something) f.
|
(bir okula, programa) girmeyi başarmak |
|
| 92 |
Öbek Fiiller |
get into (someone or something) f.
|
(bir okula, programa) girmek |
|
| 93 |
Öbek Fiiller |
get into (someone or something) f.
|
(bir okula, programa) yerleştirilmek |
|
| 94 |
Öbek Fiiller |
get into (someone or something) f.
|
(birini bir yere, kuruma) aldırmak |
|
| 95 |
Öbek Fiiller |
get into (someone or something) f.
|
(birini bir yere, kuruma) sokmak |
|
| 96 |
Öbek Fiiller |
get into (someone or something) f.
|
(birinin bir yere, kuruma) girmesini sağlamak |
|
| 97 |
Öbek Fiiller |
get into (someone or something) f.
|
(birini bir yere, kuruma) kabul ettirmek için konumunu/nüfuzunu kullanmak |
|
| 98 |
Öbek Fiiller |
get into (someone or something) f.
|
(birini bir yere, kuruma) torpille kabul ettirmek |
|
| 99 |
Öbek Fiiller |
get into (someone or something) f.
|
(birini bir yere, kuruma) torpille aldırmak |
|
| 100 |
Öbek Fiiller |
get into (someone or something) f.
|
(birini bir yere/kuruma) torpille sokmak |
|
| 101 |
Öbek Fiiller |
get into (someone or something) f.
|
bir pozisyona seçilmek |
|
| 102 |
Öbek Fiiller |
get into (someone or something) f.
|
bir pozisyona seçimle gelmek |
|
| 103 |
Öbek Fiiller |
get into (someone or something) f.
|
bir pozisyona resmi oylamayla gelmek |
|
| 104 |
Öbek Fiiller |
get into (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi bir şeye) sığdırmak |
|
| 105 |
Öbek Fiiller |
get into (someone or something) f.
|
(birine bir şey) yutturmak |
|
| 106 |
Öbek Fiiller |
get into (someone or something) f.
|
(birinin bir şeyi) yutmasını sağlamak |
|
| 107 |
Öbek Fiiller |
get into (someone or something) f.
|
(bir şey) yemek |
|
| 108 |
Öbek Fiiller |
get into (someone or something) f.
|
(bir şey) içmek |
|
| 109 |
Öbek Fiiller |
get into (someone or something) f.
|
(bir şeyi) mideye indirmek |
|
| 110 |
Öbek Fiiller |
get into (someone or something) f.
|
(bir şeyin, kıyafetin) içine sığmak |
|
| 111 |
Öbek Fiiller |
get into (someone or something) f.
|
(bir şeyin, kıyafetin) içine girmek |
|
| 112 |
Öbek Fiiller |
get into (someone or something) f.
|
(bir şeyin, kıyafetin) içine girebilmek |
|
| 113 |
Öbek Fiiller |
get into (someone or something) f.
|
(bir şeyi) izinsiz kullanmak |
|
| 114 |
Öbek Fiiller |
get into (someone or something) f.
|
(bir şeye) izinsiz erişmek/erişim sağlamak |
|
| 115 |
Öbek Fiiller |
get into (someone or something) f.
|
(bir şeye) ulaşmak |
|
| 116 |
Öbek Fiiller |
get into (someone or something) f.
|
(bir şeyin) içine dalmak |
|
| 117 |
Öbek Fiiller |
get into (someone or something) f.
|
(bir şeyle) ilgilenmeye başlamak |
|
| 118 |
Öbek Fiiller |
get into (someone or something) f.
|
(bir şeyin) tutkunu olmak |
|
| 119 |
Öbek Fiiller |
get into (someone or something) f.
|
(bir şeye) merak duymaya başlamak |
|
| 120 |
Öbek Fiiller |
get into (someone or something) f.
|
(bir şeye) heves etmek |
|
| 121 |
Öbek Fiiller |
get into (someone or something) f.
|
(birinin bir şeyle) ilgilenmesini sağlamak |
|
| 122 |
Öbek Fiiller |
get into (someone or something) f.
|
(birinin bir şeye) ilgi duymasını sağlamak |
|
| 123 |
Öbek Fiiller |
get into (someone or something) f.
|
(birini bir şeye) heveslendirmek |
|
| 124 |
Öbek Fiiller |
get into (someone or something) f.
|
(birinin bir şeye) merak duymasını sağlamak |
|
| 125 |
Öbek Fiiller |
get into (someone or something) f.
|
(bir alanda, sektörde) çalışmaya başlamak |
|
| 126 |
Öbek Fiiller |
get into (someone or something) f.
|
(bir alana, sektöre) girmek |
|
| 127 |
Öbek Fiiller |
get into (someone or something) f.
|
(birinin) içine bir şey kaçmak |
|
| 128 |
Öbek Fiiller |
get into (someone or something) f.
|
(birine) bir şeyler olmak |
|
| 129 |
Öbek Fiiller |
get into (someone or something) f.
|
(birine) bir haller olmak |
|
| 130 |
Öbek Fiiller |
get into (someone or something) f.
|
(belli bir forma, şekle) girmek |
|
| 131 |
Öbek Fiiller |
get into (someone or something) f.
|
(belli bir duruma) erişmek |
|
| 132 |
Öbek Fiiller |
get into (someone or something) f.
|
(belli bir hale) gelmek |
|
| 133 |
Öbek Fiiller |
get into (someone or something) f.
|
(belli bir durumun) içine girmek |
|
| 134 |
Öbek Fiiller |
get into (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi belli bir forma, şekle) sokmak |
|
| 135 |
Öbek Fiiller |
get into (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi belli bir duruma) getirmek |
|
| 136 |
Öbek Fiiller |
get into (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi belli bir hale) getirmek |
|
| 137 |
Öbek Fiiller |
get into (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi belli bir durumun) içine sokmak |
|
| 138 |
Öbek Fiiller |
get to (someone or something) f.
|
(bir şeye/birine) ulaşmak |
|
| 139 |
Öbek Fiiller |
get to (someone or something) f.
|
(bir şeye/birine) erişmek |
|
| 140 |
Öbek Fiiller |
get to (someone or something) f.
|
(bir şeye/birine) uzanabilmek |
|
| 141 |
Öbek Fiiller |
get to (someone or something) f.
|
varmak |
|
| 142 |
Öbek Fiiller |
get to (someone or something) f.
|
ulaşmak |
|
| 143 |
Öbek Fiiller |
get to (someone or something) f.
|
gelmek |
|
| 144 |
Öbek Fiiller |
get to (someone or something) f.
|
rüşvetle/tehditle önün kesmek |
|
| 145 |
Öbek Fiiller |
get to (someone or something) f.
|
yasa dışı yollarla engellemek |
|
| 146 |
Öbek Fiiller |
get (around) to someone or something f.
|
sonunda bir şeyle/biriyle ilgilenebilmek |
|
| 147 |
Öbek Fiiller |
get (around) to someone or something f.
|
sonunda bir konuya/birine geçiş yapabilmek |
|
| 148 |
Öbek Fiiller |
get something to someone f.
|
bir şeyi birine göndermek |
|
| 149 |
Öbek Fiiller |
get something to someone f.
|
bir şeyi birine teslim ettirmek |
|
| 150 |
Öbek Fiiller |
get something to someone f.
|
bir şeyi birine ulaştırmak |
|
| 151 |
Öbek Fiiller |
get with (someone or something) f.
|
(bir şey/biri) hakkında bilgilenmek |
|
| 152 |
Öbek Fiiller |
get with (someone or something) f.
|
(bir şey/biri) hakkında bilgi edinmiş olmak |
|
| 153 |
Öbek Fiiller |
get with (someone or something) f.
|
(bir şey/biri) hakkında bilgi sahibi olmak |
|
| 154 |
Öbek Fiiller |
get something for someone f.
|
biri için/birine bir şey almak |
|
| 155 |
Öbek Fiiller |
get something for someone f.
|
biri için bir şeyi elde etmek |
|
| 156 |
Öbek Fiiller |
get something for someone f.
|
biri için bir şey edinmek |
|
| 157 |
Öbek Fiiller |
get something for someone f.
|
birine bir şey getirmek |
|
| 158 |
Öbek Fiiller |
get hell (about someone or something) f.
|
(biri/bir şey hakkında) azar işitmek |
|
| 159 |
Öbek Fiiller |
get hell (about someone or something) f.
|
(biri/bir şey hakkında) azarlanmak |
|
| 160 |
Öbek Fiiller |
get hell (about someone or something) f.
|
(biri/bir şey hakkında) fırça yemek |
|
| 161 |
Öbek Fiiller |
get someone or something down (from something) f.
|
birini/bir şeyi (bir şeyden) aşağı indirmek |
|
| 162 |
Öbek Fiiller |
get someone or something down something f.
|
birini/bir şeyi bir şeyden indirmek |
|
| 163 |
Öbek Fiiller |
get someone or something down something f.
|
birini/bir şeyi zorla bir şeyden indirmek |
|
| 164 |
Öbek Fiiller |
get someone or something down f.
|
birini/bir şeyi bir şeyden indirmek |
|
| 165 |
Öbek Fiiller |
get someone or something down f.
|
birini/bir şeyi zorla bir şeyden indirmek |
|
| 166 |
Öbek Fiiller |
get someone or something across something f.
|
birini/bir şeyi bir şeyden karşıya geçirmek |
|
| 167 |
Öbek Fiiller |
get someone or something across something f.
|
birini/bir şeyi bir şeyin karşı tarafına nakletmek |
|
| 168 |
Öbek Fiiller |
get someone or something across something f.
|
birini/bir şeyi bir şeyden geçirmek |
|
| 169 |
Öbek Fiiller |
get someone or something across f.
|
birini/bir şeyi bir şeyden karşıya geçirmek |
|
| 170 |
Öbek Fiiller |
get someone or something across f.
|
birini/bir şeyi bir şeyin karşı tarafına nakletmek |
|
| 171 |
Öbek Fiiller |
get someone or something across f.
|
birini/bir şeyi bir şeyden geçirmek |
|
| 172 |
Öbek Fiiller |
get someone or something out of someone or something f.
|
birini/bir şeyi birinden/bir şeyden kurtarmak |
|
| 173 |
Öbek Fiiller |
get someone or something out of someone or something f.
|
birini/bir şeyi birinden/bir şeyden çıkarmak |
|
| 174 |
Öbek Fiiller |
get someone or something out f.
|
birini/bir şeyi birinden/bir şeyden kurtarmak |
|
| 175 |
Öbek Fiiller |
get someone or something out f.
|
birini/bir şeyi birinden/bir şeyden çıkarmak |
|
| 176 |
Öbek Fiiller |
get (someone) out of (something) f.
|
(birini bir şeyden) kurtarmak |
|
| 177 |
Öbek Fiiller |
get (someone) out of (something) f.
|
(birini bir şeyden) çekip çıkarmak |
|
| 178 |
Öbek Fiiller |
get someone on someone or something f.
|
birini birinin/bir şeyin yanına vermek |
|
| 179 |
Öbek Fiiller |
get someone on someone or something f.
|
birini biriyle/bir şeyle ilgilenmesi için görevlendirmek |
|
| 180 |
Öbek Fiiller |
get someone on someone or something f.
|
birini birine/bir şeye bakması için görevlendirmek |
|
| 181 |
Öbek Fiiller |
get someone onto someone or something f.
|
birini birinin/bir şeyin yanına vermek |
|
| 182 |
Öbek Fiiller |
get someone onto someone or something f.
|
birini biriyle/bir şeyle ilgilenmesi için görevlendirmek |
|
| 183 |
Öbek Fiiller |
get someone onto someone or something f.
|
birini birine/bir şeye bakması için görevlendirmek |
|
| 184 |
Öbek Fiiller |
get on (without someone or something) f.
|
(biri/bir şey olmadan) devam etmek |
|
| 185 |
Öbek Fiiller |
get on (without someone or something) f.
|
(biri/bir şey olmadan) hayatta kalmak |
|
| 186 |
Öbek Fiiller |
get on (without someone or something) f.
|
(biri/bir şey olmadan) idare etmek |
|
| 187 |
Öbek Fiiller |
get on (without someone or something) f.
|
(biri/bir şey olmadan) ayakta kalmak |
|
| 188 |
Öbek Fiiller |
get on (without someone or something) f.
|
(biri/bir şey olmadan) başının çaresine bakmak |
|
| 189 |
Öbek Fiiller |
get on (without someone or something) f.
|
(biri/bir şey olmadan) dayanmak |
|
| 190 |
Öbek Fiiller |
get onto someone (about something) f.
|
(birine bir şeyi) hatırlatmak |
|
| 191 |
Öbek Fiiller |
get on someone (about something) f.
|
(birine bir şeyi) hatırlatmak |
|
| 192 |
Öbek Fiiller |
get ahead of (someone or something) f.
|
(birinin/bir şeyin) önüne geçmek |
|
| 193 |
Öbek Fiiller |
get ahead of (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi) geride bırakmak |
|
| 194 |
Öbek Fiiller |
get along without (someone or something) f.
|
(biri/bir şey olmadan) devam etmek |
|
| 195 |
Öbek Fiiller |
get along without (someone or something) f.
|
(biri/bir şey olmadan) idare etmek |
|
| 196 |
Öbek Fiiller |
get along without (someone or something) f.
|
(biri/bir şey olmadan) ayakta kalmak |
|
| 197 |
Öbek Fiiller |
get along without (someone or something) f.
|
(biri/bir şey olmadan) başının çaresine bakmak |
|
| 198 |
Öbek Fiiller |
get along without (someone or something) f.
|
(biri/bir şey olmadan) dayanmak |
|
| 199 |
Öbek Fiiller |
get along without (someone or something) f.
|
(biri/bir şey) olmadan yapmak |
|
| 200 |
Öbek Fiiller |
get at (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) ulaşmak |
|
| 201 |
Öbek Fiiller |
get at (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) yetişmek |
|
| 202 |
Öbek Fiiller |
get someone or something away from someone or something f.
|
birini/bir şeyi birinden bir şeyden uzağa götürmek/uzaklaştırmak |
|
| 203 |
Öbek Fiiller |
get away from (someone or something) f.
|
(birinden/bir şeyden) uzaklaşmak |
|
| 204 |
Öbek Fiiller |
get away from (someone or something) f.
|
(birinden/bir şeyden) uzağa gitmek |
|
| 205 |
Öbek Fiiller |
get away from (someone or something) f.
|
(birinden/bir şeyden) uzaklaştırmak |
|
| 206 |
Öbek Fiiller |
get away from (someone or something) f.
|
(birinden/bir şeyden) uzağa götürmek |
|
| 207 |
Öbek Fiiller |
get away with someone or something f.
|
biriyle/bir şeyle kaçmak |
|
| 208 |
Öbek Fiiller |
get away with someone or something f.
|
birini/bir şeyi alıp kaçmak |
|
| 209 |
Öbek Fiiller |
get behind someone/something f.
|
birini/bir şeyi desteklemek |
|
| 210 |
Öbek Fiiller |
get behind someone/something f.
|
birine/bir şeye arka çıkmak |
|
| 211 |
Öbek Fiiller |
get between (someone or something) f.
|
(birilerinin/bir şeylerin) arasına girmek |
|
| 212 |
Öbek Fiiller |
get between (someone or something) f.
|
(birilerini/bir şeyleri) ayırmak |
|
| 213 |
Öbek Fiiller |
get someone or something by someone or something f.
|
birini/bir şeyi birinden/bir şeyden geçirmek |
|
| 214 |
Öbek Fiiller |
get someone or something by someone or something f.
|
birinin/bir şeyin bir denetlemeden/aramadan geçmesini sağlamak |
|
| 215 |
Öbek Fiiller |
get someone or something by f.
|
birini/bir şeyi birinden/bir şeyden geçirmek |
|
| 216 |
Öbek Fiiller |
get someone or something by f.
|
birinin/bir şeyin bir denetlemeden/aramadan geçmesini sağlamak |
|
| 217 |
Öbek Fiiller |
get by (without someone or something) f.
|
(biri/bir şey olmadan) devam etmek |
|
| 218 |
Öbek Fiiller |
get by (without someone or something) f.
|
(biri/bir şey olmadan) idare etmek |
|
| 219 |
Öbek Fiiller |
get by (without someone or something) f.
|
(biri/bir şey olmadan) ayakta kalmak |
|
| 220 |
Öbek Fiiller |
get by (without someone or something) f.
|
(biri/bir şey olmadan) başının çaresine bakmak |
|
| 221 |
Öbek Fiiller |
get by (without someone or something) f.
|
(biri/bir şey olmadan) dayanmak |
|
| 222 |
Öbek Fiiller |
get by (without someone or something) f.
|
(biri/bir şey) olmadan yapmak |
|
| 223 |
Öbek Fiiller |
get by (without someone or something) f.
|
(biri/bir şey) olmadan yaşamak |
|
| 224 |
Öbek Fiiller |
get someone or something down (from something) f.
|
birini/bir şeyi (bir şeyden) indirmek |
|
| 225 |
Öbek Fiiller |
get someone or something down something f.
|
birini/bir şeyi bir şeyden/yerden indirmek |
|
| 226 |
Öbek Fiiller |
get someone or something down something f.
|
birini/bir şeyi bir şeyden/yerden zorla/zar zor aşağı indirmek |
|
| 227 |
Öbek Fiiller |
get someone or something down something f.
|
birini/bir şeyi bir şeyden/yerden aşağı indirmeyi başarmak |
|
| 228 |
Öbek Fiiller |
get someone or something down f.
|
birini/bir şeyi bir şeyden/yerden indirmek |
|
| 229 |
Öbek Fiiller |
get someone or something down f.
|
birini/bir şeyi bir şeyden/yerden zorla/zar zor aşağı indirmek |
|
| 230 |
Öbek Fiiller |
get someone or something down f.
|
birini/bir şeyi bir şeyden/yerden aşağı indirmeyi başarmak |
|
| 231 |
Öbek Fiiller |
get down with (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi) kabul etmek/kabullenmek |
|
| 232 |
Öbek Fiiller |
get down with (someone or something) f.
|
(biriyle/bir şeyle) aynı fikirde/görüşte olmak |
|
| 233 |
Öbek Fiiller |
get down with (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi) desteklemek |
|
| 234 |
Öbek Fiiller |
get something for someone f.
|
birine bir şey almak |
|
| 235 |
Öbek Fiiller |
get something for someone f.
|
biri için bir şey almak |
|
| 236 |
Öbek Fiiller |
get someone or something in something f.
|
birini/bir şeyi bir şeye sokmak |
|
| 237 |
Öbek Fiiller |
get someone or something into something f.
|
birini/bir şeyi bir şeye sokmak |
|
| 238 |
Öbek Fiiller |
get someone or something in f.
|
birini/bir şeyi bir şeye sokmak |
|
| 239 |
Öbek Fiiller |
get someone into something f.
|
birini bir şeye sığdırmak |
|
| 240 |
Öbek Fiiller |
get someone into something f.
|
birinin bir şeye sığmasını/girmesini sağlamak |
|
| 241 |
Öbek Fiiller |
get someone into something f.
|
birini bir şeye kabul ettirmek |
|
| 242 |
Öbek Fiiller |
get someone into something f.
|
birini bir okula, kulübe, organizasyona sokmak |
|
| 243 |
Öbek Fiiller |
get someone into something f.
|
birini bir şeye yazdırmak/kaydettirmek |
|
| 244 |
Öbek Fiiller |
get someone into something f.
|
birini bir şeye (okul, kulüp, organizasyon ) aldırmak |
|
| 245 |
Öbek Fiiller |
get someone in something f.
|
birini bir şeye sığdırmak |
|
| 246 |
Öbek Fiiller |
get someone in something f.
|
birinin bir şeye sığmasını/girmesini sağlamak |
|
| 247 |
Öbek Fiiller |
get someone in something f.
|
birini bir şeye kabul ettirmek |
|
| 248 |
Öbek Fiiller |
get someone in something f.
|
birini bir okula, kulübe, organizasyona sokmak |
|
| 249 |
Öbek Fiiller |
get someone in something f.
|
birini bir şeye yazdırmak/kaydettirmek |
|
| 250 |
Öbek Fiiller |
get someone in something f.
|
birini bir şeye (okul, kulüp, organizasyon ) aldırmak |
|
| 251 |
Öbek Fiiller |
get something into someone f.
|
birine bir şey vermek (enjekte etmek, yedirmek) |
|
| 252 |
Öbek Fiiller |
get something in someone f.
|
birine bir şey vermek (enjekte etmek, yedirmek) |
|
| 253 |
Öbek Fiiller |
get someone or something off someone or something f.
|
birini/bir şeyi birinin/bir şeyin üstünden çıkarmak/almak |
|
| 254 |
Öbek Fiiller |
get someone or something off f.
|
birini/bir şeyi birinin/bir şeyin üstünden çıkarmak/almak |
|
| 255 |
Öbek Fiiller |
get something off (to someone or something) f.
|
bir şeyi (birine/bir şeye) yollamak/göndermek |
|
| 256 |
Öbek Fiiller |
get someone on someone or something f.
|
birini biri/bir şey için görevlendirmek |
|
| 257 |
Öbek Fiiller |
get someone on someone or something f.
|
birini birine/bir şeye bakması için atamak/görevlendirmek |
|
| 258 |
Öbek Fiiller |
get someone onto someone or something f.
|
birini biri/bir şey için görevlendirmek |
|
| 259 |
Öbek Fiiller |
get someone onto someone or something f.
|
birini birine/bir şeye bakması için atamak/görevlendirmek |
|
| 260 |
Öbek Fiiller |
get on (without someone or something) f.
|
(biri/bir şey) olmadan idare etmek |
|
| 261 |
Öbek Fiiller |
get on (without someone or something) f.
|
(biri/bir şey olmadan) geçinmek |
|
| 262 |
Öbek Fiiller |
get on someone (about something) f.
|
birine (bir şeyi) hatırlatmak |
|
| 263 |
Öbek Fiiller |
get onto someone (about something) f.
|
birine (bir şeyi) hatırlatmak |
|
| 264 |
Öbek Fiiller |
get on (someone or something) f.
|
(birinin/bir şeyin) üstüne gitmek |
|
| 265 |
Öbek Fiiller |
get on (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi) sıkıştırmak |
|
| 266 |
Öbek Fiiller |
get on (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi) taciz etmek |
|
| 267 |
Öbek Fiiller |
get on (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) sıkıntı vermek |
|
| 268 |
Öbek Fiiller |
get on (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi) rahat bırakmamak |
|
| 269 |
Öbek Fiiller |
get something out (of someone or something) f.
|
bir şeyi (birinin/bir şeyin) içinden çıkarmak/almak |
|
| 270 |
Öbek Fiiller |
get something out (of someone or something) f.
|
bir şeyi (birinden/bir şeyden) çıkarmak/almak |
|
| 271 |
Öbek Fiiller |
get something out (of someone or something) f.
|
bir şeyi (birinden/bir şeyden) dışarı çıkarmak/almak |
|
| 272 |
Öbek Fiiller |
get out from under (someone or something) f.
|
(birinden/bir şeyden) kendini kurtarmak |
|
| 273 |
Öbek Fiiller |
get out from under (someone or something) f.
|
(birinden/bir şeyden) sıyrılmak |
|
| 274 |
Öbek Fiiller |
get out from under (someone or something) f.
|
(birinden/bir şeyden) paçayı kurtarmak |
|
| 275 |
Öbek Fiiller |
get out from under (someone or something) f.
|
(birinden/bir şeyden) kurtulmak |
|
| 276 |
Öbek Fiiller |
get someone or something out of someone or something f.
|
birini/bir şeyi birinin/bir şeyin içinden çıkarmak/almak |
|
| 277 |
Öbek Fiiller |
get someone or something out of someone or something f.
|
birini/bir şeyi birinden/bir şeyden çıkarmak/almak |
|
| 278 |
Öbek Fiiller |
get someone or something out of someone or something f.
|
birini/bir şeyi birinden/bir şeyden dışarı çıkarmak/almak |
|
| 279 |
Öbek Fiiller |
get over someone or something f.
|
birinin/bir şeyin üstünden geçmek |
|
| 280 |
Öbek Fiiller |
get over someone or something f.
|
birini/bir şeyi aşmak |
|
| 281 |
Öbek Fiiller |
get someone or something through (to someone or something) f.
|
birini/bir şeyi (birine/bir şeye) nakletmek |
|
| 282 |
Öbek Fiiller |
get someone or something through (to someone or something) f.
|
birini/bir şeyi (birine/bir şeye) götürmek |
|
| 283 |
Öbek Fiiller |
get someone or something through (to someone or something) f.
|
biriyle/bir şeyle (biri/bir şey) arasında bağlantı kurmak |
|
| 284 |
Öbek Fiiller |
get something through (to someone or something) f.
|
bir şeyi (birine/bir şeye) iletmek |
|
| 285 |
Öbek Fiiller |
get something through (to someone or something) f.
|
bir şeyi (birine/bir şeye) götürmek/ulaştırmak |
|
| 286 |
Öbek Fiiller |
get someone through something f.
|
birini bir şeyden/yerden geçirmek |
|
| 287 |
Öbek Fiiller |
get someone through something f.
|
birinin bir şeyden/yerden geçmesine yardım etmek |
|
| 288 |
Öbek Fiiller |
get someone through something f.
|
birinin bir şeyi atlatmasına yardım etmek |
|
| 289 |
Öbek Fiiller |
get someone through something f.
|
birinin bir şeye dayanmasını sağlamak |
|
| 290 |
Öbek Fiiller |
get through (with someone or something) f.
|
(biriyle/bir şeyle) geçmeyi başarmak |
|
| 291 |
Öbek Fiiller |
get through (with someone or something) f.
|
(biriyle/bir şeyle) geçebilmek |
|
| 292 |
Öbek Fiiller |
get through (with someone or something) f.
|
(biriyle/bir şeyle) ilişkisini bitirmek |
|
| 293 |
Öbek Fiiller |
get through (with someone or something) f.
|
(biriyle/bir şeyle) ilişkisine son vermek |
|
| 294 |
Öbek Fiiller |
get someone or something together f.
|
birilerini/bir şeyleri bir araya toplamak/getirmek |
|
| 295 |
Öbek Fiiller |
get someone up (for something) f.
|
birini (bir şeye/bir şey için) hazırlamak |
|
| 296 |
Öbek Fiiller |
get someone up (for something) f.
|
birini (bir şey için) ayağa kaldırmak |
|
| 297 |
Öbek Fiiller |
get up against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı durmak/dikilmek |
|
| 298 |
Öbek Fiiller |
get up against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) dayanmak |
|
| 299 |
Öbek Fiiller |
get with (someone or something) f.
|
(biriyle/bir şeyle) buluşmak/bir araya gelmek |
|
| 300 |
Öbek Fiiller |
get with (someone or something) f.
|
(biriyle/bir şeyle) irtibat kurmak |
|
| 301 |
Öbek Fiiller |
help (someone) get a foothold in (something) f.
|
(birinin bir yerde/şeyde) sağlam yer edinmesine yardım etmek |
|
| 302 |
Öbek Fiiller |
help (someone) get a foothold in (something) f.
|
(birinin bir şeyde) yer edinmesine yardım etmek |
|
| 303 |
Öbek Fiiller |
help (someone) get a foothold in (something) f.
|
(birinin bir şeydeki) yerini sağlamlaştırmasına yardım etmek |
|
| Colloquial |
|
| 304 |
Konuşma Dili |
get past (someone or something) f.
|
bir engeli aşmak |
|
| 305 |
Konuşma Dili |
get past (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi) aşmak/geçmek |
|
| 306 |
Konuşma Dili |
get past (someone or something) f.
|
birine engeli aştırmak |
|
| 307 |
Konuşma Dili |
get past (someone or something) f.
|
birine engeli atlattırmak/geçirtmek |
|
| 308 |
Konuşma Dili |
get past (someone or something) f.
|
birinin engeli aşmasına yardım etmek |
|
| 309 |
Konuşma Dili |
get past (someone or something) f.
|
(birinin/bir şeyin) önüne geçmek |
|
| 310 |
Konuşma Dili |
get past (someone or something) f.
|
(birinin/bir şeyin) bir adım önüne geçmek |
|
| 311 |
Konuşma Dili |
get past (someone or something) f.
|
(bir şeyi) atlatmak |
|
| 312 |
Konuşma Dili |
get past (someone or something) f.
|
(bir şeyi) hazmetmek |
|
| 313 |
Konuşma Dili |
get past (someone or something) f.
|
(bir şeyin) üstesinden gelmek |
|
| 314 |
Konuşma Dili |
get past (someone or something) f.
|
(bir şeyi) aşmak |
|
| 315 |
Konuşma Dili |
get past (someone or something) f.
|
(birinin bir şeyi) atlatmasını sağlamak |
|
| 316 |
Konuşma Dili |
get past (someone or something) f.
|
(birinin bir şeyin) üstesinden gelmesini sağlamak |
|
| 317 |
Konuşma Dili |
get past (someone or something) f.
|
(birinin bir şeyi) aşmasını sağlamak |
|
| 318 |
Konuşma Dili |
get past (someone or something) f.
|
(birinden bir şeyi) gizlemek |
|
| 319 |
Konuşma Dili |
get past (someone or something) f.
|
(birinin bir şeyi) gözden kaçırmasını sağlamak |
|
| 320 |
Konuşma Dili |
get past (someone or something) f.
|
(birinden bir şeyi) saklamak |
|
| 321 |
Konuşma Dili |
get carried away with (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) kendini kaptırmak |
|
| 322 |
Konuşma Dili |
get carried away with (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) kapılmak |
|
| 323 |
Konuşma Dili |
get someone or something free (from someone or something) f.
|
birini/bir şeyi (birinden/bir şeyden) kurtarmak |
|
| 324 |
Konuşma Dili |
get someone or something free (from someone or something) f.
|
birini/bir şeyi (birinden/bir şeyden) özgür kılmak |
|
| 325 |
Konuşma Dili |
get tough on (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) sert olmak/davranmak |
|
| 326 |
Konuşma Dili |
get tough on (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) müsamahasız olmak/davranmak |
|
| 327 |
Konuşma Dili |
get tough on (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) acımasız olmak/davranmak |
|
| 328 |
Konuşma Dili |
get used to (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) alışmak |
|
| 329 |
Konuşma Dili |
get used to (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) adapte olmak |
|
| 330 |
Konuşma Dili |
get used to (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi) kanıksamak |
|
| 331 |
Konuşma Dili |
get wise (to someone or something) f.
|
(birinin/bir şeyin) farkına varmak |
|
| 332 |
Konuşma Dili |
get wise (to someone or something) f.
|
(birinden/bir şeyden) haberdar olmak |
|
| 333 |
Konuşma Dili |
get wise (to someone or something) f.
|
(biri/bir şey) hakkında bilgisi olmak |
|
| 334 |
Konuşma Dili |
get wise (to someone or something) f.
|
(birinin/bir şeyin) farkında olmak |
|
| 335 |
Konuşma Dili |
get wise (to someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi) bilmek |
|
| 336 |
Konuşma Dili |
get wise (to someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) uyanmak |
|
| 337 |
Konuşma Dili |
get word (from someone or something) f.
|
(birinden/bir şeyden) haber almak |
|
| 338 |
Konuşma Dili |
get word (from someone or something) f.
|
(biriyle/bir şeyle ilgili) bilgi almak |
|
| 339 |
Konuşma Dili |
let (someone or something) get out f.
|
(birinin/bir şeyin) gitmesine/çıkmasına/inmesine izin vermek |
|
| 340 |
Konuşma Dili |
let (someone or something) get out f.
|
(birinin/bir şeyin) bir gereklilikten/zorunluluktan kaçmasına izin vermek |
|
| 341 |
Konuşma Dili |
let (someone or something) get out f.
|
(birinin/bir şeyin) feshetmesine izin vermek |
|
| 342 |
Konuşma Dili |
let (someone or something) get out f.
|
(birinin/bir şeyin) caymasına izin vermek |
|
| 343 |
Konuşma Dili |
let (someone or something) get out of (something) f.
|
(birinin/bir şeyin bir şeyden/yerden) gitmesine/çıkmasına izin vermek |
|
| 344 |
Konuşma Dili |
let (someone or something) get out of (something) f.
|
(birinin/bir şeyin bir şeyden) inmesine izin vermek |
|
| 345 |
Konuşma Dili |
let (someone or something) get out of (something) f.
|
(birinin/bir şeyin bir gereklilikten/zorunluluktan) kaçmasına izin vermek |
|
| 346 |
Konuşma Dili |
let (someone or something) get out of (something) f.
|
(birinin/bir şeyin bir şeyi) feshetmesine izin vermek |
|
| 347 |
Konuşma Dili |
let (someone or something) get out of (something) f.
|
(birinin/bir şeyin bir şeyden) caymasına izin vermek |
|
| 348 |
Konuşma Dili |
don't let (someone or something) get you down expr.
|
(birinin veya bir şeyin) seni üzmesine izin verme |
|
| 349 |
Konuşma Dili |
don't let (someone or something) get you down expr.
|
(birinin veya bir şeyin) canını sıkmasına izin verme |
|
| 350 |
Konuşma Dili |
don't let (someone or something) get you down expr.
|
(birinin veya bir şeyin) moralini bozmasına izin verme |
|
| 351 |
Konuşma Dili |
don't let (someone or something) get you down expr.
|
kendini çok üzme |
|
| 352 |
Konuşma Dili |
don't let (someone or something) get you down expr.
|
kendini çok yıpratma |
|
| 353 |
Konuşma Dili |
don't let (someone or something) get you down expr.
|
kafana takma |
|
| Idioms |
|
| 354 |
Deyim |
(something) will get (someone) nowhere f.
|
hiçbir yere vardırmamak |
|
| 355 |
Deyim |
(something) won't get (someone) anywhere f.
|
hiçbir yere vardırmamak |
|
| 356 |
Deyim |
(something) will get (someone) nowhere f.
|
hiçbir fayda sağlamamak |
|
| 357 |
Deyim |
(something) won't get (someone) anywhere f.
|
hiçbir fayda sağlamamak |
|
| 358 |
Deyim |
(something) will get (someone) nowhere f.
|
hiçbir sonuca ulaştırmamak |
|
| 359 |
Deyim |
(something) won't get (someone) anywhere f.
|
hiçbir sonuca ulaştırmamak |
|
| 360 |
Deyim |
(something) will get (someone) nowhere f.
|
hiçbir sonuca vardırmamak |
|
| 361 |
Deyim |
(something) won't get (someone) anywhere f.
|
hiçbir sonuca vardırmamak |
|
| 362 |
Deyim |
(something) will get (someone) nowhere f.
|
hiçbir ilerleme sağlatmamak |
|
| 363 |
Deyim |
(something) won't get (someone) anywhere f.
|
hiçbir ilerleme sağlatmamak |
|
| 364 |
Deyim |
(something) will get (someone) nowhere f.
|
hiçbir başarıya ulaştırmamak |
|
| 365 |
Deyim |
(something) won't get (someone) anywhere f.
|
hiçbir başarıya ulaştırmamak |
|
| 366 |
Deyim |
get the bulge on (someone or something) f.
|
avantaj/üstünlük elde etmek |
|
| 367 |
Deyim |
get taken in (by someone or something) f.
|
(biri tarafından) kandırılmak/aldatılmak |
|
| 368 |
Deyim |
get taken in (by someone or something) f.
|
(birinin/bir şeyin) oyununa gelmek |
|
| 369 |
Deyim |
get taken in (by someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) kanmak/inanmak |
|
| 370 |
Deyim |
get taken in (by someone or something) f.
|
(biri tarafından) eve/barınağa alınmak |
|
| 371 |
Deyim |
get taken in (by someone or something) f.
|
(biri tarafından) bakılmak/büyütülmek |
|
| 372 |
Deyim |
get taken in (by someone or something) f.
|
(biri tarafından)yetiştirilmek/yanına alınmak |
|
| 373 |
Deyim |
get taken in (by someone or something) f.
|
evlatlık olarak alınmak |
|
| 374 |
Deyim |
get past someone or something f.
|
bir engeli aşmak/geride bırakmak |
|
| 375 |
Deyim |
get past someone or something f.
|
dikkatinden/gözünden kaçmak |
|
| 376 |
Deyim |
get past someone or something f.
|
birini geçmek |
|
| 377 |
Deyim |
get past someone or something f.
|
birini veya bir şeyi geride bırakmak |
|
| 378 |
Deyim |
get past someone or something f.
|
birini veya bir şeyi arkada bırakmak |
|
| 379 |
Deyim |
get past someone or something f.
|
birini veya bir şeyi görmezden gelmek |
|
| 380 |
Deyim |
get the advantage over (someone or something) f.
|
(birine veya bir şeye karşı) avantaj sağlamak |
|
| 381 |
Deyim |
get the advantage over (someone or something) f.
|
(birine veya bir şeye karşı) üstünlük yakalamak |
|
| 382 |
Deyim |
get something going with someone f.
|
arasında/aralarında bir şeyler olmak |
|
| 383 |
Deyim |
get something going with someone f.
|
arasında/aralarında bir şeyler olmaya başlamak |
|
| 384 |
Deyim |
get something going with someone f.
|
biriyle çıkmaya başlamak |
|
| 385 |
Deyim |
let someone get by with something f.
|
birinin yaptığının yanına kar kalmasına izin vermek |
|
| 386 |
Deyim |
get something going with someone f.
|
biriyle ilişkiye (aşk ilişkisine) girmek |
|
| 387 |
Deyim |
get something out of someone f.
|
birisinden bir şey koparmak |
|
| 388 |
Deyim |
get something across (to someone) f.
|
iyi ifade etmek |
|
| 389 |
Deyim |
get something across (to someone) f.
|
iyi açıklamak |
|
| 390 |
Deyim |
get something across (to someone) f.
|
iyi anlatmak |
|
| 391 |
Deyim |
get a bead on (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) nişan almak |
|
| 392 |
Deyim |
get a bead on (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) namlu/silah doğrultmak |
|
| 393 |
Deyim |
get a bead on (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi) hedef almak |
|
| 394 |
Deyim |
get a bead on (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) dikkat çekmek |
|
| 395 |
Deyim |
get a bead on (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) odaklanmak |
|
| 396 |
Deyim |
get a bead on (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi) iyice anlamak |
|
| 397 |
Deyim |
get a bead on (someone or something) f.
|
iyice farkına varmak |
|
| 398 |
Deyim |
get a bead on (someone or something) f.
|
anlamak |
|
| 399 |
Deyim |
get the drop on (someone or something) f.
|
(birinin/bir şeyin) önüne geçmek |
|
| 400 |
Deyim |
get the drop on (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye karşı) bir avantaj elde etmek/avantajlı duruma geçmek |
|
| 401 |
Deyim |
get the drop on (someone or something) f.
|
(birinden/bir şeyden) bir adım önde olmak/öne geçmek |
|
| 402 |
Deyim |
get a kick from (someone or something) f.
|
(birinden/bir şeyden) keyif almak |
|
| 403 |
Deyim |
get a kick from (someone or something) f.
|
(birinden/bir şeyden) zevk almak |
|
| 404 |
Deyim |
get a kick from (someone or something) f.
|
(birinden/bir şeyden) haz almak |
|
| 405 |
Deyim |
get a kick from (someone or something) f.
|
(birinden/bir şeyden) hoşlanmak |
|
| 406 |
Deyim |
get (one's) hands off (of) (something or someone) f.
|
(birinden/bir şeyden) elini çekmek |
|
| 407 |
Deyim |
get (one's) hands off (of) (something or someone) f.
|
(birinin/bir şeyin) üstünden elini çekmek |
|
| 408 |
Deyim |
get (one's) hands off (of) (something or someone) f.
|
(birine/bir şeye) dokunmamak |
|
| 409 |
Deyim |
get (one's) hands off (of) (something or someone) f.
|
(birini/bir şeyi) ellememek |
|
| 410 |
Deyim |
get (someone or something) taped [uk/australia] f.
|
(birinin/bir şeyin) notunu vermek |
|
| 411 |
Deyim |
get (someone or something) taped [uk/australia] f.
|
(birini/bir şeyi) anlayıp ona göre davranmak |
|
| 412 |
Deyim |
get (someone or something) taped [uk/australia] f.
|
nasıl biri/bir şey olduğunu anlayıp ona göre davranmak |
|
| 413 |
Deyim |
get (someone or something) taped [uk/australia] f.
|
(birinin/bir şeyin) ne mal olduğunu anlamak |
|
| 414 |
Deyim |
get someone or something taped [uk] f.
|
birini/bir şeyi tamamıyla anlamak |
|
| 415 |
Deyim |
get someone or something taped [uk] f.
|
birini/bir şeyi bütün yönleriyle anlamak |
|
| 416 |
Deyim |
get someone or something taped [uk] f.
|
birini/bir şeyi iyice anlamak |
|
| 417 |
Deyim |
get someone or something taped [uk] f.
|
birini/bir şeyi aklına yazmak/kaydetmek |
|
| 418 |
Deyim |
get behind (someone or something) f.
|
(birinin/bir şeyin) arkasına geçmek/girmek |
|
| 419 |
Deyim |
get behind (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi) desteklemek |
|
| 420 |
Deyim |
get behind (someone or something) f.
|
(birinin/bir şeyin) arkasında durmak |
|
| 421 |
Deyim |
get behind (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi) sevmek |
|
| 422 |
Deyim |
get behind (someone or something) f.
|
(birinden/bir şeyden) hoşlanmak |
|
| 423 |
Deyim |
get behind (someone or something) f.
|
(birinden/bir şeyden) keyif almak |
|
| 424 |
Deyim |
get involved (in or with someone or something) f.
|
(biriyle/bir kuruluşla) ortaklık ilişkisi kurmak |
|
| 425 |
Deyim |
get involved (in or with someone or something) f.
|
(biriyle/bir kuruluşla) birleşmek |
|
| 426 |
Deyim |
get involved (in or with someone or something) f.
|
(biriyle/bir şeyle) bir bağlantı/ilişki kurmak |
|
| 427 |
Deyim |
get one up on (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı avantaj elde etmek |
|
| 428 |
Deyim |
get one up on (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı avantaj kazanmak |
|
| 429 |
Deyim |
get one up on (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı üstünlük elde etmek |
|
| 430 |
Deyim |
get one up on (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı üstünlük sağlamak |
|
| 431 |
Deyim |
get one up on (someone or something) f.
|
(birinden/bir şeyden) bir adım önde olmak |
|
| 432 |
Deyim |
get out of time (with someone or something) f.
|
(biriyle/bir şeyle) zamanlamayı tutturamamak |
|
| 433 |
Deyim |
get out of time (with someone or something) f.
|
(biriyle/bir şeyle) senkronu tutturamamak |
|
| 434 |
Deyim |
get out of time (with someone or something) f.
|
ritme uyum sağlayamamak |
|
| 435 |
Deyim |
get out of time (with someone or something) f.
|
tempoya uyum sağlayamamak |
|
| 436 |
Deyim |
get out of time (with someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) uyum sağlayamamak |
|
| 437 |
Deyim |
get out of time (with someone or something) f.
|
tempoyu/ritmi tutturamamak |
|
| 438 |
Deyim |
get out of time (with someone or something) f.
|
temponun/ritmin dışına çıkmak |
|
| 439 |
Deyim |
get out of time (with someone or something) f.
|
(biriyle/bir şeyle) senkronu kaybetmek |
|
| 440 |
Deyim |
get out of time (with someone or something) f.
|
ritme/tempoya ayak uyduramamak |
|
| 441 |
Deyim |
get the weather gage of (someone or something) f.
|
(bir şeye/birine) karşı avantajlı konumda olmak |
|
| 442 |
Deyim |
get the weather gage of (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı avantajlı durumda olmak |
|
| 443 |
Deyim |
get the weather gage of (someone or something) f.
|
bir geminin hava şartları bakımından düşmanına göre avantajlı konumda olması |
|
| 444 |
Deyim |
get the weather gage of (someone or something) f.
|
bir geminin rüzgarın estiği yön bakımından düşmanından avantajlı konumda olması |
|
| 445 |
Deyim |
get involved (in or with someone or something) f.
|
(birinin) planlarına, eylemlerine, gelişimine dahil olmak |
|
| 446 |
Deyim |
get gray hair from (someone or something) f.
|
(biri/bir şey) yüzünden saçları beyazlamak/ağarmak |
|
| 447 |
Deyim |
get gray hair from (someone or something) f.
|
(biri/bir şey) yüzünden saçlarına kır/ak düşmek |
|
| 448 |
Deyim |
get gray hair from (someone or something) f.
|
(biri/bir şey) yüzünden çok endişelenmek, strese girmek, üzülmek |
|
| 449 |
Deyim |
get gray hair from (someone or something) f.
|
(biri/bir şey) yüzünden çok endişelenip, strese girip, üzülüp saçları ağarmak |
|
| 450 |
Deyim |
not let someone get away with something f.
|
yanına bırakmamak |
|
| 451 |
Deyim |
get free of someone or something f.
|
birinin/bir şeyin yükünden kurtulmak |
|
| 452 |
Deyim |
get free of someone or something f.
|
birinden/bir şeyden kurtulmak |
|
| 453 |
Deyim |
get free of someone or something f.
|
kendini birinin/bir şeyin yükünden kurtarmak |
|
| 454 |
Deyim |
get free of someone or something f.
|
birinden/bir şeyden özgür kalmak |
|
| 455 |
Deyim |
get free of someone or something f.
|
birini/bir şeyi başından savmak |
|
| 456 |
Deyim |
get free of someone or something f.
|
kendini/birini/bir şeyi birinden/bir şeyden kurtarmak |
|
| 457 |
Deyim |
get free of someone or something f.
|
kendini/birini/bir şeyi birinden/bir şeyden özgürleştirmek |
|
| 458 |
Deyim |
get free of someone or something f.
|
kendini/birini/bir şeyi birinden/bir şeyden temizlemek |
|
| 459 |
Deyim |
get free from someone or something f.
|
birinin/bir şeyin yükünden kurtulmak |
|
| 460 |
Deyim |
get free from someone or something f.
|
birinden/bir şeyden kurtulmak |
|
| 461 |
Deyim |
get free from someone or something f.
|
kendini birinin/bir şeyin yükünden kurtarmak |
|
| 462 |
Deyim |
get free from someone or something f.
|
birinden/bir şeyden özgür kalmak |
|
| 463 |
Deyim |
get free from someone or something f.
|
birini/bir şeyi başından savmak |
|
| 464 |
Deyim |
get free from someone or something f.
|
kendini/birini/bir şeyi birinden/bir şeyden kurtarmak |
|
| 465 |
Deyim |
get free from someone or something f.
|
kendini/birini/bir şeyi birinden/bir şeyden özgürleştirmek |
|
| 466 |
Deyim |
get free from someone or something f.
|
kendini/birini/bir şeyi birinden/bir şeyden temizlemek |
|
| 467 |
Deyim |
get an eyeball on someone/something f.
|
birini/bir şeyi görmek |
|
| 468 |
Deyim |
get an eyeball on someone/something f.
|
birini/bir şeyi fark etmek |
|
| 469 |
Deyim |
get an eyeball on someone/something f.
|
biri/bir şey gözüne ilişmek |
|
| 470 |
Deyim |
get a good look at (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi) iyi görmek |
|
| 471 |
Deyim |
get a good look at (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi) net olarak görmek |
|
| 472 |
Deyim |
get a good look at (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi) tam görmek |
|
| 473 |
Deyim |
get a good look at (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) iyice/dikkatlice bakmak |
|
| 474 |
Deyim |
get an eyeful (of someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) ağzı açık kalmak |
|
| 475 |
Deyim |
get an eyeful (of someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) çok şaşırmak |
|
| 476 |
Deyim |
get an eyeful (of someone or something) f.
|
(biri/bir şey) karşısında şok olmak |
|
| 477 |
Deyim |
get an eyeful (of someone or something) f.
|
(biri/bir şey karşısında) ağzı açık kalmak |
|
| 478 |
Deyim |
get an eyeful (of someone or something) f.
|
(biri/bir şey karşısında) gözleri fal taşı gibi açılmak |
|
| 479 |
Deyim |
get (one's) hooks into (someone or something) f.
|
birine/bir şeye kancayı takmak |
|
| 480 |
Deyim |
get (one's) hooks into (someone or something) f.
|
birini/bir şeyi sıkıca sahiplenmek |
|
| 481 |
Deyim |
get (one's) hooks into (someone or something) f.
|
birini/bir şeyi kontrolü/etkisi altına almak |
|
| 482 |
Deyim |
get (someone or something) into shape f.
|
(birini/bir şeyi) yoluna sokmak |
|
| 483 |
Deyim |
get (someone or something) into shape f.
|
(birini/bir şeyi) düzeltmek |
|
| 484 |
Deyim |
get (someone or something) into shape f.
|
(birini/bir şeyi) eski formuna kavuşturmak |
|
| 485 |
Deyim |
get (someone or something) into shape f.
|
(birini/bir şeyi) forma/şekle sokmak |
|
| 486 |
Deyim |
get (someone or something) out of (one's) head f.
|
(birini/bir şeyi) aklından atmak/çıkarmak |
|
| 487 |
Deyim |
get (someone or something) out of (one's) head f.
|
(birini/bir şeyi) kafasından çıkarmak |
|
| 488 |
Deyim |
get (someone or something) out of (one's) mind f.
|
(birini/bir şeyi) aklından atmak/çıkarmak |
|
| 489 |
Deyim |
get (someone or something) out of (one's) mind f.
|
(birini/bir şeyi) kafasından çıkarmak |
|
| 490 |
Deyim |
get (someone or something) out of (one's) mind f.
|
(birini/bir şeyi) zihninden atmak/çıkarmak |
|
| 491 |
Deyim |
get (someone or something) out of (one's) sight f.
|
(birini/bir şeyi) gözünün önünden uzaklaştırmak/almak |
|
| 492 |
Deyim |
get (someone or something) under (one's) control f.
|
(birini/bir şeyi) kontrolü altına almak |
|
| 493 |
Deyim |
get (someone or something) under (one's) control f.
|
(biri/bir şey) üzerinde kontrolü sağlamak |
|
| 494 |
Deyim |
get (someone or something) under (one's) control f.
|
(birini/bir şeyi) kontrol altına almak |
|
| 495 |
Deyim |
get (someone or something) under (one's) control f.
|
(birini/bir şeyi) bastırmak |
|
| 496 |
Deyim |
get a bang out of someone/something f.
|
birinden/bir şeyden keyif almak |
|
| 497 |
Deyim |
get a bang out of someone/something f.
|
biri/bir şey hoşuna gitmek |
|
| 498 |
Deyim |
get a bang out of someone/something f.
|
birinden/bir şeyden heyecan duymak |
|
| 499 |
Deyim |
get a bang out of someone/something f.
|
biri/bir şey sayesinde eğlenmek |
|
| 500 |
Deyim |
get a bang out of someone/something f.
|
birini/bir şeyi komik/eğlenceli bulmak |
|
