varmak - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

varmak



"varmak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 61 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
varmak arrive f.
General
varmak come to f.
varmak come in f.
varmak amount f.
varmak hit f.
varmak extend f.
varmak approach f.
varmak come f.
varmak attain to f.
varmak end in f.
varmak arrive at f.
varmak turn up f.
varmak gain f.
varmak get f.
varmak go into f.
varmak get to f.
varmak disembark f.
varmak get at f.
varmak make f.
varmak arrive in f.
varmak lead f.
varmak come to hand f.
varmak amount to f.
varmak attain f.
varmak come at f.
varmak arrive f.
varmak reach f.
varmak recure f.
varmak get in f.
varmak roll up f.
varmak reach up f.
varmak obtain f.
varmak adsum f.
varmak tend f.
varmak land f.
varmak win f.
varmak hent [obsolete] f.
varmak oncome [rare] f.
varmak run f.
varmak come f.
varmak strike f.
varmak stand f.
Phrasals
varmak come about f.
varmak fetch up f.
varmak come in f.
varmak come to f.
varmak fetch up f.
varmak get in f.
varmak get in f.
varmak get into (someone or something) f.
varmak get to (someone or something) f.
varmak get to f.
varmak roll in f.
varmak pitch up f.
varmak run into f.
Law
varmak attain f.
Technical
varmak arrive f.
varmak reach f.
Automotive
varmak pull in f.
varmak drive up f.
Slang
varmak rock up f.

"varmak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
anlaşmaya varmak come to an agreement f.
anlaşmaya varmak assent f.
anlaşmaya varmak compromise f.
farkına varmak notice f.
farkına varmak realize f.
farkına varmak realise f.
General
düşman ile dostane anlaşmaya varmak için ayarlanan gün love day i.
anlaşmaya varmak close the deal f.
sonucuna varmak deduce f.
üstüne varmak go for f.
zevkine varmak savor f.
üstüne varmak attack f.
üstüne varmak assault f.
farkına varmak cotton on f.
farkına varmak discover f.
farkına varmak take notice f.
fenaya varmak get worse f.
sonuca varmak conclude f.
üzerine varmak bombard f.
bir karara varmak come to an agreement f.
dönüm noktasına varmak come to a head f.
keyfine varmak enjoy f.
farkına varmak be sensible of f.
tepesine varmak (bir yerin) top f.
giderek varmak (bir yere) work up to f.
tadına varmak discuss f.
tadına varmak enjoy f.
üstüne varmak provoke f.
karara varmak determine f.
tadına varmak relish f.
karara varmak take a decision f.
farkına varmak awaken to f.
karara varmak conclude f.
farkına varmak take stock of f.
zevkine varmak savour f.
farkına varmak awake f.
son haddine varmak go all the way f.
olacağına varmak take its course f.
yanıldığının farkına varmak come to recognize that one is wrong f.
ifrata varmak go to excess f.
karara varmak arrive at a decision f.
sonuca varmak educe f.
son noktaya varmak come to a head f.
sonuca varmak amount f.
hükmüne varmak adjudge f.
en yüksek dereceye varmak climax f.
hakkında yargıya varmak pass judgment on f.
anlaşmaya varmak (üzerinde) get together on f.
farkına varmak realize f.
ağzı kulaklarına varmak grin from ear to ear f.
üstüne varmak keep on at somebody f.
karara varmak rule f.
farkına varmak get wise to f.
farkına varmak notice f.
sonunda varmak land up f.
başına varmak (bir yerin) top f.
anlaşmaya varmak strike a bargain f.
varmak (birine) marry someone f.
karara varmak render a verdict f.
karara varmak make a decision f.
karara varmak reach a decision f.
mutabakata varmak reach an agreement f.
karşılıklı ödün vererek anlaşmaya varmak compromise f.
farkına varmak behold f.
farkına varmak discern f.
farkına varmak awake to f.
karara varmak judge f.
karara varmak resolve f.
farkına varmak become aware of f.
anlaşmaya varmak make a bargain f.
karara varmak make up one's mind f.
secdeye varmak prostrate oneself f.
zirveye varmak crest f.
bir karara varmak conclude f.
rüştüne varmak reach one's majority f.
kararına varmak adjudicate f.
karara varmak come to a decision f.
farkına varmak wake to f.
farkına varmak cotton to f.
rüştüne varmak reach lawful age f.
sonuca varmak reason f.
pazarlıkta anlaşmaya varmak strike a bargain f.
görünüşe dayanarak hükme varmak judge by externals f.
farkına varmak waken f.
rüştüne varmak reach manhood f.
son raddeye varmak plumb the depths f.
farkına varmak catch on f.
sonuca varmak decide f.
en yüksek noktaya varmak culminate f.
parçaları birleştirip sonuca varmak reconstitute f.
anlaşmaya varmak come to terms with f.
tadına varmak savor f.
aşırı boyutlara varmak (kötü bir durum) run rampant f.
kararına varmak adjudge f.
karara varmak find f.
bilincine varmak comprehend f.
farkına varmak awaken f.
düşünceye varmak reach an opinion f.
rüştüne varmak reach puberty f.
farkına varmak realise f.
birine varmak marry someone f.
hükmüne varmak adjudicate f.
farkına varmak perceive f.
bir anlaşmaya varmak come to an agreement f.
amacına varmak win through f.
anlaşmaya varmak reach an agreement f.
anlaşmaya varmak come to an understanding with f.
anlaşmaya varmak strike a balance f.
anlaşmaya varmak settle with f.
anlaşmaya varmak come to an arrangement f.
anlaşmaya varmak get together f.
sağ salim varmak arrive safely f.
mutabakata varmak reach a mutual understanding f.
mutabakata varmak come to a mutual agreement f.
mutabakata varmak come to an agreement f.
zevkine varmak discover pleasure f.
zevkine varmak start feel enjoyment f.
mutabakata varmak strike a bargain f.
mutabakata varmak come to an understanding f.
limana varmak arrive the harbour f.
bir karara varmak arrive at a decision f.
anlaşmaya varmak arrive at an agreement f.
limana varmak come into the harbour f.
limana varmak reach the harbour f.
hatasının farkına varmak realize one's mistake f.
hatasının farkına varmak discover one's mistake f.
kanısına varmak be of the opinion that f.
sonuca varmak draw conclusion f.
görüş birliğine varmak reach a consensus f.
görüş birliğine varmak reach an agreement f.
görüş birliğine varmak arrive at an agreement f.
görüş birliğine varmak come to an agreement f.
görüş birliğine varmak achieve a consensus f.
görüş birliğine varmak arrive at a consensus f.
sonuca varmak come to the conclusion f.
sonuca varmak come to conclusion f.
tüme varmak induce f.
dili varmak dare say f.
fikir birliğine varmak arrive at a consensus f.
fikir birliğine varmak reach a consensus f.
bir sonuca varmak reach a conclusion f.
neticeye varmak come to a conclusion f.
neticeye varmak arrive at a conclusion f.
neticeye varmak reach a conclusion f.
son haddine varmak come to a head f.
sonucuna varmak conclude f.
anlaşmaya varmak close with f.
-e varmak add up to f.
-e varmak get up to f.
-e varmak come at f.
-e varmak get through to f.
bir maksada varmak için engellerden kaçınmak by-pass f.
-e bakarak hükme varmak go by f.
-e varmak get to f.
-e varmak progress f.
koşarak varmak run-up f.
sonucuna varmak infer f.
sonuca varmak deduce f.
farkına varmak note f.
farkına varmak recognize f.
anlaşmaya varmak come to terms f.
üzerinde bir karara varmak fix on f.
üzerinde bir karara varmak fix upon f.
görüşüne varmak come to the conclusion on f.
görüşüne varmak deduce f.
görüşüne varmak infer f.
görüşüne varmak come to the inference that f.
farkına varmak bring to one's notice f.
farkına varmak bring to one's attention f.
sonuca varmak come to a conclusion f.
karşılıklı anlaşmaya varmak make a deal with f.
farkına varmak observe f.
eve varmak arrive home f.
anlaşmaya varmak close a deal f.
anlaşmaya varmak reach a deal f.
üstüne varmak get at someone f.
limana varmak enter the port f.
bir anlaşmaya varmak reach an agreement f.
karara varmak form an opinion f.
bir karara varmak adopt a resolution f.
eve varmak reach home f.
amaca varmak attain an aim f.
kazasız varmak arrive safe f.
sağ salim varmak arrive safe f.
salimen varmak arrive safe f.
kanaatine varmak reach the conclusion that f.
kanaate varmak reach a conclusion f.
kanaatine varmak reach a conclusion f.
kanaatine varmak come to a conclusion that f.
kanaate varmak come to a conclusion f.
saplantı boyutuna varmak border on obsession f.
anlaşmaya varmak come to an understanding f.
anlaşmaya varmak reach an understanding with someone f.
üzerinde anlaşmaya varmak agree upon f.
zamanında varmak reach in time f.
vaktinden önce varmak arrive ahead of time f.
vaktinden önce varmak get there ahead of time f.
olay mahalline gelmek/varmak arrive on the scene (of something) f.
olay mahalline gelmek/varmak arrive upon the scene (of something) f.
olay mahalline gelmek/varmak arrive at the scene (of something) f.
(söylenenden/beklenenden/duyurulan zamandan) önce gelmek/varmak/ulaşmak arrive ahead of time f.
(söylenenden/beklenenden/duyurulan zamandan) önce gelmek/varmak/ulaşmak show up ahead of time f.
(söylenenden/beklenenden/duyurulan zamandan) önce gelmek/varmak/ulaşmak get there ahead of time f.
zamanında farkına varmak discover in time f.
uzlaşmaya varmak reach a settlement f.
anlaşmaya varmak reach a settlement f.
öyle ya da böyle bir karara varmak make a decision one way or the other f.
zamanında varmak arrive in time f.
erken varmak/ulaşmak arrive early f.
anlaşılan/kararlaştırılan zamanda ulaşmak/varmak arrive by the agreed time f.
gerçeği anlamak/kavramak/ farkına varmak realize the truth f.
bir karara varmak reach a decision f.
potansiyelinin farkına varmak realize one's potential f.
(kasırga vb) ana karaya ulaşmak/varmak make landfall f.
son dakikada gelmek/varmak arrive at the last minute f.
tadına varmak savour f.
farkına varmak recognise f.
kazasız belasız varmak arrive safe and sound f.
anlaşmaya varmak come to agreement f.
bir anlaşmaya varmak settle on a deal f.
okula varmak arrive at school f.
okula varmak arrive at school f.
bilince varmak achieve an awareness f.
kıyıya varmak set ashore f.
ayırdına varmak realize f.
farkına varmak get f.
sonuca varmak arrive at a conclusion f.
hakkında yargıya varmak pass judgement on f.
karara varmak addeem [obsolete] f.
karara varmak addoom [obsolete] f.
farkına varmak agnise f.
farkına varmak agnize f.
yeniden farkına varmak reawaken f.
farkına varmak recognosce [obsolete] f.
yeniden varmak regain f.
bir şeyin/bir yerin derinliğine/içlerine kadar uzanmak/varmak reach deep into something/somewhere f.
farkına varmak take notice of f.
farkına varmak awake f.
anlaşmaya varmak arrange (with) f.
anlaşmaya varmak astipulate [obsolete] f.
sonuca varmak make a conclusion f.
ayırdına varmak distinguish f.
kanaatine varmak judge f.
(acele sonuca) varmak leap f.
farkına varmak mark f.
karara varmak bend f.
apar topar karara varmak jump f.
kıyıya varmak land f.
zamanında varmak make f.
bir anlaşmaya veya uzlaşıya varmak için ihtilaf yaratan iki veya daha fazla tarafla çalışmak mediate f.
mutabakata varmak harmonize f.
mutabakata varmak harmonise f.
kanıya/kanısına varmak surmise f.
farkına varmak bottom f.
sonucuna varmak bring [obsolete] f.
kanısına varmak mistrust f.
anlaşmaya varmak yes f.
şans eseri varmak light f.
farkına varmak glom f.
bir yere varmak lob [australia] f.
sonucuna varmak guess f.
çok genel bir sonuca varmak overgeneralize f.
çok genel bir sonuca varmak overgeneralize f.
çok genel bir sonuca varmak overgeneralise f.
çok genel bir sonuca varmak overgeneralise f.
ifrata varmak overlash [obsolete] f.
kanısına varmak infer f.
eli varmak begin f.
anlaşmaya varmak compose [obsolete] f.
ortak bir noktaya varmak concur [obsolete] f.
üzerinde anlaşmaya varmak condescend [obsolete] f.
engellere rağmen sonuca varmak drive f.
sonucuna varmak draw f.
bir konuda hakkında resmi veya açık bir anlaşmaya varmak indent [obsolete] f.
sonuca varmak discourse [obsolete] f.
sağ sağlim eve varmak get home alright f.
sağ sağlim eve varmak get home safely f.
önceden bir kanıya varmak presurmise f.
anlaşmaya varmak strike an agreement f.
bilinen bir sonuca varmak subinfer f.
kanısına varmak subinfer f.
sonucuna varmak subinfer f.
(farkına) varmak become f.
(karara) varmak reach f.
Phrasals
karşılıklı anlaşmaya varmak close on f.
farkına varmak see through f.
farkına varmak pick up on f.
(biri ya da bir şey) hakkında uzlaşmaya varmak concur on (someone or something) f.
(birisi) ile (belli bir kişi, düşünce ya da mesele) üstünde anlaşmaya varmak concur on (someone or something) with (one) f.
(birisi) ile ((belli bir kişi, düşünce ya da mesele) üstünde anlaşmaya varmak concur with (one) on (someone or something) f.
bir sonuca varmak come to f.
(biri veya bir şey hakkında) kendi karara varmak form (one's) own opinion (about someone or something) f.
(biri veya bir şey hakkında) kendi kanaate varmak form (one's) own opinion (about someone or something) f.
(biri veya bir şey hakkında) hükme varmak generalize about (someone or something) f.
(biri veya bir şey hakkında) hükme varmak generalize on (someone or something) f.
anlaşmaya varmak hammer something out f.
bir yerde olmak (varmak anlamında) appear at f.
farkına varmak pick out f.
farkına varmak catch on to f.
ödün vererek anlaşmaya varmak compromise with f.
ödün vererek anlaşmaya varmak compromise over f.
tepeye varmak peak up f.
eldeki bilgilerin ışığında mantıklı bir sonuca varmak reconstruct (something) from (something else) f.
ummadığı bir anda (bir şeyin) farkına varmak fall upon (someone or something) f.
ummadığı bir anda (bir şeyin) farkına varmak fall on (someone or something) f.
biri hakkında şok edici bir şeyin farkına varmak find someone out f.
araçla varmak drive up f.
araçla varmak drive up f.
(birinin/bir şeyin birinden/bir şeyden) farkının ayırdına varmak discern (someone or something) from (someone or something) f.
farkına varmak get something on someone f.
bir yere varmak get in f.
(bir yere) varmak get into (someone or something) f.
bir yere varmak get to f.
(bir yere) varmak fetch up at (some place) f.
(birinin) üstüne varmak set at f.
birinin/bir şeyin farkına varmak hit upon someone or something f.
birinin/bir şeyin farkına varmak hit on someone or something f.
farkına varmak hit on f.
-e varmak lead up f.
sonuca varmak için bir çok unsuru/parçaları birleştirmek put together f.
birinin/bir şeyin bir şey olduğunun farkına varmak recognize someone or something for something f.
birinin/bir şeyin ne çeşit biri/bir şey olduğunun farkına varmak recognize someone or something for something f.
belli bir miktara/seviyeye varmak run into f.
-e varmak land in f.
-e varmak land up f.
(bir araçla) varmak rock up in (something) f.
(bir yere) varmak roll in (to some place) f.
(bir araçla) varmak roll up in (something) f.
(bir şeye/yere) varmak wind up in (something or some place) f.
tekneyle/gemiyle/uçakla varmak sail into f.
suyun üzerinde seyrederek bir yere gelmek/varmak sail into f.
gemi, tekne ile bir yere gelmek/varmak sail into f.
buharlı bir araçla (bir yere) varmak steam into (some place) f.
birinin üstüne gitmek/varmak pull someone about f.
toplamda belli bir miktara varmak run to something f.
belli bir miktara varmak run to f.
(bir şeyin) miktarına varmak add up to (something) f.
biri/bir şey üzerinde karara varmak agree upon someone or something f.
biri/bir şey üzerinde karara varmak agree on someone or something f.
biri/bir şey üzerinde karara varmak agree upon someone or something f.
biri/bir şey üzerinde karara varmak agree on someone or something f.
belli bir zamanda bir yere varmak appear at f.
(karara, anlaşmaya, sonuca) varmak arrive at f.
(hedefe, çözüme) varmak arrive at f.
(birinin) üstüne varmak/gitmek go on (at someone) f.
bir şeye/yere varmak boil down to something f.
bir noktaya varmak boil down to something f.
(bir şeye/noktaya) varmak boil down to (something) f.
boyutuna varmak border on f.
boyutuna varmak border upon f.
farkına varmak break through f.
(biriyle) biri/bir şey konusunda anlaşmaya varmak compromise on someone or something (with someone) f.
(biriyle) biri/bir şey konusunda anlaşmaya varmak compromise (on someone or something) with someone f.
(biriyle bir şey) konusunda anlaşmaya varmak compromise (on something) with (someone) f.
(bir şey) konusunda anlaşmaya varmak compromise on (something) f.
(biriyle) biri/bir şey hakkında/üzerinde uzlaşmaya varmak concur on someone or something (with someone) f.
(biriyle) biri/bir şey hakkında/üzerinde uzlaşmaya varmak concur (on someone or something) with someone f.
hakkında/üzerinde uzlaşmaya varmak concur on f.
(biriyle) anlaşmaya varmak concur with (one) f.
(bir şeyden bir sonuca) varmak deduce (something) from (something) f.
(bir şey) sonucuna varmak dope out (something) f.
(bir şey) görüşüne varmak dope out (something) f.
birinin üstüne gitmek/varmak dump on someone f.
aniden (bir şeyin) farkına varmak fall on (someone or something) f.
aniden (bir şeyin) farkına varmak fall onto (someone or something) f.
-e varmak fetch up at f.
farkına varmak get on (to) f.
anlaşmaya varmak run with f.
(birinden/bir şeyden bir şey) sonucuna varmak gather (something) from (someone or something) f.
hakkında hükme varmak generalize about f.
(bir şeye) varmak get at (something) f.
(bir şeyin) ayırdına varmak get at (something) f.
(bir durumun) farkına varmak get onto f.
(bir şeyi) geçip (birine/bir şeye) ulaşmak/varmak go across (something) to (someone or something) f.
(bir şeyi) boydan boya geçip (birine/bir şeye) ulaşmak/varmak go across (something) to (someone or something) f.
(bir şeyden) karşıya geçip (birine/bir şeye) ulaşmak/varmak go across (something) to (someone or something) f.
(bir şeyin) karşısına geçip (birine/bir şeye) ulaşmak/varmak go across (something) to (someone or something) f.
(bir şeyi) baştan başa geçip (birine/bir şeye) ulaşmak/varmak go across (something) to (someone or something) f.
geçip (birine/bir şeye) ulaşmak/varmak go across to f.
boydan boya geçip (birine/bir şeye) ulaşmak/varmak go across to f.
(karşıya geçip (birine/bir şeye) ulaşmak/varmak go across to f.
karşısına geçip (birine/bir şeye) ulaşmak/varmak go across to f.
baştan başa geçip (birine/bir şeye) ulaşmak/varmak go across to f.
(birinin) üstüne varmak/gitmek go on at (one) f.
bir yere varmak come to something f.
bir noktaya varmak come to something f.
(bir yere) varmak land up (some place) f.
(bir yere) varmak land up at (some place) f.
(bir yere/bir şeye) varmak land up in (something) f.
beklenmedik şekilde (bir yere) gitmek/(bir duruma) varmak land up in (something) f.
(bir konuya) varmak/doğru gitmek open into (something) f.
sonu daha büyük bir yere varmak/çıkmak open out on something f.
sonu daha büyük bir yere varmak/çıkmak open out onto something f.
(bir şeye) varmak progress to (something) f.
potansiyelinin farkına varmak realize potential f.
ile varmak roll up in f.
(bir şeyin) farkına varmak tumble to (something) [obsolete] f.
(bir sonuca) varmak tumble to (something) [obsolete] f.
uyanıp (bir şeyin) farkına varmak wake (up) to (something) f.
(bir şeyin) farkına varmak wake up to (something) f.
uyanıp (bir şeyin) farkına varmak waken to (something) f.
çalışarak bir sonuca varmak work up to (something) f.
sonuç olarak varmak come down f.
sonucuna varmak figure out f.
hedefe varmak pull up f.
Phrases
… kanısına varmak be of the opinion that... f.
Proverb
hiç varamamaktansa geç varmak daha iyidir (it's) better to be late than be dead on time
zamanında varmak için hayatını riske atmaktansa geç varmak daha iyidir (it's) better to be late than be dead on time
Colloquial
(bir yere birinden) önce varmak beat (one) to (something) f.
(bir yere birinden) önce varmak beat someone to something f.
(bir yere birinden) önce varmak beat to f.
farkına varmak tumble to f.
belli bir raddeye varmak come to this f.
(işler vb.) bu raddeye varmak come to this f.
bir yere varmak get somewhere f.
son raddeye varmak plumb the depths f.
son dakikada gelmek/varmak cut it fine f.
son anda gelmek/varmak cut it fine f.
son dakikada gelmek/varmak cut it a bit fine f.
son anda gelmek/varmak cut it a bit fine f.
tam vaktinde varmak arrive somewhere on the dot f.
tam vaktinde varmak be somewhere on the dot f.
tam zamanında varmak arrive somewhere on the dot f.
tam vaktinde varmak get somewhere on the dot f.
tam zamanında varmak be somewhere on the dot f.
tam zamanında varmak show up on the dot f.
tam zamanında varmak get somewhere on the dot f.
tam vaktinde varmak show up on the dot f.
bir yere varmak get anywhere f.
gerçeğin farkına varmak get serious f.
(bir şeye/yere) zamanında varmak make it (to something or some place) f.
nereye varmak get at f.
ağzı kulaklarına varmak be all smiles f.
(önemli bir şeyin) farkına varmak üzere olmak be on to (something) f.
birinin üstüne varmak be on at somebody f.
birinin üstüne varmak go on at somebody f.
birinin üstüne varmak keep on at somebody f.
(bir şey yapması için) birinin üstüne varmak/gitmek be on at somebody (to do something) f.
(bir şey yapması için) birinin üstüne varmak/gitmek go on at somebody (to do something) f.
(bir şey yapması için) birinin üstüne varmak/gitmek keep on at somebody (to do something) f.
birinin/bir şeyin üstüne varmak keep (going) on at someone or something f.
anlaşmaya varmak close a/the deal f.
anlaşmaya varmak close a/the sale f.
(bir şeye/yere) varmak drive up to (some place or thing) f.
bir yere varmak get somewhere/anywhere f.
(birinin/bir şeyin) farkına varmak get wise (to someone or something) f.
ne kadar aptal olduğunun farkına varmak realize what a fool you've been f.
ne kadar aptal olduğunun farkına varmak realise what a fool you've been f.
gece yarısı gibi (varmak/gitmek vb) along about midnight expr.
Idioms
anlaşmaya varmak strike hands with f.
grup halinde varmak arrive (some place) in a body f.
hep birlikte varmak/ulaşmak/gelmek arrive (some place) in a body f.
grup halinde varmak reach (some place) in a body f.
hep birlikte varmak/ulaşmak/gelmek reach (some place) in a body f.
topluca varmak reach (some place) in a body f.
hep birlikte varmak/ulaşmak/gelmek travel in a body f.
ağzı kulaklarına varmak beam from ear to ear f.
ağzı kulaklarına varmak grin from ear to ear f.
ağzı kulaklarına varmak smile from ear to ear f.
ağzı kulaklarına varmak smile from ear to ear f.
ağzı kulaklarına varmak be on cloud nine f.
ağzı kulaklarına varmak hang the flags out f.
ağzı kulaklarına varmak be as happy as a lark f.
ağzı kulaklarına varmak be as happy as a sand boy f.
ağzı kulaklarına varmak grin from ear to ear f.
ağzı kulaklarına varmak put the flags out f.
anlaşmaya varmak come together f.
anlaşmaya varmak close a sale f.
anlaşmaya varmak cut a deal f.
anlaşmaya varmak sign on the dotted line f.
anlaşmaya varmak close a deal with f.
anlaşmaya varmak enter into an agreement f.
anlaşmaya varmak close the sale f.
ansızın ayrımına varmak sit up and take notice f.
ayağına varmak come to one's feet f.
biriyle bir uzlaşmaya varmak reach an understanding with someone f.
biriyle bir anlaşmaya varmak reach an accord with someone f.
biriyle bir anlaşmaya varmak reach an understanding with someone f.
biriyle bir uzlaşmaya varmak reach an agreement with someone f.
bilmeden/yeterince düşünmeden hemen bir sonuca/karara varmak jump to a conclusion f.
biriyle bir uzlaşmaya varmak come to an understanding with someone f.
biri hakkında kanıya varmak take the measure of somebody f.
bir şeyin bilincine varmak be borne in upon f.
biriyle bir anlaşmaya varmak reach an agreement with someone f.
biriyle bir anlaşmaya varmak come to an understanding with someone f.
biriyle bir uzlaşmaya varmak reach an accord with someone f.
biri hakkında yargıya varmak take the measure of somebody f.
her türlü ayrıntı üzerinde düşünüp karara varmak hammer out f.
hatasının farkına varmak catch tripping f.
olay yerine gelmek/varmak burst on the scene f.
künhüne varmak gain insight into f.
kendi yeteneklerinin farkına varmak find oneself f.
nihayetinde bir şey yapmaya başlamak (o noktaya varmak) come to do something f.
olay yerine gelmek/varmak burst upon the scene f.
son saniyede varmak get there in the very nick of time f.
son saniyede varmak arrive in the nick of time f.
sağduyusunu kullanarak mantıklı bir sonuca varmak put two and two together f.
son saniyede varmak get there in the nick of time f.
son dakikada gelmek/varmak cut things fine f.
son saniyede varmak arrive in the very nick of time f.