a dog - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

a dog

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"a dog" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 4 sonuç

İngilizce Türkçe
Modern Slang
a dog i. birinden çabuk sıkılıp başkalarının peşine düşen kimse
a dog i. gözü dışarıda kimse
a dog i. evde ve yatakta vakit geçirmeyi seven kimse
a dog i. seks düşkünü kimse

"a dog" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 258 sonuç

İngilizce Türkçe
General
a dead dog i. kullanışsız, değersiz şey
lead a cat and dog life f. (eşler/karı koca) geçinememek
be as sick as a dog f. yataklara düşmek
be as sick as a dog f. yatak döşek hasta olmak
be as sick as a dog f. çok hasta olmak
take the dog for a walk f. köpeği gezintiye çıkarmak
have a dog f. köpek beslemek
keep a dog f. köpek beslemek
give a treat to a dog f. köpeğe ödül maması vermek
stink like a dog f. köpek gibi kokmak
put a leash on the dog f. köpeğe tasma takmak
take the dog for a walk f. köpeği yürüyüşe çıkarmak
take the dog for a walk f. köpeği yürüyüşe çıkartmak
put the dog on a leash f. köpeğe tasma takmak/bağlamak
break up a dog fight f. kavga eden köpekleri ayırmak
stroke a dog f. köpek sevmek
adopt a dog f. köpek sahiplenmek
take the dog for a walk f. köpeği gezdirmek
like a dog zf. köpek gibi
a dog attacked me expr. bir köpek saldırdı bana
a dog attacked me expr. bana bir köpe saldırdı
Phrases
on the internet, nobody knows you're a dog expr. internette kimin ne olduğunu bilemezsin
it is easy to find a stick to beat a dog expr. savunmasız birine/bir şeye saldırmak kolay
it is easy to find a stick to beat a dog expr. sahipsiz/korumasız kişileri ezmek kolay
on the Internet, nobody knows you're a dog expr. internette kimse senin kim olduğunu bilmez
Proverb
a living dog is better than a dead lion aslanın ölüsünden tilkinin dirisi yeğdir
a barking dog never bites havlayan köpek ısırmaz
better be the head of a dog than the tail of a lion ata kuyruk olmaktansa fareye baş olmak yeğdir
you can not teach an old dog a new trick kırk yıllık kani olur mu yani
you can not teach an old dog a new trick can çıkar huy çıkmaz
you can not teach an old dog a new trick huylu huyundan vazgeçmez
why keep a dog and bark yourself? (para verip tuttuğun) başka birisi varken sen niye yapasın?
why keep a dog and bark yourself? maşa varken ateşi elinle tutmak niye?
give a dog a bad name and hang him adımız çıkmış bir kere ne yapsak nafile
give a dog a bad name and hang him adımız çıkmış dokuza inmez sekize
a live dog is better than a dead lion tilkinin dirisi, aslanın ölüsünden yeğdir
as a dog returns to his vomit, so a fool repeats his folly demir ıslanmaz deli uslanmaz
as a dog returns to his vomit, so a fool repeats his folly köpeğin ahmağı uslanmaz
as a dog returns to his vomit, so a fool repeats his folly delinin işine akıl erdirilmez
as a dog returns to his vomit, so a fool repeats his folly delinin işi akıl havsala almaz
as a dog returns to his vomit, so a fool repeats his folly akıl olmayınca başta ne kuruda biter ne yaşta
as a dog returns to his vomit, so a fool repeats his folly delinin işi akıl karı değildir
as a dog returns to his vomit, so a fool repeats his folly akıl terelelli olunca söz fayda etmez
as a dog returns to his vomit, so a fool repeats his folly koyma akıl akıl olmaz
as a dog returns to his vomit, so a fool repeats his folly sokma akıl sekiz adım gider
as a dog returns to his vomit, so a fool repeats his folly tatsız aşa su neylesin akılsız başa söz neylesin
a dog that'll bring a bone will carry a bone sana söz getiren senden de söz götürür
a dog that'll bring a bone will carry a bone başkasından sana laf getiren senden de başkasına laf götürür
a dog that'll bring a bone will carry a bone sana laf getiren senden laf götürür
a dog that'll bring a bone will carry a bone sana laf taşıyan senden de laf götürür
a dog that'll bring a bone will carry a bone birisi hakkında sana dedikodu yapan senin hakkında da başkasına dedikodu yapar
a dog who brings a bone, will carry a bone sana söz getiren senden de söz götürür
a dog who brings a bone, will carry a bone başkasından sana laf getiren senden de başkasına laf götürür
a dog who brings a bone, will carry a bone sana laf getiren senden laf götürür
a dog who brings a bone, will carry a bone sana laf taşıyan senden de laf götürür
a dog who brings a bone, will carry a bone birisi hakkında sana dedikodu yapan senin hakkında da başkasına dedikodu yapar
it is easy to find a stick to beat a dog alçak eşek binmeye kolay, öksüz çocuk dövmeye kolay
it is easy to find a stick to beat a dog alçacık eşeğe herkes biner
a dog that'll bring a bone will carry a bone sana laf taşıyan senden de laf taşır
a dog that'll bring a bone will carry a bone laf getiren laf götürür
a dog that'll bring a bone will carry a bone sana başkalarının dedikodusunu yapan bir gün senin de dedikodunu yapar
a dog that'll bring a bone will carry a bone sana başkasını çekiştiren seni de başkasına çekiştirir
a hit dog will holler yarası olan gocunur
it is easy to find a stick to beat a dog sert bir eylemi haklı çıkarmak için bahane bulmak kolaydır
it is easy to find a stick to beat a dog köpeğini dövmek isteyene sopa bulmak kolay
better be the head of a dog than the tail of a lion öküz ayağı olmaktansa buzağı başı olmak yeğdir
better be the head of a dog than the tail of a lion bir boğanın kuyruğu olmaktansa bir tavuğun başı ol
better be the head of a dog than the tail of a lion daha mütevazı da olsa kendi işinin patronu olmak, başkasının yanında çalışmaktan daha iyidir
(it's) better to be a live dog than a dead lion yaşayan bir köpek ölü bir aslandan iyidir
(it's) better to be a live dog than a dead lion yaşayan bir korkak olmak ölü bir kahraman olmaktan iyidir
a barking dog seldom bites havlayan köpek ısırmaz
Colloquial
(as) sick as a dog i. ayakta duramayacak kadar hasta
a shaggy dog story i. bayat şaka
go to see a man about a dog i. bir yere kadar gidiyorum anlamında söylenen bir söz
a dog-eat-dog world i. kurtlar sofrasına dönmüş dünya
(as) sick as a dog expr. çok hasta
meaner than a junkyard dog with fourteen sucking pups expr. kavgaya hazır
meaner than a junkyard dog with fourteen sucking pups expr. kavgacı
a dog is a man's best friend expr. köpek insanın en iyi dostudur
meaner than a junkyard dog expr. kavgaya hazır
meaner than a junkyard dog expr. kavgacı
there's a good dog expr. aferin köpeğime
Idioms
a bird dog i. av köpeği
a gun dog i. av köpeği
a hair of the dog i. cila çekme (içki)
a gay dog i. çapkın adam
a whole team and the dog under the wagon i. üstün yetenekli kimse
a whole team and the dog under the wagon i. elinden her iş gelen kimse
a whole team and the dog under the wagon i. mahir
a whole team and the dog under the wagon i. on parmağında on marifet kimse
a whole team and the dog under the wagon i. olağanüstü kabiliyetli kimse
a dog and pony show [us] i. basit/ucuz bir gösteri
a dog and pony show [us] i. göz boyamak amacıyla yapılan şov
a dog and pony show [us] i. basit satış tanıtımı
a dog and pony show [us] i. satış sunumu
a dog and pony show [us] i. birini bir şeyi almaya ikna etmek için yapılan sunum
a dog and pony show [us] i. pazarlama sunumu
a dog and pony show [us] i. içeriği pek gerçek olmayan ve insanların ilgisini çekmek için yapılan karmaşık sunum/gösteri
a dog and pony show [us] i. insanların dikkatini çekmek için yapılan gösteri/sunum
a dog in the manger i. kendi yiyemediğini başkasına da yedirtmeyen kimse
a dog in the manger i. ne yer ne yedirir kişi
a dog in the manger i. ne yer ne yedirir
a dog in the manger i. kendi yapamadığını/yaşayamadığını başkasına da yaptırmayan/yaşatmayan kimse
a dog in the manger i. kendine yar olmayanı başkasına da yar etmeyen kimse
a shaggy-dog story i. bayat şaka/espri
a shaggy-dog story i. absürt şaka/espri
a shaggy-dog story i. absürt hikaye
a shaggy-dog story i. bir sonuca varmayan absürt ve eğlenceli bir hikaye/espri
a shaggy-dog story i. bir yere varmayan saçma/absürt hikaye/espri
a sly dog i. sinsi bir tip
a sly dog i. kurnaz bir tip
a sly dog i. hilekar bir tip
a sly dog i. düzenbaz bir tip
a sly dog i. üçkağıtçı bir tip
a sly dog i. malın gözü
a sly dog i. tilki/şeytan gibi bir tip
a sly dog i. işini bilen bir tip
a whole team and the dog under the wagon [us] i. işin ustası
a whole team and the dog under the wagon [us] i. elinden her iş gelen kimse
a whole team and the dog under the wagon [us] i. on parmağında on marifet kimse
a whole team and the dog under the wagon [us] i. aşırı kabiliyetli kimse
a whole team and the dog under the wagon [us] i. üstün yetenekli kimse
a whole team and the dog under the wagon [us] i. doğuştan yetenekli kimse
a whole team and the dog under the wagon [us] i. çok marifetli kimse
bring a dog to heel f. köpeği eğitmek
bring a dog to heel f. köpeğe dediklerini yaptırmak
bring a dog to heel f. köpeği çağırdığında gelmesini ve ayağının dibinden ayrılmadan yanında yürümesini sağlamak
a hair of the dog f. akşamdan kalmışlığı gidermek için sabah tekrar içki içmek
be like a dog with two tails f. aşırı sevinmek
sweat like a dog f. aşırı terlemek
sweat like a dog f. çok terlemek
be like a dog with two tails f. çok mutlu olmak
work like a dog f. eşek gibi çalışmak
be like a dog with a bone f. inadım inat davranmak/olmak
work like a dog f. it gibi çalışmak
beat a dead dog f. ısıtıp ısıtıp önüne getirmek
put a dog off the scent f. köpeğin koku almasın önlemek
sweat like a dog f. kan ter içinde kalmak
work like a dog f. köle gibi çalışmak
see a man about a dog f. nedensiz yere gitmek
sweat like a dog f. terden sırılsıklam olmak
help a lame dog over a stile f. zorda olan birine yardım etmek
see a man about a dog f. (tuvalet bahanesiyle vb.) ortamı terk etmek
blush like a blue dog f. yüzü bile kızarmamak
die like a dog f. kötü bir durumda ölmek
die like a dog f. sefil bir şekilde/yapayalnız ölmek
die like a dog [ old-fashioned] f. acı çekerek ölmek
die like a dog [ old-fashioned] f. rezil bir şekilde ölmek
die like a dog f. onur kırıcı bir durumda/şekilde ölmek
die like a dog f. acınası bir şekilde ölmek/son bulmak
die like a dog f. sefil bir şekilde ölmek/son bulmak
die like a dog f. perişan halde ölmek/son bulmak
die like a dog f. zavallı bir şekilde ölmek/son bulmak
die like a dog f. içler acısı bir şekilde ölmek/son bulmak
die like a dog f. sefalet içinde ölmek/son bulmak
have a dog in the hunt f. çıkarı olmak
have a dog in the hunt f. menfaati olmak
have a dog in the hunt f. işine yaramak
look for a dog to kick f. çatacak yer aramak
look for a dog to kick f. öfkesini çıkaracak birini aramak
not to have a dog in something f. konuyla ilgili olmamak
not to have a dog in something f. olayın dışında kalmak
not to have a dog in something f. kavgaya bulaşmamak
be like a dog with a bone f. bir şeye kafayı takmak
be like a dog with a bone f. bir şeye takılıp kalmak
have a dog in the fight f. (bir meselede) kişisel menfaati olmak
have a dog in the fight f. kişisel çıkarı olmak
have a dog in the fight f. işine yaramak
have a dog in this fight f. (bu meselede) kişisel menfaati olmak
have a dog in this fight f. kişisel çıkarı olmak
have a dog in this fight f. işine yaramak
have a dog in this hunt f. (bu meselede) kişisel menfaati olmak
have a dog in this hunt f. kişisel çıkarı olmak
have a dog in this hunt f. işine yaramak
keep a dog and bark (oneself) f. parayla birini tutup işi kendi yapmak
keep a dog and bark (oneself) f. maşa varken ateşi eliyle tutmak
keep a dog and bark (oneself) f. paralı çalışanı varken işi kendi yapmak
keep a dog and bark (oneself) f. çalışanı varken bütün işi kendi yapmak
keep a dog and bark yourself f. parayla birini tutup işi kendin yapmak
keep a dog and bark yourself f. maşa varken ateşi elinle tutmak
keep a dog and bark yourself f. paralı çalışanın varken işi kendin yapmak
keep a dog and bark yourself f. çalışanın varken bütün işi kendin yapmak
(as) sick as a dog s. kusup duran
give a dog bad name and hang him expr. adamın adı çıkacağına canı çıksın
give a dog a bad name and hang him expr. adın çıkacağına canın çıksın
as happy as a dog with two tails expr. aşırı/çok mutlu
give a dog an ill name and hang him expr. bir insanin adı çıkacağına canı çıksın.
like a blind dog in a meat market expr. darı ambarına düşmüş tavuk gibi
shouldn't happen to a dog expr. düşmanıma bile (düşmanımın başına bile gelsin) istemem
a hair of the dog expr. çivi çiviyi söker
give a dog a bad name and hang him expr. insanın adı çıkacağına canı çıksın
mean as a junkyard dog expr. kavgacı
mean as a junkyard dog expr. kindar
as mean as a junkyard dog expr. kavgacı
as mean as a junkyard dog expr. kindar
like a blind dog in a meat market expr. tamamen kontrolden çıkmış
as mean as a junkyard dog expr. zalim
mean as a junkyard dog expr. zalim
like a whipped dog expr. süt dökmüş kedi gibi
(something) shouldn't happen to a dog expr. (bir şeyi) allah düşmanımın başına vermesin
(something) shouldn't happen to a dog expr. (bir şeyi) allah düşmanıma bile vermesin
(something) shouldn't happen to a dog expr. (bir şeyi) allah kimsenin başına vermesin
(something) shouldn't happen to a dog expr. (bir şey) düşmanımın bile/kimsenin başına gelmesin
(something) shouldn't happen to a dog expr. (bir şey) evlerden ırak
give a dog a bad name expr. adı/adımız çıkmış dokuza inmez sekize
give a dog a bad name expr. adı/adımız çıkmış bir kere ne yapsa/yapsak nafile
give a dog a bad name expr. adamın adı çıkacağına canı çıksın
give a dog a bad name expr. adın çıkacağına canın çıksın
give a dog a bad name expr. insanın adı çıkacağına canı çıksın
I need to go see a man about a dog expr. bir yere kadar gidiyorum/gideceğim
I need to go see a man about a dog expr. halletmem gereken bir şey/iş var
I have to go see a man about a dog expr. bir yere kadar gidiyorum
I have to go see a man about a dog expr. işlerim var
I have to go see a man about a dog expr. biraz işim var, gitmem lazım
I wouldn't wish (something) on a dog expr. allah (bir şeyi) düşmanımın başına vermesin
I wouldn't wish (something) on a dog expr. allah (bir şeyi) düşmanıma göstermesin
I wouldn't wish (something) on a dog expr. (bir şey) düşmanımın bile başına gelmesin
I wouldn't wish (something) on a dog expr. (bir şey) düşmanımın başına gelmesin
I wouldn't wish (something) on a dog expr. allah kimseye göstermesin/yaşatmasın
like a dog with two tails expr. aşırı sevinmiş
like a dog with two tails expr. çok mutlu
like showing a card trick to a dog expr. deveye hendek atlatmak gibi
like showing a card trick to a dog expr. anlaması mümkün olmayan birine bir şey anlatma
like showing a card trick to a dog expr. boşuna konuşma/nefes tüketme
like showing a dog a card trick expr. deveye hendek atlatmak gibi
like showing a dog a card trick expr. anlaması mümkün olmayan birine bir şey anlatmak
like showing a dog a card trick expr. boşuna konuşmak/nefes tüketmek
Speaking
I have a dog expr. bir köpeğim var
there are two cats and a dog in the garden expr. bahçede iki kedi ve bir köpek var
there are two cats and a dog in the garden expr. bahçede iki kedi ve bir köpek bulunuyor
I need to see a man about a dog expr. bir yere kadar gidip geliyorum (birini ekerken söylenir)
I wouldn't wish that on a dog expr. düşmanımın başına gelmesin
have you ever had a dog? expr. hiç köpeğin oldu mu?
have you ever owned a dog? expr. hiç köpeğin oldu mu?
dog is a domestic animal expr. köpek evcil bir hayvandır
have you got a dog? expr. köpeğin var mı?
take your dog for a walk expr. köpeğini gezdir
take your dog for a walk expr. köpeğini yürüyüşe çıkar
all of a sudden, a dog appeared before / in front of me expr. karşıma birden köpek çıktı
have you got a dog? expr. köpeğiniz var mı?
suddenly a dog appeared in front of me expr. karşıma birden köpek çıktı
he took his dog for a walk expr. köpeğini yürüyüşe çıkardı
all at once l encountered a dog at close range expr. karşıma birden köpek çıktı
do you have a dog? expr. köpeğin var mı?
do you have a dog? expr. köpeğiniz var mı?
I have a small dog expr. ufak bir köpeğim var
Slang
son of a dog i. köpoğlu
a piece of dog shit i. pisliğin teki
give someone a puppy dog look f. birine (köpek yavrusu gibi) şirin şirin bakmak
take the dog for a walk f. işemek
give someone a puppy dog look f. köpek yavrusu bakışı atmak
don't sell me a dog expr. bana yalan söyleme
sick as a dog expr. çok hasta
as sick as a dog expr. çok hasta
British Slang
like a dog with two dicks expr. aşırı abazan
like a dog with two dicks expr. aşırı azgın
fit as a butcher's dog expr. çok fit ve zinde
fit as a butcher's dog expr. çok sağlıklı ve güçlü