Geçmiş

all things

"all things" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 1 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	all things i.	tüm şeyler

"all things" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 134 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	give up all worldly things f.	dünyadan elini eteğini çekmek
Phrases
2	İfadeler	in spite of all these things expr.	bütün bunlara rağmen
3	İfadeler	out of all the things in the world expr.	dünyadaki bütün şeylerin dışında
4	İfadeler	out of all the things in the world expr.	dünyadaki bunca şeyin arasından
5	İfadeler	all things considered expr.	her şey göz önüne alınırsa
6	İfadeler	all things must pass expr.	hiçbir şey sonsuza dek sürmez
7	İfadeler	all things must pass expr.	her şeyin bir sonu vardır
8	İfadeler	all things considered expr.	enine boyuna düşünülürse
9	İfadeler	all other things (else) being equal expr.	aksilik çıkmazsa
10	İfadeler	all other things (else) being equal expr.	böyle giderse
11	İfadeler	all other things (else) being equal expr.	başka bir aksilik çıkmazsa
12	İfadeler	all other things (else) being equal expr.	diğer koşullar sabitken
13	İfadeler	all other things (else) being equal expr.	aynı koşullar altında
14	İfadeler	all other things (else) being equal expr.	aksilik çıkmazsa
15	İfadeler	all other things (else) being equal expr.	böyle giderse
16	İfadeler	all other things (else) being equal expr.	başka bir aksilik çıkmazsa
17	İfadeler	all other things (else) being equal expr.	diğer koşullar sabitken
18	İfadeler	all other things (else) being equal expr.	aynı koşullar altında
Proverb
19	Atasözü	all good things must end	her iyi şeyin bir sonu vardır
20	Atasözü	all good things must come to an end	her iyi şeyin bir sonu vardır
21	Atasözü	all things come to he who waits	sabreden derviş muradına ermiş
22	Atasözü	all good things come to those who wait	sabreden derviş muradına ermiş
23	Atasözü	all things must pass	bu da geçer
24	Atasözü	all things will pass	bu da geçer
25	Atasözü	moderation in all things	her şeyi kararında yapmalı
26	Atasözü	moderation in all things	her şey kararında olmalı
27	Atasözü	all good things must come to an end	her güzel şeyin bir sonu vardır
28	Atasözü	all good things must come to an end	her güzel şey bitermiş
29	Atasözü	all good things must come to an end	her güzel şey bitmek zorundadır
30	Atasözü	all good things must end	her güzel şeyin bir sonu vardır
31	Atasözü	all good things must end	her güzel şey bitmek zorundadır
32	Atasözü	all good things must end	her güzel şey bitermiş
33	Atasözü	all things come to those who wait	bekleyen derviş muradına ermiş
34	Atasözü	all things great are wound up with all things little	büyük yollar küçük adımlarla kat edilir
35	Atasözü	all good things come to an end	her güzel şeyin bir sonu vardır
36	Atasözü	all good things come to an end	her iyi şeyin bir sonu vardır
37	Atasözü	all good things come to an end	her güzel şey bitermiş
38	Atasözü	all things are difficult before they are easy	her şey başlangıçta zordur
39	Atasözü	all things are difficult before they are easy	her şey zamanla kolaylaşır
40	Atasözü	all things are difficult before they are easy	her şey alıştıkça kolay gelmeye başlar
41	Atasözü	all things are difficult before they are easy	başta zor olan her şey alıştıkça/zamanla kolay gelmeye başlar
42	Atasözü	all good things come to an end	her güzel şeyin bir sonu vardır
43	Atasözü	all good things come to an end	her iyi şeyin bir sonu vardır
44	Atasözü	all good things come to an end	her güzel şey bitermiş
45	Atasözü	all things are difficult before they are easy	her şey başlangıçta zordur
46	Atasözü	all things are difficult before they are easy	her şey zamanla kolaylaşır
47	Atasözü	all things are difficult before they are easy	her şey alıştıkça kolay gelmeye başlar
48	Atasözü	all things are difficult before they are easy	başta zor olan her şey alıştıkça/zamanla kolay gelmeye başlar
Colloquial
49	Konuşma Dili	have things (all) your (own) way f.	(kendi) bildiğini okumak
50	Konuşma Dili	have things (all) your (own) way f.	canının istediğini yapmak
51	Konuşma Dili	have things (all) your (own) way f.	istediği gibi at koşturmak
52	Konuşma Dili	have things (all) your (own) way f.	nasıl bilirse öyle yapmak
53	Konuşma Dili	have things (all) your (own) way f.	(kendi) bildiği gibi yapmak
54	Konuşma Dili	above all things expr.	her şeyden önce
55	Konuşma Dili	in all things expr.	her zaman
56	Konuşma Dili	in all things expr.	her açıdan
57	Konuşma Dili	in all things expr.	her durumda
58	Konuşma Dili	in all things expr.	daima
59	Konuşma Dili	all kinds of (people or things) expr.	her türlü (insan/şey)
60	Konuşma Dili	all kinds of (people or things) expr.	her çeşit (insan/şey)
61	Konuşma Dili	all kinds of (people or things) expr.	her nevi (insan/şey)
62	Konuşma Dili	all kinds of (people or things) expr.	envai çeşit (insan/şey)
63	Konuşma Dili	all kinds of (people or things) expr.	çeşit çeşit (insan/şey)
64	Konuşma Dili	all kinds of (people or things) expr.	türlü türlü (insan/şey)
65	Konuşma Dili	all kinds of (people or things) expr.	her türlü (insan/şey)
66	Konuşma Dili	all kinds of (people or things) expr.	her çeşit (insan/şey)
67	Konuşma Dili	all kinds of (people or things) expr.	her nevi (insan/şey)
68	Konuşma Dili	all kinds of (people or things) expr.	envai çeşit (insan/şey)
69	Konuşma Dili	all kinds of (people or things) expr.	çeşit çeşit (insan/şey)
70	Konuşma Dili	all kinds of (people or things) expr.	türlü türlü (insan/şey)
71	Konuşma Dili	of all things! expr.	düşünebiliyor musun?
72	Konuşma Dili	of all things! expr.	hayal edebiliyor musun?
73	Konuşma Dili	of all things! expr.	düşünsene!
Idioms
74	Deyim	all things to all people i.	herkesin aradığı/peşinde koştuğu
75	Deyim	be all things to all men f.	herkesi mutlu etmek
76	Deyim	be all things to all men f.	herkese göre olmak
77	Deyim	be all things to all men f.	herkesi memnun etmek
78	Deyim	be all things to all people f.	herkesi memnun etmek
79	Deyim	be all things to all people f.	herkesi mutlu etmek
80	Deyim	be all things to all people f.	herkese yaranmaya çalışmak
81	Deyim	be all things to all men f.	herkesi mutlu etmek
82	Deyim	be all things to all men f.	herkesi memnun etmek
83	Deyim	be all things to all men f.	herkese ayak uydurmak
84	Deyim	be all things to all men f.	herkese göre olmak
85	Deyim	be all things to all men f.	herkese yaranmak
86	Deyim	be all things to all people f.	herkesi mutlu etmek
87	Deyim	be all things to all people f.	herkesi memnun etmek
88	Deyim	be all things to all people f.	herkese ayak uydurmak
89	Deyim	be all things to all people f.	herkese göre olmak
90	Deyim	be all things to all people f.	herkese yaranmak
91	Deyim	be all things to all men f.	herkesi mutlu etmek
92	Deyim	be all things to all men f.	herkesi memnun etmek
93	Deyim	be all things to all men f.	herkese ayak uydurmak
94	Deyim	be all things to all men f.	herkese göre olmak
95	Deyim	be all things to all men f.	herkese yaranmak
96	Deyim	be all things to all people f.	herkesi mutlu etmek
97	Deyim	be all things to all people f.	herkesi memnun etmek
98	Deyim	be all things to all people f.	herkese ayak uydurmak
99	Deyim	be all things to all people f.	herkese göre olmak
100	Deyim	be all things to all people f.	herkese yaranmak
101	Deyim	be all things to all men/people f.	herkesi memnun etmek
102	Deyim	be all things to all men/people f.	herkesi mutlu etmek
103	Deyim	be all things to all men/people f.	herkese yaranmak
104	Deyim	be all things to all men/people f.	herkese ayak uydurmak
105	Deyim	be all things to all men/people f.	herkese göre olmak
106	Deyim	of all things zf.	onca şeye rağmen
107	Deyim	of all things zf.	hayret edilecek şekilde
108	Deyim	of all things zf.	bir bu eksikken
109	Deyim	all things being equal expr.	aksilik çıkmazsa
110	Deyim	all other things being equal expr.	aksilik çıkmazsa
111	Deyim	all things being equal expr.	bir aksilik çıkmazsa
112	Deyim	all other things being equal expr.	bir aksilik çıkmazsa
113	Deyim	all other things being equal expr.	diğer koşullar sabitken
114	Deyim	all things to all men expr.	herkesin aradığı/peşinde koştuğu
115	Deyim	of all things expr.	o kadar şeyin arasında
116	Deyim	man is the measure of all things expr.	her şeyin ölçüsü insandır
117	Deyim	man is the measure of all things expr.	insan her şeyin öcüsüdür
118	Deyim	man is the measure of all things expr.	en önemli/değerli şey insandır
119	Deyim	man is the measure of all things expr.	insan her şeyden üstündür
120	Deyim	man is the measure of all things expr.	insandan daha önemli/değerli/üstün bir şey yoktur
121	Deyim	of all the cheek things to do expr.	o kadar terbiyesizliğin, yüzsüzlüğün üzerine bir de
122	Deyim	of all the cheek things to do expr.	o kadar terbiyesizlik, yüzsüzlük yetmezmiş gibi bir de
123	Deyim	of all the cheek things to do expr.	utanmadan bir de
124	Deyim	of all the cheek things to do expr.	bir de utanmadan
125	Deyim	of all the nerve things to do expr.	o kadar terbiyesizliğin, yüzsüzlüğün üzerine bir de
126	Deyim	of all the nerve things to do expr.	o kadar terbiyesizlik, yüzsüzlük yetmezmiş gibi bir de
127	Deyim	of all the nerve things to do expr.	utanmadan bir de
128	Deyim	of all the nerve things to do expr.	bir de utanmadan
129	Deyim	of all the stupid things to do expr.	o kadar aptallığın üzerine bir de
130	Deyim	of all the stupid things to do expr.	o kadar aptallık yetmezmiş gibi bir de
Speaking
131	Konuşma	things will work out all right expr.	her şey düzelecek
132	Konuşma	things will work out all right expr.	her şey yoluna girecek
133	Konuşma	all the things expr.	ne var ne yoksa
134	Konuşma	all the things expr.	tüm şeyler