around and around - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

around and around

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"around and around" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 1 sonuç

İngilizce Türkçe
General
around and around zf. daire çizerek

"around and around" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 37 sonuç

İngilizce Türkçe
General
aubergine wrapped around pieces of meat and roasted i. patlıcan kebabı
stack them up and wrap rubber bands around them f. üst üste yığıp lastik bantlarla sarmak
up and around s. hastalıktan kalkmış
in and around ed. içinde ve çevresinde
Colloquial
giggle and kid around f. şakalaşıp eğlenmek
turn around and do something f. kalkıp bir şey yapmak/söylemek
turn around and do something f. beklenmedik şekilde bir şey yapmak/söylemek
turn around and do something f. olmadık şekilde bir şey yapmak/söylemek
turn around and do something f. bir anda dönüp bir şey yapmak/söylemek
turn around and do something f. durup dururken bir şey yapmak/söylemek
turn around and do something f. durduk yere bir şey yapmak/söylemek
argue around and around f. tartışıp durmak
argue around and around f. defalarca tartışmak
argue around and around f. bir sonuca varmaksızın tartışıp durmak
argue around and around f. sürekli aynı şeyi tartışıp durmak
argue around and around f. bir sonuca varmayan bir şekilde tartışıp durmak
be up and around f. ayaklanmak
be up and around f. hatalıktan kalkmak
be up and around f. hasta yatağından kalkmak
be up and around f. (geçirdiği bir hastalıktan sonra) hayata dönmek
Idioms
turn around and (do something) f. kendisinden umulmayan bir şeyi yapıvermek
go around and around f. bir karara varmaksızın bir şey hakkında konuşmak
up and around f. hasta yatağından kalkmak
hem and haw around f. evelemek gevelemek
go around and around f. kendi çevresinde dönüp durmak
sit around and wait to die f. oturup ölmeyi beklemek
hem and haw around f. kem küm etmek
be up and around f. (hasta) yataktan kalkmak
turn around and (do something) f. gidip (bir şey yapmak)
turn around and (do something) f. kalkıp (bir şey yapmak)
turn around and (do something) f. beklenmedik şekilde (bir şey yapmak)
turn around and (do something) f. olmadık şekilde (bir şey yapmak)
turn around and (do something) f. bir anda dönüp (bir şey yapmak)
Speaking
turn around and spread your legs i. arkanı dön ve bacaklarını ayır
I love my school and the people around me expr. okulumu ve çevremdeki insanları seviyorum
Slang
fuck around and find out expr. yap da ebeninkini gör
fuck around and find out expr. dene de ebeninkini gör