bozulmamış - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

bozulmamış



"bozulmamış" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 49 sonuç

Türkçe İngilizce
General
bozulmamış unimpaired s.
bozulmamış inviolate s.
bozulmamış sound s.
bozulmamış chaste s.
bozulmamış in good condition s.
bozulmamış unbroken s.
bozulmamış unsophisticated s.
bozulmamış unspoiled s.
bozulmamış axenic s.
bozulmamış unspoilt s.
bozulmamış pristine s.
bozulmamış untouched s.
bozulmamış intact s.
bozulmamış uncorrupted s.
bozulmamış undisturbed s.
bozulmamış unmarred s.
bozulmamış undistorted s.
bozulmamış earthy s.
bozulmamış unafiled s.
bozulmamış uncrushed s.
bozulmamış undamaged s.
bozulmamış undecomposed s.
bozulmamış undefaced s.
bozulmamış undefiled s.
bozulmamış undepraved s.
bozulmamış undespoiled s.
bozulmamış undiscomfited s.
bozulmamış uneffaced s.
bozulmamış unmannered s.
bozulmamış unperished s.
bozulmamış unprejudiced [obsolete] s.
bozulmamış unruinate s.
bozulmamış unsoured s.
bozulmamış unvitiated s.
bozulmamış unwemmed s.
bozulmamış vestal s.
bozulmamış box-fresh s.
bozulmamış incorrupt s.
bozulmamış incorrupted s.
bozulmamış indepravate s.
bozulmamış inviolated s.
bozulmamış invitiate s.
bozulmamış unstale s.
bozulmamış sincere [obsolete] s.
Technical
bozulmamış intact s.
bozulmamış undisturbed s.
bozulmamış unaffected s.
Medical
bozulmamış in situ s.
Slang
bozulmamış hairy at the heel [uk] s.

"bozulmamış" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 49 sonuç

Türkçe İngilizce
General
bozulmamış ilk durumuna getirme repristination i.
bozulmamış kalmak remain intact f.
çift sürerken karıklar arasında bozulmamış alanlar bırakmak rib land f.
şekli bozulmamış unstrained s.
şekli bozulmamış undeformed s.
bir arada (bozulmamış) intact s.
rahatı bozulmamış unabashed s.
doğallığı bozulmamış uncolored s.
aldatıcı özelliklerle yapısı bozulmamış uncolored s.
bozulmamış (gıda) untainted s.
şekli bozulmamış uncrippled s.
saflığı bozulmamış undefiled s.
mükemmelliği bozulmamış undefiled s.
düzeni bozulmamış undisordered s.
(manen) bozulmamış unmortified s.
morali bozulmamış unsunk s.
saflığı bozulmamış meracious [obsolete] s.
kullanılmamış ve bozulmamış mint s.
karakteri bozulmamış unspoiled s.
bozulmamış olarak chastely zf.
bozulmamış olarak in good condition zf.
ahlaken bozulmamış bir biçimde incorruptly zf.
Colloquial
rahatı bozulmamış unfazed s.
Idioms
kötü biri veya durum tarafından bozulmamış/kirlenmemiş hava breath of fresh air i.
bozulmamış olmak fall off the cabbage truck f.
bozulmamış olmak fall off the turnip truck f.
bozulmamış olmak be (as) pure as the driven snow f.
saçı bile bozulmadan (bozulmamış) not a hair out of place expr.
Politics
bozulmamış toprak undisturbed soil i.
Technical
bozulmamış zeminden numune alma sampling of undisturbed soil i.
bozulmamış düzey undisturbed level i.
bozulmamış numune intact sample i.
bozulmamış seviye undisturbed level i.
bozulmamış zemin natural ground i.
bozulmamış örnek intact sample i.
elyafları bozulmamış hamurlar pulps with relatively intact fibres i.
Construction
bozulmamış zemin undisturbed earth i.
Medical
kızlık zarı bozulmamış kimse virgo intacta i.
bozulmamış halde in situ zf.
Chemistry
suyun bozulmamış moleküller halinde yer aldığı tepkime hydration i.
Marine Biology
bozulmamış populasyon virgin population i.
bozulmamış populasyon pristine population i.
Religious
havarilerin sözlü olarak yaydığı bozulmamış incil kerugma i.
Environment
bozulmamış toprak örnekleri undisturbed soil samples i.
bozulmamış numune undisturbed sample i.
Geology
bozulmamış alan unspoiled area i.
orojenik kuşağa bitişik olan, nispeten bozulmamış kayaçlardan meydana gelen bölge foreland i.
Printery
optik karakter tanımada belge yüzeyinin bozulmamış kısmı ile basılı bir karakterdeki belirlenmiş bir nokta arasındaki mesafe embossment i.
Ornithology
tüyleri bozulmamış fresh s.