| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| Common Usage | ||||
| Yaygın Kullanım | butcher i. | kasap | ||
|
Fresh meat from a butcher shop is healthier than a frozen one. Kasaptan dükkanından alınan taze et dondurulmuş etten daha sağlıklıdır. More Sentences |
||||
| General | ||||
| Genel | butcher i. | cani | ||
|
The movie is based on a real-life butcher. Film gerçek bir caninin hayatını konu alıyor. More Sentences |
||||
| Genel | butcher i. | kasap | ||
|
I asked my butcher for lean lamb ribs. Kasabımdan yağsız kuzu kaburgası istedim. More Sentences |
||||
| Genel | butcher i. | kasap dükkanı | ||
|
Fresh meat from a butcher shop is healthier than a frozen one. Kasap dükkanından alınan taze et dondurulmuş etten daha sağlıklıdır. More Sentences |
||||
| Genel | butcher f. | katletmek | ||
|
The infamous serial killer has butchered hundreds of people in cold blood. Kötü şöhretli seri katil yüzlerce insanı soğukkanlılıkla katletti. More Sentences |
||||
| Genel | butcher f. | berbat etmek | ||
|
The tailor completely butchered my dress. Terzi elbisemi tamamen berbat etmiş. More Sentences |
||||
| Genel | butcher f. | kesmek | ||
|
They butchered the cows and loaded them into trucks. İnekleri kesip kamyonlara yüklediler. More Sentences |
||||
| Genel | butcher f. | kesmek | ||
|
We cannot allow them to butcher us like sheep. Bizi koyun gibi kıtır kıtır kesmelerine izin veremeyiz. More Sentences |
||||
| Gastronomy | ||||
| Mutfak | butcher i. | kasap | ||
|
They reject proposals to end the funding and arming of the butcher Sharon. Kasap Şaron'un finansmanına ve silahlandırılmasına son verilmesine yönelik önerileri reddediyorlar. More Sentences |
||||
| General | ||||
| Genel | butcher i. | katil | ||
| Genel | butcher i. | cerrah | ||
| Genel | butcher i. | celep | ||
| Genel | butcher i. | cellat | ||
| Genel | butcher i. | kesime uygun domuz | ||
| Genel | butcher i. | trenlerde satıcı | ||
| Genel | butcher i. | sinemalarda satıcı | ||
| Genel | butcher i. | vahşi ve gözünü kırpmadan öldüren kimse | ||
| Genel | butcher i. | kasap gibi katleden kimse | ||
| Genel | butcher f. | rezil etmek | ||
| Genel | butcher f. | kasaplık hayvan kesmek | ||
| Genel | butcher f. | doğramak | ||
| Genel | butcher f. | boğazlamak | ||
| Genel | butcher f. | (hayvan) kesmek/öldürmek | ||
| Genel | butcher f. | lime lime etmek | ||
| Genel | butcher f. | (et) kesip temizlemek | ||
| Genel | butcher f. | (bir şeyi) berbat etmek | ||
| Genel | butcher s. | (hayvan) kesime uygun | ||
| Basketball | ||||
| Basketbol | butcher i. | faul yapan oyuncu | ||
| Slang | ||||
| Argo | butcher i. | beceriksiz | ||
| Argo | butcher i. | kötü iş gören kimse | ||
| Argo | butcher i. | küçük bira | ||
| Argo | butcher i. | bakış | ||
