dilbilimsel - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

dilbilimsel



"dilbilimsel" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 4 sonuç

Türkçe İngilizce
General
dilbilimsel linguistic s.
dilbilimsel ling kısalt.
Linguistics
dilbilimsel linguistic s.
Archaic
dilbilimsel glottic s.

"dilbilimsel" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 36 sonuç

Türkçe İngilizce
General
dilbilimsel olmayan nonlinguistic s.
(dilbilimsel) tamamlanma belirten perfective s.
dilbilimsel olmayan non-linguistic s.
kültürel ve dilbilimsel olarak farklı culturally and linguistically diverse (cald) s.
dilbilimsel yapının belirli bir pozisyonunu oluşturan öğe aralığına ait veya ilgili paradigmatic s.
dilbilimsel yapının belirli bir pozisyonunu oluşturan öğe aralığına ait veya ilgili paradigmatical s.
dilbilimsel olarak linguistically zf.
Linguistics
dilbilimsel olarak kabul edilemez taksonomik isim caconym i.
belli bir düzeydeki dilbilimsel birimin daha düşük düzeydeki birim gibi işlev görmesi rankshift i.
sayı, durum ya da her ikisi için geçerli olan dilbilimsel form nominal i.
sözcüğün çekimini ve yapısal özelliklerini etkileyen dilbilimsel cinsiyet natural gender i.
bazı dillerde üçlü bir gruba atıf yapan kelimeleri ifade eden dilbilimsel sayı trinal i.
dilbilimsel gösterim linguistic representation i.
dilbilimsel çözümleme linguistic analysis i.
dilbilimsel bilinçlilik linguistic consciousness i.
dilbilimsel coğrafya linguistic geography i.
bir dilbilimsel sözdizim sistemi valency grammar i.
dilbilimsel öğe hypostasis i.
dilbilimsel çözümlemede sesli harf miktarına göre kullanılan bir nicel ölçü birimi mora i.
dilbilimsel formların tarihi derivation i.
(özellikle başka bir dilde görülen) ibraniceye özgü dilbilimsel özellik hebraism i.
farklı dilbilimsel kuralların benzer sonuçlar doğurması conspiracy i.
dilbilimsel yapıyı meydana getiren unsurlar constituency i.
dilbilimsel yapıyı meydana getiren unsur constituent i.
(son ek, sözcük) yalnızca sesli harften sonra gelen dilbilimsel öğeye ait veya ilgili postvocalic i.
(dilbilimsel öğe) yalnızca sesli harften sonra gelen postvocalic i.
dilbilimsel açıdan uygun olanı sezebilme sprachgefühl i.
dilbilimsel olarak incelemek analyse f.
(sözcük veya dilbilimsel farklı bir tür, farklı bir dilbilimsel yapıda) alt ulam olmak depend f.
(dilbilimsel yapıyı) ek alamaz hale getirmek close f.
(dilbilimsel formu) fransızca formlara uydurmak frenchify f.
(dilbilimsel formu) fransızcadaki karşılığına dönüştürmek frenchify f.
dilbilimsel çalışmalardaki mekanizm yaklaşımına ait mechanistic s.
dilbilimsel çalışmalardaki mekanizm yaklaşımı ile ilişkili mechanistic s.
dilbilimsel melez olan hybrid s.
dilbilimsel değişime uğrayan corrupt s.