dolaşan - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

dolaşan



"dolaşan" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 10 sonuç

Türkçe İngilizce
General
dolaşan excursive s.
dolaşan itinerant s.
dolaşan roving s.
dolaşan circulating s.
dolaşan afloat s.
dolaşan errant s.
dolaşan waif [scotland] s.
dolaşan circumforanean s.
dolaşan perambulating s.
Archaic
dolaşan circumforaneous s.

"dolaşan" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 130 sonuç

Türkçe İngilizce
General
başıboş dolaşan kimse wanderer i.
sırtında reklamla dolaşan adam sandwich man i.
işsiz güçsüz dolaşan kimse vagabond i.
sinsi sinsi dolaşan kişi prowler i.
aylak aylak dolaşan saunterer i.
sinsice dolaşan tip prowler i.
dolaşan kimse (keşifte bulunmak amacıyla) explorer i.
dairenin etrafını dolaşan çizgi circumference i.
büyük mağazalarda işi idare eden ve müşterilere yardımcı olmak üzere dolaşan görevli floorwalker i.
başıboş dolaşan kimse rambler i.
başıboş dolaşan loiterer i.
aylakça dolaşan kimse loiterer i.
boş boş dönüp dolaşan twiddler i.
aylak aylak dolaşan gadder i.
çıplak dolaşan kimse nudist i.
avare avare dolaşan kimse rolling stone i.
sık sık dünyayı dolaşan kimse globe-trotter i.
amaçsızca dolaşan kimse wanderer i.
balonla dolaşan kimse balloonist i.
saçtaki dolaşan yerleri tarakla açma teasing i.
dolaşan kimse rampler i.
başıboş dolaşan kimse rampler i.
başıboş dolaşan kimse nomade i.
başıboş dolaşan kimse nomadian i.
geceleri sinsice dolaşan kimse tenebrio i.
avare dolaşan kimse tinker i.
büyük bir şehrin sokaklarında alışveriş torbasıyla dolaşan evsiz kadın shopping–bag lady i.
sürüsüne otlak bulmak için dolaşan bir grup çoban boley i.
sürüsüne otlak bulmak için dolaşan bir grup çoban booly i.
boş boş dolaşan kimse maunderer i.
kötü niyetle sinsice dolaşan kimse micher i.
ormanda dolaşan kimse bushwhacker i.
portatif evle ülkeyi dolaşan yaşlı gezgin gray nomad [australia] i.
portatif evle ülkeyi dolaşan yaşlı gezgin grey nomad [australia] i.
noel zamanı kapı kapı dolaşan kostümlü amatör oyuncu guiser [scotland] i.
oradan oraya dolaşan kimse circulator i.
(reklam veya mülakat için) kapı kapı dolaşan kimse doorstepper i.
başıboş dolaşan kimse flyer i.
işe geri dönmeye niyetli olanları bulmak için grevciler arasında dolaşan grev kırıcı roper i.
dilden dile dolaşan şey proverb i.
kapı kapı dolaşan işportacı solicitor i.
amaçsızca dolaşan wandering s.
ortada dolaşan at large s.
başıboş dolaşan errant s.
gece dolaşan noctivagant s.
başıboş dolaşan wandering s.
serserice dolaşan lallygagged s.
ortalıkta dolaşan in the air s.
geceleri dolaşan noctivagous s.
başıboş dolaşan nomadic s.
başıboş dolaşan rambling s.
avare dolaşan rambling s.
başıboş dolaşan rampler s.
serbestçe dolaşan (düşünceler vb.) ranging s.
başıboş dolaşan nomad s.
serbestçe dolaşan bandied s.
çok dolaşan multivagant [obsolete] s.
başıboş dolaşan devious s.
ev ev dolaşan circulatorious s.
kasaba kasaba dolaşan circulatorious s.
ev ev dolaşan circumforanean s.
kapı kapı dolaşan door-to-door s.
mutluluktan mal gibi dolaşan slap-happy s.
serbestçe dolaşan sure-footed s.
eş zamanlı yörüngede dolaşan uydu ile ilgili synchronous s.
(uydu) eş zamanlı yörüngede dolaşan synchronous s.
Colloquial
kapı kapı/ev ev dolaşan satıcı fuller brush man i.
eli ayağına dolaşan kişi stumblebum i.
gece dolaşan haydut nocturnal i.
gece dolaşan fahişe nocturnal i.
Idioms
ağızdan ağza dolaşan söylenti idle rumour i.
ağızdan ağza dolaşan söylenti idle rumor i.
huzur ve güvenliği sağlamak amacıyla dolaşan on the beat s.
avare dolaşan on the gad [dated] expr.
başıboş gezen/dolaşan on the gad [dated] expr.
aylak aylak dolaşan on the gad [dated] expr.
boş boş dolaşan/gezen on the gad [dated] expr.
avare dolaşan upon the gad [dated] expr.
başıboş gezen/dolaşan upon the gad [dated] expr.
aylak aylak dolaşan upon the gad [dated] expr.
boş boş dolaşan/gezen upon the gad [dated] expr.
arkasında dolaşan/gezen at (one's) heels expr.
arkasında dolaşan/gezen at someone's heels expr.
(birinin) damarlarında dolaşan under one's skin expr.
(birinin) damarlarında dolaşan under the skin expr.
ağızdan ağıza dolaşan laf something in the wind expr.
Trade/Economic
bir şirketin piyasada dolaşan hisse senedi sayısı number of shares outstanding i.
dolaşan sermaye malı circulating capital goods i.
serbest dolaşan sermaye footloose capital i.
Advertising
sırtında reklamla dolaşan adam sandwichman i.
Technical
dolaşan hava recirculation air i.
dolaşan hava recirculated air i.
dolaşan sinyal circulating signal i.
Traffic
şehrin etrafını dolaşan ulaşım hattı beltline i.
Aeronautic
dünyayı dolaşan havayolu tarifesi round the world i.
Medical
geceleri dolaşan kimse noctivagant i.
dolaşan otoantikorlar circulating autoantibodies i.
(kanda en fazla dolaşan antikorları içine alan) immünoglobülin sınıfı igg i.
Physiology
bağışıklığın veya bağışıklık yanıtının b hücreleri tarafından salgılanıp vücut sıvılarında dolaşan antikorları içeren bölümüne ait veya ilişkin humoral s.
Parasitology
serbest dolaşan parazitimsi bir yuvarlak solucan alttakımı trichurata i.
serbest dolaşan parazitimsi bir yuvarlak solucan alttakımı dorylaimina i.
Physics
ısıtma veya soğutma amacıyla borularından buhar, su, hava vb. dolaşan tank thermotank i.
Biochemistry
kanda dolaşan fagosit free phagocyte i.
Astronomy
trans-neptün kuiper kuşağında güneş'in yörüngesini pluto ile aynı periyotta dolaşan gök cismi plutino i.
Agriculture
sürüsüne otlak bulmak için dolaşan bir grup çoban booly® i.
Breeding
gezip dolaşan ya da otlayan hayvan ranger i.
serbest dolaşan (tavuk) free-range i.
sürüden ayrılarak tek dolaşan kısır fil rogue elephant i.
ahırda serbest dolaşan tavuktan elde edilen perchery s.
serbest dolaşan kümes hayvanlarına ait veya ilişkin free-range s.
serbest dolaşan kümes hayvanlarına ait veya ilişkin free-ranging s.
History
(1950'lerde ingiltere'de) VII. edward dönemi kıyafetleriyle dolaşan külhanbeyi teddy boy i.
(1950'lerde ingiltere'de) VII. edward dönemi kıyafetleriyle dolaşan saldırgan gençlik grupları teddy boys i.
(1950'lerde ingiltere'de) VII. edward dönemi kıyafetleriyle dolaşan külhanbeyine eşlik eden kız teddy girl i.
Philosophy
yaşam felsefesi olarak çıplak dolaşan kimse naturist i.
Geography
dünyanın etrafından dolaşan hayali çizginin bir dakikalık uzunluğu (1852 m) air mile i.
dünyanın etrafından dolaşan hayali çizginin bir dakikalık uzunluğu (1852 m) nautical mile i.
Sport
şeffaf eğlence topu içine girerek dolaşan kimse zorbonaut i.
Abbreviation
1950'lerde vıı. edward dönemi kıyafetleriyle dolaşan külhanbeyi ted i.
Archaic
aylak aylak dolaşan dilly-dallying s.
Ornithology
baykuş, bülbül, çobanaldatan gibi geceleri dolaşan kuşlara verilen ad night bird i.
deniz kenarlarında ve bataklıklarda dolaşan bir baykuş bogtrotter (asio flammeus) i.
kayalık dağ geçitlerinde ve su yollarında sıkça dolaşan küçük bir avustralyalı ötücü kuş rock warbler i.
kayalık dağ geçitlerinde ve su yollarında sıkça dolaşan küçük bir avustralyalı ötücü kuş cataract bird i.
kayalık dağ geçitlerinde ve su yollarında sıkça dolaşan küçük bir avustralyalı ötücü kuş origma rubricata i.
Entomology
eski dünya'ya özgü geniş sürüler halinde dolaşan bir çekirge migratory locust (locusta migratoria) i.
Slang
pandemiye rağmen maskesiz dolaşan tip maskhole i.
yanında bohçasıyla dolaşan göçebe kimse bindle stiff i.
dolaşan saçlarını açmak level the locks f.
British Slang
sürekli sarhoş dolaşan tip piss-artist i.