İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | falsify f. | tahrif etmek | ||
The researcher falsified his results. Araştırmacı sonuçları tahrif etti. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | falsify f. | tahrifat yapmak | ||
He falsified his report. Raporunda tahrifat yaptı. More Sentences |
||||
Genel | falsify f. | tahrif etmek | ||
Tom falsified the reports. Tom raporları tahrif etti. More Sentences |
||||
Trade/Economic | ||||
Ticaret/Ekonomi | falsify f. | tahrif etmek | ||
Tom accused John of falsifying the results. Tom, John'u sonuçları tahrif etmekle suçladı. More Sentences |
||||
Law | ||||
Hukuk | falsify f. | sahtecilik yapmak | ||
A student from Oslo who falsified his diploma to get into college has been sentenced to prison. Üniversiteye girebilmek için diplomasında sahtecilik yapan Oslo'lu bir öğrenci hapis cezasına çarptırıldı. More Sentences |
||||
Hukuk | falsify f. | tahrifat yapmak | ||
A student from Oslo who falsified his diploma to get into college has been sentenced to prison. Üniversiteye girmek için diplomasında tahrifat yapan Oslo'lu bir öğrenci hapse mahkum edildi. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | falsify f. | yanıltmak | ||
Genel | falsify f. | belgede tahrifat yapmak | ||
Genel | falsify f. | kalpazanlık yapmak | ||
Genel | falsify f. | oynama yapmak | ||
Genel | falsify f. | yanlışlamak | ||
Genel | falsify f. | çarpıtmak (gerçekleri) | ||
Genel | falsify f. | taklit etmek | ||
Genel | falsify f. | değiştirmek | ||
Genel | falsify f. | sahtesini yapmak | ||
Genel | falsify f. | üzerinde oynamak | ||
Genel | falsify f. | bozmak | ||
Genel | falsify f. | kalpazanlık etmek | ||
Genel | falsify f. | saptırmak | ||
Genel | falsify f. | asılsız olduğunu kanıtlamak | ||
Genel | falsify f. | yalan olduğunu ispatlamak | ||
Law | ||||
Hukuk | falsify f. | değiştirmek | ||
Hukuk | falsify f. | üzerinde oynamak |
İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
General | ||
Genel | falsify [obsolete] f. | ihlal etmek |
Genel | falsify [obsolete] f. | ihanet etmek |