getirilen - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

getirilen



"getirilen" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç

Türkçe İngilizce
General
getirilen handed s.

"getirilen" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 138 sonuç

Türkçe İngilizce
General
arife gecesi yerine getirilen ibadetler vigils i.
komisyon olarak kazanılabilecek miktara getirilen üst sınır cap i.
(yeni eve taşınmış aileye getirilen) ev hediyesi housewarming gift i.
kelimenin hem başına hem de sonuna getirilen ek circumfix i.
kasap tarafından rulo haline getirilen iç yağı tallow catch i.
ısıtılıp ısıtılıp gündeme getirilen mevzu rechauffe i.
dile getirilen şey noise i.
maun ağaçlarını kesmeleri için belize'ye getirilen afrikalı kölelerin soyundan gelen bir halk kriol i.
yaşlı kadınların soyadlarının önüne getirilen bir ifade mother i.
tasarruf veya birlikte üretim için bir araya getirilen benzer araçlar bütünü gang i.
dile getirilen şey giving out i.
kumaşla kaplanarak düğme haline getirilen disk buttonmold i.
kumaşla kaplanarak düğme haline getirilen disk buttonmould i.
öğütme için değirmene getirilen tahıl yığını grist i.
yabancı ülkeden getirilen kimse importee i.
(içine bir şeyler koymak için) kese şekline getirilen kağıt paper i.
sergilenmeye getirilen hayvan grubu pen i.
son ek getirilen sözcük postfix i.
yanlış olanın yerine getirilen şey correction i.
katlanıp dikilerek tek bir forma haline getirilen kitap yaprakları gathering i.
belirli bir amaç için donatılıp bir araya getirilen şey preparation i.
hemen oyuna getirilen kimse smelt [obsolete] i.
bir şeyin yerine getirilen şey supplanter i.
daha önce yaşamadığı bir iklim ve doğa ortamına getirilen ve orada yaşamaya devam eden (canlı) naturalized s.
tümüyle dile getirilen fully articulated s.
çok gündeme getirilen high-profile s.
daha önce yaşamadığı bir iklim ve doğa ortamına getirilen ve orada yaşamaya devam eden (canlı) naturalised s.
ısıtılıp ısıtılıp gündeme getirilen rechauffe s.
yerine getirilen (söz) redeemed s.
sepette getirilen malzemelerle yapılan basket s.
yetkili kişi makamına getirilen vicegerency s.
aceleye getirilen hurried s.
delikli hale getirilen riddled s.
farklı yerden getirilen derived s.
kişilikli hale getirilen impersonate s.
görev olarak yerine getirilen duty s.
bir araya getirilen combinative s.
bir araya getirilen combinatorial s.
bir araya getirilen combinatory s.
çabucak oyuna getirilen fleeceable s.
ayrıntılı hale getirilen fleshed-out s.
öne getirilen prepositive s.
ile bir araya getirilen bound by s.
ön ek olarak getirilen prosthetic s.
makul hale getirilen sugared s.
farklı bir hale getirilen superimposed s.
sistem haline getirilen systemed s.
(soyadının önüne getirilen) bayan sra. (señora) kısalt.
Idioms
ergenlere getirilen yasaklar swaddling clothes i.
kolayca oyuna getirilen kimse easy mark i.
çok gündeme getirilen a high profile i.
evden getirilen öğlen yemeği brown bag i.
evden getirilen yemek brown-bag i.
ısıtıp ısıtıp yeniden gündeme/önümüze getirilen warmed over s.
yanında yemek getirilen brown-bag s.
aceleye getirilen (iş) on the hoof (brit/au) expr.
Trade/Economic
bütçe kontrol araçlarının belirlenmesinden önce genel harcamalara getirilen sınır cash limit i.
geleneksel eylem tarzına getirilen köklü değişiklik paradigm shift i.
yabancı ülkelerden getirilen işçi contract labourer i.
belirli avrupa ülkelerinde bir kasabaya getirilen mallardan alınan bir vergi octroi i.
belirli avrupa ülkelerinde bir kasabaya getirilen mallardan alınan vergiyi tahsil eden bir kurum octroi i.
belirli avrupa ülkelerinde bir kasabaya getirilen mallardan alınan verginin şehir girişinde tahsil edildiği bir yer octroi i.
Law
getirilen sınırlama ile kamuya sağlanan yarar arasında denge bulunması balance of convenience i.
açıklama getirilen hakaret sözcüğü innuendo i.
(seçim düzenlemeleri için getirilen) ön mahkeme onayı preclearance [us] i.
oldu bittiye getirilen yasal madde sleeper i.
Politics
hükumet tarafından ülke içine ve dışına para akışına getirilen kısıtlamalar currency restrictions i.
tarafsız limana getirilen ürünlerin düşman bir ülkeye getirilebileceği kuramı doctrine of ultimate destination i.
tüzükle getirilen hükümler provisions laid down by regulation i.
tarafsız limana getirilen ürünlerin düşman bir ülkeye getirilebileceği kuramı doctrine of continuous voyage i.
abd'ye çocukken getirilen ve devlet tarafından bazı haklar verilen çocuk kaçak göçmen dreamer i.
Technical
enerjinin kullanılabilir hale getirilen kısmı exergy i.
geri getirilen değer returned value i.
seylan'dan getirilen bir tür mavi safir salamstone i.
yarısı toz haline getirilen semicalcined i.
Computer
geri getirilen değer returned value i.
bilgisayar programında bazı değişkenlerin değerine bağlı olarak normal talimat dizisinin kontrolü bırakmasıyla yerine getirilen talimatlar branch i.
(program elemanı) aktif hale getirilen implemented s.
Electric
su ile meydana getirilen (elektrik cereyanı) undigenous s.
Transportation
bir araya getirilen birden fazla araba cut i.
Medical
acile ambulansla getirilen hasta patient brought into the emergency department by ambulance i.
ambulans ile acil servise getirilen hasta patient brought into the emergency department by ambulance i.
ambulansla acil servise getirilen hasta patient brought into the emergency department by ambulance i.
hasta kardeşine donör olması için dünyaya getirilen çocuk saviour sibling i.
Anatomy
omurgalı embriyosunda sinirsel kıvrımların oluşmasından sonra medüller katman tarafından embriyonun orta-arka kısmında meydana getirilen dikey bir oluk medullary groove i.
omurgalı embriyosunda sinirsel kıvrımların oluşmasından sonra medüller katman tarafından embriyonun orta-arka kısmında meydana getirilen dikey bir oluk medullary furrow i.
Psychology
narkotik ilaç uygulanışını takiben bilinç uyuşukluğu meydana getirilen hastada ruhsal çatışmaya sebep olan faktörlerin öğrenilmesini psikoanalist tarafından uygun telkinler yapılması esasına dayanan psikoterapi yöntemi narcotherapy i.
Pharmaceutics
şeker ve su veya bal ile karıştırılarak macun kıvamına getirilen, ağızdan alınmaya uygun ilaç electuary i.
hap haline getirilen yoğun macun kıvamındaki ilaç içeren karışım mass i.
Gastronomy
unla kıvamlı hale getirilen pişmiş domuz eti suyuna kahve eklenerek yapılan sos redeye gravy i.
unla kıvamlı hale getirilen pişmiş domuz eti suyuna kahve eklenerek yapılan sos red-eye gravy i.
çırpılmış yumurta beyazı ve dondurma eklenerek daha yumuşak ve hafif bir tatlı haline getirilen puding snow pudding i.
Logic
uygun fikirler ile bağlantı haline getirilen şey subsumption i.
Chemistry
çin veya japonya'dan getirilen bayağı kafur japan camphor i.
moleküller arası kuvvetler tarafından bir araya getirilen bir molekül kümesi supramolecule i.
henüz keşfedilmemiş bir elementi ifade etmek için periyodik cetvelde iki üst sırasında bulunan bilinir elementin önüne getirilen ek dwi- ök.
Biology
biyolojik taksona getirilen yeni ve daha kapsamlı tanımlama redescription i.
Botanic
daha önce kuzey amerika'da yetişmeyen fakat sonradan getirilen, yuvarlak ve düz tohum kabukları olan kötü kokulu bir avrasya otu fanweed (thlaspi arvense) i.
daha önce kuzey amerika'da yetişmeyen fakat sonradan getirilen, yuvarlak ve düz tohum kabukları olan kötü kokulu bir avrasya otu field pennycress i.
daha önce kuzey amerika'da yetişmeyen fakat sonradan getirilen, yuvarlak ve düz tohum kabukları olan kötü kokulu bir avrasya otu french weed i.
daha önce kuzey amerika'da yetişmeyen fakat sonradan getirilen, yuvarlak ve düz tohum kabukları olan kötü kokulu bir avrasya otu mithridate mustard i.
daha önce kuzey amerika'da yetişmeyen fakat sonradan getirilen, yuvarlak ve düz tohum kabukları olan kötü kokulu bir avrasya otu penny grass i.
daha önce kuzey amerika'da yetişmeyen fakat sonradan getirilen, yuvarlak ve düz tohum kabukları olan kötü kokulu bir avrasya otu stinkweed i.
falkland adalarından iskoçya'ya getirilen, yem olarak değerli sayılan uzun boylu bir ot tufted hair grass (poa flabellata) i.
falkland adalarından iskoçya'ya getirilen, yem olarak değerli sayılan uzun boylu bir ot tussock grass i.
falkland adalarından iskoçya'ya getirilen, yem olarak değerli olan uzun boylu bir ot tussock grass (poa flabellata) i.
abd'ye sonradan getirilen, sarı çiçekleri sonbaharda açan bir avrupa bitkisi arnica bud (scorzoneroides autumnalis) i.
abd'ye sonradan getirilen, sarı çiçekleri sonbaharda açan bir avrupa bitkisi leontodon autumnalis i.
abd'ye sonradan getirilen, sarı çiçekleri sonbaharda açan bir avrupa bitkisi fall dandelion i.
abd'ye sonradan getirilen, sarı çiçekleri sonbaharda açan bir avrupa bitkisi autumn hawkbit i.
Agriculture
arazilerden sökülerek yakılıp gübre haline getirilen çim beat i.
Social Sciences
bir kurumca kutsallaştırılıp otorite haline getirilen şeye inanç institutionalism i.
saygı amacıyla kişi adlarının önüne getirilen ve cinsiyet belirtmeyen ifade mx. ünl.
Education
(ingiliz üniversitesinde) lisans öğrencisinin soyadının önüne getirilen bir unvan sir [obsolete] i.
Linguistics
kelimenin hem başına hem de sonuna getirilen ambifix i.
anlamsal yerine geçme yoluyla meydana getirilen değişmece allegory i.
ön ek olarak getirilen unsur prefixture i.
(sözcük veya ifadeyi) önüne getirilen öğe aracılığıyla değiştirmek premodify f.
son ek getirilen sözcük ile ilgili postfixal s.
latince sıfatların ingilizce uyarlamalarının sonuna getirilen ek (-li, -çi, -ye) -acious snk.
y ile biten kelimelere -y eki yerine getirilen son ek -ey snk.
History
belirli arazilerin kiracılarının, tahıllarını belirli bir değirmende öğütmelerine getirilen zorunluluk thirlage i.
(amerikan iç savaşı'nda) birleşik devletler safına kaçan veya getirilen köle contraband i.
Environment
çevreye zararlı olabilecek bir şeye getirilen sendika yasağı green ban [australia] i.
ortaya çıktığı yerden farklı bir bölgeye getirilen hayvan ya da egzotik bitki introduction i.
tarıma elverişli hale getirilen ormanlık alan sart i.
Military
karada askerlik yapmaları için bir araya getirilen denizci veya deniz piyadesi topluluğu naval brigade i.
deniz suyu ile aktif hale getirilen fırlatma sistemi seawater activated release system i.
özel tatbikat için bir araya getirilen acemi ekibi awkward squad i.
deniz subaylarına ceza olarak karargahlara getirilen kısıtlama hack i.
Sport
(özellikle beyzbolda) rakibin oyun şekli hakkında bir araya getirilen bilgiler book i.
Music
detroit'te bulunan motown records plak şirketinin siyahi amerikalı müzisyenleri tarafından popüler hale getirilen, blues, pop, soul, dini müzik türlerinden unsurlar içeren müzik türü/janrı motown i.
motown records plak şirketinin siyahi amerikalı müzisyenlerince popüler hale getirilen müzik türüne ait veya ilişkin motown s.
Photography
krom tuzu ile ışığa duyarlı hale getirilen fotoğraf kağıdının kullanıldığı bir işlem chromatype i.
Abbreviation
doğuştan getirilen ve bütün insan dillerinde ortak birtakım kuralların varlığını savunan kuram ug (universal grammar) i.
Slang
ırkçı bir söylem karşılığında zenciler tarafından dile getirilen tepki blacklash i.
tamire getirilen bir arabayı duvar kenarına park edip tamir etmeme wall job i.
tamire getirilen arabayı duvar kenarında yatırıp tamir etmeden geri verme wall job i.