|
Kategori |
İngilizce |
Türkçe |
|
General |
|
1 |
Genel |
get harder f.
|
ağırlaşmak |
|
2 |
Genel |
make harder f.
|
daha sert hale getirmek |
|
3 |
Genel |
try harder f.
|
çırpınıp durmak |
|
4 |
Genel |
get harder f.
|
çetinleşmek |
|
5 |
Genel |
make harder f.
|
çetinleştirmek |
|
6 |
Genel |
harder-to-obtain s.
|
elde edilmesi daha zor |
|
Phrases |
|
7 |
İfadeler |
It is harder to crack a prejudice than an atom expr.
|
bir önyargıyı yıkmak atomu parçalamaktan zordur |
|
8 |
İfadeler |
easy to say, harder to prove expr.
|
söylemesi kolay, kanıtlaması zor |
|
9 |
İfadeler |
work smarter, not harder expr.
|
daha çok değil daha akıllıca çalış |
|
10 |
İfadeler |
work smarter, not harder expr.
|
daha çok değil daha verimli çalış |
|
11 |
İfadeler |
work smarter, not harder expr.
|
çok çalışmaktansa akıllıca çalışmak yeğdir |
|
12 |
İfadeler |
work smarter, not harder expr.
|
çok çalışmaktansa verimli çalışmak yeğdir |
|
Proverb |
|
13 |
Atasözü |
bigger they are, the harder they fall
|
yüksekten düşenin canı daha çok yanar |
|
14 |
Atasözü |
the harder the battle the sweeter the victory
|
savaş ne kadar çetinse zafer o kadar tatlıdır |
|
15 |
Atasözü |
the bigger they come, the harder they fall
|
çoktan çok azdan az gider |
|
16 |
Atasözü |
the bigger they come, the harder they fall
|
yüksekten uçanın düşüşü sert olur |
|
|
17 |
Atasözü |
bigger they are, the harder they fall
|
çoktan çok, azdan az gider |
|
18 |
Atasözü |
bigger they are, the harder they fall
|
yüksekten uçanın düşüşü sert olur |
|
19 |
Atasözü |
the bigger they come, the harder they fall
|
çoktan çok, azdan az gider |
|
20 |
Atasözü |
the bigger they come, the harder they fall
|
yüksekten uçanın düşüşü sert olur |
|
Colloquial |
|
21 |
Konuşma Dili |
try harder expr.
|
daha fazla uğraş |
|
Idioms |
|
22 |
Deyim |
harder than the back of god's head expr.
|
çok sert |
|
Speaking |
|
23 |
Konuşma |
I have to try harder to do better than that expr.
|
bundan daha iyisini yapmak için daha fazla uğraşmalıyım |
|
24 |
Konuşma |
you should study harder expr.
|
daha fazla çalışmalısın |
|
25 |
Konuşma |
rub it harder expr.
|
daha sert ovala |
|
26 |
Konuşma |
the harder you try to pull yourself out the deeper you sink expr.
|
çıkmaya çalıştıkça daha derine batarsın |
|
27 |
Konuşma |
study harder expr.
|
daha sıkı çalış |
|
28 |
Konuşma |
work harder expr.
|
daha sıkı çalış |
|
29 |
Konuşma |
it's much harder than it looks expr.
|
göründüğünden daha zordur |
|
30 |
Konuşma |
it's harder than it looks expr.
|
göründüğünden daha zordur |
|
Marine Biology |
|
31 |
Deniz Biyolojisi |
harder [africa] i.
|
kefal |
|
Slang |
|
32 |
Argo |
it's raining harder than a cow peeing on a flat rock expr.
|
bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor |
|
33 |
Argo |
it's raining harder than a cow peeing on a flat rock expr.
|
çok şiddetli yağmur yağıyor |
|
34 |
Argo |
it's raining harder than a cow pissing on a flat rock expr.
|
bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor |
|
35 |
Argo |
it's raining harder than a cow pissing on a flat rock expr.
|
çok şiddetli yağmur yağıyor |
|