Geçmiş

hoşnut

"hoşnut" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 25 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	hoşnut	contented s.
General
2	Genel	hoşnut	content s.
3	Genel	hoşnut	glad s.
4	Genel	hoşnut	gratified s.
5	Genel	hoşnut	contented with s.
6	Genel	hoşnut	pleased s.
7	Genel	hoşnut	delighted s.
8	Genel	hoşnut	satisfied s.
9	Genel	hoşnut	gladsome s.
10	Genel	hoşnut	delighted at s.
11	Genel	hoşnut	tickled s.
12	Genel	hoşnut	unharried s.
13	Genel	hoşnut	unrepining s.
14	Genel	hoşnut	made-up [uk] s.
15	Genel	hoşnut	fawe [obsolete] s.
16	Genel	hoşnut	proud [dialect] s.
17	Genel	hoşnut	bene placito expr.
Colloquial
18	Konuşma Dili	hoşnut	gruntled s.
Formal
19	Resmi	hoşnut	honoured s.
Archaic
20	Eski Kullanım	hoşnut	fain s.
21	Eski Kullanım	hoşnut	gladly s.
22	Eski Kullanım	hoşnut	sely s.
Slang
23	Argo	hoşnut	rapt s.
24	Argo	hoşnut	grooved s.
British Slang
25	İngiliz Argosu	hoşnut	chuffed s.

"hoşnut" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 127 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	birini hoşnut edecek şey	sop i.
2	Genel	kendinden hoşnut olma	complacency i.
3	Genel	memnun/hoşnut eden (kişi)	pleaser i.
4	Genel	hoşnut edilmemiş olma	unsatisfiedness i.
5	Genel	hoşnut olmayan kimse	misliker i.
6	Genel	hoşnut eden şey	contentation [obsolete] i.
7	Genel	hoşnut olma	contentation [obsolete] i.
8	Genel	hoşnut olmama	discontentation [obsolete] i.
9	Genel	hoşnut olmak	be content f.
10	Genel	hoşnut etmek	gratify f.
11	Genel	hoşnut olmak	be pleased with f.
12	Genel	hoşnut olmak	be satisfied f.
13	Genel	hoşnut etmemek	dissatisfy f.
14	Genel	hoşnut etmek	delight f.
15	Genel	hoşnut kılmak	make content f.
16	Genel	hoşnut olmak	be pleased f.
17	Genel	hoşnut etmek	content f.
18	Genel	-den hoşnut olmak	be pleased with f.
19	Genel	kendinden çok hoşnut olmak	be in one's glory f.
20	Genel	hoşnut etmek	satisfy f.
21	Genel	hoşnut olmak	be satisfied with f.
22	Genel	hoşnut etmek	please f.
23	Genel	hoşnut olmamak	be dissatisfied with f.
24	Genel	hoşnut kalmamak	be displeased with/by f.
25	Genel	hoşnut etmek	tickle f.
26	Genel	hoşnut olmak	glad [obsolete] f.
27	Genel	hoşnut etmek	glad f.
28	Genel	hoşnut etmek	oblectate [obsolete] f.
29	Genel	hoşnut olmamak	deplore f.
30	Genel	hoşnut etmek	grace [obsolete] f.
31	Genel	fazlasıyla hoşnut kılmak	overplease f.
32	Genel	pazarlıktan hoşnut olmamak	rue [scotland] f.
33	Genel	hoşnut etmek	satisfy f.
34	Genel	hoşnut görünmek	smile f.
35	Genel	ziyadesiyle hoşnut bırakmak	superplease f.
36	Genel	hoşnut edilmiş	delighted s.
37	Genel	hoşnut edici	satisfactory s.
38	Genel	kendinden hoşnut	complacent s.
39	Genel	hoşnut olmayan	discontent s.
40	Genel	hoşnut edilmiş	pleased s.
41	Genel	halinden hoşnut	self-complacent s.
42	Genel	hoşnut edici	heart-warming s.
43	Genel	kendinden hoşnut olmayan	uncomplacent s.
44	Genel	hoşnut olmayan	unglad s.
45	Genel	hoşnut olmayan	unhappy s.
46	Genel	hoşnut edilemez	unsatable s.
47	Genel	hoşnut edilemeyen	unsatisfiable s.
48	Genel	hoşnut edilemez	unstanchable s.
49	Genel	hoşnut olmamış	unstanched s.
50	Genel	hoşnut olmamış	unsupplied s.
51	Genel	daha hoşnut	gladder s.
52	Genel	hoşnut edici	heartwarming s.
53	Genel	fazlasıyla hoşnut	overdelighted s.
54	Genel	hoşnut olmayan	insatiate s.
55	Genel	hoşnut olmayan	insatiated s.
56	Genel	hoşnut eden	satisfactive s.
57	Genel	hoşnut etmeyen	discontenting s.
58	Genel	hoşnut bir şekilde	pleasedly zf.
59	Genel	hoşnut olmuş bir halde	delightedly zf.
60	Genel	hoşnut bir şekilde	unrepiningly zf.
61	Genel	hoşnut kalınması koşuluyla	on liking zf.
Phrasals
62	Öbek Fiiller	hoşnut etmek	take with f.
63	Öbek Fiiller	(bir şey yaparak) tatmin/hoşnut etmek	satisfy (someone, something, or oneself) by (doing something) f.
64	Öbek Fiiller	(bir şeyi yapmak) birinin hoşuna gitmek/birini hoşnut etmek	satisfy (someone, something, or oneself) by (doing something) f.
65	Öbek Fiiller	birisini memnun/hoşnut etmek	delight someone with something f.
66	Öbek Fiiller	birisini memnun/hoşnut etmek	delight someone by something f.
67	Öbek Fiiller	çok hoşnut/memnun olmak	delight in someone or something f.
68	Öbek Fiiller	ile hoşnut/memnun etmek	satisfy someone with something f.
69	Öbek Fiiller	birini hoşnut/mutlu etmek	get to someone f.
70	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi/kendini bir şeyle) hoşnut etmek	satisfy (someone, something, or oneself) with (something) f.
71	Öbek Fiiller	(bir şey yaparak birini) hoşnut etmek	delight (someone) by (doing something) f.
72	Öbek Fiiller	ile/yaparak hoşnut etmek	delight by f.
73	Öbek Fiiller	ile/yaparak hoşnut etmek	delight with f.
74	Öbek Fiiller	-erek tatmin/hoşnut etmek	satisfy by f.
75	Öbek Fiiller	ile tatmin/hoşnut etmek	satisfy by f.
76	Öbek Fiiller	ile hoşnut/memnun etmek	satisfy with f.
77	Öbek Fiiller	hoşnut etmek	come on f.
Phrases
78	İfadeler	pazarlıktan hoşnut olmayıp anlaşmayı feshetmeye çalışmak	rue back [midland] f.
Colloquial
79	Konuşma Dili	hoşnut kimse	happy camper i.
80	Konuşma Dili	hoşnut olmak	be down f.
81	Konuşma Dili	hiç hoşnut olmadım	not happy, jan [australia] expr.
82	Konuşma Dili	pek hoşnut değil	best pleased [uk] expr.
83	Konuşma Dili	(hiç de) memnun/hoşnut değil	less than pleased expr.
Idioms
84	Deyim	memnun/hoşnut/mutlu olma	happy bunny i.
85	Deyim	kendinden hoşnut kimse	the cat that ate the canary i.
86	Deyim	kendinden hoşnut kimse	the cat that swallowed the canary i.
87	Deyim	çok memnun olmak/hoşnut olmak	be made up (about/with something) [uk] f.
88	Deyim	memnun olmak/hoşnut olmak	be made up with (something) f.
89	Deyim	çok hoşnut olmak	purr like a cat f.
90	Deyim	çok hoşnut olmak	purr like a kitten f.
91	Deyim	(durumdan) pek de hoşnut olmamak	not be a happy camper f.
92	Deyim	(durumdan) pek de hoşnut olmamak	not be a happy bunny f.
93	Deyim	(bir şeyden) (hiç de) memnun/hoşnut kalmamak	be less than pleased f.
94	Deyim	(birini) memnun/hoşnut etmek (cinsel olarak)	gratify (one's) desires f.
95	Deyim	(bir şeyden) çok hoşnut olmak	be made up about (something) f.
96	Deyim	(bir şeyden) çok hoşnut olmak	be made up (about/with something) [uk] f.
97	Deyim	(bir şeyden) çok hoşnut olmak	be made up with (something) [uk] f.
98	Deyim	kendinden memnun/hoşnut bir şekilde beklemek	rub one's hands f.
99	Deyim	(birine/bir şeye) hoşnut olarak yaklaşmak	look kindly upon (someone or something) f.
100	Deyim	(birine/bir şeye) hoşnut/hoş bakmak	look kindly upon (someone or something) f.
101	Deyim	(birine/bir şeye) hoşnut olarak yaklaşmak	look kindly on (someone or something) f.
102	Deyim	(birine/bir şeye) hoşnut/hoş bakmak	look kindly on (someone or something) f.
103	Deyim	(birinden/bir şeyden) hoşnut olmak	be thrilled with (someone or something) f.
104	Deyim	(birini) çok hoşnut etmek	tickle (one) to pieces f.
105	Deyim	hoşnut olmamak	be (as) sick as a parrot [uk] f.
106	Deyim	hoşnut olmak	be a happy camper f.
107	Deyim	(birinden/bir şeyden) çok hoşnut/memnun olmak	take delight in (someone or something) f.
108	Deyim	(birini) hoşnut etmek	make (one's) toes curl f.
109	Deyim	kendinden memnun/hoşnut bir şekilde beklemek	rub hands f.
110	Deyim	kendinden memnun/hoşnut bir şekilde beklemek	rub your hands f.
111	Deyim	hoşnut değil	none too pleased s.
112	Deyim	çok hoşnut olmuş/edilmiş	tickled to pieces s.
113	Deyim	(kendinden) hoşnut değil	at odds with (oneself) expr.
114	Deyim	pek hoşnut değil	not a happy bunny [uk] expr.
115	Deyim	pek hoşnut değil	not a happy camper [us] expr.
116	Deyim	yerli nüfus hoşnut değil	the natives are getting restless expr.
117	Deyim	yerli nüfus hoşnut değil	the natives are restless expr.
Speaking
118	Konuşma	hoşnut görünmüyorsunuz	you don't look pleased expr.
Archaic
119	Eski Kullanım	hoşnut etmek	aggrate f.
Slang
120	Argo	birinin arkadaşlığından çok hoşnut olmak	get on real well with someone f.
121	Argo	birinin arkadaşlığından çok hoşnut olmak	get on like a house on fire f.
122	Argo	birinin arkadaşlığından çok hoşnut olmak	be extremely happy in someone's company f.
123	Argo	hoşnut edici	hunky-dory s.
124	Argo	hoşnut edici	hunk s.
British Slang
125	İngiliz Argosu	son derece hoşnut/memnun	chuffed to buggery s.
126	İngiliz Argosu	son derece hoşnut/memnun	chuffed as nuts s.
127	İngiliz Argosu	son derece hoşnut/memnun	chuffed to fuck s.