imposed - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

imposed

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"imposed" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 8 sonuç

İngilizce Türkçe
General
imposed s. empoze
imposed s. maruz kalınan
imposed s. maruz kalmış
imposed s. dayatılan
imposed s. addedilen
imposed s. yüklenen
imposed s. uygulanan
imposed s. sorumlu tutulan

"imposed" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 26 sonuç

İngilizce Türkçe
General
the duty imposed i. verilen görev
self-imposed deadline i. kişinin kendi kendine koyduğu son teslim tarihi
imposed upon f. maruz kalmak
imposed upon f. istifade etmek
be imposed punitive fine f. adli para cezası ile cezalandırılmak
be imposed f. dayatılmak
imposed on s. faydalanılmış
imposed upon s. faydalanılmış
imposed upon s. çıkar sağlanmış
imposed on s. yararlanılmış
imposed upon s. yararlanılmış
imposed on s. çıkar sağlanmış
self-imposed s. gönüllü olarak maruz kalan
self-imposed s. kendi kendini maruz bırakan
self-imposed s. gönüllü
externally imposed s. dışarıdan empoze edilen
government-imposed s. hükümet yaptırımlı
Phrases
without any restrictions imposed expr. herhangi bir kısıtlama yapılmaksızın
Trade/Economic
be imposed f. konulmak
Law
a court-imposed fine i. mahkemece verilmiş para cezası
locally imposed and locally enforced s. yerel olarak dayatılan ve yerel olarak uygulanan
no crime (can be committed), no punishment (can be imposed) without (having been prescribed by) a previous penal law expr. ceza muhakkak kanuna dayanmalıdır
no crime (can be committed), no punishment (can be imposed) without (having been prescribed by) a previous penal law expr. kanunsuz suç ve ceza olamaz
Technical
imposed loads i. özyük dışı tüm yükler
Psychology
self-imposed starvation i. kişinin kendisine dayattığı açlık durumu
Military
limitations imposed by cold i. soğuğun zorunlu kıldığı tahditler