| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | act in unison f. | birlikte hareket etmek | ||
|
We need to know what the basis for this legislation is so that we can act in unison here. Burada birlikte hareket edebilmemiz için bu mevzuatın temelinin ne olduğunu bilmemiz gerekiyor. More Sentences |
||||
| Genel | in unison zf. | bir ağızdan | ||
|
We all sang in unison. Hepimiz bir ağızdan şarkı söyledik. More Sentences |
||||
| Genel | in unison zf. | hep bir ağızdan | ||
|
We all sang in unison. Hep bir ağızdan şarkı söyledik. More Sentences |
||||
| Genel | in unison zf. | birlikte | ||
|
I hope we can adopt this line in unison. Umarım bu çizgiyi hep birlikte benimseyebiliriz. More Sentences |
||||
| Genel | in unison zf. | hep beraber | ||
|
Tom and I sang in unison. Tom ve ben hep beraber şarkı söyledik. More Sentences |
||||
| Genel | all in unison zf. | hep beraber | ||
| Genel | in unison zf. | beraber | ||
| Genel | all in unison zf. | hepsi aynı zamanda | ||
| Genel | in unison zf. | koro halinde | ||
| Genel | in unison zf. | beraber (yapmak) | ||
| Genel | in unison zf. | birlikte bir ağızdan | ||
| Genel | in unison expr. | tam uyum halinde | ||
| Music | ||||
| Müzik | in unison zf. | aynı müzik perdesinde | ||
| Müzik | in unison zf. | oktavlar halinde | ||
