incecik

GeçmişCümleler

"incecik" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 39 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Yaygın Kullanım

1	Yaygın Kullanım	incecik	very thin s.
Genel

2	Genel	incecik	fine s.
There is a fine line between everything and nothing. Her şey ile hiçbir şey arasında incecik bir çizgi var. More Sentences
3	Genel	incecik	as thin as a wafer s.
4	Genel	incecik	twiggy s.
5	Genel	incecik	very fine s.
6	Genel	incecik	gossamer s.
7	Genel	incecik	tenuous s.
8	Genel	incecik	very slender s.
9	Genel	incecik	thready s.
10	Genel	incecik	paperthin s.
11	Genel	incecik	slim s.
12	Genel	incecik	thin s.
13	Genel	incecik	fine-spun s.
14	Genel	incecik	wafer-thin s.
15	Genel	incecik	waif-like s.
16	Genel	incecik	tiffany s.
17	Genel	incecik	twiglike s.
18	Genel	incecik	vapory s.
19	Genel	incecik	gossamery s.
20	Genel	incecik	vapourous s.

21	Genel	incecik	wispish s.
22	Genel	incecik	wisplike s.
23	Genel	incecik	wispy s.
24	Genel	incecik	gauze-like s.
25	Genel	incecik	slimmish s.
26	Genel	incecik	superthin s.
27	Genel	incecik	minutely zf.
28	Genel	incecik	finely zf.
Deyim

29	Deyim	incecik	thin as a rail expr.
30	Deyim	incecik	as thin as a rail expr.
31	Deyim	incecik	thin as a rake expr.
32	Deyim	incecik	as thin as a rake expr.
33	Deyim	incecik	thin as a stick expr.
34	Deyim	incecik	as thin as a stick expr.
Teknik

35	Teknik	incecik	filamentous s.
36	Teknik	incecik	filamentlike s.
37	Teknik	incecik	filiform s.
38	Teknik	incecik	threadlike s.
39	Teknik	incecik	hairlike s.

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Genel

1	Genel	incecik tülbent	gossamer i.
The princess wore a gown made of delicate gossamer. Prenses incecik tülbentten bir elbise giymişti. More Sentences

2	Genel	incecik damlacıklar halindeki su serpintisi	spray i.
3	Genel	incecik tüyler	floss i.
4	Genel	incecik şey	gossamer i.
5	Genel	incecik tütmek	trail f.
6	Genel	incecik ayrılmak	sliver f.
7	Genel	kenarını incecik yapmak	featheredge f.
8	Genel	incecik kesilmiş	shoestring s.
9	Genel	hafif ve incecik	gossamer s.
10	Genel	kıymak gibi incecik ayrılan ya da ince kesilen	slivering s.
11	Genel	incecik çizgili	pin striped s.
12	Genel	incecik kenarlı	feather-edged s.
Atasözü

13	Atasözü	rüzgara karşı kadim meşeler devrilirken incecik sazlar ayakta kalır	reed before the wind lives on while mighty oaks do fall
14	Atasözü	rüzgara karşı kadim meşeler devrilirken incecik sazlar ayakta kalır	a reed before the wind lives on(, while mighty oaks do fall)
Konuşma Dili

15	Konuşma Dili	incecik bir on sent	thin dime [dated] [us] i.
Deyim

16	Deyim	incecik buz üstünde	on thin ice expr.
Argo

17	Argo	upuzun incecik kimse	string bean i.