kadar az - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

kadar az



"kadar az" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 2 sonuç

Türkçe İngilizce
General
kadar az as little as s.
kadar az as low as s.

"kadar az" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 53 sonuç

Türkçe İngilizce
General
yok denecek kadar az minute amount i.
ölçülemeyecek kadar az bir miktar olan skerrick i.
yok denecek kadar az şans a slight chance i.
(bir şeyin) ne kadar az harcandığı underspend i.
yok denecek kadar az haet [scotland] i.
yok denecek kadar az miktar one-tenth i.
yok denecek kadar az no s.
uygun an gelene kadar pasif veya az saldırgan davranılan (taktik) rope-a-dope s.
hiç denecek kadar az little or nothing zf.
az bir miktara kadar remotely zf.
az değil o kadar no less zf.
daha az bir dereceye kadar to a lesser degree zf.
... kadar az (sayıda) as few as zf.
yok denecek kadar az scarcely any zm.
Phrases
en az diğerleri kadar as much as anything (else) zf.
hiç denecek kadar az next to nothing zf.
en az sizin/senin kadar at least as much as you expr.
...kadar az as few as expr.
yok denecek kadar az little if any expr.
hiç denecek kadar az/nadir rarely ever expr.
en az ... kadar at least so many expr.
Proverb
ne kadar az konuşulursa mesele o kadar çabuk kapanır least said, soonest mended
ne kadar az, o kadar iyi keep no more cats than can catch mice
Colloquial
ne kadar az kaldığını bilmek know how little is left f.
en az ... kadar etkileyici just as impressive as expr.
ne kadar az olursa olsun işe yarar every little bit helps expr.
ne kadar az olursa olsun işe yarar every little helps expr.
Idioms
yok denecek kadar az şans a chance in a million i.
yok denecek kadar az şans a one-in-a-million chance i.
yok denecek kadar az şans a one in a million chance i.
yok denecek kadar az şans a chance in a million i.
ne kadar az, o kadar iyi prensibiyle yaşamak keep no more cats than can catch mice f.
incir çekirdeğini bile doldurmayacak kadar az bilgisi olmak fit on the back of a postage stamp f.
yok denecek kadar az a snowball's chance in hell expr.
incir çekirdeğini bile doldurmayacak kadar az (bilgi) could be written on the back of a postage stamp expr.
incir çekirdeğini bile doldurmayacak kadar az (bilgi) could fit on the back of a postage stamp expr.
yok denecek kadar az şans one chance in a million expr.
Speaking
bu konuda ne kadar az konuşsak o kadar iyi less said, the better expr.
ne kadar özür dilesem az I can't apologize enough expr.
ne kadar az olursa olsun işe yarar every little helps expr.
size/sana ne kadar teşekkür etsem az I can't thank you enough expr.
size/sana ne kadar teşekkür etsem az can't thank you enough expr.
...için ne kadar teşekkür etsek az thanks in no small part to expr.
ne kadar vurgulasam az I can not stress enough expr.
ne kadar vurgulasam az I can't stress enough expr.
Trade/Economic
vergi yükümlüsüne vereceği sıkıntıya değmeyecek kadar az gelir sağlayan vergi nuisance tax i.
Mining
ticari olarak kar ettirmeyecek kadar az maden içeren barren s.
Medical
doğumun başlamasından 72 saat öncesine kadar nişan gelmesi (serviksten az miktarda kanlı sümüksü deşarj) bloody show i.
Math
en az her bir np problem kadar zor olan problemlerin bulunduğu sınıf np-hard i.
Agriculture
(toprağı) kürek derinliğinin en az iki katı kadar deşip alt üst etmek trench f.
Forestry
çıkan kerestenin kütüklerden ne kadar az olduğu underrun i.
Geography
yok denecek kadar az miktarda yağış (yağmur) trace of precipitation i.
Meteorology
ölçülemeyecek kadar az miktarda yağış trace i.