müdahil - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

müdahil



"müdahil" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 10 sonuç

Türkçe İngilizce
General
müdahil trialist i.
müdahil intervening s.
müdahil interfering s.
müdahil meddling s.
müdahil involved s.
Idioms
müdahil down and dirty s.
Law
müdahil intervener i.
müdahil intervening party i.
müdahil intervenor i.
müdahil intervening s.

"müdahil" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 44 sonuç

Türkçe İngilizce
General
rahatsız edecek şekilde müdahil olma intrusiveness i.
müdahil olma obtrusion i.
müdahil olmak take part in f.
müdahil olmak get involved f.
kanunen müdahil olmak disturb f.
şahsen müdahil olan engaged s.
büsbütün müdahil knee-deep s.
Phrasals
müdahil olmak jump in f.
müdahil olmak leap in f.
(bir şeye) müdahil olmak involve in (something) f.
(bir şeye) müdahil etmek involve in (something) f.
(birini/bir şeyi) müdahil etmek involve with (someone or something) f.
Colloquial
şirket devrinde niyetini açıkça belli etmeden karşı teklifte bulunan bir müdahil grey knight i.
bir şeye müdahil olmak istememek want none of it f.
bir şeye müdahil olmak istememek want none of that f.
bir şeye müdahil olmayı reddetmek/istememek want none of it/that f.
bir şeye müdahil olmayı reddetmek/istememek have none of it/that f.
bir şeye müdahil olmayı reddetmek have none of it/that f.
bir şeye müdahil olmayı istememek want none of it/that f.
(bir şeye) müdahil olmayı reddetmek/istememek want none of (something) f.
tamamen müdahil down-and-dirty s.
Idioms
herkesin müdahil olduğu sorun/durum a free-for-all i.
müdahil taraflardan biri olmak party to something f.
müdahil olmadan taraflar arasındaki soruna çözüm aramak hold the ring f.
müdahil olmadan taraflar arasındaki soruna çözüm aramak hold the ring f.
konuşarak bir şeye bulaşmak/müdahil olmak talk one's way into something f.
müdahil olmamak stay on the sidelines f.
müdahil olmak step into something f.
(bir şeye) müdahil olmak be (a) party to (something) f.
bir şeye müdahil olmak be party to something f.
konuşup ikna ederek bir şeye müdahil olmak/bir yere girmek talk (one's) way into (something or some place) f.
'-e müdahil involved with s.
müdahil olmadan on the sidelines expr.
Law
yasadışı şekilde dışarıdan davaya müdahil olarak kazanma halinde dava gelirinden pay alma champerty i.
müdahil kişi intervening person i.
müdahil avukat joint attorney i.
müdahil avukat intervening lawyer i.
davaya müdahil olmak intervene f.
Politics
savaşa müdahil olmayan ülke nonbelligerent i.
savaşa müdahil olmayan kimse nonbelligerent i.
başka devletlerin işlerine müdahil olmama noninvolvement i.
müdahil taraf intervening party i.
Chemistry
(reaksiyona, işleme) müdahil olmak inhibit f.
Modern Slang
anında müdahil olma all over it like a monkey on a cupcake expr.