|
Kategori |
İngilizce |
Türkçe |
|
General |
|
1 |
Genel |
family matters i.
|
aile meseleleri |
|
What is more, women bear the main responsibility for family matters.
Dahası, aile meselelerinde asıl sorumluluk kadınlara aittir.
More Sentences
|
2 |
Genel |
important matters i.
|
önemli konular |
|
To sum up what I have said on this important matter, I would like to make the following comments.
Bu önemli konuda söylediklerimi özetlemek üzere aşağıdaki yorumları yapmak istiyorum.
More Sentences
|
3 |
Genel |
administrative matters i.
|
idari konular |
|
Equally, I accept that it should not cover proceedings relating to tax, customs or administrative matters.
Aynı şekilde, vergi, gümrük veya idari konularla ilgili davaları kapsamaması gerektiğini kabul ediyorum.
More Sentences
|
4 |
Genel |
in fiscal matters zf.
|
mali konularda |
|
Some of these requirements also blatantly contradict the Treaty, which provides for unanimity in fiscal matters.
Bu şartlardan bazıları, mali konularda oybirliğini öngören Antlaşma ile de açıkça çelişmektedir.
More Sentences
|
Trade/Economic |
|
5 |
Ticaret/Ekonomi |
money matters i.
|
para meseleleri |
|
You should have been more careful in money matters.
Para meselelerinde daha dikkatli olmalıydın.
More Sentences
|
Law |
|
6 |
Hukuk |
criminal matters i.
|
cezai konular |
|
This is the issue of mutual recognition of decisions on criminal matters.
Bu, cezai konulardaki kararların karşılıklı olarak tanınması meselesidir.
More Sentences
|
General |
|
7 |
Genel |
general matters i.
|
genel hususlar |
|
8 |
Genel |
sanitary matters i.
|
sıhhiye |
|
9 |
Genel |
everyday matters i.
|
günlük meseleler |
|
10 |
Genel |
security matters i.
|
güvenlik gerekçesi |
|
11 |
Genel |
weighty matters i.
|
ağır konular |
|
12 |
Genel |
heavy matters i.
|
ağır konular |
|
13 |
Genel |
heavy matters i.
|
önemli konular |
|
14 |
Genel |
weighty matters i.
|
önemli konular |
|
15 |
Genel |
family matters i.
|
ailevi konular |
|
16 |
Genel |
clarification of some matters i.
|
bazı hususların açıklığa kavuşması |
|
17 |
Genel |
clarification of some matters i.
|
bazı hususların açığa kavuşturulması |
|
18 |
Genel |
routine matters i.
|
rutin meseleler |
|
19 |
Genel |
grave matters i.
|
ciddi konular |
|
|
20 |
Genel |
important matters i.
|
ciddi konular |
|
21 |
Genel |
grave matters i.
|
önemli konular |
|
22 |
Genel |
matters of interest to someone i.
|
birinin ilgisini çekecek/onu ilgilendiren konular |
|
23 |
Genel |
matters not provided for i.
|
dikkate alınmamış hususlar |
|
24 |
Genel |
matters not provided for i.
|
gözden kaçan hususlar |
|
25 |
Genel |
administrative matters i.
|
idari meseleler |
|
26 |
Genel |
domestic matters i.
|
iç meseleler |
|
27 |
Genel |
religious matters i.
|
dini mevzular |
|
28 |
Genel |
more pressing matters i.
|
daha acil meseleler |
|
29 |
Genel |
mince matters f.
|
açık konuşmamak |
|
30 |
Genel |
mince matters f.
|
kibarca söylemek |
|
31 |
Genel |
not to mince matters f.
|
ince eleyip sık dokumamak |
|
32 |
Genel |
mince matters f.
|
yumuşak bir tavırla söylemek |
|
33 |
Genel |
mince matters f.
|
bir şeyleri yumuşatmak |
|
34 |
Genel |
bring matters to a head f.
|
çıbanın başını koparmak |
|
35 |
Genel |
not to mince matters f.
|
sözünü esirgememek |
|
36 |
Genel |
make matters worse while trying to be helpful f.
|
kaş yapayım derken göz çıkarmak |
|
37 |
Genel |
direct the matters f.
|
ipleri almak |
|
38 |
Genel |
speed up matters f.
|
işleri hızlandırmak |
|
39 |
Genel |
expedite matters f.
|
işleri hızlandırmak |
|
|
40 |
Genel |
expedite matters f.
|
işleri çabuklaştırmak |
|
41 |
Genel |
speed up matters f.
|
işleri çabuklaştırmak |
|
42 |
Genel |
take matters at face value f.
|
konuyu olduğu gibi değil göründüğü gibi ele almak |
|
43 |
Genel |
without mincing matters zf.
|
açık açık |
|
44 |
Genel |
not mincing matters zf.
|
sözünü esirgemeden |
|
45 |
Genel |
without mincing matters zf.
|
dobra dobra |
|
46 |
Genel |
as matters stand zf.
|
şimdiki halde |
|
47 |
Genel |
without mincing matters zf.
|
sakınmadan |
|
48 |
Genel |
without mincing matters zf.
|
açıkça |
|
49 |
Genel |
in some matters zf.
|
bazı hususlarda |
|
50 |
Genel |
in some matters zf.
|
bazı konularda |
|
Phrases |
|
51 |
İfadeler |
not that it matters i.
|
ehemmiyeti olmamakla beraber |
|
52 |
İfadeler |
what matters is ... expr.
|
önemli olan ... |
|
53 |
İfadeler |
what matters is quality rather than quantity expr.
|
önemli olan nicelik değil niteliktir |
|
54 |
İfadeler |
nothing else matters expr.
|
gerisi boş |
|
55 |
İfadeler |
function matters, not size expr.
|
önemli olan boyu değil işlevi |
|
56 |
İfadeler |
not that it matters but ... expr.
|
önemli değil ama ... |
|
57 |
İfadeler |
what matters most is how you see yourself expr.
|
önemli olan kendini nasıl gördüğündür |
|
58 |
İfadeler |
although it hardly matters expr.
|
pek önemli değil, gerçi |
|
59 |
İfadeler |
not that it matters but expr.
|
pek bir şey fark ettirmez ama |
|
Proverb |
|
60 |
Atasözü |
every drop matters
|
her damla önemlidir |
|
Colloquial |
|
61 |
Konuşma Dili |
to make matters worse expr.
|
bir de bunun üstüne |
|
62 |
Konuşma Dili |
to make matters worse expr.
|
bir de bu yetmezmiş gibi |
|
63 |
Konuşma Dili |
to make matters worse expr.
|
bu yetmezmiş gibi |
|
64 |
Konuşma Dili |
it matters to me expr.
|
benim için önemli |
|
65 |
Konuşma Dili |
size matters expr.
|
boyut önemlidir |
|
66 |
Konuşma Dili |
size matters expr.
|
daha büyük penise sahip bir erkek partnerini daha iyi tatmin eder/partneri için daha çekicidir |
|
67 |
Konuşma Dili |
size matters expr.
|
boyut fark eder |
|
68 |
Konuşma Dili |
size matters expr.
|
boyutu büyük olan bir şey küçük olandan daha iyidir |
|
Idioms |
|
69 |
Deyim |
not mince matters f.
|
açık açık konuşmak |
|
70 |
Deyim |
take matters into own hands f.
|
bir sorunu kendi çözmek |
|
71 |
Deyim |
not mince matters f.
|
dobra dobra konuşmak |
|
72 |
Deyim |
take matters into own hands f.
|
dizginleri ele almak |
|
73 |
Deyim |
take matters into own hands f.
|
kendi göbeğini kendi kesmek |
|
74 |
Deyim |
not mince matters f.
|
sözünü sakınmadan konuşmak |
|
75 |
Deyim |
make matters worse f.
|
işleri/durumu daha da kötüleştirmek |
|
76 |
Deyim |
make matters worse f.
|
işleri/durumu daha da zorlaştırmak |
|
77 |
Deyim |
make matters worse f.
|
işleri/durumu daha da çirkinleştirmek |
|
78 |
Deyim |
take matters into (one's) own hands f.
|
bir sorunu kendi çözmek |
|
79 |
Deyim |
take matters into (one's) own hands f.
|
dizginleri ele almak |
|
|
80 |
Deyim |
take matters into (one's) own hands f.
|
kendi göbeğini kendi kesmek |
|
81 |
Deyim |
take matters into (one's) own hands f.
|
duruma el atmak/koymak |
|
82 |
Deyim |
take matters into your own hands f.
|
bir sorunu kendi çözmek |
|
83 |
Deyim |
take matters into your own hands f.
|
dizginleri ele almak |
|
84 |
Deyim |
take matters into your own hands f.
|
kendi göbeğini kendi kesmek |
|
85 |
Deyim |
take matters into your own hands f.
|
duruma el atmak/koymak |
|
Speaking |
|
86 |
Konuşma |
what really matters is expr.
|
asıl önemlisi |
|
87 |
Konuşma |
what really matters is expr.
|
aslolan |
|
88 |
Konuşma |
I don't think it matters expr.
|
bence fark etmez |
|
89 |
Konuşma |
you're all that matters to me expr.
|
benim için tek önemli olan sensin |
|
90 |
Konuşma |
what matters for us is.. expr.
|
bizim için önemli olan |
|
91 |
Konuşma |
nothing else matters expr.
|
başka hiçbir şeyin önemi yok |
|
92 |
Konuşma |
nothing else matters expr.
|
gerisi boş |
|
93 |
Konuşma |
that's all that matters expr.
|
önemli olan tek şey bu |
|
94 |
Konuşma |
the only thing that matters expr.
|
önemli olan tek şey |
|
95 |
Konuşma |
what matters is quality rather than quantity expr.
|
önemli olan miktar değil kalitedir |
|
96 |
Konuşma |
it's the participation that matters expr.
|
önemli olan katılmaktı |
|
97 |
Konuşma |
that's all that matters expr.
|
tek önemli olan şey bu |
|
Trade/Economic |
|
98 |
Ticaret/Ekonomi |
labor matters i.
|
çalışma mevzuatına ilişkin hususlar |
|
99 |
Ticaret/Ekonomi |
environmental matters i.
|
çevresel hususlar |
|
100 |
Ticaret/Ekonomi |
financial matters i.
|
finansal mevzular |
|
101 |
Ticaret/Ekonomi |
advisory committees on customs matters i.
|
gümrük sorunları danışma komitesi |
|
102 |
Ticaret/Ekonomi |
financial matters i.
|
mali meseleler |
|
103 |
Ticaret/Ekonomi |
other significant matters effecting to or making financial statements more clear, interpretable and understandable should be disclosed i.
|
mali tabloları önemli ölçüde etkileyen ya da mali tabloların açık, yorumlanabilir ve anlaşılabilir olması açısından açıklanması gerekli olan diğer hususlar |
|
104 |
Ticaret/Ekonomi |
property matters i.
|
mülki hususlar |
|
105 |
Ticaret/Ekonomi |
mail matters i.
|
posta maddeleri |
|
106 |
Ticaret/Ekonomi |
mercantile matters i.
|
ticari işler |
|
107 |
Ticaret/Ekonomi |
tax-related matters/issues i.
|
vergisel konular |
|
Law |
|
108 |
Hukuk |
european convention on mutual assistance in criminal matters i.
|
ceza işlerinde karşılıklı adli yardım avrupa sözleşmesi |
|
109 |
Hukuk |
criminal matters i.
|
ceza hukukuna dair meseleler |
|
110 |
Hukuk |
general assembly for criminal matters i.
|
ceza genel kurulu |
|
111 |
Hukuk |
mutual assistance in criminal matters i.
|
cezai konularda karşılıklı adli yardımlaşma |
|
112 |
Hukuk |
mutual legal assistance on criminal matters i.
|
ceza işlerinde karşılıklı adli yardım |
|
113 |
Hukuk |
represent us in criminal matters i.
|
cezai ihtilaflarda bizi temsil etmeye |
|
114 |
Hukuk |
matters of extenuation i.
|
hafifletici hususlar |
|
115 |
Hukuk |
mutual assistance in civil matters i.
|
hukuki konularda karşılıklı adli yardımlaşma |
|
116 |
Hukuk |
judicial cooperation in civil matters i.
|
özel hukuk konularında adli işbirliği |
|
117 |
Hukuk |
mutual assistance in commercial matters i.
|
ticari konularda karşılıklı adli yardımlaşma |
|
118 |
Hukuk |
prepare applications on our behalf and to finalize the matters therein specified expr.
|
adımıza dilekçe tanzimine, neticelerini istihsale |
|
Politics |
|
119 |
Siyasal |
european convention on the transfer of proceedings in criminal matters i.
|
ceza koğuşturmalarının aktarılmasına dair avrupa sözleşmesi |
|
120 |
Siyasal |
european convention on mutual assistance in criminal matters i.
|
ceza işlerinde karşılıklı adli yardım avrupa sözleşmesi |
|
121 |
Siyasal |
additional protocol to the european convention on mutual assistance in criminal matters i.
|
ceza işlerinde karşılıklı adli yardım avrupa sözleşmesine ek protokol |
|
122 |
Siyasal |
european convention on mutual assistance in criminal matters i.
|
ceza işlerinde karşılıklı adli yardımlaşma avrupa sözleşmesi |
|
123 |
Siyasal |
committee on mutual assistance in customs and agricultural matters i.
|
gümrük ve tarım konularında karşılıklı yardım komitesi |
|
124 |
Siyasal |
advisory committee on customs matters i.
|
gümrük sorunları danışma komitesi |
|
125 |
Siyasal |
committee on legal aid in cross-border disputes in civil and commercial matters i.
|
özel hukuk ve ticaret hukuku konularındaki sınır aşan uyuşmazlıklarda adli yardım komitesi |
|
126 |
Siyasal |
police and judicial cooperation in criminal matters i.
|
polis ve cezai konularda adli işbirliği |
|
127 |
Siyasal |
deprivation of liberty for non-criminal matters i.
|
suçla ilgili olmayan nedenlerle özgürlükten mahrumiyet |
|
128 |
Siyasal |
committee for the adaptation to technical progress of the directives on the removal of technical barriers to trade in colouring matters which may be added to medicinal products i.
|
tıbbi ürünlere katılabilecek renklendirici maddelerin ticaretindeki teknik engellerin kaldırılmasına ilişkin direktiflerin teknik ilerlemeye uyarlanması komitesi |
|
129 |
Siyasal |
model agreement on exchange of information on tax matters i.
|
vergi konularına ilişkin bilgi değişimi model anlaşması |
|
Institutes |
|
130 |
Kurum/Kuruluş |
european institute for security matters i.
|
avrupa güvenlik sorunları enstitüsü |
|
Technical |
|
131 |
Teknik |
suspended matters i.
|
asıltı maddeler |
|
132 |
Teknik |
determination of diesel particulate matters i.
|
mazot zerrelerinin tayini |
|
133 |
Teknik |
conventional determination of non-volatile matters i.
|
uçucu olmayan maddelerin klasik metotla tayini |
|
134 |
Teknik |
incombustible matters i.
|
yanmayan maddeler |
|
135 |
Teknik |
floating matters i.
|
yüzen maddeler |
|
Telecom |
|
136 |
Telekom |
electromagnetic compatibility and radio spectrum matters i.
|
elektromanyetik uyumluluk ve radyo spektrum konuları |
|
137 |
Telekom |
electromagnetic compatibility and radio spectrum matters i.
|
elektromanyetik uyumluluk ve radyo spektrumu konuları |
|
138 |
Telekom |
radio spectrum matters i.
|
radyo spektrum konuları |
|
Radio |
|
139 |
Radyo |
electromagnetic compatibility and radio spectrum matters i.
|
elektroamnyetik uyumluluk ve radyo spektrum konuları |
|
Construction |
|
140 |
İnşaat |
matters to be taken into account while carrying out large repairs and renovations and setting up a brand new building i.
|
yeniden yaptırılacak binalarda, büyük onarım ve tadilatlarda dikkat edilecek hususlar |
|
Medical |
|
141 |
Medikal |
compendial matters i.
|
farmakope maddeler |
|
142 |
Medikal |
compendial matters i.
|
kompendial maddeler |
|
143 |
Medikal |
colouring matters which may be added to medicinal products i.
|
tıbbi ürünlere ilave edilebilecek renklendirici maddeler |
|
Modern Slang |
|
144 |
Modern Argo |
alm/blm (all lives matter when black lives matters) expr.
|
siyahların hayatı değerli olduğunda herkesin hayatı değerlidir |
|