İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
General | ||
Genel | pierced s. | deşik |
Genel | pierced s. | delik |
Genel | pierced s. | (hanedan armalarında haç) delinmiş |
Genel | pierced s. | kulağı delik |
Genel | pierced s. | deliğe takılan takılarla ilgili |
Genel | pierced s. | deliğe geçirilen (takı) |
Genel | pierced s. | (küpe) delikli kulağa takılan |
Technical | ||
Teknik | pierced s. | delinmiş |
Teknik | pierced s. | sivri uçlu |
İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
General | ||
Genel | girl with pierced tongue i. | dilinde piercing olan kız |
Genel | be pierced f. | delinmek |
Genel | have one's ear-pierced f. | kulak deldirmek |
Genel | have one's ear-pierced f. | kulağını deldirmek |
Genel | get your ear cartilage pierced f. | kulak kıkırdağını deldirmek |
Genel | have your ear cartilage pierced f. | kulak kıkırdağını deldirmek |
Technical | ||
Teknik | pierced hole i. | açılmış delik |
Teknik | pierced steel i. | delinmiş çelik |